Bu planlamanın gereği bizim Çiftlik okuluda Konuklu'ya taşınmaya başladık.
Bu uygulama çok faydalı gibi görünsede uygulama anında bir yığın sıkıntıyla karşılaştık.
Bu sıkıntıların en başında yemek sorunu geliyordu.
Sabah yedide evlerinden aldığımız öğrencileri,saat onyedide evlerine bırakıyorduk.
Bu on saatlik süre içinde çocuklar öğle arasında evden getirdikleri yiyecekleri yiyorlardı.
Zaman zaman bu yiyecekleri yerlerken aralarında dolaşıp ne yediklerini takip ediyordum.
Bazı durumu iyi olan ailelerin çocukları yumurta,peynir,zeytin,reçel,bal vb. gibi yiyecekler yerken,
Ekmeğin üzerine sadece salça sürüp yiyen öğrenciler
Hatta kuru ekmekle gelen öğrenciler mevcuttu.
Bazen hiçbir şey getirmeyip yemeklerini yiyen öğrencileri göz ucuyla masum masum seyreden öğrenciler insanın yüreğini burkuyordu.
Bu gibi öğrencilere biraz para verip ekmek ve peynir veya helva alıp ekmek arası yapıp yemesini söylerdim.
Birgün yine böyle çocuklar ne yiyor diye arasında dolaşırken kış yaklaşıyor bu çocuklar yarın soğukta bu kuru yiyecekleride yiyemezler,acaba bunlara bir sıcak çorba veremeyizmi? Diye düşünmeye başladım.
Öğretmenler odasına gidip durumun zorluğunu arkadaşlarla ve müdire hanımla görüştüm.
Direk okul müdiresi mudahale edip "Olmaz hocam yemek veremeyiz, ya zehirlenme olursa,onun hesabını kim verecek'' Dedi.
Diğer öğretmenlerde kendi zihniyetinden olduğu için kimseden gık çıkmadı.
Hocam, çocuklar zehirlenir endişesiyle onları açlığa mahküm edemeyiz.
Bu şekilde de egitimde başarılı olmamız imkansız.
Aç çocuğun kafasıda çalışmaz.Deyince.
Hocam vallahi ben sorumluluk almam sen alırsan bir yazı hazırlayayım altına imza atarsın dedi.
Bende tamam hazırla atarım dedim.
Sonra bana,
Parayı nerden bulacaksın?
Çorbayı nerde pişirteceksin deyince.
Okulun velilerinden para toplarız,çorbayıda okulun hademesi bayana biraz ilave ücret verip pişirtiriz dedim.
Okul müdiresi Ertan hocam veliler bırak para vermeyi okula bile gelmiyorlar bu işe hiç sıcak bakmazlar dedi.
Hocam bir deneyelim bakalım diyerek veli toplantısı için velilere çok anlam yüklü bir davet yazısı hazırlayıp gönderdim.
Toplantı,akşam ondokuz gibi yapılacaktı.
Kimse gelmez varsayımıyla köye gidişimizi biraz geciktirmiştik.
Okula bir vardık ki,okulun bahçasi araç dolu.Okuldan içeri girdim aman Allahım iki büyük sınıf ağzına kadar dolmuş.
Hemen müdür odasına girip hani hocam veli gelmiyor demiştiniz, deyince;
Vallahi bende bu işten birşey anlamadım diyerek toplantıda bir açılış konuşması yapıp sözü sana birakırım.Dedi.
O toplantıda Konuklu öğrencileri yemek yemeyecek olmasına rağmen Konuklu'lu velilerde yemeğe katkı yaptılar.
Birkaç çatlak ses çıkaran veliyede senin paranı ben vereceğim diyerek ve öğretmen arkadaşların herbiri yemeğe yüzer lira katkı yapacak dedim.
Veli toplantısı taşımalı sistemle okula gelen öğrencilere yemek verilmesi kararı alınarak sona erdi.
Biz buna Konuklu köyünün konukseverliği dedik.
Bu yazı dizisi devam edecek.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ.
Not:Gelecek yazımda çorba verelim diye başladığımız yemeği üç çeşide ve haftada iki gün tas kebabı yani et yemeği vermeye başladık.
Yemek çok bereketlendi.
Bu nasıl oldu? Bir daha ki yazımda.