28 Mart 2021 Pazar

AK PARTİ DEFANSA MI ÇEKİLİYOR?


 
    Bu hafta başında Ak Parti'nin büyük kurultayı vardı.Genel Başkanlığa Recep Tayyip Erdoğan tek aday olarak girdi ve seçildi.
    Pandemi dolayısıyla bütün kurultaylara katılıp takip eden biri olarak lebalep olmasın diye kongreyi televizyondan izledim.
    Kırk yıla yakın siyaseti takip eden biri olarak yirmi yıllık Ak Parti'yi ilk defa böyle heyecansız gördüm.
Tayyip Erdoğan eşi Emine hanımla salona girerken salonda hiçbir coşku yoktu, hatta sunucunun bile ses tonu düşüktü, zoraki bir sunum yaptı.
Ak Parti'nin Sakarya'lı Genel Başkan yardımcısı Divan Başkanı Ali İhsan Yavuz'un o tok sesi ve önceden salona yerleştirilmiş slogan takımı olmasa kongremi cenaze merasimi mi?Belli değildi.
    Biz Ak Parti'nin bu durama düşeceğini aylardır söylüyoruz.
Parti,değişim,dönüşüm ve gençleştirme adına hızla kendi değerlerinden uzaklaştı.
Yıllarca yetişmiş tecrübe sahibi insanlar partinin yanlış politikaları sebebiyle partinin dışına itildi.
Onların yerine gelen genç ve tecrübesiz yöneticiler partinin ortaya koyduğu hedeflerden bir haberler,teşkilatcılık deneyimleri yok.Parti ile bütünleşmiş ömrünü bu davaya vermiş büyüklerine ya da görev yapmış olanlara saygıları yok.
Hatlar arasında büyük bir kopuş yaşanıyor.
Kimsenin halka ve tabana indiği yok.
Teşkilat çalışmaları sadece haftada bir toplantı ve selfiden ibaret olmuş.
Belediyelerdeki durum aydan aya yapılan meclis toplantısı.
Her iki toplantı sonucunda "Alınan kararlar halkımıza hayırlı olsun" bildirisi...
Nedir?Hangisidir? Bilen yok.
Herkes birlik beraberlikten bahsediyor.Bunu söyleyenler buna uymuyor.Herkes bir hesap peşinde.
Herkes tek adama oynuyor.Nasıl olsa ileride Reis var eski bir futbolcu ya golü atar deniliyor.Ancak bu tarz,artık futbolda bile terk edildi.
Kollektif oyun benimseniyor.
Ak Parti bu oyun stilini değiştirmesse bundan sonra kalesinde çok gol görür.Çünkü rakip takımlar artık uyandı.Reis'i markaja aldılar. Hemde yapancı antrönorlerin verdikleri taktiklerle.
Malesef yenilenen teşkilatlar hâla defans yapıyor, siyaseti okuyamıyor.
Ak Parti şu " İnandığın yolda yürü" sloganını derhal değiştirmeli.Bu slogan "İnandığın yolda koş" olmalı.
Ak Parti eğer bundan önceki gibi defans yapar ilerde sadece Reis gol atacak diye beklerse seçimi kaybeder.
Ancak herkes koşar kollektif bir çalışma yöntemine geçebilirse iktidarını devam ettirebilir.
Yoksa sessiz kalabalıklar, uyuyan teşkilatlar partisinin çalışmalarını sosyal madya hesabından bile paylaşmayan yapılarla sonun başlangıcını okumak çok zor değil.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.


27 Mart 2021 Cumartesi

BİR KARAR AŞAMASINDA

 

  Çok kıymetli okuyucularım
Yaklaşık bir aya yakın bir süredir yazı yazmıyorum.
Bunun iki sebebi vardı.
Birincisi yeni bir iş yeri açma çalışmalarım ve bunun getirdiği yoğunluk.
İkincisi ise ticari bir işe başlayıp yazı yazmam uygun olur mu? Diye düşünmemdi.
Bazı arkadaşlar yazı yazmaya devam etmemi, bazılarıda bırakmamı tavsiye ettiler.
Yaptığım değerlendirmede ve siz okurlarımın talepleri doğrultusunda yazılarıma imkân oldukça devam etme kararı aldım.
Yaklaşık altı yıla yaklaşan bir yazarlık serüveninde 1000'e yakın yazı yazmışız.
Birçok siyasi, iktisadi,sosyal ve kültürel manada yazılarımız olmuş.
Bu yazılarımız sayesinde birçok olumsuzluk düzeltilmiş,birçok yanlıştan vaz geçilmiş,toplum yararına birçok iş hayata geçirilmiştir.
Yanlış yapanların üzerine üzerine gidilmiş yanlış işler en sert biçimde eleştirilip toplumun önüne getirilmiştir.
En değer verdiğim gençliğimizin kendi öz değerlerimizi öğrenmesi ve bu konuyla ilgili yazdığım yazılardı.
Üzülerek belirtmeliyim ki bu yazılarımın okunurluk oranı beni çok üzdü.
Bir siyasi yazımı bin kişi okuyorsa kültürel bir yazımı elli kişi zor okuyor.
Bu sebeple köşe yazarlığını bırakmak bile istedim.
Bizim gazeteciliğimize bir kuruş  akceli bir iş bulaşmaz,bulaşmadı.Reklam yada kişiye özel ısmarlama yazılar olmaz,olmadı.
Kimseye bir ön yargı ile yaklaşım gösterilmez.
Bu yüzden herşeyi ve herkesi halk adına takip eder, doğru ve yanlış olanı yazmaya devam ederiz.
Bu yolda mahkemeye verildiğimiz,tehdit edildiğimiz,çalıştığımız gazetelere baskıların yapıldığı bir altı yıllık süreci geride bıraktık.
Bu süreçte şunu memnuniyetle gördümki okurlarım hep bana güvendiler ve arkamda durdular.
Bu yüzden yaptığım değerlendirmede hem işime hemde yazılarıma devam etme kararı aldım.
Hepimize hayırlı olsun.
Berat Kandiliniz kutlu olsun
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Not:İlçemizde yayınlanan "Ferizli Gündemi"gazetesi ve indernet haber sitesi sahibi Mehmet Ali Usta kalp rahatsızlığı nedeniyle yoğun bakıma alınmıştır.
Kendisine Allah'tan şifalar diliyorum.
 Bu Berat gecesi,şifa niyetiyle hep birlikte kendisine dua edelim lütfen.


28 Şubat 2021 Pazar

28 ŞUBAT BELLEĞİMİZDEN SİLİNMEYEN BİR LEKEDİR.


 
  Bugün 28 Şubat.Yirmi dört yıldır bu tarihe takıntım var benim.

Sadece benim değil,bizim neslimiz için kara gündür 28 Şubat.

Ömrü hayatımda böyle bir zulüm görmedim.

Seçilmiş bir iktidara sırf milli ve manevi değerlere bağlı diye  medyayıda kullanarak yapmadıkları çirkeflik kalmadı.

Başbakanı ve hükümeti iktidardan uzaklastırmak için koro halinde hep bir ağızdan hep birlikte saldırıyorlardı.

Bir yandan köşe yazarları,gazeteler ve televizyoncular.Bunlardan Reha Mubhtar,Ali Kırca'yı ve Uğur Dündar'ı asla unutamam.

Diğer yandan üniversite rektörleri ağız birliği yaparak kız öğrencilerin zorla başörtüsünü çıkartmaları için ikna odaları kuruyor, çıkartmayanları okuldan atıyorlardı.

Kemal Alemdaroğlu Kemal Gürüz ve Nur Senter'i hiç unutamadım.

İşci sendikalarını Tüsiatı Bayram Merali,Rıdvan Budak'ı unutmadık.

Anneler, evlatlarının yemin törenine başörtülü diye alınmadı bu ülkede, başörtülü öğretmenler başını açmadan okullara sokulmadı.

Ali Kalkancılar,fadime Şahin tiyatrolarını unutmadık.

Okul birincisi olan,ödül alan kızlar başörtülü diye kürsülerden indirildiler.

İmamhatip liselerinin orta kısımları kapatıldı.İmamhatiplilerin ünüversiteye girişlerine katsayı uygulaması getirildi.

Kur'an kursları ve Kur'an öğrenme yaşı 12 yaşından küçüklere yasaklandı.

Emekli olan genareller bankaların yönetim kurulu üyeliklerine getirilip,bankaların içi boşaltıldı ve batırıldı.

Ülkenin başbakanına p.......venk.

İçişleri bakanına  "Yağlı kazığa oturturum"

Tankları Ankara-Sincan'da yürütüp"Demokrasiye balans ayarı yaptık" diyen terbiyesiz generalleri asla unutamadık.

Bir millete ve onun değerlerine savaş açan dış odaklı hainler ve maşalar vardı bu ülkede.

Dün vardı, bugünde var yarında olacak.

Ama bu ülkede herzaman savunan adamlarda olacak.

Gelinen noktada 28 Şubat bin yıl sürecek diyenler kaybettiler.

İnananlar milliler ve milliyetciler kazandı.

Yalnız 24 yıldır bu zalimler neden yargılanmadı?

Bu zulümler karşılıksız mı kalacak?

Bu adamlar yargılanmadan bu 28 Şubat tranvasından çıkamayız.

Çünkü 28 Şubat belleğimizde silinmeyen bir lekedir.Her 28 Şubat tarihi geldiğinde içimiz kan ağlıyor.

Dönemin Başbakanı Prof.Dr.Necmettin Erbakan için bu 28 Şubat tarihi onun için hepimizden daha zor bir gündü.Ne tavafuk ki bir 28 Şubat tarihi öncesi 27 Şubat'ta ahirete irtihal eyledi.Bu kara günü birkez daha görmeden.

Kendisine Allah rahmet eylesin.

Allah bu millete birdaha böyle durumlar yaşatmasın.

Allah'a emanet olunuz.

Saygılarımla.


27 Şubat 2021 Cumartesi

ERBAKAN HOCAMA ALLAH'TAN RAHMET DİLİYORUM


 
  Prof.Dr Necmettin Erbakan

  Türk siyasi hayatına damgasını vuran bir kaç liderden biridir o.

  Tüm engellemelere rağmen 1996'da başbakan olmuştur.

   Erbakan Hocamızı ilk gördüğümde 15 yaşındaydım.

Babamla Adapazarı İmamhatip Lisesine kayıt olmak için gelmiştik.

Aynı gün Erbakan Hocanın mitingi vardı.Babamla bizde mitinge katıldık.

Sunucu, Milli Selamet Partisi Genel Başkanı.

Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı.

Prof. Dr.Necmettin Erbakan geliyooooor.Diyerek şuraya geldi,az sonra sizlere hitap edecek diye anons ediyordu.

Ama bir türlü gelemiyor zaman çok geçmişti.

Sunucu alandakileri zinde tutmak için "Birşeyi kırk defa söylerseniz o iş olur, sizde kırk defa başbakan Erbakan deyin diyerek hep bir ağızdan Başbakan Erbakan demeye başladık.

Tam kırk defa koro halinde söyledik.Ama arkamdaki yaşlı amca birkaç defa daha söyleyince.

Amca neden fazla söyledin ?dedim.

Belki arada atlamışımdır dedi.

İşte Erbakan hoca yola çıkarken kendisine inanmış böyle dava adamlarıyla çıkmıştı.

O hem davayı nefsinde yaşıyor,hem ekibini eğitiyor,hem çalıştırıyor ve sonuçlarını takip ediyordu.

Müthiş bir disiplin vardı.

Erbakan hoca ne düşünüyorsa ideali neyse en altta köy ve mahalle temsilcileride aynı çizgideydi.

Erbakan 7-24 çalışıyor,teşkilatları partiye gönül verenler aynı şekilde çalışıyorlardı.

Merhum Erbakan konferanslara çok önem verirdi.Birçok hatip il, ilçe dolaşıp salonlarda partiyi ve davayı anlatırlardı.

İşte bu anlatımlar Türkiye'de yeni bir neslin,idealist bir neslin oluşumuna sebep oldu.

Erbakan Hoca siyasete, ekonomiye yeni bir tarz getirdi.

Hükümette görev aldığı zamanlarda milli kalkınma ve manevi kalkınma için temeller attı.Birçok fabrika, birçok İmamhatip ve ilahiyat fakültesi açtı.

Bugün olabilecekleri otuz kırk yıl önceden söylüyordu.Müthiş bir öngörüsü vardı.

O ne söylemişse ömrü hayatımızda hepsini yaşayarak gördük görüyoruz.

Onu hazmedemeyenler hem içeriden hem dışarıdan birlikte saldırdılar.

Kurduğu dört parti kapatılmasına rağmen yılmadı.Son nefesine kadar mücadelesini sürdürdü. 

Erbakan,27 Şubat 2011 yılında bu dünyadan göçerken arkasında davasına inanmış bir nesil,yetişmiş bir kadro bıraktı.

Bugün tam on yıl olmuş hocamızın bu dünyadan ayrıldığı.

Bu süreçte ekonomi ve kalkınma noktasında epeyce mesafe alındı.

Bu güne kadar hocamın yetiştirdiği insanlardan istifade ettik.

Şu bir gerçek ki bu ekibin yerini şimdilerde Z gençlik aldı.

Çünkü gençliğimize kültürel olarak davamızı anlatamadık, ne konferans kaldı ne de hatip kaldı.Varsa yoksa para, para,para.

Hocam bize hakkını helâl et,Allah sana gani gani rahmet eylesin.

Mekanın cennet olsun.

Ruhuna "El Fatiha"

Allah'a emanet olunuz.

Saygılarımla.



16 Şubat 2021 Salı

İMECE USULÜ KAR TEMİZLEME


 
   Bu pandemi sürecinden mi? Nedendir? Bilinmez bu sene iyi kış yapıyor.

Son onbeş yılın en karlı  kışı diyebilirim.

2005 yılında da iyi bir kış yapmıştı.Tam onbeş yıl olmuş.Şimdiki çocuklar kış mevsimini ve karı tanımıyorlardı.

Bizim çocukluğumuzda iki metre kar yağdığını ahırlara ulaşabilmek için tüneller açıldığını,abilerimizin omuzlarında okula gittiğimizi hatırlıyorum.Hatta karda batmamak için ayaklara hedik giyildiğini bilirim.

Neyse bu mevzular nostalji oldu artık.Gerçi o devrin insanları çetin kış şartlarına göre hazırlık yapar ve zorlu kış şartlarına direnç gösterirlerdi.

     Bu sene biraz kar fazla yağdıya insanımıza bakıyorum feryat figan.

Daha anayollar, bağlantı yolları açılmaya çalışıyor,açılan yollar kar yağışı devam ettiği için tekrar kapanıyor;adam geçmiş klevyenin başına bizim sokak niye açılmıyor?diye önüne gelene giydiriyor.

   Dün Ferizli Belediye Başkanı işyerime hayırlı olsun ziyaretine geldi.Kendisine karla mücadelesini sordum.

Abi beldiyenin ve özel sektörün tüm makina ekipmanını seferber ettik.Mahalleleri bölüştürdük.30 personel,14 kar temizleme aracı ve 10 ayrı ekiple mücadele ediyoruz.Bazı muhtarlarımız ve vatandaşlarımız traktörüne taktığı sıyırgaç ve kepçeyle bizlere yardımcı oluyor tam bir imece usulü yolları açık tutmaya ve temizlemeye çalışıyoruz.Kar yağışı devam ettiği için temizlenen yerler tekrar doluyor.Ekiplerimiz sahada emir beklemeden işlerini yapmaya çalışıyorlar.dedi.

Dün evin önünü biraz temizleyelim dedik baktım bir saat sonra temizlediğim yer dolmuş,ana yola çıkacağımız sokak yolumuz kapalı.Olsun baştada anlattığımız gibi biz ne karlar görmüşüz.Zoru,çileyi, sabretmeyi biliriz.

Bu pandemi sürecinde zaten evde kalmamız gerekiyor buda bir fırsattır deyerek çayı demle camdan kar seyret.Herzaman böyle kar bulunmaz.

Sakın kış lastiği olmadan yola çıkma,karda yavaş git gaza basma.Ani fren yapma zorunlu olmadıkca yola çıkma evde kalmaya karda yürümeye devam et.

Ben bu yazıyı yazarken dışarı baktım kar yağmaya devam ediyor.

Dün otoban yollar bile kapanmıştı.Bugün buzlanmada var.

Zorunlu olmadıkça araç kullanma,karın sıkıntısını değil, zevkini çıkar.

Şükretmeyi ve sabretmeyi unutma.

Allah'a emanet olunuz.

Saygılarımla.





28 Ocak 2021 Perşembe

FERİZLİ ÇALIBAYIRINDAKİ TAŞ OCAKLARINDAN BÖLGE HALKI RAHATSIZ

 


     Ferizli ilçemiz zemin olarak çok sağlam bir zemine sahip.
Birçok yeride taş ve kayalardan oluşmuş;bu yüzden depremlerden fazla etkilenmeyen deprem korkusu yaşamayan bir ilçe.
     Ancak deprem korkusu yaşamayan insanlar ilçedeki taş ocakları dolayısıyla büyük korku yaşıyor.
Özellikle Çalıbayırı bölgesinde tamamen taşlık bölgedeki taş ocaklarındaki dinamit patlatmaları bu bölgede yaşayan insanları çileden çıkarmış durumda.
Taş ocaklarına beşyüz ile bir km arasında beş tane mahalle mevcut.
Yaklaşık onbin kişi bu mahallelerde yaşıyor Kaymakamlık,Devlet hastanesi,Yüksek okul, Jandarma komutanlığı,Ferizli Anadolu lisesi ve Halit Narin ilköğretim okulu bu taş ocaklarının hemen yanı başında.
Bu bölgede yaklaşık dört bin konut var.
      Neden böyle detaylı bilgi veriyorum?
Olayın vahametini anlatmak için.
     Geçen haftaki bir patlama da altımdaki kanepe şöyle bir gitti geldi.
Ses içeri gelmediği için deprem oluyor zannettim.
Sanki beş şiddetinde bir deprem.
Sonra anladım ki taş ocağı patlaması.
Bu patlamalar uzun yıllardır devam ediyor.
Zaman zaman dozajı çok yüksek patlatmalar yapılıyor bu ise evlerimizde çatlaklar oluşmasına ve vatandaşın korku ve maduriyetine sebep oluyor.
       Birkaç gün önce burada faliyet gösteren bir firma saha genişletme ve çeşitli prosedürleri tamamlama zorunluluğu dolayısıyla çevre il müdürlüğü gözetiminde bölge halkıyla bir toplantı yaptı.
Bu toplantıda millet açtı ağzını yumdu gözünü.
Ağzına geleni söyledi.
Özellikle halkın şikayetlerinden gına gelen Ferizli İstilâl mahallesi ve devlet mahallesi muhtarları kesinlikle bu taş ocaklarını istemediklerini bunların kapatılmasını ve yeni taleplerinin karşılanmamasını dile getirdiler.
Aynı bölgede ikamet etmem dolayısıyla bende söz alıp sıkıntılarımızı dile getirdim.
Biz gazeteci olmamız hasebiyle toplantıda ve toplantı bittikten sonra şirket yetkilileri ve çevre il müdürlüğü elemanları ve vatandaşlarla birebir görüşerek şu kanıya vardım.
Bu bölgede şu an taş mamülü üreten bir firma var. Birde karayolları adına  üretim yaplıyor.
Hatta bu bölgede ruhsat talebi olan bir üçüncü firma var.
Bu dinamit atımının belirlenmiş bir dozajı var ama bu dozajin iki üç katı atımlar yapıldığı ve bu sarsıntının o yüzden meydana geldiği, denetimlerin yetersiz ve imtiyazlı olduğu  eğer normal doz atımlar olsa bunu halkın hissetmesinin bile mümkün olmadığı dile getiriliyor.
Vatandaşlar haftada iki gün çok dozlu atımdan ziyade az dozlu hergün atım yapılsın.
Yetkililer bu konuda denetimini sıkı tutsun.
Bölgede yeni rusat ve genişlemeye müsade edilmesin ve bu bölge maden sahasından çıkarılsın.
Zararlarımız karşılansın.
Devletimiz bizi sahipsiz bırakmasın.D i y o r l a r.
Salonda bulunmayan yetkililerimize duyrulur.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.

16 Ocak 2021 Cumartesi

AMERİKAN ASKERİ YERLERDE SÜRÜNÜYOR.


 
    Şu Amerika dedikleri.

    Yıllarca dünyayı sömürmüş hem ekonomik hem kültürel emperyalizmin baş mimarı.

    Birçok ülkeye doğrudan ve dolaylı müdahalede bulunmuş kan, gözyaşı,ölüm kusarak milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuş vahşet ülkesi.

    Dünyada hiçbir anlaşmayı tanımayan sadece kendi dediğini ve çıkarlarını uygulayan dünyanın birçok ülkesinde üst ve asker bulunduran ve bu vesile ile de dünyaya jandarmalık yapan ülke.

   Dünyada insanlar boğazlanırken, yakılırken,evlerinin enkazlarına gömülürken, çocuklarının gözleri önünde öldürülürken,kızların ve kadınlarının ırzlarına ve namuslarına musallat olunurken dünyanın süper gücü Amerika ne yapıyordu?

Kılını bile kıpırdatmadan sadece petrol ve menfaatlerini düşünüyordu.

Hiçbir zaman ,garip gurabadan yana olmadı Amerika.

Filistinlileri fosfor bombalarıyla vuran kolunu kanadını kıran İsrail'in,hep arkasında durdu, onu şımarttı.

Terör örgütlerine binlerce uçak dolusu mühimmat verip o silahlarla masum insanların ve bebelerin öldürülmesine sebep oldu.

     Ancak Amerika bir şeyi unuttu.

Bu zulümlerin mutlaka bir gün gelecek karşılığı olacak ettiklerini yaşayacaktı.

     İşte bu günlerde Amerika'da olanları ibretle tüm dünya izliyor.

6 Ocakta kongre binasının binlerce Amerikalı tarafından basılması ve ardından Amerikan başkanı Trump'un azl edilmesi ile ilgili çalışmalar Amerika'yı iyice gerdi.

20 Ocakta görevi devralacak olan Bidon yemin töreni ve devir teslim törenleri için hazırlanıyor.

Ancak o dünyayı korkutan Amerika şimdi korkuyor.

Birçok Eyaletten yemin törenini protesto etmek için silahlı gurupların başkente geleceği istihbaratına karşı kongre salonu ve diğer yerler 20 bin askerle korumaya alınmış durumda.

Askerlerin yerlerde peşmurde bir vaziyette yatmaları,insanların ayaklarının altında yerlere uzanmaları gerçekten Amerika'nın geldiği durum itibaŕıyla içler acısı.

Dünyayı korkutan Amerika,şimdi kendi korkuyor.

Amerika'nın kartondan bir kaplan olduğunu tüm dünya görüyor.

Kısaca Amerika ettiklerini buluyor,dahada bulacak.

Ey büyük Allah'ım hikmetinden sual olunmaz.

Önce bir virüsle dünyayı çaresiz bıraktın.

Şimdide Amerika'yı hizaya getiriyorsun.

Biz kulların dünyadaki haksızlıklara,adaletsizliğe,zulümlere birşey yapamadık.Sen bizleri af eyle.

Senin devreye gireceğini biliyorduk Ya Rabbi,sana binlerce şükür ediyoruz.

Bunları bize gösterdiğin için sana sonsuz hamdü senalar olsun.

Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi!

Yaşasın İslam kardeşliği!

Allah'a emanet olunuz.

Sayılarımla

       Ertan CİMBAT.