Çok kıymetli okuyucularım yazıma başlarken sizlerle bir hususu paylaşmak isterim.
Pandemi sürecine girdiğimiz yaklaşık iki yıldır yazılarımı epeyce azaltmıştım.Ancak okurlarımın daha fazla yazı yazmamı istediğinide biliyordum.Bundan sonra yazılarımı daha sıklıkla yazacağımı siz okurlarıma duyurmak isterim.
Eskiden siyaset daha çok vatandaşın ayağına gidilerek yapılırdı.Aşağıdan yukarıya,yukarıdan aşağıya belli bir silsilede yapılırdı.
Daha çok köy kahvelerinde,partili konuşmacılar çıkıp partilerinin programını iktidara geldiklerinde neyi sasıl yapacaklarını,iktidardaki partinin yapmadıklarını,eksikliklerini bir bir anlatır vatandaştan gelen sorularıda sabırla cevaplarlardı.İktidar partileri ise yaptıkları hizmetleri anlatır sıradaki yapacakları hizmetleri anlatırlardı.
Tabi o günlar böyle güzel yollar olmadığı için arabanın çamura saplandığı yerlerden öteye köýe yayan ulaşılırdı.
Siyasetcileri herkes tanırdı.Şehre inildiğinde makamlara çıkıldığında siyasetci ve vatandaş sarmaş dolaş birbirini kucaklardı.Aralarında samimiyet her zaman içten ve devamlıydı.Asla yapmacık değildi.
Şimdilerde siyaset sadece seçim zamanları o da bir defa köylere çıkıyor.Sadece bir tokalaşma merasiminden sonra birer çay içilip köyden ayrılınıyor.
Kim gelmiş kim gitmiş kimse anlayamıyor bile, çıkıp partilerinin politikalarını anlatacak bir Allah'ın kulu bile yok.Nasıl olsa liderler televizyondan sanal medyadan anlatıyorlarya, gerekte yok zaten.
Gerçi Partiler bir yerlere adam seçerken vatandaşa sormuyor ki, yukarıdan atayıp görevlendiriyor.
Onun için mesele yukarılara şirin görünmek...
Bunun için toplantılar medyatık olmalı ses getirmeli.
Dağın başında yaptığın toplantıyı kim duyacak ki,
AmaAdapadarın'da,Erenler'de,Serdivan'da buralarda açmazsa... Sapanca'da,Taraklı'da en lüx otellerde yapılan toplantılar her zaman Angara'dan duyulur.
Zannedilir ki parti çalışıyor.Ama gel gör ki otel lobilerine ve salonlara hapsedilen teşkilat çalışmaları yüzünden bugün hiç kimse yöneticileri tanımıyor.Bırak vatandaşı bir partinin ilçe yöneticisini arayıp il yönetim kurulu üyesi yirmi kişinin ismini say densin,sayamaz.Eğer sayabilirse bende özür dilemeye hazırım.Neden sayamaz?İşte bu elit siyaset yüzünden.Eskiden ise degil yöneticilerin ismini saymak vatandaş yöneticinin ana ve baba ismini de bilir,tanırdı.
Rahmetli Anap'lı bakan İmren Aykut,Rahmetli Mesut Yılmaz ve Yıldırım Akbulut'un Anavatan Partisi Genel Başkanlığı yarışında Mesut Yılmaz'ı desteklemiş ve şu tarihe gececek cümleleri söylemiştir.
"Ben adaylık yarışında Mesut Yılmaz'ı destekliyorum.Ancak ondan lider olmaz.Çünkü onun ayağı ne bir çamura değmiştir, ne de bir terli yanak öpmüştür diyerek siyasetin ve liderliğin bir taban hareketi ve sevgisi olduğunu belirtmiştir.
Son söz olarak şunu diyebilirim ki her koşulda vatandaşın yanında yüzyüze siyaset yapanlar kazanacak,internet üzerinden zoom yaparak siyaset yapanlar,siyaseti otellere ve salonlara hapsedenler kaybedecektir.
Allah'a emanet olun.
Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder