26 Mart 2017 Pazar
22 Mart 2017 Çarşamba
HERKES HAMDİ BEY'İN TEKLİFİNİ KONUŞUYOR
2010'lu yıllarda Şhow Tv'de "Varmısın yokmusun" Diye bir yarışma programı vardı.
Programı Acun Ilıcalı sunuyordu.
Yarısmacı masada bulunan kutulardan açtırır,her üç kutu açıldıktan sonra programın sunucusu Acun,telafonla Hamdi Bey'e bağlanır,yarışmacı için teklif alırdı.
Yarışmanın sonuna doğru kalan rakamlar büyükse Hamdi Bey'in teklifi büyük olur.hele hele 500 binliklerin çıkma ihtimali varsa,150,200 bin teklif ederdi.
Tabi yarışmacı teklifi kabul etmeyerek Kutu'ya gitme hakkını da kullandığı olurdu.
Bu yarışmayı sanırım bir çoğunuz izlemişsinizdir.
Bunu neden hatırlattım.
Bu aralar Belediyelerimizde yıllık denetim faliyetleri sürüyor.
Belediye meclis üyelerinden oluşan denetim kurulu üyeleri yaklaşık iki aydır Belediye başkanlarının bir yıllık harcamalarını denetliyor.
İlçelerimizden birinde bu harcamalarda usülsüzlük vegayri resmilik ortaya çıkınca ve meblalarda büyük olunca hamdi bey ilk teklifini sunmuş.
Ne kadar mı?
150.bin lra.
Teklifi kabul etmeyen meclis üyesi kutuya gideceğini söylemiş.
Bu teklifide dost meclislerinde anlatıp kutu için destek bekliyormus.
Ya birde kutu açılır içinden o meblalar çikarsa.
İşte o zaman görün siz filmin sonunu.
Bende merak ediyorum sizin gibi.
Bakalım kutudan ne çıkacak.
Çok yakında yeni bir teklif gelip Hamdi Bey bu yarışmacı arkadasları ikna etmez ise hep birlikte kutudan ne çıktığını göreceğiz.
Bir iki hafta sabır.
Kalın sağlıcakla.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT SAKARYA AHBAR
Ne kadar mı?
150.bin lra.
Teklifi kabul etmeyen meclis üyesi kutuya gideceğini söylemiş.
Bu teklifide dost meclislerinde anlatıp kutu için destek bekliyormus.
Ya birde kutu açılır içinden o meblalar çikarsa.
İşte o zaman görün siz filmin sonunu.
Bende merak ediyorum sizin gibi.
Bakalım kutudan ne çıkacak.
Çok yakında yeni bir teklif gelip Hamdi Bey bu yarışmacı arkadasları ikna etmez ise hep birlikte kutudan ne çıktığını göreceğiz.
Bir iki hafta sabır.
Kalın sağlıcakla.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT SAKARYA AHBAR
14 Mart 2017 Salı
BARBAR AVRUPA MEDENİ TÜRKLER.
Osmanlı dağılıp yeni Türkiye Cumhuriyeti kurulunca o günün idarecileri gelişmenin ancak Avrupayı kendimize örnek alırsak sağlanabileceğine inandılar.
Bu manada Avrupa'dan bir çok hukuk sistemini kendi Anayasamıza ve kanunlarımıza koymuşuz.İdari yargılama sistemini Fransa'dan,Medeni kanunu İsviçre'den,ceza kanununu İtalya'dan,ticaret ve borçlar kanununu Almanya'dan alarak kendi hukuk sistemimizi oluşturmuşuz.
Bunları yaparken de hedef MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNE ULAŞMAK olarak ortaya konmuş.
Böylece binlerce yıllık tarihimizi,geçmişimizi,kültürümüzü terk ederek,yok sayarak Avrupalı olacaktık.
Ancak bu güne kadar bu hep tartışma konusu oldu.Ne milletimiz Türk örf ve adetlerinden vazgeçip Avrupalı oldu.Ne de devletimiz bu kanunlardan vazgeçip milletinin kültürüne uyarladı.
Bu manada en büyük itirazı Merhum Necmettin Erbakan ortaya koydu.
Yıllarca ''Avrupalıdan dost,domuzdan post olmaz''deyip durdu.
Bu elbise Müslüman Türk milletine uymaz dedikçe onu herkes tiye alıyordu.
Ülkemizde Avrupalı olursak kurtulacağımıza inanmış bir çok siyasi,akademisyen ve patron yetişmişti.Tüm basın yayın organları da bunu pompalıyordu.
İnsanlar bu duruma inanmasa bile seslerini çıkaramıyorlardı.
Bizimde gözlemlediğimiz son otuz yıla gelindiğinde bilgiye ulaşmadaki gelişmeler,internet ulaşımı,bağımsız haber kaynakları ülkeleri ve olayları çok yaklaştırdı.
Artık herkes aracıya gerek kalmadan olayları izliyip kendi değerlendirmelerini ve kanaatini oluşturur oldu.
Bize Medeni diye yutturulan batının Bosna -Hersek'te, Kosova'da ,Irak'ta,Libya'da,Mısır'da,Suriye'de yaptıklarını gördükçe vahşi olduklarını bizzat gözleriyle gördü.
Hatta savaştan kaçarak ülkesine sığınan insanlara duvarlar ördüğünü,jopladığını,dilenci muamelesi yaparak aralarına bozuk paralar atıp onlarla alay ettiklerini tüm dünya gibi Türkler'de gördü.
Bunu gördükçe hızla Avrupa'dan uzaklaşıp kendi özüne kendi değerlerine döndü.Tabi başta siyaset olmak üzere bir çok kurumsal yapıda bu manada dönüşümler yaşandı.
Artık Türkiye'ye ve Müslüman ülkelere kül yutturamayacağını anlayan batı sertleşmeye ve kendi barbar kimliğine dönmeye başladı.
Son yaşadığımız Hollanda'da Türk bakanlara yapılan muamele,Almanya'nın tavırları,Danimarka vb.ülkelerin tutumlarını da hep bu çerçevede değerlendirmek lazım.
Çünkü onlar için kontrolden çıkan ,kendi özüne ve kültürüne dönen bir Türkiye her alanda gelişip,sanayileşip bir süper güç haline gelebilir,gelmektedir.
Yıllarca bizi yaratanın ''İnananlar, Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlarla dost olursa onlardan sayılır.''hükmüne aykırı davranışlarda bulunmanın bedelini ödüyoruz.
Hiç kızmaya gerek yok,herkes kendi özüne ve kendi kültürüne dönecek.Tabi ki bu hiç kolay olmayacak.
Yıllarca batı, çocuklarına Arz- Mevud-u ,Megalo ideası,Kostantinepolis iddialarını öğretirken,biz Türkler ''Yurta sulh ,cihanda sulh''diyerek neslimizi içe kapatmışız.
Hiç kimseyle kavga etmeden ,denileni yaparak yol almaya yani medeni olmaya çalışmışız.
Avrupa ise bizim topraklarımızda,soydaşlarımız ve dindaşlarımızın topraklarında adeta insan doğramış Müslüman kanı döküp barbarlığın her çeşidini yaşatmıştır.
15 Temmuzda Yurtta sulh cihanda sulh konseyi ile son taaruzunu Türkiye'ye gerçekleştiren batı ve onun içimizdeki uşakları kesin bir mağlubiyet alarak yenilmişlerdir.
Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
Bundan böyle batıyı dost edinmeyeceğimiz içinde Allah'ın yardımı da bizimle beraber olacaktır.
Son olarak, hiç kimse gelişmelerden tedirgin olmasın ,korkmasın.Önümüzdeki yıllar Müslüman Türk milletinin kendi özüne döndüğü,dünyanın süper devletleri arasında yer aldığı bir ülke olacaktır.
Peygamberimizin övgüsüne mazhar olmuş bu milletten dünyanın beklentileri vardır.
Bu manada ülkemizin ve milletimizin Allah yardımcısı olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT SAKARYA AHBAR
10 Mart 2017 Cuma
BÖYLE UKALALIK OLMAZ.
BEYEFENDİ SAKARYAYI KÜÇÜK DÜŞÜRDÜNÜZ
Bir kaç gün önce referandum çalışmaları için CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu Sakarya'ya geldi.
Otoban gişelerinde aracından inip Sakarya heyetiyle buluştuğu anda,bir vatandaş Kılıçtaroğlu'na yaklaşıp,
''Büyük lider Atatürk'ün Partisinin Genel Başkanı, Sakaryamıza hoş geldiniz''Diyor.
Arkasından,''Sakaryalılar olarak sizden bir ricam var efendim''Diyerek,
Atatürk ilkelerini sayabilecekmisiniz efendim''diye soruyor.
Kafasına göre Kemal Kılıçtaroğlunu faka bastırıp,büyük sükse yapacak.
Biz şakşakcılarda helal olsun,bravo adama,işte böyle madara edeceksin diyeceğiz.
Tabi Kılıçtaroğlu bu duruma fırsat vermeyerek adamın hevesini kursağında bıraktı.
Gerçi Sakarya milletvekili Engin Özkoç,Kılıçtaroğlu kadar sabırlı değildi.
Adamın yanağını pandikleyip,ensesine de hafiften birkaç şaplak denemesi yaptı.
Daha öncede parti liderlerine bu tip ukalalıklar hep yapıla gelmiştir.
Sayın Tayyip Erdoğan Başbakanken gittiği Mersin'de Provokatör Kemal Öncel isimli çiftçi olduğunu iddia eden bir Protestosuyla karşılaşıp ''Başbakan anamızı ağlattınız'' cümlesine 'Hadi al ananı git''diyerek o terbiyesize haddini bildirmişti.
O günleri hatırlarsanız herkes başbakana yüklenmiş davranışını eleştirmişti.
Ukalalık yapan provokatörü ise alkışlamış,helal olsun demişlerdi.
Ama biz asla onların düştüğü duruma düşmeyeceğiz.Çünkü biz farklı olduğumuzu iddia eden insanlarız.
Şimdi buradan Kılıçtaroğlun'a soru sorduğunu zannedip aslında ukalalık yapan adam sana diyorum ki.
Soruya, Sakaryalılar olarak diye başlıyorsun ya,
Sen asla Sakarya'lı olamazsın.
Çünkü Sakarya'lı şehrine gelen bir misafire asla senin davrandığın gibi davranmaz.
Hele hele bu bir partinin genel başkanı hatta Ana muhalefet partisinin genel başkanı olduğunu bildiğin halde böyle yapıyorsun.
Sakaryalı medenidir.Nerede ne soracağını bilir.
Senin gibi Atatürk ilkelerini sorarak küçük düşürmeye yönelik soru değil,Sakarya'nın sorunlarıyla ilgili sorular sorup bunu gündeme getirmesini ister.
Fazla uzatmadan bu davranışı kınıyorum.
Kime yapılırsa yapılsın,bu tip davranışları hep birlikte kınayalım.
Bize yapılınca tu kaka,karşı tarafa yapılınca bravo,helal olsun adama, demeyelim.
Kısaca bu ukalalıklara prim vermeyelim.
Herkes haddini bilmeli ve öyle davranmayı öğrenmeli.
Şimdi bizim cenahta bazı arkadaşlar ne o şimdide Kılıçtaroğlunu mu savunuyorsun diye beni eleştiriyordur.
Ne yapayım bizi yetiştiren hocalarımız bizi böyle öğretti.
Büyüğümüze küçüğümüze,devlet erkanına,annemize babamıza nasıl davranılması gerektiğini,adaletli olmayı,kayırmacılık yapmamayı,yalakalık ve ukalalık yapmamayı hep o okullarda onlardan öğrendik.
Kılıçtaroğlu zihniyeti de bu eğitim kurumlarını kapatmaya çalıştı.
Onlara da yapılan haksızlığı ortaya koymak bize nasip oldu.
Ne diyelim Allah herkese hidayet versin.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT SAKARYA AHBAR
.
5 Mart 2017 Pazar
REFERANDUM ANALİZİ VE EVETE ÇALIŞANLAR.
16 Nisan'da referandum için sandık başına gideceğiz.
Siyasi parti liderleri ve temsilcileri meydanlarda görüş ve düşüncelerini açıklıyorlar.
Kimin hangi safta yer aldığı da aşağı yukarı netleşmiş durumda.
AK Parti,MHP Evet cephesinde yer alırken,
CHP,HDP,SAADET Partisi,BBP,Vatan Partisi,Yurt Partisi ve diğerleri Hayır cephesini oluşturuyor.
Ancak ne evet cephesinde yer alan partilerin seçmenleri,ne de hayır cephesinde yer alan partilere oy vermiş seçmenler blok olarak partilerinin işaret ettiği cephede yer almıyorlar.
Evet cephesinin en büyük partisi AK Partinin handikabı,daha önce partiye oy vermiş seçmenlerin paralel yapıyla olan yakın ilişkileri.Bu seçmenlerin bir kısmı görevden alınan kamu görevlileri ve bunların yakınları.
Bunlar malesef bunca olayları ve kalkışmayı görmeyip AK Partiyi ve Tayyip Erdoğan'ı suçluyorlar.Bunların sayıları ve etki alanları 1,5 Milyon oy civarında bu da % 5 kayıp demek.Yani Ak Parti'nin Bu referandumda banko %45 Evet oyu var diyebiliriz.
Evet cephesinin ikinci partisi MHP de ise şu an için durum karışık görünüyor.
Genel başkan Devlet Bahçeli'ye karşı bir çok insan bayrak açmış durumda.İlk bakışta haklı gibi görünen bu guruplar gün geçtikçe taraftar kaybetmeye başladılar.Gerçek MHP tabanından gelen kişilere CHP,HDP ve Vatan Partisiyle aynı safta durmak zor gelir,geliyor.
Referandum tarihi yaklaştıkça MHP lilerin Devlet Bahçeli'nin etrafında toparlanacağını düşünüyorum
Bence MHP'de Hayır vereceklerin tamamı Tayyip Erdoğan handikabıyla oy verecek olanlardır.
MHP'nin 3 Kasım seçimlerinde aldığı %12 oyun %8 Evet,%4'ü ise hayır verebilir.
Bahçeli'ni yapacağı kalabalık mitinglerde bu manada etkili olacaktır,diye düşünüyorum.
AK Parti+MHP Evet blokunun oyu en az %53.
Ancak şunu da belirtmem lazım ki Hayır blokunda olupta Evete çalışan partiler var.
Mesela Saadet Partisi;Erbakan'ı Anma programı düzenleyip oraya Kemal Kılıçtaroğlu'nun ve Baro başkanı Feyzioğlu'nun katılması Saadet Partisine oy veren seçmenleri ve Erbakan Hoca'nın oğlu Fatih Erbakanın açıkca evet diyeceğini açıklamasına sebep olmuştur.Bu da saadet Partisi seçmeninin ve BBP'nin yarısı yani %1 Evet diyebilir.
Bence en büyük süprizi HDP li seçmen yapacak.
Son aylarda bölgedeki terör olaylarının taban yapması,Bölgedeki devlet yatırımlarının artması,fetöcü komutanların tutuklanıp vatandaşların halinden anlayan komutanların atanması,belediyelere kayyumlar atanarak halkın farkı fark etmesi ve geleceğe yönelik umut içinde olması,halkın Hdp'nin dediğini yapmayıp Evet'e ve devlete yönelmesine sebep olacaktır.
Ben HDP'nin 3 Kasım seçimlerinde aldığı %10 oyunun en az %4 inin Evet vereceğini düşünüyorum.
Birde yurt dışındaki oylarla Almanya ve Hollanda'nın bağnazlıklarına kızan seçmenlerinde desteği Evete olacağını düşünüyorum.Bunun da %2 civarında olacağını tahmin ediyorum.
Şimdi hesaplarsak,Evet oyları
AK Parti %45 +MHP %8 +Saadat ve BBP'den %1 + HDP'den % 4 +Yurt dışı %2= %60 TOPLAM EVET.
Hayır oyları,
CHP %25 +HDP %6 +MHP'den %4 +Fetonun etkisiyle % 4+Diğerleri %1=%40 TOPLAM HAYIR
Ben yaptığım bu tahmine ve analize artı eksi %3 sapma öngörüyorum.
Halkımızın vereceği her karara saygılıyız,
Verilecek kararlar ve çıkacak sonuç ülkemiz ve insanımız için hayırlı olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT SAKARYA AHBAR
28 Şubat 2017 Salı
BUGÜN 28 ŞUBAT
ÇOĞULCU PARLAMENTER SİSTEMDE 28 ŞUBAT POST MODERN DARBESİ.
16 Nisan tarihinde yapılacak olan anayasa değişikliği için muhalefetin ve bir kısım basının olmazsa olmazı, mevcut parlamenter hükümet sistemi.
Bu günlerde bu sistemi savunanlar ülkenin seçilmiş hükümetine karşı bakın 28 Şubat 1997 günü neler söylemiş.
O gün toplanan milli güvenlik kurulunda kesintisiz eğitimin 8 yıla çıkartılarak imamhatip okullarının orta kısımları kapatılmak istenmiş,İmamhatip liselerinden mezun olan öğrencilerin üniversiteye girişlerinde katsayı uygulaması getirilerek üniversitelere imamhatiplilerin girişi engellenmeye çalışılmıştır.
Tam dokuz saat süren 28 Şubattaki milli güvenlik kurulu kararları o kadar ağırdı ki Başbakan Necmettin Erbakan toplantıdan çıktıktan sonra boncuk boncuk terlemişti.
Sayın Erbakan bu kararların yumuşatılmaması halinde kararları imzalamayacağını söyledi.
Ancak kriz çıkarmadan zamana yayarak konuyu halletmeye çalıştı.
Basının imzaladı imzalamadı tartışmaları Erbakan hükümetinin istifasına kadar sürdü.
Ancak yıllar sonra açılan 28 Şubat soruşturmasında görüldü ki Başbakan Erbakanın bu kararları imzalamadığı ortaya çıktı.
O günleri hatırlamayanlar için sizlere o günlerde çıkan gazetelerin manşetlerini sunmak istiyorum.
''En Uzun gün''İrtica tartışması Refah-Yol'un kaderini belirleyecek'' Milliyet.
''Ya Uy,Ya Çekil.Ecevit ve Baykal Erbakan'a böyle seslendi'' Hürriyet
''Beceremediniz artık bırakın'' Fetö Erbakana böyle seslendi'' Hürriyet.
''Yetmiş yıllık imajımız güme gidiyor'' Hürriyet
''Yargıtay;Kapatırım'' dedi.'' Cumhuriyet
''Rektörler uyardı,'' Hürriyet
''Ordudan ambargo''Genel kurmay irticacı kuruluşlardan alış veriş yapmayın.'' dedi. Milliyet
''Gerekirse silah bile kullanırız'' Hürriyet.
''Genel kurmayda yarın verilecek brifinge savcılarda davet edildi.' 'Hürriyet
''TOBB:Hükümet hemen bitmeli''Hürriyet
''Ordudan son uyarı'' Milliyet
''Muhtıra gibi brifing'' Sabah
''Paşa paşa imzaladı'' Sabah
''İmam Hatib'e Yeni öğrenci Yok''Sabah
Yukarıdaki gazete manşetlerinden de anlayacağınız gibi o günün seçilmiş meşru hükümetine ve başbakanına karşı en aşağılık hakaretlerde bulunulmuş ve hükümet düşürülerek halk iradesi hiçe sayılmıştır.
Bu gün ise dün yerle bir ettikleri ,hükümetleri, başbakanları istifaya zorladıkları sistemin devam etmesini istiyorlar.
Ne yazık ki yine aynı kesimler ve gazeteler bunu istiyor.
28 Şubat mağduru olarak asla bu gazetelere ve bu zihniyete güvenmiyoruz
Bir daha 28 Şubat ve 15 Temmuz gibi hadiselerle karşılaşmamak için Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini destekliyoruz
Allah bu ülkeye böyle kara günleri bir daha göstermesin.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT SAKARYA AHBAR
24 Şubat 2017 Cuma
AK PARTİNİN AĞABEYLERİ DEVREDE
AK Patinin kuruluşundan bu yana onbeş yıl geçti.
O günden bu güne partinin yönetim kademelerinden birçok insan geldi geçti.
Bunların kimi teşkilatlarda,kimi belediyelerde kimi milletvekili pozisyonunda görevler yaptılar,yapıyorlar.
Öyle yada böyle sürdürülen bu görevler 15 Temmuz'dan sonra sorgulanmaya ,acabalara,şüphelere yol açmaya başladı.
Neredeyse herkes birbirinden şüphelenmeye başladı.
Nasıl şüphelenmesin ki.At izi it izine karıştı.
Bir bakıyorsun fetöcü diye tutuklama yapan hakim,birkaç gün sonra kendisi aynı suçtan tutuklanıyor.
Genel kurmay başkanıyla Kardak kayalıklarında gövde gösterisi yapan binbaşı,bir gün sonra göz altına alınıyor.
Buna benzer bir yığın olayı hergün izliyoruz.
Böyle bir durumda herkesin birbirinden şüphelenmesi gayet normal.
Şu bir gerçek ki millet, babasının oğluna bile güvenemiyor.
Böyle bir ortamda en doğru karar,daha önce test edilmiş güvenilir insanlara görev vererek zahiri kurtarmaya çalışmaktır
Bu manada emekli olmuş memurlar,amirler dahil herkes göreve davet edilmeli ve her alanda en güvenilir birinci halka teşkil edilmelidir.
Hatta eski milletvekillerinden devlete ve partiye sadakatı test edilmiş vekillere tekraren vekillik yolu açılmalı ve tecrübe ve birikimlerinden istifade edilmelidir.
Ben bu telkinleri yaparken bir yandan da Eski Sakarya milletvekillerimiz Hasan Ali Çelik ve Recep Yıldırım'ı izliyorum.
Bu iki eski vekilde son günlerde olağan dışı bir hareketlenme ve çalışma gözlemliyorum.
Hasan Ali Çelik'in geçen hafta Sakarya'ya gelerek yirmiye yakın mahallede ziyaretler yaptığını,Recep Yıldırım'ın Genel merkez çalışmalarına hız verdiğini duyuyorum.
Benim kanaatimce bu alınan bir işaretin sonucudur diye düşünüyorum.
Bir yerlerden hazırlanın talimatı da almış olabilirler.
Dün Recep Yıldırım Facebook sayfasından Külliyenin kapısında elinde bir çantayla fotoğraf çektirip üstüne de yazmış, ''Cumhurbaşkanımızla birlikteydik''
Bende kendisine sayın vekilim ben çantanın içindekini merak ediyorum,deyince.Bana''Kravat kardeşim''diye yazdı.
Bu toplantıya Hasan Ali Çelik ve Ali İnci'nin de katılıp kravat hediyelerini aldığını duydum.
Bir lider neden kravat hediye eder.
Bunun yorumunu siz okuyucularıma bırakıyorum.
Çünkü yukarıda da değindiğim gibi her alanda en güvenilir birinci halka için rüştünü ispat etmiş kişilere ihtiyaç var.
İçine düştüğümüz musibetten ancak böyle kurtulabiliriz.
Yoksa arkamıza bakmaktan ileriye yürüyemeyeceğiz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla
Ertan CİMBAT SAKARYA AHBAR
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)