23 Kasım 2019 Cumartesi

CANIM ÖĞRETMENİM


     Bugün 24 Kasım öğretmenler günü.
Bugün öğretmenlerimizi hatırlayalım diye böyle bir gün ihdas edilmiş.
    Öğretmenlerinden nasiplenememişler için güzel bir gün hiç olmazsa bugün belki öğretmenini hatırlarlar.
Ancak bizler öyle mi?
Hayatımızın her aşamasında,öğretmenlerimizin bize öğrettikleriyle birlikte yaşarız.
     Mesela Mustafa Karabulut'un
Bizi disipline çağırıp.
Elinde koca bir deynek.
Oğlum Cimbat sende mi?
Nedir hocam?
Namaz kılmıyormuşsun?
Evet hocam, bir haftadır kılmıyorum,çünkü ayağımda yaralar çıktı, ayağımı bükemiyorum.
Olurmu evladıııım?
Namazın mazereti yok.
Bak iyi dinle.
Uçakta giderken bir anda uçak düşmeye başlasa, o anda namaz vakti girse.
Uçak yere düşünceye kadar hemen teyemmüm edip namazını kılmaya çalışacaksın.
Birde odada bulunan Sakarya Müftüsüne dönüp öyle değil mi? Sayın Müftüm.Dedi.
Ben bu fetva karşısında çaresiz boynumu büktüm.
Bana dönüp, seni bu seferlik affediyor, dövmüyorum.
Bir daha namaz kılmıyor şikayetiyle karşıma gelme.
   O gün bugün  namaz kaçırdığımda hep hocamın bu fetvası ve bu sözleri aklıma gelir.
Meğer hocamız bizi Allah'ın huzuruna hazırlıyormuşta bizim haberimiz yokmuş.
Allah senden razı olsun Karabulut öğretmenim.
Mekanın cennet olsun.
Biz senden razıyız.Allah'ta razı olsun inşallah.
Öğretmenlerimizin her biriyle birçok anılarımız var, ancak buralara hepsini yazmak mümkün değil.
Şunu söyleyebilirim ki, bizim öğretmenlerimiz bize dersten çok idealizim öğretmeye çalıştılar.
Milli ve manevi değerlerine bağlı vatanına ve milletine sahip çıkan topluma faydalı bir birey olma düsturuyla yetiştirdiler.
Allah tüm öğretmenlerimizden razı olsun.
Bu kutsal mesleği bende kısa bir dönem olsada yapma fırsatım oldu.
Öğrencilerimle ilgilide birkaç anı sizinle paylaşmak isterim.
    Abdurrezzak(Konuklu) köyünde sınıfimız cami ile karşı karşıyaydı.
Ders anlatırken ezan okunmaya başlayınca birden dersi kesip, çocuklar ezan okunuyor ezan okunurken konuşulmaz dinlenir, dedim.
O güzel ezanı sonuna kadar huşu içinde,sessizce dinledik.
Birgün sonra tam ezan saati yaklaşınca sınıfın camlarını açtım ve ders anlatmaya devam ediyordum ki ezan okumaya başladı.
Dersi kesmeyip anlatmaya devam ettim.
O da ne bütün parmaklar havada.
Öğretmenim! öğretmenim!
Ezan okunuyor.
Bu çocuklar ikinci sınıf, sadece sekiz yaşında.
İşte eğitim.
Birbaşka anım da şöýle.
Konuklu'da ikinci sınıfları alınca,sınıfa girdim ki sınıfta uzun boylu kocaman bir çocuk.
Onbir, oniki yaşları civarında.
Oğlum sen burada ne geziyorsun haydi sınıfına bakalım dedim.
Öğretmenim ben ikinci sınıftayım demez mi?
Meğer okuma yazmayı öğrenemediği için dört senedir aynı sınıfta kalıyormuş.
Yaşı büyük ve cüsselide bir çocuk olduğu için sınıfta devamlı kavga ve sorun oluşturuyordu.
Birgün sınıfa girdim ki öğrencinin birinin dişini kırıp dövmüş.
Tahtaya çıkartıp iyice azarladıktan sonra.
Senin okumaya niyetin yok mu? Diye sordum.
Sesini çıkarmayınca.
Eğer yoksa al çantanı doğru evine git, dedim.
Adam çantasını aldı,çekti evine gitti.
Evi cami yolunda yolun kenarında olduğu için her öğle namazına gidiş gelişte  kendisini evin önünde görüyor içim parçalanıyordu.
O da beni görünce hemen kaçıp ya bir ağaçın arkasına, ya da evin dundarına saklanıyordu.
Bu böyle bir hafta devam etti.
Birgün camiden gelirken göz göze geldik, kaçamadı.
Nasılsın oğlum. Dedim.
İyiyim öğretmenim.
Okulu ve arkadaşlarını özledin mi? Deyince.
Evet, hemde çok,dedi.
Gel seninle bir anlaşma yapalım.
Bundan sonra sınıfta adam gibi dur, bende sana okumayı yazmayı öğreteyim dedim.
Tamam öğretmenim, dedi.
Anlaştık.
Okula tekrar gelmeye başladı.
Gerçektende biraz sakinleşmişti.
Benide sevmeye devamlı çevremde dolaşmaya başladı.
Onu sınıf başkanı yaparak sorumluluk verdim.
Dahada kendisini toparladı.
Her tenefüs arasında tahtaya renkli tebeşirlerle harfleri ve heceleri yazarak, okutarak,
çok büyük bir emek ve mesayi vererek bu öğrencimize okuma yazmayı öğrettim.
Şimdi bu öğrencim 34 yaşında bana sosyal medyadan mesaj yazıp atıyor.
Şükürler olsun.
Bugün öğretmenler günü dolayısıyla böyle bir yazı yazdık.
Biraz hikaye gibi oldu ama, pazar gününe iyi gider.
Tüm öğretmenlerimizin ve öğretmen arkadaşlarımızın bu gününü kutluyorum.
Ölenlere rahmet,kalanlara sağlık sıhhat ve afiyet diliyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder