15 Aralık 2017 Cuma

AK PARTİYİ BİTİREMEDİN,BİTİREMEYECEKSİN.

  Yukarıdaki başlığa bakıp sakın muhalefet için birşeyler yazacağımı düşünmeyin.
Bu başlığı bir AK Partiliye,hemde AK Parti milletvekili için yazıyorum.
Çünkü O, AK Parti kurulduğundan bu güne AK Partiye zarar veriyor, oy kaybettiriyor.
Bu kadarda abartma diyeniniz olabilir. Buyrun okuyun o zaman.
  2004 seçimlerinde şu anda belediye başkanı olan Ahmet Soğuk'un adaylığını destekledi ama genel merkezden Hüseyin Kaşkaş ismi gelince bunu kabullenemedi.
Ahmet Soğuk'un bağımsız aday olmasına katkı verdi ve destekledi.
??????
Birçok kişiyle görüşüp Ahmet Soğukun bağımsız adaylığına oy istedi.
??????
Sonuç olarak AK Parti adayı Kaşkaş seçimi %24 gibi bir oyla kıl payı kazandı.
AK Parti'nin oy oranı yerel seçim öncesi %47 idi.
AK Partiye yarı yarıya oy kaybettirdi.
??????
Bu seçimden iki sene geçmişti ki bağımsız aday olup partiye zarar veren Ahmet Soğuk süpriz bir şekilde Ak Parti ilçe başkanlığına getirildi.
??????
Arkasındanda Belediye baskanı yapıldı.
??????
Ne kadar oy alabildi %30
Seçime girmeden Ak Partinin oyu ne kadar %55
AK Parti ne kadar oy kaybetmiş %25
???????
Çok kötü bir dönem geçiren ve adı birçok yolsuzluk ve usulsüzlüklere karışmış olan belediye başkanı tam değişecek diye beklenirken o milletvekilinin bir son dakika hamlesiyle Ahmet Soğuk ikinci dönem içinde aday gösterildi.
Bu seçimde merkezde tüm sandıklarda Ak Parti hüsrana uğrarken büyükşehir yasasıyla ilçeye bağlanan köyler sayesinde seçim kıl payı alınabildi.
Seçime giderken partinin oyu %68 iken,seçimlerde alınan oy %47
Ne kadar oy kaybı var %21
???????
Bu günü anlayabilmek için dünü iyi bilmek gerekir.
İnsanlerın istemediği bir şeyi getirip onların önüne koyamazsınız.
Artık böyle zorlama kararları kimse yemiyor.
Geldiğimiz ilçe başkanlığı seçimiyle ilgili gelişmeleri herkes çok iyi biliyor.
İki adet milletvekili çıkarmış bir ilçede ilçe başkanlığı yapacak birini bulamayıp başka bir ilçeden ithal ilçe başkanı getireceksin.
Tepkiler sonucu adayı geri çeken genel mekeze nasıl bir izahatta bulunduysan kimleri devreye soktuysan görevden alınan adamı tekrar atattırarak
Çizilen karizmanı böylece düzeltmiş oldun öyle mi?
Bundan önceki hamlelerinde olduğu gibi bu hamlelerinlede AK Partiye ne kadar oy kaybettireceğinin farkındamısın.
Akşamdan bu yana onlarca telafon alıyorum.
Abi ne yapalım,
AK Partiden istifa etmeyi düşünüyoruz
Toplu olarak istifa edelim mi? Diye, insanlar bana soruyor.
Benim bu duruma yüreğim yanıyor,o insanlara yinede sabır tavsiye edip,istifa etmemelerini tavsiye ediyorum.
Sen ne yapıyorsun
Ayhan Sefer Üstün!
Seninde yüreğin yanıyor mu?
2019 senin için bir mana ifade ediyor mu?
Senin olduğun bir milletvekili listesine insanlar asla oy vermiyeceğini söylüyor.
Kısaca sen Ak partiye hep zarar verdin, vermeyede devam ediyorsun.
AK Partinin son seçimlerde aldığı oy %70
Gelecek seçimlerde ne oy alacak göreceksin.
İstatistikler yalan söylemez
Ben mi haklıyım sen mi haklısın o zaman belli olacak.
Birde aday gösterilmezsen 7 Haziran seçiminde olduğu gibi eve yatmaya gidersinde yine bu meydanlarda biz kalırız.
   Son olarak şunu bilmeni isterim ki, bu güne kadar Ak Partiyi bitiremedin!
Bitiremeyeceksin.!
Buna asla müsade etmeyeğiz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi




11 Aralık 2017 Pazartesi

BU GİDİŞLE TÜRKÇEYİ UNUTACAĞIZ..

    Son yıllarda her alanda kültür aşınması ile karşı karşıyayız.
Milli ve manevi her değerimiz  tehdit altında.
    Bu yazımda dilimiz yani türkçemizin başına gelenlerden bahsedeceğim.
Özellikle şehir merkezlerimizdeki tabelalara bir baktığımızda çoğu,yabancı isim.
Hatta öyle isimler varki ne manaya geldiğini bile bilmiyoruz.
Ya konuşurken, farkında bile olmadan bir yığın yabancı kelime ile konuşur olduk.
Bunlardan bazılarını dikkatinize sunmak istiyorum.
Sunucuya---Spiker
Gösteri adamına---Şovmen
Hanımağa'ya------Fırst leyd
Bakkala--------Market
Torbaya--------Poşet
Mazaya----Süper market
Ucuzluğa----Damping
İlan tahtasına---Bilbord
Sayı tabelasına--Skorbord
Bilgi afişine---Birifing.
Bildirgeye-----Dekerasyon.
Meraka,uğraşa-------Hobi.
Muhafıza----------Badigard.
İtibara----Prestij.
Alana-------Platform.
Küçüğe-----Mikro
Büyüğün---Mega
Sona----------Final
Özleme------Nostalji
Yemek listesine---Menü
Hesaba-----Adisyon
İki katlı eve----Dublex
Üç katlı eve---Triblex
Sevimliye-----Sempatik
Sevimsize----Antipatik
Eşkiyaya------Mafya
Kır gezisine--Piknik
Bilgisayara---Compitor.
Hava yastığına--Airbag.
Oluru,pekalayı--Okey.
Yaşa,varolu-------Oley.
Diyerek bir uçuruma doğru hızla yol alıyoruz.
Tabiki ben bunlardan çok azını sizin dikkatinizi çekmek için buraya yazdım.
Yaksa böyle yüzlerce kelime var.
Hatta günlük hayatımızda kullandığımız yabancı kelime belkide türkçe kelimeden daha fazla.
Artık bu gidişe bir son verilmeli ve gereken önlemler alınmalı.
Nasıl mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey gibi.
Bir ferman yayınlayıp.
"Bu günden sonra dergahta,divanda,alanda ve meydanda türkçeden başka bir dil konuşulmaya"diye.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ    








5 Aralık 2017 Salı

MAKAMI YIPRATMA,ÇEKİL!



   Ferizlide yaşayan insanların şanslı yönü demokratik siyaseti hem yaşıyor,hemde öğreniyor olması.
Bunda birçok siyasetcinin emeği var.
En çokta şuan belediye başkanı olan Ahmet Soğuk'un emeği var desek yanlış olmaz.
O eski bir solcu olarak hep Karl Marx siyasetini yani kavgacı siyaseti tercih etmiştir.
Hergün gazetelerde eleştirilerini sıralarken,bir taraftan çocuğum ishal oldu diyerek suyun kirli olduğunu iddia etmiş ve Belediye başkanını mahkemeye bile vermiştir.
Zaman zaman kendi belediye başkanı nı bile basın yoluyla eleştirmiş hızını alamayıp kendi partilileriyle ve seçilmiş arkadaşlarıyla kapışmış bir çoğunuda siyaset çöplüğüne itmiştir.
Belediye başkanı olduktan sonra da bu alışkanlıklarına devam edince sıranın kendine geldiğini görenler karşı atağa geçtiler.
Artık Ferizlide herkes kavgacı ve yüksek sesli siyaset yapıyor.
   Son olarak ilçe başkanlığına ilçede ikamet bile etmeyen birinin atanmasıyla yükselen gerilim.İlçe başkan adayının geri çekilmesiyle durulacak diye beklenirken,
Milletvekili Ayhan Sefer Üstün'ün partililerine"Korsan"demesiyle tekrar alevlendi.
Son olarak dün Ferizli Belediye Meclisinde gündeme gelen Ferizli Organize Sanayi Bölgesi mütevelli heyetine seçilecek üye için seçim yapıldı.
Ahmet Soğuk aday olduğunu açıkladı.
Etik olanda bu komisyona belediye başkanının seçilmesiydi.
Dokuz yıldır da zaten o seçiliyordu.
Ancak belediye meclis üyesi Süleyman Kaçmaz'da süpriz yaparak aday oldu.
Kim bu Süleyman Kaçmaz ?
Belediye meclis üyesi Ramazan Serhoş,ilçe başkanı yapılıp,daha sonra meclis üyeliğinden istifa ettirilmesiyle yedekten belediye meclisine giren, ve Ayhan Sefer Üstün'ün köylüsü olan bir meclis üyesi,
Bu arkadaş daha önce başkanın denetim kurulu raporuna da ret oyu vermişti.
Benim en dikkatimi çeken Başkan Ahmet Soğuk'un divanda yanı başında oturan ve sağında solunda bulunan iki üyeden biri aday oluyor, biride ret oyu veriyor.
Sonuçta Ahmet Soğuk mecliste kendini oylatıp 9-7 kaybediyor.
Sonuç olarak Ahmet Soğuk meclise,partililerine hatta yanında başkanlık divanında oturan arkadaşlarına bile hakimiyetini ve güvenini kaybediyor.
Şimdi ne olacak?
Iade ettiği imar dosyaları kendi partilileri tarafından kabul edilen İstanbul eski belediye başkanı Kadir Topbaş.
"Adam yerine konulmamak affedilemez" demişti.
Ve Belediye Başkanlığından istifa etti.
Makamın saygınlığını korumak öncelikle o makamda olanların görevidir.
Mecliste çoğunluğu,güveni ve desteği kaybettiğinize göre,
Daha fazla makamı yıpratma
Çekil!
Böyle bir hareket hem makam için, hem Ferizli için,hemde AK Parti için hayırlı olacaktır.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ.

30 Kasım 2017 Perşembe

PARTİLİSİNE "KORSAN"DİYEN MİLLETVEKİLİ


   Son günlerde Sakarya'nın en önemli gündemini Ferizli'deki siyasi gelişmeler oluşturuyor.
Hergün birkaç yerel gazetenin manşeti Ferizli.
Konu ne?
AK Parti ilçe başkanlığı.
Herkesin olmaz,olamaz,karar değişmez dediği bir atamayı Ferizli'lilerin kararlı duruşu sayesinde AK Parti genel merkezinin değiştirmiş olması.
Tabi bu durum bazıları için memnuniyet verici olsada,bazılarının ise epeyce karizmasını sarsmışa benziyor.
Hele hele kendileri içinde bir yol olur düşüncesiyle bu demokratik direnişe nasıl kara çalarım,onun peşindeler.
Hemen bir gazeteye raportaj verip bir yığın çarpıtma ve gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulunuyorlar.
Kafasına göre konuyu bilmeyenlere olayı olduğundan başka türlü gösterecek ya.
Gerçi bu açıklamalarıyla kendini iyice batırmış.
Çünkü millet onu çok iyi tanıyor ve ne yaptıklarını çok iyi biliyor.
Bu yüzden o açıklamalarına da bıyık altı gülüyor.
  Ayhan Sefer Üstün'den bahsediyorum.
  Bu arkadaşımız son zamanlarda akıl almaz bir savrulmanın içinde bocalıyor.
Hele de Genel Başkan yardımcılığından alındıktan sonra dahada akresifleştiğini gözlemliyor,AK Parti'ye zarar verecek eylem ve söylemlerine şahit oluyoruz.
    Bu manada son eylemi Ferizli ilçe başkanlığına Ferizli'de ikamet etmeyen birini getirip Ak Partinin binlerce oy kaybetmesine sebep olacak olmasıydı.
Son söylemi ise,
Böyle bir yanlış atamanın AK Parti'ye oy kaybettireceğini gören AK Parti ilçe kurucuları,Mahalle temsilcileri,delege ve yönetim kurulundan bazılarının AK Parti ilçe teşkilat salonunda bir araya gelerek,endişelerini  dile getirmelerini bu arkadaş "Korsanlık"olarak ifade etmiştir.
İfadeye bakarmısınız "Korsan"
Manası ne"
Zorba,haydut,hırsız...
Kendi partililerine böyle bir söylemde bulunan milletvekiline ne demeli?
Ben sadece yazıklar olsun diyorum.
Birde bu arkadaşları, bir aday adayının akrabaları,partide görevi olmayan,kilitli kapıyı nasıl açmışlar gibi karartma söylemlerle insanlarların zihninde soru işareti oluşturmaya çalışıyor.
Tabi genel merkezede aynen durumu böyle aktarıp zaten görevi sona ermek üzere olan ilçe yönetimini görevden aldırıp sükse yapıyor.
Ama dışarda toplanan kızgınlıkları partiye zarar verici boyutlara ulaşan partinin en asli unsurları olan köy temsilcilerini, delegeleri,partinin kurucu ve şimdiki yöneticilernden bazılarını içeri alıp,
Arkadaşlar,gelin içerde tartışalım böyle olmuyor diyerek partiye davet eden ilçe başkan yardımcısi hemde İdari ve siyasi işlerden sorumlu ilçe başkan vekili RAHMİ YILMAZ'ı orada görmüyor.
Bu insanların aman partimiz zarar görmesin,bu karar yanlış oldu.Acaba birseyler yapıp bu yanlıştan nasıl dönebiliriz diye içi yanarken sen bunları Korsanlıkla suçluyorsun.
Bunlara haydut diyorsun.
Hırsız diyorsun.
Zorba diyorsun.
Bu raportajı okuyan helede o toplantıya katılan arkadaşlar sana ne diyorlar biliyormusun?
Mikrofonun sesini açıyorum iyi dinle.
"Sana verdiğimiz oylar haram olsun."
"Seni vekillikten azl ediyoruz.bundan boyle bizim vekilimiz değilsin"
"Senin AK Parti'ye bilinçli olarak zarar verdiğinden şüpheleniyoruz."
"Sana oy verip vekil seçen asıl insanlar "korsan"sa onların vekili olan sizde "korsan"sınız."
Seni AK Parti'de korsan biri olarak Genel Merkeze şikayet ediyoruz."
"Seni vekil olarak istemiyoruz."
"Senin vekil olmaman için ne gerekiyorsa onu yapacağız."Diyorlar.
Kim diyor?
Ferizlideki AK Partilerin çoğunluğu.
Ne Yani!
Kendisine,korsan(haydut,zorba,hırsız denilen insanlardan ne bekliyordunuz?
AK Parti Genel başkanı Tayyip Erdoğan ne diyor?
Halkımız ne diyorsa o.
En büyük güç halkın gücü.
Tabi anlamak isteyene.
     Son olarak Ferizli'deki vatandaşlar sana şu soruyu soruyorlar.
Ferizlide bir yığın yolsuzluk ve yanlış işler konuşulurken bu Ayhan Bey neden konuşmadı sesi çıkmadı da,şimdi konuşuyor.
Acaba bu işlerin ucu onamı dokunuyor? Diyorlar.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ


28 Kasım 2017 Salı

TAŞIMALI SİSTEMİN İLK ÇORBASINI BİZ KAYNATTIK.


       ÇORBA KAYNIYOR
  Kıymetli okuyucularım geçmişte eğitimde çekilen sıkıntıları birkaç yazıdır dile getirmeye devam ediyorum.
Bir itirafta bulunmam gerekirse bu yazılarımı okuyan üçyüz beşyüz kişiyi geçmiyor.
Ama siyasi bir yazı yazdığımda okur sayısı hep bin kişinin üzerinde oluyor.
Ancak bu tip yazılarıda arasıra gündeme getirmeye devam edecegim.
Bu bilgiyi paylaştıktan sonra yazı dizimize devam edelim.
    Konuklu köyünde şimdiki adı Abdürrezzak)velilerimizinde desteğiyle ilk çorbayı kaynatıp ögrencilere dağıttık.
Öğrencilerimizin hem karnı doydu, hemde yüzü güldü.
   Birkaç gün sonra okulda yemek pişirdiğimizi bilen ve duyan veliler okula çocuklarla patates,soğan,kuru fasulye gibi yiyecekler göndermeye başladılar.
Bizde Ferizliden esnaflardan yemek için alış veriş yaparken durumu kendilerine anlattığımızda Mesela Ali Demirbaş abimiz Hocam yemek için ne gerekiyorsa alabilirsin çocuklara bizimde bir katkımımız olsun derken on kiloluk ayciçek yağınıda bana doğru ittirip al hocam al diyordu.
Kartal kasap'tan her hafta ikişer kilodan dört kilo et almaya başlamıştımki oda ikişer kiloda benden olsun diyerek dörder kilo et veriyordu.
Sizin anlayacağınız bizim çorba diye başladığımız yemek işi bereketlenip günde üç çeşide,haftada en az iki defa etli yemeğe, ve Konuklu'lu ihtiyaç sahibi ve evi okula uzak ögrencileride kapsayacak şekilde devam etti.
Bu çalışmamızla Türkiye'de taşımalı sistemde ögrencilere öğle yemeği veren tek okul olmuştuk.
   Daha sonra Sakarya milletvekili okul arkadaşım Refah partisi milletvekili Nezir Aydın'a durumu anlatıp bunun devletimiz tarafından organize edilmesi gerektiğini söyleyince,
Nezir Bey bugün hâla devam eden Sosyal yardımlaşma fonundan bunun karşılanmasını sağlamıştı.
Emeği geçen herkesten ve devletimizden Allah razı olsun.
Konuklu'ya taşınınca yemek sorunu gibi birde sınıf sorunu çıkmıstı.
Okulun dört sınıfı vardı.
Okul bahçesinde bulunan bir binanın altını sınıfa çevrilerek bir sınıf daha oluşturmuştuk.
Birgün Muhtar Ibrahim Önay'la muhabbet ederken köyün stokta bayağı bir parası olduğunu bu parayla ne yapsam acaba diye düşündüğünü bana sorunca,
Abi okula ek bir sınıf yapalım.
Görüyorsun sınıfa ihtiyaç var dedim.
Allah rahmet eylesin hemen kabul edip çalışmalara başladık.
Çok kısa bir sürede bir sınıf ve bir ögretmenler odasını okula ilave ettik.
   Biz vekil öğretmen olduğumuz için sene sonunda görevimiz bitiyordu ve bitti.
Üç yıl sonra Konuklu'da tekrar öğretmen açığı olup vekil öğretmene ihtiyaç olunca, Muhtar İbrahim Önay köyden 150 kişiden imza toplayıp milli eğitime getirmiş biz Ertan Cimbat'ı vekil öğretmen istiyoruz.Demiş.
Milli eğitim ve Kaymakam bu talebi dikkate alarak Konukluya tekrar öğretmen atanmamı sağladı.
Sevgili okuyucularım aslında bu manada daha yazacak çok şeyimiz var.
Zorunlu olarak bu yazı dizisini kesmek zorundayım.
Çünkü köyüne böyle emek verdiğimiz biri bu günlerde bir gazeteye raportaj verip şahsımı haydutlukla,korsanlıkla suçlamış.
Ona acil bir cevap yazmam gerekiyor.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.

27 Kasım 2017 Pazartesi

ÖĞRENCİLERİ KONUKLU'YA TAŞIYORUZ ,ANCAK SORUN ÇOK.



Dönemin hükümeti,küçük köy okullarının büyük okullara taşınmasını ve müstakil sınıf eğitimine geçilmesine karar vermişti.
Bu planlamanın gereği bizim Çiftlik okuluda Konuklu'ya taşınmaya başladık.
Bu uygulama çok faydalı gibi görünsede uygulama anında bir yığın sıkıntıyla karşılaştık.
Bu sıkıntıların en başında yemek sorunu geliyordu.
Sabah yedide evlerinden aldığımız öğrencileri,saat onyedide evlerine bırakıyorduk.
Bu on saatlik süre içinde çocuklar öğle arasında evden getirdikleri yiyecekleri yiyorlardı.
Zaman zaman bu yiyecekleri yerlerken aralarında dolaşıp ne yediklerini takip ediyordum.
Bazı durumu iyi olan ailelerin çocukları yumurta,peynir,zeytin,reçel,bal vb. gibi yiyecekler yerken,
Ekmeğin üzerine sadece salça sürüp yiyen öğrenciler
Hatta kuru ekmekle gelen öğrenciler mevcuttu.
Bazen hiçbir şey getirmeyip yemeklerini yiyen öğrencileri göz ucuyla masum masum seyreden öğrenciler insanın yüreğini burkuyordu.
Bu gibi öğrencilere biraz para verip ekmek ve peynir veya helva alıp ekmek arası yapıp yemesini söylerdim.
   Birgün yine böyle çocuklar ne yiyor diye arasında dolaşırken kış yaklaşıyor bu çocuklar yarın soğukta bu kuru yiyecekleride yiyemezler,acaba bunlara bir sıcak çorba veremeyizmi? Diye düşünmeye başladım.
Öğretmenler odasına gidip durumun zorluğunu arkadaşlarla ve müdire hanımla görüştüm.
Direk okul müdiresi mudahale edip "Olmaz hocam yemek veremeyiz, ya zehirlenme olursa,onun hesabını kim verecek'' Dedi.
Diğer öğretmenlerde kendi zihniyetinden olduğu için kimseden gık çıkmadı.
Hocam, çocuklar zehirlenir endişesiyle onları açlığa mahküm edemeyiz.
Bu şekilde de egitimde başarılı olmamız imkansız.
Aç çocuğun kafasıda çalışmaz.Deyince.
Hocam vallahi ben sorumluluk almam sen alırsan bir yazı hazırlayayım altına imza atarsın dedi.
Bende tamam hazırla atarım dedim.
Sonra bana,
Parayı nerden bulacaksın?
Çorbayı nerde pişirteceksin deyince.
Okulun velilerinden para toplarız,çorbayıda okulun hademesi bayana biraz ilave ücret verip pişirtiriz dedim.
Okul müdiresi Ertan hocam veliler bırak para vermeyi okula bile gelmiyorlar bu işe hiç sıcak bakmazlar dedi.
Hocam bir deneyelim bakalım diyerek veli toplantısı için velilere çok anlam yüklü bir davet yazısı hazırlayıp gönderdim.
Toplantı,akşam ondokuz gibi yapılacaktı.
Kimse gelmez varsayımıyla köye gidişimizi biraz geciktirmiştik.
Okula bir vardık ki,okulun bahçasi araç dolu.Okuldan içeri girdim aman Allahım iki büyük sınıf ağzına kadar dolmuş.
Hemen müdür odasına girip hani hocam veli gelmiyor demiştiniz, deyince;
Vallahi bende bu işten birşey anlamadım diyerek toplantıda bir açılış konuşması yapıp sözü sana birakırım.Dedi.
O toplantıda Konuklu öğrencileri yemek yemeyecek olmasına rağmen Konuklu'lu velilerde yemeğe katkı yaptılar.
Birkaç çatlak ses çıkaran veliyede senin paranı ben vereceğim diyerek ve öğretmen arkadaşların herbiri yemeğe yüzer lira katkı yapacak dedim.
Veli toplantısı taşımalı sistemle okula gelen öğrencilere yemek verilmesi kararı alınarak sona erdi.
Biz buna Konuklu köyünün konukseverliği dedik.
Bu yazı dizisi devam edecek.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ.

Not:Gelecek yazımda çorba verelim diye başladığımız yemeği üç çeşide ve haftada iki gün tas kebabı yani et yemeği vermeye başladık.
Yemek çok bereketlendi.
Bu nasıl oldu? Bir daha ki yazımda.

25 Kasım 2017 Cumartesi

SENİ GÖREVDEN ALIRIZ DEDİLER


  Dün 24 Kasım ögretmenler günüydü.
Bu gün geldiğinde ister istemez bir yığın anılar gözünüzün önünden bir şerit gibi geçer.
Öğrencileriniz,öğretmen arkadaşlarınız,görev yaptığınız yerlerdeki öğrenci velileriniz ve görevdeyken karşılaştığınız zorluklar.
Hepsi birbir gelir gözünüzün önüne.
    1992-93 eğitim ve öğretim yılıydı.
Ferizli ilçemizdeki öğretmen açığı sebebiyle vekil öğretmen ihtiyacı olmuş,
Ancak o yıllarda ilçede lise mezunu çok az kişi var.
Bir öğretmen arkadaşın o günün iktidar ilçe başkanına benim ismimi vermesiyle Kaymakam vekili Layık Ercan Teberik Çiftlik mahallesine Kaymakam oluruyla atamamı yaptı.
   Hayatımda ilk kez öğretmenlik yapacağım köye gittim.
Okulların açıldığı on gün olmasına rağmen öğretmen yokluğundan okul açılamamıştı.
Hemen okulu açıp köyde bulunan Aza'yı çağırdım. 
Okulu örümcek ağları kaplamıştı.
Köylüye okulun temizliğini yaptırıp eğitim ve öğretime açtım.
Birinci sınıfa üç öğrenci kaydettim.İkinci sınıfta beş, dördüncü sınıfte iki, beşinci sınıfta üç öğrenci olan toplam onüç öğrencimiz vardı.
Birleştirilmiş beş sınıf bir arada ders yapıyorduk.
Tam gün eğitim ve öğretim olduğundan tenefüs araları 20 dakikaydı.
Bazen havalar yağışlı olduğunda çocukları dışarı çıkarmayıp çeşitli sıra oyunları oynatır, arasırada manevi gelişimi için kendilerine Kur'an'dan ayetler ve süreler okuyordum.
İşte bu anı o çocukların yüzündeki nurlu bakışlarını hiç unutamam.
     Birgün derste sol eliyle yazan ikinci sınıfta okuyan bir öğrencimi tahtaya kaldırıp yazı yazmasını istedim.
Baktım yine sol eliyle yazıyor.
Oğlum yemeğide sol elinle mi yiyorsun?
Taşı sol elinle mi atıyorsun?Diye sorunca
Evet öğretmenim.Dedi.
Baktım çocuk doğuştan solak,geç otur oğlum dedim.
Tabi eve gidince babası ne var ne yok diye sorunca çocukta okuldaki bu durumu evde anlatmış.
Bu hadise hızlı bir şekilde milli eğitim müdür vekiline ve kaymakama aktarılmış.
Nasıl anlatılmış dersiniz.
Okumaya devam ediniz lütfen.
  Milli eğitim müdür vekil beni odasına çağırıp
-Hocam hakkınızda şikayet var deyince
-Ne şikayeti hocam! daha bir haftalık öğretmeniz.
-Siz dini ve ideolojik eğitim veriyormuşsunuz.
-Nasıl yani.
-Siz öğrenciye "Sol elinle yazma günah demişsin, derslerde çocuklara Kur'an okuyormussun.Diyerek
Böyle devam ederse seni görevden alırız demez mi?
Biran sol eliyle kalem tutan öğrenciyle yaşadığımız diyalog gözümün önüne geldi.
Hocam ben çocuğu acaba sağ eliyle yazdırabilirmiyim diye tahtaya kaldırdım çocuğun doguştan solak olduğunu anlayıncada geç yerine otur dedim.
Öyle günah diye bir kelime kullanmadım.
Ancak tenefüste yağmur yağdığını görünce çocukları içeri alıp şöyle kraatine göre Fatiha süresini bir okudum.
Çocukların yüzünü bir görecektin.
Hepsi kendinden geçmiş bir şekilde huşu içinde dinlediler.
Eğer siz bunun için beni görevden alacaksanız hemen alın.
Eğer beni birkaç aylık vekil öğretmenlik için kendi ideolojinize diz çoktüreceğinizi sanıyorsanız bu asla mümkün değildir.
Bende gider benim buraya atamamı yaptıran siyasi iradeye bu durumu anlatırım.
Sizde kendinize sınır boylarından bir yer beğenirsiniz.Deyince.
Hemen kuyruğunu kıstırıp.
Ya Ertan Bey sen beni yanlış anladın.
Ben sana daha dikkatli ol demek istedim filan gibi laflar söylemeye başlayınca.
Dahada sinirlenip.
Ne kıvırıyorsun hocam.
Siz hep böylesiniz iste.
Yemeyince tornistan yaparsınız.Dedim.
O günlerde Ferizli bürokrasisi,Kaymakam vekilinden, milli eğitim müdür vekiline ve okul müdürlerine kadar sol ideolojiye mensup kişilerden oluşuyurdu.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ.

Not:Bundan sonraki yazımda."Konuklu köyüne taşımalı sistem başlıyor.
Orada neler yaşadık."onu yazacağım.