Prof.Dr Necmettin Erbakan
Türk siyasi hayatına damgasını vuran bir kaç liderden biridir o.
Tüm engellemelere rağmen 1996'da başbakan olmuştur.
Erbakan Hocamızı ilk gördüğümde 15 yaşındaydım.
Babamla Adapazarı İmamhatip Lisesine kayıt olmak için gelmiştik.
Aynı gün Erbakan Hocanın mitingi vardı.Babamla bizde mitinge katıldık.
Sunucu, Milli Selamet Partisi Genel Başkanı.
Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı.
Prof. Dr.Necmettin Erbakan geliyooooor.Diyerek şuraya geldi,az sonra sizlere hitap edecek diye anons ediyordu.
Ama bir türlü gelemiyor zaman çok geçmişti.
Sunucu alandakileri zinde tutmak için "Birşeyi kırk defa söylerseniz o iş olur, sizde kırk defa başbakan Erbakan deyin diyerek hep bir ağızdan Başbakan Erbakan demeye başladık.
Tam kırk defa koro halinde söyledik.Ama arkamdaki yaşlı amca birkaç defa daha söyleyince.
Amca neden fazla söyledin ?dedim.
Belki arada atlamışımdır dedi.
İşte Erbakan hoca yola çıkarken kendisine inanmış böyle dava adamlarıyla çıkmıştı.
O hem davayı nefsinde yaşıyor,hem ekibini eğitiyor,hem çalıştırıyor ve sonuçlarını takip ediyordu.
Müthiş bir disiplin vardı.
Erbakan hoca ne düşünüyorsa ideali neyse en altta köy ve mahalle temsilcileride aynı çizgideydi.
Erbakan 7-24 çalışıyor,teşkilatları partiye gönül verenler aynı şekilde çalışıyorlardı.
Merhum Erbakan konferanslara çok önem verirdi.Birçok hatip il, ilçe dolaşıp salonlarda partiyi ve davayı anlatırlardı.
İşte bu anlatımlar Türkiye'de yeni bir neslin,idealist bir neslin oluşumuna sebep oldu.
Erbakan Hoca siyasete, ekonomiye yeni bir tarz getirdi.
Hükümette görev aldığı zamanlarda milli kalkınma ve manevi kalkınma için temeller attı.Birçok fabrika, birçok İmamhatip ve ilahiyat fakültesi açtı.
Bugün olabilecekleri otuz kırk yıl önceden söylüyordu.Müthiş bir öngörüsü vardı.
O ne söylemişse ömrü hayatımızda hepsini yaşayarak gördük görüyoruz.
Onu hazmedemeyenler hem içeriden hem dışarıdan birlikte saldırdılar.
Kurduğu dört parti kapatılmasına rağmen yılmadı.Son nefesine kadar mücadelesini sürdürdü.
Erbakan,27 Şubat 2011 yılında bu dünyadan göçerken arkasında davasına inanmış bir nesil,yetişmiş bir kadro bıraktı.
Bugün tam on yıl olmuş hocamızın bu dünyadan ayrıldığı.
Bu süreçte ekonomi ve kalkınma noktasında epeyce mesafe alındı.
Bu güne kadar hocamın yetiştirdiği insanlardan istifade ettik.
Şu bir gerçek ki bu ekibin yerini şimdilerde Z gençlik aldı.
Çünkü gençliğimize kültürel olarak davamızı anlatamadık, ne konferans kaldı ne de hatip kaldı.Varsa yoksa para, para,para.
Hocam bize hakkını helâl et,Allah sana gani gani rahmet eylesin.
Mekanın cennet olsun.
Ruhuna "El Fatiha"
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder