KİMSESİZLERİN KİMİ…
NERDESİN?
Son günlerde yazılı basın ile internet haber sitelerinde yürek burkan şu
haberle karşılaşıyoruz.
Ferizli’de hayırseverler tarafından
yaptırılan konutlara yerleştirilen ailelere mart ayının sonuna kadar, ya evleri
boşaltmaları yada satın almaları konusunda, tebligat gönderilmiş.
Ancak aileler ne diyor?
Bizim ekmek alacak paramız yok ki,
evleri nasıl alalım.
Yetkililere seslenerek ’’Ne olur bizi
mağdur etmeyin’’ diyorlar.
Şunu belirmeliyim ki bu bölgede
yaşayan biri olarak ve bu alanda esnaflık yapmış biri olarak bu insanları en
iyi tanıyanlardan biriyim.
Sizin de tanıyabilmeniz için iki örnek vereyim.
O binalarda oturan ve her gün
Adapazarı’na gidip lahmacun satarak geçimini sağlamaya çalışan biri, akşamları
benim markete uğrar sadece arpa şehriye,İki yumurta,ekmek birde çikolata
alıyordu. Devamlı aynı şeyleri alınca dikkatimi çekti.
Kendisine neden hep aynı şeyleri
alıyorsun? Diye sorduğumda.
Abi yetiştiremiyorum.
Arpa şehriyeden çorba yapıp biz
yiyoruz. İki çocuk var onlara ilave olarak birer yumurta yediriyoruz.
İki çocuk var diyorsun bir çikolata
aldın dediğimde.
Ortadan kırıp ikisine bölüştürüyorum
dedi.
O insanlar oraya geldiğinde bende eş
zamanlı olarak o bölgede bir market açmıştım.
İnsanlar ihtiyaç sahibi ve fakir
olduklarından çoğu alış verişini veresiye yapıyordu.
Benim açımdan dayanılacak durum
kalmamıştı.
Son çare veresiyeyi kaldırmıştım.
Bir gün o evlerden bir kadın geldi
ekmek dolabından iki ekmek alıp, deftere yazar mısın abi ,dedi.
Veresiyeyi kaldırdık, bizde zor
durumdayız dediğimde
Abi paramız yok, çocuklarda evde aç
deyince.
Tamam yenge al götür ,yazmıyorum. Benden
olsun, dedim.
Böyle durumlar neticesinde marketi
kapatmak zorunda kaldım ve veresiye defterini yırtıp çöpe attım. Sonrada Saudi
Arabistan’a gidip şeytan taşlama köprüsün de çalışarak toptancılara borcumu
ödedim.
Bu binalar depremden hemen sonra
dönemin belediye başkanı Mustafa Akgün’ün özel gayretleriyle alelacele
hayırseverlere yaptırılmış binalardır.
Bu binaları yaptıran hayırseverler bu
binaları valiliğe hibe etmiş, valilikte ihtiyaç sahibi vatandaşlar arasından
çektiği kura ile binalara bu insanları yerleştirmiştir
Bazı istisnalar olsa da buraya
yerleştirilen insanların çoğu,ya engelli,ya hasta,yada kimsesiz yaşlı
insanlardan oluşuyor.
Tamamen hayırseverlerin yaptırmış
olduğu bu binalar nasıl ihale ile satış pozisyonuna geldi, bunu anlamak
mümkün değil.
Demek ki bundan sonra hayır işleri
yaparken ‘’satılamaz’’ şerhi düşmekte gerekiyor.
Şunu da belirteyim ki burada yerleşen
kişilere burası valilik tarafından geçici olarak tahsis edilmiş.Ama şu gün
çıkarılacaksınız da denmediği için aradan 15 yıl geçmiş
Tabi Büyükşehir yasasıyla binalar Ferizli Belediyesine
devredilince olaya manevi gözle değil,mana gözüyle bakılmaya başlanmış.Yani
sizin anlayacağınız bu işi nasıl paraya dönüştürürüm hesabı…
Ben buradan Ferizli Belediye Başkanına bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Sizi, bulunduğunuz o makama getiren
partinizin kurucu genel başkanı ne diyor ’’İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’’
Yine buradan Büyükşehir Belediye
Başkanımız Zeki Toçoğlu ve İl Başkanı Fevzi Kılıç’a çağrıda bulunuyorum.
Lütfen bu konuyu özel olarak gündeminize alın.
Hatta lideriniz gibi eşinizi de alıp bu ailelerin birine bir kahvaltıya gelin. Ne
kadar doğru bir iş yaptığınızı o zaman göreceksiniz.
Bu kadar uzun bir yazı yazdın. Senin
bir çözüm önerin var mı? diyenleriniz olacaktır.
Evet var.
İnsanların sadakasından, hayır için
yaptırtmış olduğu bu binaları, fakir fukaraya satılmasını asla uygun
bulmuyorum.
Mühür sizin elinizde olduğuna göre illa
da satacağım diyorsanız. On yılda ödemek koşuluyla
Ayda 200 tl *120=24.000 Ailelerden
Ayda 100 tl *120=12.000 Sosyal
yardımlaşma fonundan
Ayda 100 tl *120=12.000 Büyükşehir
Bel.Sosyal işlerinden
Ayda
90 tl * 100= 9.000 Ferizli
Bel.Sosyal işlerinden hibe
TOPLAM=57.000 lira
Bu insanları on beş yıldır
yaşadıkları bu sıcak yuvalardan dışarı bırakıp çaresizliğe terk etmektense,
herkesi elini taşın altına sokmaya, soruna çare üretmeye davet ediyorum.
Bitirirken Ferizli Belediye Başkanı’na bir hatırlatmada bulunayım. Seçim
broşürlerinizden birinde ‘’Kimsesizlerin Kimi’’ diye yazmıştınız. Altında da
‘’Ya Ahmet ya zahmet’’yazıyordu.
Şimdi soruyorum.
İnsanlar zahmet çekiyor.
Kimsesizlerin kimi...
Neredesin?
Demek ki bu işler broşürle slogan yazmakla
olmuyormuş.
İnşallah
bu soruna hayırlı bir çözüm bulunması dileğiyle.Allah’a emanet
olunuz.Saygılarımla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder