10 Eylül 2019 Salı
FINDIK TOPLAMAK BİZİM İÇİN BİR KÜLTÜRDÜR
Son yıllarda Türk kültür ve aile yapısı hızla bozuluyor.
Bundan çok değil otuz kırk yıl önce geniş aileler olarak bir evde toplu olarak yaşardık.
Evde nineler, dedeler, babalar,annele,evlatlar,torunlar birkaç kuşak bir arada yaşardık.
Ailede müthiş bir disiplin, birbirini tamamlayan bir otokontrol olurdu.
Herkes aynı sofrada buluşur, aynı sahana kaşık sallardı.
Yemeklerde bereket vardı.
Malesef son yıllarda sanayileşme ile köylerden şehirlere büyük göçler oldu.
Geniş aile statüsünden hızla çekirdek aileye dönüşü verdik.
Bunun sonucunda kimse kimseye ulaşamaz,aramaz oldu ve unutup gitti.
Cenazeler ve düğün cemiyetleri olmasa kimsenin kimseden haberi bile olmayacak.
Ancak biz fındıkcılar için durum biraz farklı.
Helede fındık çok olduğunda dışarda ne kadar aile efradı varsa eve toplanır.
Hatta okumuşu, memuru, müdürü, doktoru, mühendisi hiç fark etmez herkes köye iştima olur.
Bu iştimada kimsenin makamı mevkisi olmaz.
Herkes abidir,abladır,bacıdır,yenge-dir.
Bir doktorun tırpan motorunu sırtlayıp bahçede tırpan vurduğuna,bir mühendisin fındık çuvalı sırtında harmana fındık taşıdığına,bir müdürün elinde gelberi fındık harmanı karıştırdığına şahit olabilirsiniz.
Helede tüm aile bireylerinin hizaya geçip yerden fındıķ toplama pozisyonu yokmu? Tüm geçmiş o anlarda konuşulur.Aile bireyleri tek tek kritik edilir.
Akşam olduğunda bayanlar mutfakta iş bölümü yapar hep birlikte mutfak tezgahının önüne dizilirler.
Hani kimse kimseden alt kalmaya çalışmaz, tam bir koşuşturmaca içinde yemekleri hazırlarlar.
Erkekler akşam yemegini aynı kaptan çala kaşık yedikten sonra sınır komşularınızla harman kenarlarında hasbihaĺler başlar geçmiş anılar tazelenir.
Çocukluk günleri yad edilir.
İşte her yıl yaklaşık bir ay süren bu etkileşim biz fındıkcı aileleri için kültürümüzün yaşatılması adına önemli bir süreç oluşturmaktadır.
Ne diyelim
İyiki fındığımız var.
Yoksa herkes birbirini unutup gidecek.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cinbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
8 Eylül 2019 Pazar
AK PARTİ EN İYİ TEŞKİLATCILARI ARIYOR
Ak Parti sonbaharda teşkilatlarında yenilenme kararı aldı.
Köy temsilcisinden belde ve ilçe başkanına il başkanına kadar toptan bir değişim yapılacağı konuşuluyor.
Partilerde değişim, yenilenme herzaman iyidir.
Ancak bu değişim sırasında iki şeye çok dikkat etmek gerekir.
Birincisi,bu değişime kimlerin karar vereceği,karar vericiler.
Eğer siz gerçek değişmesi gereken parti üst yönetimlerinin değişimini sağlamadan aynı kişilere yetki verip yerelde değişim gerçekleştirin derseniz,bunun adı bu güne kadar olduğu gibi,değişim değil adamcılık, ayrışma ve guruplaşma olur ki bu durumun partiyi nerelere getirdiği çok net görülmüştür.
İkinci husus, değişim yapacağım diye toplama kampı gibi bir teşkilat oluşturup partiyi özümsememiş, parti politikalarını ve tüźüğünden bi haber,ömrü hayatında terli bir yanak öpmemiş,ayağı çamura değmemiş, zor görmemiş,bırak köy köy mahalle mahalle gezmeyi benim Ak Parti'ye değil,onların bana ihtiyacı var modunda, burnundan kıl aldırmayan,partinin iktidar gücünü kullanıp ihale ve iş takipciliği yapan, tahsil kriterleriyle zorunlu olarak teşkilat üyesi olarak yazılan kişilerle asla bir değişim olmaz olamaz.
Bir teşkilatta görev alan kişilerde hangi özellikler aranmalıdır?
1-Teşkilat başkanı ve yönetim kurulu üyeleri o partinin mensupları tarafından tanınan ve taktir edilen kişilerden oluşmalıdır.
2-Partililerin benimsemeyeceği, parti tüzük ve programından bi haber,sosyal yaşantısı parti programıyla örtüşmeyen kişiler her ne vasfa ve tahsile sahip olursa olsun teşkilatlarda görevlendirilmemelidir.
3-İşini,eşini ve çocuklarını kendi akrabalarını gerektiğinde ikinci planda bırakıp ilçesi için,ili için,ülkesi için çalışacak idealist insanlara görev verilmelidir.
4-Değişimin ve yenilenmenin gençleşmekten ziyade,
Köy temsilcisinden belde ve ilçe başkanına il başkanına kadar toptan bir değişim yapılacağı konuşuluyor.
Partilerde değişim, yenilenme herzaman iyidir.
Ancak bu değişim sırasında iki şeye çok dikkat etmek gerekir.
Birincisi,bu değişime kimlerin karar vereceği,karar vericiler.
Eğer siz gerçek değişmesi gereken parti üst yönetimlerinin değişimini sağlamadan aynı kişilere yetki verip yerelde değişim gerçekleştirin derseniz,bunun adı bu güne kadar olduğu gibi,değişim değil adamcılık, ayrışma ve guruplaşma olur ki bu durumun partiyi nerelere getirdiği çok net görülmüştür.
İkinci husus, değişim yapacağım diye toplama kampı gibi bir teşkilat oluşturup partiyi özümsememiş, parti politikalarını ve tüźüğünden bi haber,ömrü hayatında terli bir yanak öpmemiş,ayağı çamura değmemiş, zor görmemiş,bırak köy köy mahalle mahalle gezmeyi benim Ak Parti'ye değil,onların bana ihtiyacı var modunda, burnundan kıl aldırmayan,partinin iktidar gücünü kullanıp ihale ve iş takipciliği yapan, tahsil kriterleriyle zorunlu olarak teşkilat üyesi olarak yazılan kişilerle asla bir değişim olmaz olamaz.
Bir teşkilatta görev alan kişilerde hangi özellikler aranmalıdır?
1-Teşkilat başkanı ve yönetim kurulu üyeleri o partinin mensupları tarafından tanınan ve taktir edilen kişilerden oluşmalıdır.
2-Partililerin benimsemeyeceği, parti tüzük ve programından bi haber,sosyal yaşantısı parti programıyla örtüşmeyen kişiler her ne vasfa ve tahsile sahip olursa olsun teşkilatlarda görevlendirilmemelidir.
3-İşini,eşini ve çocuklarını kendi akrabalarını gerektiğinde ikinci planda bırakıp ilçesi için,ili için,ülkesi için çalışacak idealist insanlara görev verilmelidir.
4-Değişimin ve yenilenmenin gençleşmekten ziyade,
- Yıllarca partiye emek vermiş teşkilatcıların ve partinin değerlerinin sistemin içinde tutularak yeni gelenlere öncülük etmeleri sağlanmalı ve değişim karma yapılmalıdır
- Bir ilçe başkanı veya yönetim kurulu üyesi bir mahalleye gittiğinde,oradaki vatandaşların çoğunun, bu kim? diye sormayıp,hoş geldiniz başkanım diyorsa o ilçe başkanı ve yönetci kabul gören bir teşkilatcıdır.
- Yine bir il başkanı yalnız başına herhangi bir ilçede caddede dolaşırken halkın çoğunluğu kendisini tanıyor hoş geldiniz başkanım diyorsa o başkan görevini yapmış demektir.
Bu durumun tersi hiç kimsenin tanımadığı biriyse işte bu adamlar partiye zarar veren teşkilatcılardır.
Malesef son günlerde telefon numarasını bile yazmadan sadece ismi ile mesaj çeken vekiller.
Parti teşkilatlarını ziyaret edip halkın arasına inmeye bile tenezül etmeyen seçilmişler,
İl yönetim kurulu üyelerini bile tanımayan ilçe yönetim kurulu üyeleri.
İlçe yöneticilerini tanımayan delegeler ve köy temsilcileri ile karşı karşıyayız.
Gerçi bu güne kadar buna belki ihtiyaç olmadı.
Ama artık Ak Parti gerçek bir teşkilat yapısına bürünmek zorunda.
Bunu Reis "Her il'e ilçeye ömerler lazım"diyerek çok açık bir şekilde dile getiriyor.
Yine Reis yukarıda yazdıklarımı doğrular nitelikte"Teşkilatcılığı en iyi şekilde yapacak kişilere görev vereceğiz" Diyor.
Haydi bakalım bu sefer Reis partililerin ve halkın istediği değişimi yapabilecek mi?
Yoksa yine eski tas eski hamam mı olacak.
Reisi yine aldatacaklar mı?
Bekleyip göreceğiz.
Bu defa iş ciddi gibi...
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
2 Eylül 2019 Pazartesi
AYHAN SEFER ÜSTÜN AK PARTİDEN KOVULDU.
İnsan dünyada yaptığı şeyleri yaşamadan ölmezmiş.
Ne oldu şimdi?
Koskoca Ak Parti genel başkan yardımcısı,
Dört dönem Sakarya milletvekili,
Soy ismi gibi önüne gelene ÜSTÜN lük taslayan.
Dediğim dedik, öttürdüğüm düdük diyen.
Yanlışta olsa, benim dediğim olacak diyerek, seçilen il ve ilçe başkanlarını azl ettiren.
Partide hep hizip ve adamcılık yapan.
Karşı olduğu kişileri,partide yükselmesine asla müsade etmeyen.
İstediği adamını belediye başkanı, istediği adamını ilçe başkanı,istediği kişiyi milletvekili yaptıran.
Merhametsiz,ceberrut ve baskıcı tavırlarıyla herkesin nefretini kazanan Sayın Üstün
şimdi ne oldu?
Bir hiç oldu.
Dün gece toplanan Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Ayhan Sefer Üstün'ü kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna gönderdi.
Ne garip bir kader ki uğrunda il başkanlığına seçilemedi diye seçilen il başkanını bile görevden altırttığı,sonrada milletvekili yaptırdığı Ali İhsan Yavuz'un da bu kararın altında imzası olması
İnsan ne oldum dememeli ,ne olacağım demeli.
Dünya gözüyle şu günleri gördümya Allah'a şükürler olsun.
Sakın sadece benim böyle düşündüğümü zannetmeyin, konuştuğum herkes aynı şeyleri mırıldanıyor.
Hatta birçok partili onun gitmesi yetmez, Ak Parti'de kontrol ettiği uzantılarıda temizlenmeli diyorlar.
Şunu söylemem lazım ki Sakarya'da Ayhan Sefer Üstün'ün siyasi ve brokratik uzantılarını temizlemeye kalksanız ortada Ak Parti kalmaz.
Reisin söylediği gibi "Her ile Ömerler bulacağız"
"Bu işi en iyi yapacak kişilere vereceğiz" sözüyle Ak Parti yeniden kendi fabrika ayarlarına döneceği
1 Eylül 2019 Pazar
DİKKAT EDİN ŞİMDİDE CAMİ DUVARINA YAKLAŞIYORLAR
Adamlar işi iyice azıttılar.
Biz sustukca hamle üstüne hamle yapıyorlar.
Bir taraftan teröristleri destekleyen belediye başkanlarını ziyaret ederek onlara destek açıklamaları yaparken,
Kamuoyunun tepkisini bastırmak adına gündemi değiştirmeye çalışıyorlar.
Neymiş 30 Ağustos zafer bayramında Cuma hutbesinde Mustafa Kemal'den bahsedilmemiş miş.
Sosyal medyada tüm Türkiye çapında Diyanet'e ve din görevlilerine muthiş bir saldırı var.
Tabi Sakarya'da da bu manada paylaşımlar yapanlar oldu.
Bunların en başında Millet ittifakının Büyükşehir belediye başkan adayı var.
Sayın Cihan Kolip" 30 Agustos zafer bayramında Atatürk ve silah arkadaşlarını yâd eden bir görevli varsa ben o camiye gideceğim,yoksa ben camiye gitmiyorum" diye paylaşım yapmış.
Tabi birçok gazetecide bunu haber yapmış.
Bence örgütlü bir çalışma,çünkü birçok ilde bu manada açıklamalar var.
Hatta camiyi terk eden profakatörler var.
Ben sadece Cihan Kolip'e iki şeyi söylemek durumundayım.
Ben Cuma namazını Ferizli Merkez Cami'de kıldım.
Cami görevlisi hocamız hem vaaz esnasında, hemde hutbede Mustafa Kemal'e ve tüm şehitlerimize dua ve niyazda bulundu.
Ancak bulunmamış olsaydı ne olurdu.Hiç birşey olmazdı.
Ben bir daha cumayı bu hocanın arkasında kılmam mı? Diyecektim.
Tövbe tövbe,Mustafa Kemal'den bahsetmek ne zamandan beri cumanın şartlarından biri oldu.
Bu şekil davranışlar kesinlikle Mustafa Kemal'e iyilik etmiyor,zarar veriyorsunuz.
Cihan Kolip'e tavsiyem ilahiyat mezunu İsmail amcasının çocuklarından bu konuları sorup öğrenmesidir.
Ben Cihan Kolip'i Köylüm olmasına rağmen çok tanımam.
Ancak son seçimlerde köyümüzün insanına sahip çıkan bir köy olduğunu bildiğimden bu arkadaşın köyden birinci çıkabileceğini düşünmüştüm.
Büyükşehir adayı olarak köydenbeklenen oyu alamadı ve birincide çıkamadı.
Dedimya ben çok iyi tanımıyorum.
Ama köyümüz insanları tanıyormuş ki oy vermedi.
İyikide vermemiş böyle abuk zubuk şeyler konuşan birine mi oy verecekti.
Gerçi camiye gitmem diyorsunya dikey olarak protesto ettiğin camiye yatay alarak geleceksin.
İnşallah bu söylediklerini unutmuş oluruz.
Neyse...
Kıymetli okuyucularım son yıllarda ülkemizi hizaya getirmek için iç ve dış güçlerin yoğun bir çalışması var.
Bu milletin değerleriyle, sinir uçlarıyla uynayarak milleti birbirine kırdırmak istiyorlar.
Hiç kimse şunu unutmasın ki
Camimizde,bayrağımızda, ülkemizde, Şehitlerimizde Mustafa Kemal'de,hepsi bizim değerimizdir.
Bunları birbiriyle çatıştırmak kimseye bir fayda sağlamaz.
Ama Ülkeyi felekete sürükler.
Ancak bu birlikteliğimizi bozmak bizi birbirimizle çatıştırmak isteyenler her yerde profakatör kullanıyorlar.
Bunlar,görülüyor ki cami duvarına kadar geldiler.
Sizler uyanık olun susmayın.
Siz sustukca bunlar meydanda kimse yok sanıp cesaretleniyorlar.
Bazı değerler politik bakışın çok üzerindedir.
Hiç kimse politik ikbal ve zihniyetini camiler ve kutsal bilinen değerler üzerinden yapmasın.
Değerlerimize daha çok sahip çıkarak ve yaşayarak bu sorunların üstesinden ancak geliriz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar Internet Gazetesi.
Biz sustukca hamle üstüne hamle yapıyorlar.
Bir taraftan teröristleri destekleyen belediye başkanlarını ziyaret ederek onlara destek açıklamaları yaparken,
Kamuoyunun tepkisini bastırmak adına gündemi değiştirmeye çalışıyorlar.
Neymiş 30 Ağustos zafer bayramında Cuma hutbesinde Mustafa Kemal'den bahsedilmemiş miş.
Sosyal medyada tüm Türkiye çapında Diyanet'e ve din görevlilerine muthiş bir saldırı var.
Tabi Sakarya'da da bu manada paylaşımlar yapanlar oldu.
Bunların en başında Millet ittifakının Büyükşehir belediye başkan adayı var.
Sayın Cihan Kolip" 30 Agustos zafer bayramında Atatürk ve silah arkadaşlarını yâd eden bir görevli varsa ben o camiye gideceğim,yoksa ben camiye gitmiyorum" diye paylaşım yapmış.
Tabi birçok gazetecide bunu haber yapmış.
Bence örgütlü bir çalışma,çünkü birçok ilde bu manada açıklamalar var.
Hatta camiyi terk eden profakatörler var.
Ben sadece Cihan Kolip'e iki şeyi söylemek durumundayım.
Ben Cuma namazını Ferizli Merkez Cami'de kıldım.
Cami görevlisi hocamız hem vaaz esnasında, hemde hutbede Mustafa Kemal'e ve tüm şehitlerimize dua ve niyazda bulundu.
Ancak bulunmamış olsaydı ne olurdu.Hiç birşey olmazdı.
Ben bir daha cumayı bu hocanın arkasında kılmam mı? Diyecektim.
Tövbe tövbe,Mustafa Kemal'den bahsetmek ne zamandan beri cumanın şartlarından biri oldu.
Bu şekil davranışlar kesinlikle Mustafa Kemal'e iyilik etmiyor,zarar veriyorsunuz.
Cihan Kolip'e tavsiyem ilahiyat mezunu İsmail amcasının çocuklarından bu konuları sorup öğrenmesidir.
Ben Cihan Kolip'i Köylüm olmasına rağmen çok tanımam.
Ancak son seçimlerde köyümüzün insanına sahip çıkan bir köy olduğunu bildiğimden bu arkadaşın köyden birinci çıkabileceğini düşünmüştüm.
Büyükşehir adayı olarak köydenbeklenen oyu alamadı ve birincide çıkamadı.
Dedimya ben çok iyi tanımıyorum.
Ama köyümüz insanları tanıyormuş ki oy vermedi.
İyikide vermemiş böyle abuk zubuk şeyler konuşan birine mi oy verecekti.
Gerçi camiye gitmem diyorsunya dikey olarak protesto ettiğin camiye yatay alarak geleceksin.
İnşallah bu söylediklerini unutmuş oluruz.
Neyse...
Kıymetli okuyucularım son yıllarda ülkemizi hizaya getirmek için iç ve dış güçlerin yoğun bir çalışması var.
Bu milletin değerleriyle, sinir uçlarıyla uynayarak milleti birbirine kırdırmak istiyorlar.
Hiç kimse şunu unutmasın ki
Camimizde,bayrağımızda, ülkemizde, Şehitlerimizde Mustafa Kemal'de,hepsi bizim değerimizdir.
Bunları birbiriyle çatıştırmak kimseye bir fayda sağlamaz.
Ama Ülkeyi felekete sürükler.
Ancak bu birlikteliğimizi bozmak bizi birbirimizle çatıştırmak isteyenler her yerde profakatör kullanıyorlar.
Bunlar,görülüyor ki cami duvarına kadar geldiler.
Sizler uyanık olun susmayın.
Siz sustukca bunlar meydanda kimse yok sanıp cesaretleniyorlar.
Bazı değerler politik bakışın çok üzerindedir.
Hiç kimse politik ikbal ve zihniyetini camiler ve kutsal bilinen değerler üzerinden yapmasın.
Değerlerimize daha çok sahip çıkarak ve yaşayarak bu sorunların üstesinden ancak geliriz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar Internet Gazetesi.
25 Ağustos 2019 Pazar
DAVUTOĞLU SAKARYA'DAN GEÇTİ
Eski başbakan Ahmet Davutoğlu uzun zamandır devam eden parti kurma çalışmalarına Sakarya'da "Dostlar buluşması" adını verdiği toplantıyla devam etti.
Sakarya Davutoglu için önemli bir il.
Çünkü kurmay heyetinin en önemli isimlerinden olan Ayhan Sefer Üstün Sakarya'lı.
Bütün Sakarya'lılar gibi bende Davutoğlunun Sakarya programını yakından takip ettim;ne olup bittiğıni anlamaya çalıştım.
Öncelikle şunu belirteyim ki videodan izlediğim konuşmasını çok beğendim.
Bugün Ak Partililerin bir çoğünun dile getirdiği marazi konular.
Ancak şuda bir gerçekki Ak Partideki bu marazi konuların baş sorumlusu Sakarya ayağındaki isim sizin en yakınınızda duran Ayhan Sefer Üstün.
Konuşmanızda 28 Şubattan imamhatipten,,başörtüsünden,davadan filan bahsediyorsunya yanında toplanan kişilere bakıyorumda bu meselelerden anlayan adam yok desek istisnaları acaba üzmüş olurmuyuz bilmiyorum.
Davutoğlu'nun "7 Haziran ile 1 Kasım tarihleri arasında ki terörle mücadele defteri açılırsa birileri sokağa çıkamaz"açıklaması beni çok korkuttu.
Bir çuval inciri berbat etti denilirya aynen öyle.
Siz basbakanlık yapmış biri hergün şehitler verdiğimiz bu kritik günlerde böyle bir açıklamayı üstü kapalı şüphe uyandıran şekilde nasıl söylersiniz.
Bir başka açıklama Davutoglu'nun konuşmasından üç dört saat sonra Başkan Tayyip Erdoğan'dan geldi.
Erdoğan"Kim kimdir vakti geldiğinde açıklayacağız" dedi.
Bu açıklamada benim kafamı allak pullak etti.
Görünen o ki kılıçlar çekilmiş Ok yaydan çıkmış.
Ben Ak Partiye gönül vermiş biri olarak gidişattan hiç memnun değilim.
Çünkü gidenler başbakanlık,bakanlık,hatta Cumhurbaskanlığı yapmış kişiler.
Bunların Ak Parti'nin içinde bir yığın makam ve mevki verdirdiği eski yeni milletvekilleri,belediye başkanları, ilçe başkanları ve brokratik kadroları var.
Hatta bunların her birinin Ak Parti içinde uzantıları var.
Bir düdük çaldıklarında etrafına toplayacakları adamları var.
Aynen Ayhan sefer üstünün yaptığı gibi.
Keşke herkes parti içinde söyleyeceğini söyleyebilseydi.
Keşke parti yönetimleri diplomasi üstüne diploması yaparak bu ayrılıklara zemin hazırlayan sebepleri ortadan kaldırabilseydi.
Ben yinede ayrılanlara çok ağır ithamlar yapılmamasını,ayrılanlarında bir dönem görev yaptıkları partilerine saygılı olmalarını tavsiye ediyorum.
Yarınlarda yine birbirimize ihtiyacımız olabilir.
Eğer niyetiniz Chp'nin kapıkulu askeri olmak,fetö ve Pkk'nın ekmeğine yağ sürmek;Amerika ve İsrail'i memnun etmekse...
Birbirinizi yiyin bitirin.
Belkide biz bu musibetleri hak ettiğimiz için bu durumlara düşüyoruz.
Allah herşeyin en iyisini bilir.
Herşey Allah'tandır.
"Sizin için hayır zannettiğiniz işlerde şer;
Şer zannettiğiniz işlerde de hayır olabilir"
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
21 Ağustos 2019 Çarşamba
ŞEHİDE İHANET TERÖRE İLTİFAT
Son yıllarda hem dünyada hemde ülkemizde teröristte iltifatlar edilirken,şehitlere ihanet ediliyor.
Öldürenler alkışlanırken ölenler aşağılanıyor.
Bu işler eskiden gizli yapılırken şimdilerde eşkare yapılıyor.
İsrail teröristinin arkasında Amarika açıktan dururken baktı ki dünyadan ses seda yok bu defa İşidi'n,Pyd'nin,Pkk'nın ve Fetö'nünde arkasında durmaya başladı.
Ülkemizde ise Pkk'nın arkasında yıllarca Hdp duruyordu, baktılarki birşey olmuyor Chp,İyi parti, Saadet Partiside durmaya başladı.
Oyu almak için herkes şehit kanlarının üzerine basarak el etek öpüp sonuca gitme peşinde.
23 Haziran seçimleri öncesi rezaleti hep birlikte gördük.
Direk gidip terorist başının elini eteğini öpmediler mi?
Sanki millet bu olanları yutuyormu?
Bağdata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak buna denir işte.
Devlet teröristlere karşı acımasız olmalı devlet erkini kullanan iktidarlar bu konuda asla mütevazi olamaz olmamalıdır.
Ancak terorist pişman olur silahını bırakır devlete teslim olursa, devlet kin gütmez.
Alır, yargılar ve gerekirse affeder.
Ancak teröristler bebek öldürmeye devam edecek, askerimizi polisimizi şehit edecek,
Neymiş hak hukuk barış mücadelesi yapıyorlarmış.
Birde bu teröristlere seçilmiş kişiler her türlü lojistik desteği verecek devlette bunu seyredecek öyle mi?
On binlerce genç fidanını toprağa şehit veren bir ülkede yetki kullanan hiç kimse bu teröristlere ve terörün arkasındaki odaklara musamaha gösteremez.
Nerdeyse her sülaleden her mahalleden bir şehit vermişiz.
Bu şehitlerimizin acısı düştüğü yeri yakmıyor.
Tüm ülkeyi yakıyor.
Bu ülkenin hainlerine teröristlerine karşı artık partili partisiz,şucu bucu demeden tek yürek tek bilek olmalıyız.
Adam belediyeden şehit yakınlarını atıyor, teröristleri ve terörist yakınlarını alıyor.
Belediye kaynaklarını teröristlere aktarıyor.
Tabiki derhal görevden alınmalıydı.Alındıda.
Ama bir bakıyorsun çığlık sesleri,ülkeyi karıştırma tehtitleri.
Bakın sevgili okuyucularım.
Bu ülkenin şuurlu ve vatanperver evlatları inanın onları tükürükle boğarız.
Namuslu insanlar da en az namussuzlar kadar cesaretli olmalı.
Susmayın sesinizi yükseltin göreceksiniz en gür seda sizin sedanız olacak.
Siz susmaya devam ederseniz sizin şehit çocuklarınıza ihanet edip, teröristlerede iltifat etmeye devam edeceklerdir.
Her zaman ve her koşulda devletimizin ve şehitlerimizin safında olmaya devam edeceğiz.
Hain teröristlerinde karşısında olacağız.
Rica ediyorum kimse bana bu konuda mütevazi olmayı salık vermesin.
- Benim nerdeyse bütün ömrüm bu ülkeye ihanet eden teröristlerin ülkemiz insanına verdiği acıları yaşamayla geçti ve geçiyor.
Allah'a emanet olunuz
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
16 Ağustos 2019 Cuma
FERİZLİDE İKTİDAR MI DEĞİŞTİ.
Ferizli ilçemizde son birkaç gündür konuşulan bir olay,vatandaşlar arasında Ferizli'de iktidar mı değişti espirilerine sebep oldu.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası fetö terör örgütünün Ferizli'deki öğrenci yurduna devlet el koymuş, daha sonrada İmamhatip lisesi kız öğrenci yurdu olarak tahsis etmişti.
Üç yıldır birçok öğrencinin kaldığı, özellikle uzak mahallelerden imamhatip lisesine gelen kız öğrencilerin kaldığı bu yurdun birinci katına geçen yıl Ferizli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'de taşındı.
Yurt binasında bu güne kadar 30 ile 50 öğrenci arasında bir mevcut kalıyordu.
Bu yıl ise okula ve yurda devam edecek 23 öğrenci bulunuyor.
Yeni kayıtlarla bu sayının bu yıl için 30'u aşacağı konuşuluyor.
Önümüzdeki birkaç yıl içinde Ferizli'deki organize sanayi bölgelerinin faliyete geçmesi beşbin kişilik cezaevinin bitmesiyle Ferizli nufusunun ikiye katlanacağını ve böyle yurtlara daha çok ihtiyaç duyulacağı biliniyorken,
kim veya kimlerin bu kız öğrenci yurdunu öğrenci azlığını bahane ederek kapatmaya çalıştığını Ferizli halkı öğrenmek istiyor.
Bırakın kapatmayı buna nasıl cesaret ettiğini sorguluyor.
Hatta bazı vatandaşlar iktidarın kan kaybettiği ve zayıfladığı bu günlerde fetö emanetlerini geri alıyor algısı oluşturuluyor diyorlar.
Bu yazıyı yazmadan önce konuyla ilgili birçok etkili ve yetkili kişiyi aradım.
Benim edindiğim intiba, birilerinin senaryosunu yazıp bilinçli bir şekilde uygulamaya konulan bir oyundan bahsedebiliriz.
Şu kadar ipucu vereyim ki tüm bu olaylardan kurumun en büyük amiri il milli eğitim müdürünün haberi yok.
Sizin anlayacağınız senaryo Ferizli'de yazılıyor.
Bu senaryoyu yazanlar ve uygulamaya koyanlar şunu çok iyi bilsin ki Ferizli'de imamhatip ortaokulu ve lisesinin kurulmasında birçok insanın emeği var.
Bu emeğe halel getirecek hiçbir siyasiye,hiçbir bürokrata,hiçbir kuruma ve kuruluşa fırsat verilmeyecektir.
Bu mihvalden hareketle bu kız öğrenci yurdunun kapatılmasınada müsade edilmeyecektir.
Öyle yurtta 12 öğrenci kaldı,yurt devlete külfet getiriyor gibi yalan ve senaryonun uygulanmasına yarayacak algıları kimse yutmaz.
Merak etmeyin bundan sonra sizi izlemeye devam edeceğiz.
Bu konuda gerekirse en üst düzeyde girişimler yapılacaktır.
Yetkilileri 28 şubat günlerini anımsatan bu teşebbüsten derhal vaz geçmelerini ve bu konuda Ferizli kamuoyunu bilgilendirmelerini bekliyoruz.
Ak parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın bu konulardaki hassasiyeti bilinmesine rağmen, böyle bir hamleyi meydan okuma olarak değerlendiriyoruz.
Bilinçli olarak kamuoyunda oluşturulan İmamhatip düşmanlığınında
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)