Çok ķıymetli okuyucularım Mayıs 2014 tarinden bu yana köşe yazısı yazıyorum.
Tam altı yıl olmuş.
Bu süre içinde altıyüze yakın köşe yazısı yazmışız.
Genellikle siyasi yazılar yazmama rağmen, benim için yazdığım kültürel yazılar daha kıymetli olmuştur.
Ancak şunu belirteyim ki okurlarımın büyük çoğunluğu siyasi yazıları tercih edip, kültürel yazılara bakmıyorlar bile.Bir istatistik vermem gerekirse kültürel yazılarım bir okunuyorsa siyasi yazılarım on okunuyor.
Hele ilçe ile ilgili yazdığım siyasi yazılar bir on daha fazla okunuyor.
Bir yazar emek verip ortaya koyduğu eserin tabiki çok kişi tarafından okunmasını ister.
Ancak çok okunmak için devamlı bir şekilde siyaset yazmak benim tarzım olmayacağını buradan okurlarıma bildirmek isterim.
Bir başka konu yazılarımla ilgili aldığım geri dönüşler.
Mesela Ak Parti'yi eleştirdiğimiz bir yazı yazmışsak Ak Parti'li arkadaşların "Ya sen ne biçim Ak Partilisin?"baskısına maruz kalırken, muhalefetteki arkadaşların övgülerine mazhar olabiliyoruz.
Ama iş muhalefeti eleştirmeye geldi mi ? bu defada muhalif kesimden tepkiler geliyor.
Adam belediye başkanını sevmiyorsa belediye başkanıyla ilgili ne yazıyorsam on dakika sonra telefonu açıp tebrik ediyor.
"Yazını çok beğendim.Tebrik ederim" diyor.
Ama bir iki ay sonra onun partisiyle ilgili bir gerçeği yazınca tam tersi bir tutum içine girebiliyor.
Eski yeni belediye başkanları bile kimi telefonla, kimi özel mesajla, kimi face paylaşımının altına yorum yazarak karşı tarafa dokunan yazı için tebrik, kendilerine dokunan yazılar için eleştiri getiriyorlar.
Sizin anlayacağınız herkes kendi istediği gibi yazmamızı istiyor.
Ben gazeteciliğe 48 yaşında Medya İletişim Yüksek okulunu bitirerek başladım.
Bu işide hiç para almadan meccanen yapıyorum.
İyikide öyle yapıyorum,yoksa bu güne kadar cesurca yazdığımız bir çok konuyu yazamazdık.
Malesef bu iş böyle.
Bazı okurlarımız,önceki belediye başkanlarını çok eleştirdiğimi, yeni seçilen belediye başkanları ile ilgili yazı yazmadığımı söyleyip sitemde bulunuyorlar.
Gazetecller, toplumu aydınlatma görevi yaptığından asla bu görevlerini suistimal edemezler.Hele ben asla.
Ancak şu varki yeni seçilen bir belediye başkanına en az bir yıl bir mühletinde verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Çok olanüstü bir durum olmadığı sürece bu bir yıllık süreyi beklemek durumundayız.
Şuda bilinmeli ki yazı yazmıyoruz diye boşta durmuyoruz.
Belediye ve başkanla ilgili bilgileri bir kenara not ediyoruz.
İyisinide,yanlışınıda.
Bir tespitimide buradan aktarmak istiyorum.
Bu dönem özellikle ilçe siyasetinde bir yenilenme ve gençleşme oldu.
Ancak bu yenilenme ve gençleşme birçok tecrübesiz ve siyasi deneyimi olmayan kişiyide makam ve mevki sahibi yaptı.
Bu arkadaşların birçoğu ilçede siyasi bir sessizlik oluştuğunu ilçeye siyasi bir huzur geldiğini filan söyleyip duruyorlar.
Ben sadece bu arkadaşlara bunun böyle olmadığını,homurtuların ve bataklıkların oluşmaya başladığını söylemek isterim.
Son olarak okuyucularımdan isteğim.
Birçok zorluğa rağmen sürdürmekte olduğum yazılarımın daha çok insana ulaşmasını sağlamak için kendi internet medya hesaplarınızda paylaşmanızı sizlerden rica ediyorum.
Ayrıca yazılarım bundan sonra kendi medya hesaplarimda sesli makale olarakta kendi sesimden yayınlanacaktır.
Yine önümüzdeki süreçte yazılarımı bir güncel haber gazetesinde de yayınlamayı düşünüyorum.
Gelişmeleri bilahare siz okuyucularımla paylaşacağım.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
12 Ocak 2020 Pazar
7 Ocak 2020 Salı
İKİBUÇUK YIL ÖNCE YAZMIŞIZ HÂLA GÜNCEL
1 Temmuz 2017 Cumartesi
FERİZLİ'NİN MERKEZİNDE KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞART OLDU.
Ferizli,son yılların en hızlı gelişen ilçelerinden biri.
Şehir merkezine yakınlığı,depreme dayanıklı bir zemine sahip oluşu,deniz güzergahında olması bölgede Söğütlü ve Ferizli OSB lerinin kurulması vb.gibi etkenler,Ferizli'nin çok hızlı gelişmesini sağladı.
Ferizli ilçemiz hızla gelişirken malesef ilçenin imar planlamaları ve şehirleşme bu gelişmeye ayak uyduramadı.
Nufusu 2 binlerde küçük bir belde iken merkez görüntüsü ne ise bugünde aynı durumda.
Bu durum nufusu ve hareketliliği taşıyamayınca başka alanlarda merkezleşme denemeleri kendiliğinden oluşmuş ancak bu durum bölük pörcük bir yapılanma ortaya çıkartarak ekonomik yapının bozulmasına ve herkesin kafasının karışmasına sebep olmuştur.
Tarih ve tecrübeler göstermiştirki bir yerleşim yerinin merkezi nereye kurulmuşsa orada devam ettirilmelidir.
Merkezin değiştirilme denemeleri o beldenin tarihine,kültürüne,anılarına ihanet etmekten başka bir işe yaramamıştır.
Ancak şu da bir gerçektirki merkezin köhne bir halde,ihtiyaçlara cevap veremez bir hale gelmesi ve buralarda gerekli değişim yenilenme ve dönüşüm yapılamaması durumunda,ister istemez insanlar yeni merkezler oluşturmaya başlarlar.
Benim gözlemim Ferizli merkezinin acilen bir kentsel dönüşüme ihtiyacı olduğudur.
İçinde otoparkları,alışveriş merkezleri,meydan ve parkları ile arazi sahipleriyle önceden görüşülüp anlaşılmış bir kentsel dönüşüm için acilen harekete geçilmelidir.
Ben esasen birbuçuk yılı kalmış bir belediye başkanının görev sonuna doğru yaklaşırken büyük projelere girmesine pek olumlu bakmıyorum.
Ancak şu anda sehrin merkezinde kentsel dönüşüm yapılabilecek alan,yapı stoku ve arazi açısından şu anda çok müsait bir durumdayken bu kentsel dönüşüm projesinin acilen hayata geçmesi gerektiğinden belediye başkanı böyle bir proje için adım atmak isterse kendisine her türlü desteği ve katkıyı vermeye hazır olduğumuzu buradan beyan ediyorum.
Özellikle Ferizli merkezindeki esnaflarımıza ve vatandaşlarımıza buradan bir çağrı yapıyorum.
Bırakın merkez bitti,merkez şuraya kaydı buraya gitti diyerek sızlanmayı,
Merkezin canlanmasını ve gerçek bir şehir merkezi olması için ortaya koyduğumuz bu ketsel dönüşüm önerisini destekleyin.
Bu kentsel dönüşüm alanını kapsayacak fizibilite çalışmaları bende mevcut,ancak bu iş belediyenin işi,dolayısıyla herkes işini yapmalı.
Şayet bizden sorulursa bizde katkı veririz.
Bu teklifimize aman canım sende diyenler olabilir.
O zaman otobüslerin bile dönemediği bir kavşağa Demokrasi Meydanı diyerek.
Park ve meydanlar yerine kahvehanelerin önlerinde oturarak.
Hamsicinin önününü durak yapıp otobüs bekleyerek.
Ardiye gibi küçücük tarihi dükkanlarda esnaflık yaparak.
Akşam namazıyla şehrin merkezinin sessizliğe büründüğü.
Bir kaç yıla kadar park ve araç trafiğin felç ettiği yaşanmaz bir şehir merkezi asla cazibe merkezi olmaz olamaz.
Bu öngörüye herkesin sahip çıkması kendi menfaatine ve Ferizli'nin menfaatinedir.
Bu önerinin sahibi 30 yıl önce Çalıbayırına vali atamış bir kardeşinizdir.
Öngörü bir meziyettir.
Bu önerinin sahibi 30 yıl önce Çalıbayırına vali atamış bir kardeşinizdir.
Öngörü bir meziyettir.
Bizden söylemesi
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT
SAKARYA AHBAR İNTERNET
1 Ocak 2020 Çarşamba
PARTİLERDE YENİ YILLA BİRLİKTE TEŞKİLATLARDA YENİLENECEK
2020 yılına girmiş bulunuyoruz.
Yeni yılın herkese ve ülkemize yenilikler getirmesini diliyorum.
Partilerimizde yeni yılla birlikte teşkilatlarını yenileyecekler.Hatta CHP bu yenilenme işine eski yılın sonlarında başladı, yeni yılda ilçe kongreleriyle devam edecek.
Ancak CHP'de ilçe başkanları genelde eski ilçe başkanlarıyla devam şeklinde olurken asıl yarışın il kongresinde yaşanması bekleniyor.
Ak Parti'de ilçe kongreleri Şubat ayından itibaren başlıyacak.
Ak Parti,içinden çıkan ve çıkacak olan partilerin neler yapacağını düşünürken, partinin girdiği gerileme dönemini sonlandırmak için bir dizi tedbirler alıyor.
Bunun için her ilçede ömerler aranıyor.
Ama bir gerçek varki,Ak Parti malesef hiç ömer yetiştiremedi.
Erbakan'ın yetiştirdiği ömerler ise kenara konup küstürüldüğü için onlarda artık topa girmek istemiyorlar.
Demem o ki Ak Parti hiçbir zaman gönüllerin istediği bir teşkilatlanmayı gerçekleştiremeyecek.
Ancak bu teşkilatsız kalır demek değil tabi ki.
Makam ve mevki kovalayan,yarınlarda etrafını devlet kurumlarına yerleştirmek isteyen,maaş ve menfaat peşinde koşan birçok bilinmeyen insan bu koltukları doldurur.
Belki Ak Parti yetkilileri bana böyle yazıyorum diye gönül koyuyorlar ama, inanın yüz tane seçilmiş Ak Partiliden on tanesi bile gerçek manada Ak Parti'yi özümsemiş değil.
En azından ben öyle görüyorum
Böyle doldur boşalt bir partinin mücadele etmesi yaşaması mümkün değildir.
Ama yaşıyor diyorsanız? Onun sebebi Reisin kendini çok iyi yetiştirmiş, tüm teşkilatların ortaya koyacağı enerjiyi tek başına ortaya koyabildiği içindir.
Ama sonuçta o da etten kemikten yaratılmış bir insan,
Bu şekilde devam etmesi mümkün değildir.
Bu yüzden Ak Parti bundan sonra teşkilat başkanlıklarına onun bunun adamı değil,Ak Parti'nin adamı ve parti misyonu ve Tayyip Erdoğan vizyonunu özümsemiş kişileri bulup getirmeli.
Bunlara ilçelerde iyi bir kadro kurma fırsatı verilmeli.
Böyle olmazsa ne olur.
Onu hep birlikte göreceğiz.
Bu konudaki yazılarımıza devam edeceğiz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Yeni yılın herkese ve ülkemize yenilikler getirmesini diliyorum.
Partilerimizde yeni yılla birlikte teşkilatlarını yenileyecekler.Hatta CHP bu yenilenme işine eski yılın sonlarında başladı, yeni yılda ilçe kongreleriyle devam edecek.
Ancak CHP'de ilçe başkanları genelde eski ilçe başkanlarıyla devam şeklinde olurken asıl yarışın il kongresinde yaşanması bekleniyor.
Ak Parti'de ilçe kongreleri Şubat ayından itibaren başlıyacak.
Ak Parti,içinden çıkan ve çıkacak olan partilerin neler yapacağını düşünürken, partinin girdiği gerileme dönemini sonlandırmak için bir dizi tedbirler alıyor.
Bunun için her ilçede ömerler aranıyor.
Ama bir gerçek varki,Ak Parti malesef hiç ömer yetiştiremedi.
Erbakan'ın yetiştirdiği ömerler ise kenara konup küstürüldüğü için onlarda artık topa girmek istemiyorlar.
Demem o ki Ak Parti hiçbir zaman gönüllerin istediği bir teşkilatlanmayı gerçekleştiremeyecek.
Ancak bu teşkilatsız kalır demek değil tabi ki.
Makam ve mevki kovalayan,yarınlarda etrafını devlet kurumlarına yerleştirmek isteyen,maaş ve menfaat peşinde koşan birçok bilinmeyen insan bu koltukları doldurur.
Belki Ak Parti yetkilileri bana böyle yazıyorum diye gönül koyuyorlar ama, inanın yüz tane seçilmiş Ak Partiliden on tanesi bile gerçek manada Ak Parti'yi özümsemiş değil.
En azından ben öyle görüyorum
Böyle doldur boşalt bir partinin mücadele etmesi yaşaması mümkün değildir.
Ama yaşıyor diyorsanız? Onun sebebi Reisin kendini çok iyi yetiştirmiş, tüm teşkilatların ortaya koyacağı enerjiyi tek başına ortaya koyabildiği içindir.
Ama sonuçta o da etten kemikten yaratılmış bir insan,
Bu şekilde devam etmesi mümkün değildir.
Bu yüzden Ak Parti bundan sonra teşkilat başkanlıklarına onun bunun adamı değil,Ak Parti'nin adamı ve parti misyonu ve Tayyip Erdoğan vizyonunu özümsemiş kişileri bulup getirmeli.
Bunlara ilçelerde iyi bir kadro kurma fırsatı verilmeli.
Böyle olmazsa ne olur.
Onu hep birlikte göreceğiz.
Bu konudaki yazılarımıza devam edeceğiz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
25 Aralık 2019 Çarşamba
YILBAŞI VE MİLLİ PİYANGO
Dünya,Güneşin etrafında 365 gün altı saatte döner, buna biz bir yıl deriz.
Demekki bizde güneşin etrafında bu güne kadar 57 defa dönmüşüz.
O ateş topunun etrafında ve şu yalan dünyada geçen sürelerimi her yıl geldiğinde neyini kutlayacağım ki?
Birde hiristiyanların 25 Aralıkta başlayıp 6 Ocak'a kadar süren Noel kutlamalarıda bu güne denk geliyorsa,bir müslüman olarak bu işlerden uzak durmamız en doğru olanı.
Ülkemizde bulunan hiristiyan azınlıkların kutlaması gayet normal bir durumdur.
Ben müslümanım diyen birinin bu gecelerde kendini koruması ve günah bataklığının içine düşmemesi gerekir.
Birde bu geceye mahsus milli piyango varki, birçok kişi buna devlet eliyle kumar demesine rağmen,bir türlü kaldırılamıyor,yasaklanamıyor.
Birde başına milli kelimesi konmuş,bu rezilliğe artık bir son vermek gerekir.
Bu konuda meclise kanun teklifi verecek milletvekilleri bekliyoruz.
2020 yılına girerken bu yılın öncelikle şahsımıza, ailemize,okurlarımıza,ülkemize,tüm islam alemine hayırlar getirmesini diliyorum.
Ayrıca özellikle yılbaşı gecesi gençlerimizi meşgul edebilecek,ilgisini çekecek alternatif programları eğitim kurumlarımızdan ve sivil toplumdan bekliyoruz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygilarımla.
Demekki bizde güneşin etrafında bu güne kadar 57 defa dönmüşüz.
O ateş topunun etrafında ve şu yalan dünyada geçen sürelerimi her yıl geldiğinde neyini kutlayacağım ki?
Birde hiristiyanların 25 Aralıkta başlayıp 6 Ocak'a kadar süren Noel kutlamalarıda bu güne denk geliyorsa,bir müslüman olarak bu işlerden uzak durmamız en doğru olanı.
Ülkemizde bulunan hiristiyan azınlıkların kutlaması gayet normal bir durumdur.
Ben müslümanım diyen birinin bu gecelerde kendini koruması ve günah bataklığının içine düşmemesi gerekir.
Birde bu geceye mahsus milli piyango varki, birçok kişi buna devlet eliyle kumar demesine rağmen,bir türlü kaldırılamıyor,yasaklanamıyor.
Birde başına milli kelimesi konmuş,bu rezilliğe artık bir son vermek gerekir.
Bu konuda meclise kanun teklifi verecek milletvekilleri bekliyoruz.
2020 yılına girerken bu yılın öncelikle şahsımıza, ailemize,okurlarımıza,ülkemize,tüm islam alemine hayırlar getirmesini diliyorum.
Ayrıca özellikle yılbaşı gecesi gençlerimizi meşgul edebilecek,ilgisini çekecek alternatif programları eğitim kurumlarımızdan ve sivil toplumdan bekliyoruz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygilarımla.
20 Aralık 2019 Cuma
BÖYLE MUHTARLARDA VAR.
Yönetici deyip geçmemek lazım.
Bazen bir vali, bir belediye başkanı, bir başbakan, bir kaymakam hatta bir muhtar uyguladığı tarzla farkındalık oluşturabiliyor.
Bu farkındalık toplumun tüm katmanlarında bir rahatlamaya ve taktire sebep oluyor.
Başbakanlığı döneminde Menderes,Özal,Erdoğan böyle biriydi.
Efsane Vali Recep Yazıcıoğlu, Konya Belediye Başkanı Halil Ürün böyle biriydiler.
İlçemizde de böyle farkındalık oluşturan muhtarlar var.
Geçtigimiz dönem Kusca mahalle muhtarının yaptıklarını daha önceki yazılarımda yazmıştım.
Şimdide Ceylandere Mahallemizin yeni seçilen muhtarı Ceyhun Keleş'i gıbtayla izliyoruz.
Muhtar seçildiği sekiz aylık sürede mahalleyi baştan sona asfalt yaptırmış, tarla yollarını yaptırmış, köydeki işlevsiz eski okulu yıktırıp alanı düzelttirmiş yerine ne yapalım diye halkla anket yapıyor.
En önemli çalışması mahallenin manevi kalkınmasını sağlamak için her hafta cuma gecesi yatsı namazından sonra bir kahvede mahalle halkını toplayıp mahalle imamıyla tefsir ve ilmihal dersleri yaptırması.
Dün akşam merak edip Ceylanderedeki bu toplantıya bende katıldım.
Gerçekten mükemmel bir faaliyet.
Mahallenin genci, yaşlısı hep birlikte kahvede toplanmışlar.
Hatta yakın mahallelerden Kabaköy, Yeşilova ve Sarı Ahmetler'den bile katılım var.
Tam bir ilim meclisi.
Tabi muhtarlığın gelen misafirlere pasta börek,tatlı ve çay ikramı var.
Yaklaşık birbuçuk saat süren bu meclis yeni arkadaşlar,yeni bilgiler edinilerek son buluyor.
Ben yerleşik düzeni devam ettiren stabil yöneticilere örnek olsun diye,yokluklar içindeki bir mahalle muhtarının nasıl maydanozdan yağ çıkardığını sunmak istedim.
Muhtarlarımız hiçbir şey yapamıyorsa mahallenin imamıyla işbirliği içersinde şu uzun kış gecelerinde mahallesinde manevi bir kalkınma başlatabilir.
Gerçektende bu günlerde ihtiyacımız olan en önemli eksiklikte bu olsa gerek.
Müftülüğümüzün başlattığı gençlik çalışmaları,4-6 yaş kuran kursları, sabah namazı buluşmaları ve muhtarlarımızın ve imamlarımızın yapacağı bu irşat çalışmaları ilçemizin manevi kalkınmasına önemli katkılar verecektir.
Bu manada çalışmalar yapan her muhtarı bu köşeye taşıyarak taktir etmek bir yazar olarak bizim görevimiz.
Bazı büyük mahallelerimizde hâla 4-6 yaş gurubu Kur'an Kursu açılamadığına şahit oluyoruz.
Bu kurslar gelecek için çok önemli yüzyılın projeleridir.
Bunların tamamlanması dileğiyle.
Birkez daha Ceylandere Mahalle Muhtarımızı,imamızı ve mahalle halkını kutluyurum.
Tebrik ediyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
18 Aralık 2019 Çarşamba
HEPİNİZE YAZIKLAR OLSUN.
Yukarıda meclis izleme bölümünde bulunan sarıklı cübbeli kişi Şehit Kaymakamımız Sakarya'lı Muhammet Fatih Safitürk'ün babası Asım Safitürk.
Şehit babası Safitürk meclise İstanbul milletvekili Osman Poyraz'ı ziyarete gider.
Görüşme bittikten sonra,meclis çalışmalarını izlemek için,izleme bölümüne çıkar ve bir süre meclis çalısmalarını izler.
İyi Parti gurup başkanvekili Kocaeli milletvekili Lütfü Türkan kendisini görüp ve alaycı bir ifadeyle şu twiti atıyor.
"Meclisteki sarıklı cübbeli arkadaş kimdir acaba?"diye sorunca,
İstanbul milletvekili Osman Poyraz, Lütfü Türkan'a cevaben şu twiti atıyor.
"Bugün mecliste ağırlamaktan onur duyduğum cübbeli ve sarıklı kişi"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır;toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır" diyip kanını toprağa katan ve mezar taşlarıyla vatan toprağının tapusunu mühürleyen Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk'ün babası Asım Safitürk'dür".Açıklaması yaptı.
Bu açıklama ve gelen tepkiler sonucu İyi Parti Gurup başkanvekili Lütfü Türkan twitini sildi.
Türkiyenin her yerinden Lütfü Türkan'a tepkiler yağdı.
Sakaryalı biri olan Şehit babası Asım Safitürk'e yapılan bu saygısızlık aynı zamanda şehidimizin yüreğini ve kemiklerini sızlatmıştır.
Çünkü biz biliyoruz ki şehitler ölmez.
Benim dikkatimi çeken takvim yapraklarından önemli günleri takip edip,hergün kutlama yapan, her şehit haberini anında haber alıp taziye mesajları yayınlayan partilerimizin il, ilçe, belediye başkanları ve de milletvekilleri bu konuda neden bir açıklama yapmıyorlar.
Neden susuyorlar?
Herşeyi bizden mi bekliyorsunuz?
Susarak, izleyerek, durumu idare ederek temsilmi olur?
Ya doğru dürüst görev yapın, ya da çekin gidin.
Bu konuda da konuşmayacaksanız ne zaman konuşacaksınız.
Yazıklar olsun hepinize...
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
14 Aralık 2019 Cumartesi
TABELA BİLE İSYAN ETMİŞ
Hüseyin Kaşkaş'ın belediye başkanlığında belediye bütcesiyle yapımına başlanılan bu salon daha sonraki yıllarda milli piyango idaresinin katkılarıyla tamamlandı.
Bitirildiği on yıldan fazla olan bu kapalı salon ,üç yıldan bu yana Sakarya Ağır Ceza Mahkemesine devredilmiş, fetöcülerin yargılanması için kullanılıyor.
Gerçi buraya tahsis edilmedende doğru dürüst bir etkinlik ve spor karşılaşması için kullanıldı mı?hatırlamıyorum.
Yalnız Anadolu Gençlik Derneği'nin çok güzel bir programını izlemiştim o salonda.
O programı izlerkende birçok okulumuz bu tip programları ve spor aktivitelerini artık burada yapar diye düşünmüştüm.
Ama bu fetö kalkışmasının ardından birazda mücbir sebep dolayısıyla bu salon mahkemeye tahsis edildi.
Belki Kaymakamlığımn karşısındaki iş merkezide bu iş için düşünülebilirdi.
Neyse olan olmuş artık.
Geldiğimiz noktada bu mahkemelerin bir çoğunun sonuçlandığını belki çok azının kaldığını biliyoruz.
Bu yüzden buranın boşaltılarak, kalan mahkemelerin adliyelerde devam etmesi ve bu salonun asli görevine yani gençlerimize ve öğrencilerimize hizmete tahsis edilmesi gerekir.
Biz Sakarya adliyesi Ferizli'ye yakışır dediğimizde burun kıvırıp bizimle alay edebiliyorlar.
Ama bin kişilik cezaevi varken, beşbin kişilik daha cezaevini Ferizli'ye yapmaktan geri durmuyorlar.
Bu da yetmezmiş gibi ilçenin tek kapalı spor salonunu üç yıldır adliye olarak kullanıyorlar.
Bu kadar yükü Ferizli'nin sırtına yükleyip ne yapmak istiyorsunuz anlamış değilim?
Belki Ferizli'nin yetkilileri bu işe çeşitli nedenlerle ses çıkaramıyor ama,salonun tabelası iki tane harfi yiyerek buna isyan etmiş.
Ben ilçeyi yöneten hem kamu, hem siyasi yetkililerimizden biraz daha duyarlı olmalarını bekliyorum.
Bu ilçe bu kadar da sahipsiz bırakılmamalı.Haklarını almalı ve haksızlığa uğratılmamalı.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)