Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cumhuriyetimizle yaşıt bir parti.
Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir parti.
Hatta 1944 yılına kadar Türkiye'nin tek partisi
1945'de Demokrat Partiyle girdiği seçimde iktidarda olmanın avantajı ile oyları hileli bir şekilde sayıp rakibine karşı ilk ve tek bir seçim kazanmıştır.
O günden bu güne HALK partisine halk tek başına iktidar vizesi vermemiştir.
Ancak ara ara Güneş Motel pazarlıklarıyla hep etik olmayan yöntemleri kullanarak kısa dönemler iktidar olabilmiştir.
İktidarda oldukları zamanlarda halk partisi olmasına rağmen halkın değerlerine,kültürüne,dini inanclarına ve yaşam biçimine müdahale etmekten tek tip insan yetiştirme hastalığından kurtulamamıştır.
Muhalefete düştüklerinde ise hangi söylemi,hangi eylemi yaparsa yapsın bir türlü halka güven verememişlerdir.
Yakın tarimizde Deniz Baykal ve Kemal Kılıçtaroğlu gibi iki etkili liderle yönetilen CHP,Baykal'ı bir kaset kumpasıyla saf dışı bırakıp Kemal Kılıçtaroğlunu liderliğe getirmiştir.
Ağzı iyi laf yapan ama çok hata ve gaflar yapan Kılıçtaroğlu,Ak Parti ile girdiği bütün seçimleri kaybetmiş,kaybettikçede hırçınlaşmaya ve radikalleşmeye başlamıştır.
En son referanduma umut bağlamış tüm istemezükcülerin aynı safta toplanmasıyla umutlanan Kemal Bey bu seçimide kaybedince yollara düşüp Ankara'dan İstanbul'a kadar yürümeye kara vermiş, güya bunun adına "ADALET"yürüyüşü demiştir.
Günlerdir yollardaki trafiği alt üst ederek,bir yığın güvenlik görevlisini meşgul ederek vatandaşların sabrını zorlayarak yapılan bu yürüyüş,halkın isyanına özellikle araç sürücülerinin isyanına sebep olmaktadır.
Şunu söyleyebilirizki bu yürüyüş ne CHP'ye, ne ortaya koyduğu "ADALET" beklentisine, ne de ülkemize hiç bir faydası olmamıştır,olmayacaktır.
Bu yürüyüş devamlı seçim kaybeden Kılıçtaroğlu'nun parti içi tepkileri duymamak için kendini Ankara'nın dışına,yollara atmasından başka bir şey değildir.
Ayrıca etrafı fetocu danışmanlar, milletvekilleri ve parti görevlileri tarafından sarılmış olduğu yargı kararlarıyla anlaşılan Kılıçtaroğlu işin ucunun kendisine doğru geldiğinden endişelendiği için kendini yollara atıp efkar dağıtıyor da olabilir.
Yoksa bu görüntüler bir anamuhalefet partisi başkanının yapacağı davranışlar olamaz.
Bu daha çok radikal örgütlerin gündeme gelebilmek ve ismini duyurabilmek için kullandığı bir yönteme benziyor.
Kısacası Kemal Kılıçtaroğlu ya radikalleşiyor yada kafasının arkasında birşeyler taşıyor.
Ben şahsen kafasının arkasında taşıdıklarından değil, radikalleşmesinden korkarım.
Çünkü o zaman bana yâr olmadı kimseyede yâr etmem düşüncesi hakim olurki,asıl tehlikede budur.
Amarım Sayın kılıçtaroğlu böyle bir duruma savrulup ülkeye zarar vermez.
Asasen şu günlerde Türkiye'nin hızla normalleşmeye ihtiyacı var.
Siyasi partilerimiz normalleşme için acil eylemler ve adımlar atmalı.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla
Ertan CİMBAT
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder