Ülkemize, canını ve namusunu güvenceye alabilmek için sığınmış bir ailenin dokuz aylık hamile bir anneye tecavuz edip karnındaki çocuğuyla birlikte öldürüp,henüz daha bir yaşına girmemiş yavrusununda başını taşla ezerek katleden sapık,sadist ve insanlıktan nasibini almamış;
Kur'anın "Belhum adel"diye tarif ettiği "hayvandan daha aşağı mahlukların akıllara durgunluk veren vahşetiyle sarsıldık.
Sadece biz değil tüm ülke sarsıldı.
Yıllarca birçok mazluma sığınak olmuş,Balkanlardan,Kafkaslara Çin seddine kadar.Ortadoğu'dan Afrika'ya kadar birçok insanın Anayurt ikinci vatan gözüyle baktığı bu ülke ve necip millet bu gibi menfur olaylar asla tökezletilemez.
Aksine bu olaylardan ders çıkartarak insanlığa kucak açmaya devam edeceğiz.
Biz Türk milleti olarak inanın kendi pozisyonumuzu bilemiyoruz.
Dünya müslümanlarının,müslüman Türk dünyasının ve insanlığın bize bakışı ve beklentileri çok farklı.
Malesef uğradığımız kültür emperyalizmi sayesinde birçok hasletimizi kaybetmişiz.
Yardımseverlik,merhamet ve kendi lokmasını başkalarıyla paylaşan hatta kendi yemeyip başkalarına yediren bir toplumdan kendini düşünen,bencil ve merhametini ve izanını kaybeden bir topluma dönüştük,dönüşüyoruz.
Türkiye'ye gelebilmek için Saddam'ın zülmünden kaçan ve bir yamaçtan aşağı çocuğuyla kendisini boşluğa bırakıp yuvarlanarak Türkiye'ye gelmeye çalışan anneye,
-Gel,gel Türkiye senin gibi çok aç doyurur,diyebilen ve galiz küfürler edip söylemini destekleyen izanını kaybetmiş insanlar gördüm.
Yine son günlerde özellikle Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri için ve haklarında yapılan yalan yanlış haberleri hepimiz yakından takip ettik.
Ancak ne olursa olsun ülkemizin konumunu eşini ve iki çocuğunu kaybeden babanın şu cümleleri özetliyor.
"Suriye'deki yakınlarımıza ve basına bu olayı olduğu gibi değil,Trafik kazasında öldüler diye yansıtalım.
Yoksa Türkiye bu olaydan çok olumsuz etkilenir"Diyor.
Görüyorsunuz değil mi?
Hangi pozisyonda ne düşünüyor Suriyeli kardeşim.
Başka birşey daha diyor.
Ne diyor?
"Artık Türkiye'de kalmamın bir anlamı kalmadı.
Çünkü ben eşimin ve çocuklarımın namusunu ve canını koruyabilmek için buraya sığınmıştım".Diyor.
Diyanet İşleri başkanımız durumu özetleyen şu cümlelerle gelinen duruma dikkat çekiyor.
Mehmet Görmez.
"Emanetini koruyamadığımız için bizi affet Allah'ım"
"Bize ne olduki zalimin zulmünden kaçan bize sığınan insanlara zulüm eder olduk.
"Yıllarca birçok muhacire ensar olmuş bu necip milletin içinden böyle aşağılık mahluklar nasıl çıkıyor öncelikle bunu sorgulamalıyız."Diyor.
İşte Diyanet işleri başkanımızın yaptığı tesbitler ve teşhisler doğrultusunda ülkemizde yeni bir seferberlik ve öze dönme çalışması başlatılmalıdır.
Başta mecliste kamu vicdanını tatmin edici yasalardan başlayarak özellikle dinayet teşkilatı ve milli eğitimde bu çalışmalar behamahal hayata geçirilmelidir.
Yoksa ülke insanı olarak ruyamızda dahi göremeyeceğimiz olayları yaşamaya devam edeceğiz.
Son olarak ülkemizdeki mülteciler için her fırsatta kem sözler söyleyenlere bir çift sözüm var.
Yedi düvelin dört koldan gizli ve açık saldırısı altında ki bu ülkeye eğer birşey olmuyorsa,bunun sebebinin milyonlarca mazluma kucak açmamızın bir sonucu olmadığını nereden biliyorsunuz?
O mazlum insanların duası sonucu ülkemiz, birçok musibeti def ediyor olamaz mı?
Dikkat et ve düşün birgün çocukların sırtında birkaç parça eşya ile sende yollara düşebilirsin.
Allah bu millete ve tüm müslümanlara yardım etsin.
Bizleri akıl sahibi kılsın.
İzanıni ve kendini kaybedenlerden eylemesin.
Bu vesile ile şehit edilen bacımıza ve evlatlarına Allah'tan rahmet,acılı eşine ve ailesine sabır ve metanet diliyorum.
Allah'a amanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ