15 Şubat 2020 Cumartesi
O CADDEDE BİZ ESNAFLIK YAPACAĞIZ BAŞKANIM.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ferizli'nin ana arteri Fevzi Çakmak caddesinin tamamını ve Cumhuriyet Caddesinin bir kısmını yenileyecek.
Tabi bunu yaparken Ferizli Belediyesi'nin rehberliginde yapacak.
Bu yüzden yolun ne şekilde yapılacağı, cadde ve kaldırımların nasıl olacağı ve benzeri ön hazırlıklar Ferizli Belediyesi tarafından yapılıyor.
Belediye yetkililerinden ve Belediye Başkanı İsmail Gündoğdu'nun açıklamalarından anladığımıza göre mevcutta kilitli parke taşından yapılmış caddenin asfalt yapılacağı, kaldırımların daraltılarak caddenin iki taraflı parklanmaya müsait hale getirileceği ve araç geçişinin iki yönlü bir şekilde sıkışmadan yapılmasının sağlanacağı,
Bu maksatla yapılan kaldırım daraltma çalışması sebebiyle caddede bulunan ağaçların kesileceği belirtiliyor.
Ancak bu durum,ne bu caddede esnaflık yapanları, ne de kaldırımları kullanacak vatandaşları memnun etmişe benziyor.
Dünyanın hiç bir yerinde araçlar caddede rahat park etsin diye şehir düzenlemesi yapılmaz.
Tam aksine insanlar rahat etsin diye kaldırımlar geniş yollar dar ve ihtiyacı kadar yapılır.
Ferizli'li esnaflar ve vatandaşlarla yaptığımız görüşmelerde birçoğu caddenin kilitli parke yerine asfalt yapılmasını istemiyor.
Asfaltta daha çok toz ve sel riski olduğunu,kilitli parkenin tozu ve yagmur sularının sele dönüşmesini engellediğini söylüyor.
Ayrıca kaldırımın daraltılıp bir sıra daha park yeri açmanın araç yoğunluğunu artırıp, yaya ve insan yoğunluğunu azaltacağını bununda esnafa fayda yerine zararı olacağını, bunun kaostan başka bir işe yaramayacağını söylüyorlar.
Helede yıllarca emek verilip yetiştirilen ağaçların kesilerek kaldırımların daraltılmasına ve şehrin güzelliklerinin bozulmasına itiraz ediyorlar.
Bir esnaf toplantısında bir esnafın belediye başkanı İsmail Gündoğdu'ya
"Başkanım bu caddede biz esnaflık yapıyoruz bizimde fikirlerimizi alsaydınız" diye sitemlerini dile getirince Başkanın cevabı,
"Proje onaylandı" oldu.
Yani şimdi diyebilirsinizki proje onaylanmış sen neden yazıyorsun?
İnanın o kadar çok insan bu konuda yazmamı istediki proje onaylanmış olsada belki projede tadilatı yapılabilir mi? Diye halkın ve esnafın taleplerini yazmak zorunluluğu hissettim.
Bundan sonrası yetkili ve sorumlu arkadaşlarda.
Herşeyi önceden istişare ederek halkı bilgilendirerek, kamuoyunu dinleyerek yapmak,yönetimlerin elini rahatlatır.
Ben yaptım oldu zihniyetinin fayda sağlamadıği tecrübelerle sabittir.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla
7 Şubat 2020 Cuma
ÇOK CESARETLİ AMA TEDBİRSİZ BİR MİLLETİZ.
Biz Türk Milleti olarak çok cevval bir milletiz.
Közü pek ve cesaretli bir miletiz.
Hele bir mazlum,garip, guraba oldumu kendimiz yemez, kendimiz giymez onları yedirir, onları giydiririz.
Daha da önemlisi bir insan tehlikeye düşmüş helede ölüm tehlikesindeyse kendi canımızı hiçe sayar ona yardıma koşarız.
Son yıllarda bu tip olayları ve davranışları milletçe gözlemliyoruz.
Daha sıcağı sıcağına Van'da ki çığ felaketi ve Sabiha Gökcen hava limanında pistten çıkan uçak kazalarını örnek olarak verebiliriz.
Ancak biz millet olarak cesaretli olduğumuz kadar, tedbirsizde bir milletiz.
Bu cesaretimizden mi?, genlerimizden midir?bilmiyorum.
Malesef biz böyleyiz.
İşte Van'daki olayda çığ altında kalan minibüsü kurtarmak için yüzlerce insan olay yerine akın ediyor.
Kurtarma ekipleri,çığ altında kalanların yakınları,meraklılar alana koşuyur.
Ancak arkasından dağdan kopan ikinci çığ tam kırkbir kişinin yaşamına mal oluyor.
İçişleri bakanı Suleyman Soylu ölenlerin çoğunun dere yatağında kurtarma yapan ekipten değil, yukarıda ateş yakıp ısınmaya çalışan kişiler olduğunu açıklıyor.
İşte ikinci bir çığın düşeceğini hiç hesap etmeden cesaretle o alana girmek ve sonunda ölmek.
Ya Sabiha Gökcen'deki uçak kazası,insan televizyondan seyrederken bile hayretler içinde kalıyor.
Uçak üçe bölünmüş itfaiye dışarı akan uçak yakıtına su sıkıyor, bir yandan uçağın belli yerlerinden duman çıkıyor ama bizim insanımız uçağın başına yığılmış.
Allah göstermesin ya o uçak orada bir patlasaydı ne olacaktı.
Bunları düşünmek bile istemiyoruz ama,malesef bizim ülkemizde böyle şeyler hep oluyor ve sıradanlaşıyor.
Artık cesaretimiz kadar, tedbirlide olmak zorundayız.
Bu aziz milletin herbir ferdi bizim için çok değerlidir.
Çünkü yeryüzünü islah edecekse bu millet edecek, en azından ben böyle düşünüyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygilarımla.
2 Şubat 2020 Pazar
CADDE VE SOKAK İSİMLERİ HER ZAMAN TARTIŞMA KONUSU.
Sokak ve caddelere verilen isimler her zaman tartışma konusu olmuştur.
Bu yüzden birçok belediye cadde ve sokaklara isim yerine numara vermeyi tercih etmeye başladı.
Ferizli'de de daha önce caddelere ve sokaklara o mahalde bulunan sülalelerin soy isimleri verilmişti.
Mesela Dinç sokak, Dülger sokak,Ulu sokak,Bekaroglu caddesi vb. gibi .
Zamanla bu isimler değiştirildi;çoğunlukla bu-ralara numara verildi.
31 Martta göreve gelen yeni yönetim 06.01.2020 tarihindeki meclis toplantısında bazı cadde ve sokaklara yeni isimler verme ile ilgili maddeyi kabul etti.
Açık söylemek gerekirse ben bu isimleri hem beğendim, hemde adaletsiz buldum.
Önce beğendiklerimi yazacak olursam birçok mahallenin ana caddesine Müslüman Türk milletine hizmet etmiş isimler verilmiş.
Hasan Polatkan,Mevlana,Orhan Gazi,Fatih,Osmanlı,Plevne,Abdülhamit,Necip Fazıl,Ertugrul Gazi gibi.
Bunlar gelecek nesillere tarih ve kültür aktarımı açısından çok faydalı olacağı muhakkak.
Birde siyasi lider isimleri konulmuş,Necmettin Erbakan,Alpaslan Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu.
Allah hepsine rahmet eylesin.
Şayet bu isimler veriliyorsa ölen diğer siyasi parti liderlerininde ismini vermek lazım o liderleri sevmemişte olabilirsiniz ama beldenizde o liderleri seven kişiler mutlaka vardır.Bu yüzden Demirel,Ecevit,Özal isimlerinide vermek adalet açısından iyi olurdu diye düşünüyorum.
Bir başka adaletsizlikte belediye baskanlığı yapmış kişilerin isimlerinde yapilmış,
Rahmetli olan belediye başkanlarımızdan Ahmet Dülger ismi daha önce verilmişti,simdide Fehmi Ata'nın ismi verilmiş çok doğru bir karar ancak ihtilâlle görevinden uzaklaştırılan Hamidan Güneş'in ismi unutulmuş.
Birde yaşayan eski belediye başkanlarımızdan sadece Salih Kılıçaslan'ın ismi bir caddeye verilmiş.
O zaman sormazlar mı?Mustafa Akgün, Hüseyin Kaşkaş,Ahmet Soğuk isimleri neden verilmedi?
Bence yönetimler keyfi değil adaletli davranmak zorundadır.
Birde soy isimlere göre cadde ve sokak isimleri kaldırıldığı halde bu Akşit sok.ismini koymak nereden çıktı bir anlam veremedim.
Ben gelecek nesillere aktarılması ve hatırasının yaşatılması için özellikle caddelere Türk tarihi ve Türk büyüklerinin,ülkemize hizmet etmiş liderlerin , ilçemize hizmet etmiş kişilerin isimlerinin hatıralarının yaşatılmasını çok doğru buluyorum ve önemsiyorum.
Ancak bunu yaparken ayrım yapmadan belli bir kıstasla yapılması gerekir diye düşünüyorum.
İlçemize hayırlı olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla. 02.02.2020
Bu yüzden birçok belediye cadde ve sokaklara isim yerine numara vermeyi tercih etmeye başladı.
Ferizli'de de daha önce caddelere ve sokaklara o mahalde bulunan sülalelerin soy isimleri verilmişti.
Mesela Dinç sokak, Dülger sokak,Ulu sokak,Bekaroglu caddesi vb. gibi .
Zamanla bu isimler değiştirildi;çoğunlukla bu-ralara numara verildi.
31 Martta göreve gelen yeni yönetim 06.01.2020 tarihindeki meclis toplantısında bazı cadde ve sokaklara yeni isimler verme ile ilgili maddeyi kabul etti.
Açık söylemek gerekirse ben bu isimleri hem beğendim, hemde adaletsiz buldum.
Önce beğendiklerimi yazacak olursam birçok mahallenin ana caddesine Müslüman Türk milletine hizmet etmiş isimler verilmiş.
Hasan Polatkan,Mevlana,Orhan Gazi,Fatih,Osmanlı,Plevne,Abdülhamit,Necip Fazıl,Ertugrul Gazi gibi.
Bunlar gelecek nesillere tarih ve kültür aktarımı açısından çok faydalı olacağı muhakkak.
Birde siyasi lider isimleri konulmuş,Necmettin Erbakan,Alpaslan Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu.
Allah hepsine rahmet eylesin.
Şayet bu isimler veriliyorsa ölen diğer siyasi parti liderlerininde ismini vermek lazım o liderleri sevmemişte olabilirsiniz ama beldenizde o liderleri seven kişiler mutlaka vardır.Bu yüzden Demirel,Ecevit,Özal isimlerinide vermek adalet açısından iyi olurdu diye düşünüyorum.
Bir başka adaletsizlikte belediye baskanlığı yapmış kişilerin isimlerinde yapilmış,
Rahmetli olan belediye başkanlarımızdan Ahmet Dülger ismi daha önce verilmişti,simdide Fehmi Ata'nın ismi verilmiş çok doğru bir karar ancak ihtilâlle görevinden uzaklaştırılan Hamidan Güneş'in ismi unutulmuş.
Birde yaşayan eski belediye başkanlarımızdan sadece Salih Kılıçaslan'ın ismi bir caddeye verilmiş.
O zaman sormazlar mı?Mustafa Akgün, Hüseyin Kaşkaş,Ahmet Soğuk isimleri neden verilmedi?
Bence yönetimler keyfi değil adaletli davranmak zorundadır.
Birde soy isimlere göre cadde ve sokak isimleri kaldırıldığı halde bu Akşit sok.ismini koymak nereden çıktı bir anlam veremedim.
Ben gelecek nesillere aktarılması ve hatırasının yaşatılması için özellikle caddelere Türk tarihi ve Türk büyüklerinin,ülkemize hizmet etmiş liderlerin , ilçemize hizmet etmiş kişilerin isimlerinin hatıralarının yaşatılmasını çok doğru buluyorum ve önemsiyorum.
Ancak bunu yaparken ayrım yapmadan belli bir kıstasla yapılması gerekir diye düşünüyorum.
İlçemize hayırlı olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla. 02.02.2020
26 Ocak 2020 Pazar
KOCAALİ'DE AHMET ACARIN USTALIK DÖNEMİ
Kocaali Sakaryamızın merkeze en uzak ilçelerinden birisi.
Sakaryanın kuzeyinde merkeze yetmiş kilometre.
Karadenizin kenarında,geçim kaynağı fındık olan bu ilçemiz adeta fındık ocakları ile donatılmış.
Benimde doğum yerim olan bu ilçenin belediye başkanı Ahmet Acar'a birkaç gün önce bir ziyaret gerçekleştirdim.
Çok sıcak bir ilgiyle bizi karşılayan başkan,seçildiği günden bu güne hep mütevazi bir insan.
Başkanla makamına geçer geçmez hemen son günlerin gündemi Organize Sanayi Bölgesini sordum.
Başkan,"Bu konu Kocaali'deki bütün sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerle ortaklaşa alınan bir karardı.
Bizde bu işe önderlik yapıp bazı girişimler yaptık.
Tam sonuç alma noktasına gelmiştik ki, bir anda istemezükcüler türedi.
Neymiş Kimya organizesiymiş, insanlar zehirlenecekmiş filan bir yığın dedikodu ürettiler.
Vali Bey ve Satso şimdilik konuyu askıya aldı.
Artık olay bizden çıktı.
Bu konda Kocaali'nin tüm sivil toplum örgütleri ve siyasi partileri bir anlayış birliği ortaya koyarsa bizde tekrar harekete geçeriz"dedi.
Kocaali'nin devamlı nufusunun azaldığını ve göç verdiğini bu üçüncü dönemi olan ustalık döneminde ilçeye mutlaka bir OSB kazandırmak istediğini, gelecek nesillerimiz için bunun zorunlu olduğunu söyledi.
Başkanı tastik etmek için, sadece Ferizli'de 2 bin ila 3 bin arası Kocaali'li bir nufusun olduğunu buralarda fabrikalarda ve tarım alanlarında çalıştıklarını söyledim.
Başkan Ahmet Acar mutat belediye hizmetlerini yol, asfalt, spor tesisi,teletuvar,park bahçe,şehir meydanı, denizde kıyı düzenlemeleri gibi birçok hitmet yapmış.
Hele bu üçüncü döneme başlar başlamaz Melen Nehri ve Maden Deresinde su taşkınları olmuş bir çok mahallede büyük taşkınlar ve zararlar oluşmuş uzun bir süre bu taşkınlardan doğan zararları onarmaya çalışmışlar.
Hatta bu sel afatıyla denize karışan çöpler sahile vurunca birçok vatandaş belediye başkanıyla birlikte sahillerde temizlik yapmışlar,çöp toplamışlar.
Ben Ahmet Acar'ı halkın içinde,cemiyette,cenazede,mahallelerdeki davetlerde, okumalarda her yerde vatandaşla birlikte görüyorum ve gözlemliyorum.
Halkında kendisine güvendiğini bunuda üç dönem belediye başkanı seçerek gösterdiğini belirtmek isterim.
Kocaali altyapı, su ve doğalgaz konusunu büyük oranda halletmiş.
Mahalle yollarını asfaltlamış,hatta her mahallenin birkaçtane alt mahalleciklerinin bile yolları asfalt yapılmış.
Kocaalide mahallelerin merkeze uzaklığı ve mahalle sayısı göz önüne alındığında bu işlerin o kadarda kolay olmadığını belirmem lazım.
Başkan Ahmet Acar'ı kendinden emin, ne yaptığını bilen ve tecrübesiyle zor işleri kolaylaştıran biri olarak gördüm.
Kocaali doğumlu biri olarak başkana yapacağı çalışmalarda başarılar diliyorum.
Bizlere gösterdiği misafirperverliğede ayrıca teşekkür ediyorum.
Allah yardımcısı olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT.
23 Ocak 2020 Perşembe
KARASU BELEDİYESİNİN ÇALIŞMALARINA HAYRAN KALDIM.
31 Martta seçilen belediye başkanlarını fırsat buldukça izlemeye çalışıyoruz.
Geçteğimiz dönemde en sorunlu birkaç belediyeden biriydi Karasu Belediyesi.
Adeta borç batağına saplanmış,belediyenin eli kolu bağlanmıştı.
Herkes aday gösterilen İshak Sarı'nın Karasu'da seçimi kaybedeceğini beklerken o,yüzde ellinin üzerinde bir oyla belediye başkanı seçildi.
Ancak bu defa da, seçildi ama belediyeyi nasıl yöneteceği, bu kadar borçla ne yapabileceği konuşulmaya başlandı.
Açık söylemek gerekirse kendisini çok iyi tanımama rağmen bende kendisinden çokta umutlu değildim.
Çünkü Sakarya'da şartları en ağır olan bir belediye devralmıştı.
Ama şunu itiraf etmeliyim ki şu sekiz aylık süre içersinde benim gözlemim odur ki Sakarya'da en faal belediye baskanı kim?deseler.
Bir numara İshak Sarı ve Karasu Belediyesi derim.
Nasıl demiyeyim ki?
Hiçbir mazerete sığınmadan bütün mahallelerde aynı anda yol,asfalt,teletuvar ve temizlik çalışmaları başlatmış.
Şehir merkezinde banket yenileme, bisiklet yolları, yeni parklar ve ışıklandırma ve refüj peyzaj çalışmaları yapmış yapmaya devam ediyor.
Ana caddelerde poşet çöp uygulaması başlatıp belli saatlerde çöp taksi denen bir çöp toplama aracıyla hızlıca girip çöpler alınıyor.
Belediyede çok güzel bir kadro kurmuş herkes sanki seferberlik ilan etmiş Karasu için birşeyler yapıyor.
Ben başkanla konuşurken o kadar çok çalışmadan bahsetti ki,
Kendisine, başkanım bir anda birçok alanda tam saha pres çalışıyorsunuz.
Belediyenin çok borçlu olduğu söyleniyordu bunun üstesinden nasıl geliyorsunuz?diye sorduğumda.
Evet borcumuz çok iller bankasindan gelen para borçlara ve Büyükşehire kesildiği için yok denecek kadar az.
Ankara'da borçları biraz daha uzun vadeye yaymaya çalışıyoruz.
Yalnız biz bu durumları bilerek bu görevi kabul ettik.
Hiçbir mazerete sığınmadan Karasuya hizmet etmek için arkadaşlarımla birlikte yoğun birşekilde çalışıyoruz.
Görev süremiz içindede azimle çalışmaya devam edeceğiz.
Karasu halkı daha şimdiden farkımızı görüyor ve memnuniyetlerini bildiriyorlar.
Bu da bize moral oluyor,daha çok çalışma azmi veriyor.dedi.
Yazıyı toparlarsak yaptığı çalışmaları kendisinden dinlemek ve tebrik etmek için gittiğim Karasu Belediye Başkanı İshak Sarı'yı çok heyecanlı ve kararlı gördüm.
Hele borç stokunu bir çevirebilirse iddia ediyorum İshak Bey'i kimse tutamaz.
Sakarya ve Karasu gelecek vaad eden çok başarılı bir belediye başkanına kavuşmuş.
Allah yardımcısı olsun.
Kendisine başarılar dilerken halkı bilgilendirme adına yaptığımız bu görev için zaman ayırıp bizi ağırladığı için kendisine teşekkür ediyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
18 Ocak 2020 Cumartesi
BÖYLE İTTİFAK OLMAZ.
İttifak belli bir konuda anlaşıp güç birliği yapma, ortak çıkarlar için anlaşma demektir.
İttifak yapanlara ise müttefik denir.
Her müttefik,ittifak yaptığı gurubun çıkarlarını kendi çıkarları gibi korur.
Ak Parti uzun zamandır MHP ile ittifak halinde.
31 Mart yerel seçimlerine birlikte,tek listeyle tek adayla girerek bu ittifakı tabandada iyice perçinlemiş oldular.
Ancak bu ittifakı hâla anlayamayan ve müttefiklik ruhuna uymayan hareketlere tek tükte olsa rastlanıyor.
Aynen Ferizli Belediye Meclisinde Ocak ayı oturumunda olduğu gibi.
Malesef bir önceki dönem şahit olduğumuz hastalıklar yine nüks etmeye başladı.
Denetim kuruluna guruplardan seçilecek üyeler her parti gurubu tarafından önceden belirlenmiş ve isimleri okunarak oylamaya geçilmiş.
Ak Parti gurubunun ve iyi Parti gurubunun belirlediği isim oy birliğiyle meclisten geçmesine rağmen, sıra MHP gurubunun belirlediği adaya gelince belirlenen aday altı,aday olmadığı halde diğer MHP'li üye dokuz oy alarak denetim kuruluna seçilmiş.
Burada MHP'nin gurup kararı delinmiş.
İşin asıl garip tarafı Ak Parti tam kadro Mhp'li diğer adaya oy vererek tüm siyasi taammülleri alt üst etmiş.
Burada sorulması gereken şey,MHP'li üyenin aday olmadığı halde Ak Partili meclis üyelerinin tamamının oyunu nasıl aldığıdır.
Bu blok oy kendiliğinden mi? Yoksa bir yönlendirme sonucu mudur?
Mhp'li üyenin bir disiplin suçu işleyip,partisinden koparılması düşünülmüş olabilir mi?
Bu durumun gerçekleşmesi halinde Mhp'nin meclisteki temsil sayısı ikiye düşeceğinden gurubuda düşmüş oluyor.
Tüm bu hesaplar önceden planlanıp ondan sonra mı düğmeye basıldı?.
İşin özeti, böyle ittifak olmaz.
Müttefiklik hiç olmaz.
Her iki partinin karar organları bu işin üstünü kapatmadan sonuna kadar üzerine gitmeli,sorumlular bulunmalı ve sonucu kamuoyuna açıklanmalıdır.
Yoksa bu işin sonu gelmez.
Atalarımız "Çalma elin kapısını,çalarlar kapını"demişler.
"Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" ta var bu işlerde.
İnsan ne oldum değil, ne olacağım demeli.
Yanlışın neresinden dönersen, orası kârdır.
Bu kadar dost tavsiyesi yeter herhalde.
Anlayabilene...
Son olarak yukarıdaki fotoğrafa bakarak bütün kararların ittifakla alındığı Ak Parti+MHP ittifakı birilerini rahatsız etmiş olabilir mi?
Aklıma deli sorular geliyor...
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
12 Ocak 2020 Pazar
YAZARLIKTA ALTINCI YILIMIZI DEĞERLENDİRDİK
Çok ķıymetli okuyucularım Mayıs 2014 tarinden bu yana köşe yazısı yazıyorum.
Tam altı yıl olmuş.
Bu süre içinde altıyüze yakın köşe yazısı yazmışız.
Genellikle siyasi yazılar yazmama rağmen, benim için yazdığım kültürel yazılar daha kıymetli olmuştur.
Ancak şunu belirteyim ki okurlarımın büyük çoğunluğu siyasi yazıları tercih edip, kültürel yazılara bakmıyorlar bile.Bir istatistik vermem gerekirse kültürel yazılarım bir okunuyorsa siyasi yazılarım on okunuyor.
Hele ilçe ile ilgili yazdığım siyasi yazılar bir on daha fazla okunuyor.
Bir yazar emek verip ortaya koyduğu eserin tabiki çok kişi tarafından okunmasını ister.
Ancak çok okunmak için devamlı bir şekilde siyaset yazmak benim tarzım olmayacağını buradan okurlarıma bildirmek isterim.
Bir başka konu yazılarımla ilgili aldığım geri dönüşler.
Mesela Ak Parti'yi eleştirdiğimiz bir yazı yazmışsak Ak Parti'li arkadaşların "Ya sen ne biçim Ak Partilisin?"baskısına maruz kalırken, muhalefetteki arkadaşların övgülerine mazhar olabiliyoruz.
Ama iş muhalefeti eleştirmeye geldi mi ? bu defada muhalif kesimden tepkiler geliyor.
Adam belediye başkanını sevmiyorsa belediye başkanıyla ilgili ne yazıyorsam on dakika sonra telefonu açıp tebrik ediyor.
"Yazını çok beğendim.Tebrik ederim" diyor.
Ama bir iki ay sonra onun partisiyle ilgili bir gerçeği yazınca tam tersi bir tutum içine girebiliyor.
Eski yeni belediye başkanları bile kimi telefonla, kimi özel mesajla, kimi face paylaşımının altına yorum yazarak karşı tarafa dokunan yazı için tebrik, kendilerine dokunan yazılar için eleştiri getiriyorlar.
Sizin anlayacağınız herkes kendi istediği gibi yazmamızı istiyor.
Ben gazeteciliğe 48 yaşında Medya İletişim Yüksek okulunu bitirerek başladım.
Bu işide hiç para almadan meccanen yapıyorum.
İyikide öyle yapıyorum,yoksa bu güne kadar cesurca yazdığımız bir çok konuyu yazamazdık.
Malesef bu iş böyle.
Bazı okurlarımız,önceki belediye başkanlarını çok eleştirdiğimi, yeni seçilen belediye başkanları ile ilgili yazı yazmadığımı söyleyip sitemde bulunuyorlar.
Gazetecller, toplumu aydınlatma görevi yaptığından asla bu görevlerini suistimal edemezler.Hele ben asla.
Ancak şu varki yeni seçilen bir belediye başkanına en az bir yıl bir mühletinde verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Çok olanüstü bir durum olmadığı sürece bu bir yıllık süreyi beklemek durumundayız.
Şuda bilinmeli ki yazı yazmıyoruz diye boşta durmuyoruz.
Belediye ve başkanla ilgili bilgileri bir kenara not ediyoruz.
İyisinide,yanlışınıda.
Bir tespitimide buradan aktarmak istiyorum.
Bu dönem özellikle ilçe siyasetinde bir yenilenme ve gençleşme oldu.
Ancak bu yenilenme ve gençleşme birçok tecrübesiz ve siyasi deneyimi olmayan kişiyide makam ve mevki sahibi yaptı.
Bu arkadaşların birçoğu ilçede siyasi bir sessizlik oluştuğunu ilçeye siyasi bir huzur geldiğini filan söyleyip duruyorlar.
Ben sadece bu arkadaşlara bunun böyle olmadığını,homurtuların ve bataklıkların oluşmaya başladığını söylemek isterim.
Son olarak okuyucularımdan isteğim.
Birçok zorluğa rağmen sürdürmekte olduğum yazılarımın daha çok insana ulaşmasını sağlamak için kendi internet medya hesaplarınızda paylaşmanızı sizlerden rica ediyorum.
Ayrıca yazılarım bundan sonra kendi medya hesaplarimda sesli makale olarakta kendi sesimden yayınlanacaktır.
Yine önümüzdeki süreçte yazılarımı bir güncel haber gazetesinde de yayınlamayı düşünüyorum.
Gelişmeleri bilahare siz okuyucularımla paylaşacağım.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Tam altı yıl olmuş.
Bu süre içinde altıyüze yakın köşe yazısı yazmışız.
Genellikle siyasi yazılar yazmama rağmen, benim için yazdığım kültürel yazılar daha kıymetli olmuştur.
Ancak şunu belirteyim ki okurlarımın büyük çoğunluğu siyasi yazıları tercih edip, kültürel yazılara bakmıyorlar bile.Bir istatistik vermem gerekirse kültürel yazılarım bir okunuyorsa siyasi yazılarım on okunuyor.
Hele ilçe ile ilgili yazdığım siyasi yazılar bir on daha fazla okunuyor.
Bir yazar emek verip ortaya koyduğu eserin tabiki çok kişi tarafından okunmasını ister.
Ancak çok okunmak için devamlı bir şekilde siyaset yazmak benim tarzım olmayacağını buradan okurlarıma bildirmek isterim.
Bir başka konu yazılarımla ilgili aldığım geri dönüşler.
Mesela Ak Parti'yi eleştirdiğimiz bir yazı yazmışsak Ak Parti'li arkadaşların "Ya sen ne biçim Ak Partilisin?"baskısına maruz kalırken, muhalefetteki arkadaşların övgülerine mazhar olabiliyoruz.
Ama iş muhalefeti eleştirmeye geldi mi ? bu defada muhalif kesimden tepkiler geliyor.
Adam belediye başkanını sevmiyorsa belediye başkanıyla ilgili ne yazıyorsam on dakika sonra telefonu açıp tebrik ediyor.
"Yazını çok beğendim.Tebrik ederim" diyor.
Ama bir iki ay sonra onun partisiyle ilgili bir gerçeği yazınca tam tersi bir tutum içine girebiliyor.
Eski yeni belediye başkanları bile kimi telefonla, kimi özel mesajla, kimi face paylaşımının altına yorum yazarak karşı tarafa dokunan yazı için tebrik, kendilerine dokunan yazılar için eleştiri getiriyorlar.
Sizin anlayacağınız herkes kendi istediği gibi yazmamızı istiyor.
Ben gazeteciliğe 48 yaşında Medya İletişim Yüksek okulunu bitirerek başladım.
Bu işide hiç para almadan meccanen yapıyorum.
İyikide öyle yapıyorum,yoksa bu güne kadar cesurca yazdığımız bir çok konuyu yazamazdık.
Malesef bu iş böyle.
Bazı okurlarımız,önceki belediye başkanlarını çok eleştirdiğimi, yeni seçilen belediye başkanları ile ilgili yazı yazmadığımı söyleyip sitemde bulunuyorlar.
Gazetecller, toplumu aydınlatma görevi yaptığından asla bu görevlerini suistimal edemezler.Hele ben asla.
Ancak şu varki yeni seçilen bir belediye başkanına en az bir yıl bir mühletinde verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Çok olanüstü bir durum olmadığı sürece bu bir yıllık süreyi beklemek durumundayız.
Şuda bilinmeli ki yazı yazmıyoruz diye boşta durmuyoruz.
Belediye ve başkanla ilgili bilgileri bir kenara not ediyoruz.
İyisinide,yanlışınıda.
Bir tespitimide buradan aktarmak istiyorum.
Bu dönem özellikle ilçe siyasetinde bir yenilenme ve gençleşme oldu.
Ancak bu yenilenme ve gençleşme birçok tecrübesiz ve siyasi deneyimi olmayan kişiyide makam ve mevki sahibi yaptı.
Bu arkadaşların birçoğu ilçede siyasi bir sessizlik oluştuğunu ilçeye siyasi bir huzur geldiğini filan söyleyip duruyorlar.
Ben sadece bu arkadaşlara bunun böyle olmadığını,homurtuların ve bataklıkların oluşmaya başladığını söylemek isterim.
Son olarak okuyucularımdan isteğim.
Birçok zorluğa rağmen sürdürmekte olduğum yazılarımın daha çok insana ulaşmasını sağlamak için kendi internet medya hesaplarınızda paylaşmanızı sizlerden rica ediyorum.
Ayrıca yazılarım bundan sonra kendi medya hesaplarimda sesli makale olarakta kendi sesimden yayınlanacaktır.
Yine önümüzdeki süreçte yazılarımı bir güncel haber gazetesinde de yayınlamayı düşünüyorum.
Gelişmeleri bilahare siz okuyucularımla paylaşacağım.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)