24 Mayıs 2020 Pazar

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.

  





   Bugün Ramazan Bayramı.
Okurlarımın bayramını kutluyorum.
   Son yıllarda hepimizin ortak söylemi "Nerede o eski bayramlar"
İfadesiydi.
Ama görülüyorki eçen yıl kutladığımız ramazanı mumla arıyoruz.
Beterin beteri varmış.
Allah'tan her zaman hayırlısını isteyelim.
Son yıllarda insanlık o kadar azmıştıki, canlı canlı insanlar öldürülüyor, diri diri yakılıyor, kolu kanadı kırılıyordu.
İnsanlık hiç birşey yapamıyor ve yapmıyordu.
Yok hava savunma sistemi, yok demir kalkanı,füze kalkanı kendilerini korumak için bu güçlü ve zalimlerin her türlü tedbiri alıyorlardı.
Ancak görüldüki tüm bu unsurlar Allahın gücü ve iradesi karşısında hiçbir şey yapamadılar.
Görünmeyen bir virüse hepimiz teslim olduk.
    Bizim akranlarımız böyle birşeyle ilk defa karşılaşıyoruz.Belki insanlık tarihi bu tip birçok hadiseyle karşılaşmıştır.
Ama şu da bir gerçek ki biz bu olayları algılayamıyoruz ;adeta bir rüyada gibiyiz.
Gerekli dersleri ve ibretleri alamıyoruz.
İçimizde hâla Allah ile savaşan zavallılar var.
İbneler ayağa kalkmış hak arıyor.
Cami anfisine giren bir densiz minarelerden müzik çalıyor.
Bunlar maneviyattan yoksun ot gibi insanlar.
İşte cemaatsiz,camisiz,cumasız, teravihsiz oruç tutarak idrak ettiğimiz bir Ramazan ayının sonunda evlerimizde kalarak Ramazan Bayramı kutluyoruz.
Adam hâla Şeker Bayramın kutlu olsun yazıyor.
Allah hepimize izan versin.
Olaylardan ders ve ibret alabilmeyi nasip etsin.
Birkez daha Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, hayırlı bayramlar diliyorum.
Bu bayram ülkemize ve insanlığa hayırlar getirsin.
Allah'a emanet olunuz.
       Ertan CİMBAT

3 Mayıs 2020 Pazar

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI EKREM YÜCE'YE O SORUYU BEN SORDUM.


      Dün akşam Haberlisin.com' 'da  Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce ile Güven Hasbaş'ın Programı vardı.
Güven Hasbaş kendi sitesinden bu programı duyurup başkana soru sormak isteyen buradan yazabilir deyince bizde çorbada bir tuzumuz olsun diyerek şu soruyu yazdık ve fotoğraflayıp sakladık.
"Ferizli,Söğütlü veAdapazarı kurucu büyükşehir ilçeleridir.Ferizli ve Söğütlü ilçeleri kurucu olarak çok büyük bedeller ödemesine rağmen Büyükşehire brokrat atamalarından hiç faydalanmıyor.
Sayın Yüce bu kurucu ilçelerimizden kaç tane brokrat atamıştır.
Ya da atamayı düşünüyor mu?
Benim Güven Hasbaş'a yazdığım soru aynen kelimesi kelimesine bu.
    Ben canlı programı izleyemediğim için kimsenin günahını almak istemem ama Güven Hasbaş'ın kaleme aldığı proğramla ilgili detayta soru şu şekilde gündeme gelmiş




FERİZLİ VE SÖĞÜTLÜ İLÇELERİ DIŞLANIYOR MU?
Ferizli ve Söğütlü ilçelerinin dışlandığına yönelik gelen soruya açıklama yapan Başkan Yüce"İlçe ayrımı yapmıyoruz kesinlikle.Bu soruya ben belediye başkanlarimızın cevap vermesini istiyorum.Bizler bütün talepleri geri çevirmeden yaptik.Biz bir bütünüz.En başta dediğim gibi hepimizin hedefi Sakarya'yı kalkındırmak.Bu durumda böyle bir ayrım söz konusu olamaz.Hem Ferizli hem Söğütlü belediye başkanları bu konu ile ilgili gerekli açıklamayı zaten yapacaklardır"demiş.
     Vay be!
Bir benim yazarak sorduğum soruya bakın, birde başkana sorulan soruya ve başkanın cevabına.
Hani ilkokullarda çocuklara kulaktan kulağa oyunu oynatırızda  baştaki çocuğun kulağina "Soru" dersin ensondan "Boru"çıkarya aynen öyle olmuş.
Bir soru ancak bu kadar çarpıtılır.
Benim Ferizli'nin Büyükşehire girmesi için verdiğim mücadeleyi herkes biliyor.
Ferizli de,Söğütlü de ne hizmet gördüyse büyükşehir sayesinde gördüler,görmeyede devam ediyorlar.
Bugün açıklama yapanların ağaları dün büyükşehirden çıkalım diye kararlar alırken bizim tek başımıza ne mücadeleler verdiğimizi insaf sahibi insanlarda ,Allah'ta biliyor.
Eğer soru sormamız,hak aramamız istenmiyorsa o başka.
Bu şekilde soruyu çarpitarak hizmet noktasına getirerek,ayrımcılık gibi kelimelerle olayı belediye başkanlarına paslayarak niyetiniz soru soranları baskılamaksa bir daha ikinci bir kişi vasıtasıyla asla soru sormam.
Eğer öyle değil size soru yanlış aksettirildi diyorsanız,sorunun aslı yukarıdadır.
Soruma makul bir cevap bekliyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.

1 Mayıs 2020 Cuma

BÜYÜKSÜN TÜRKİYEM


    Atalarımız ne güzel demişler"Sana taş atana sen ekmek at".
    Son asrın süper gücü Amerika bir virüs karşısında aciz düştü.
Amerika dedikleri kartondan bir kaplanmış meğer.
Adamlar bırak vatandaşına maske verebilmeyi, hastalara müdahale edecek doktorlara bile maske bulup veremiyorlar.Ölülerini bile defnetmekten acizler.
Binlerce uçak dolusu silahı pkk-ypg ye bebekleri öldürsün diye gönderebilen Amerika kendi insanın ölümünü önleyebilmek için çaresiz kalmış durumda.
Ancak tam bu noktada bir büyük devlet,asaletli bir devlet,askerleri ve halkı Amerika'nın gönderdiği silahlarla öldürülen devlet,  Türkiye Cumhuriyeti giriyor devreye.
Amerikan halkı ölmesin diye iki kargo uçağı tıbbı yardım malzemesini indiriyor Amerika'ya.
Adeta insanlık dersi verircesine.
Belki dahada gönderecek.
Tabi Cumhurbaşkanımız Erdoğan yardımlarla birlikte,Trump'a birde mektup gönderiyor.
Mektupta "Dost ve müttefiklik zor zamanlarda belli olur.Türkiye olarak her zaman dost ve müttefikimiz Amerika'nın ve Amerikan halkının yanındayız"diyor.
Ey Büyük Allah'ım nelere kâdirsin.
Daha dün Barışpınarı harekatında Cumhurbaşkanımıza mektup gönderip ileri geri konuşan, tehtitler savuran Amerika bugün Türkiye'nin gönderdiği yardımlara çocuklar gibi sevinip teşekkür üstüne teşekkür yayınlıyorlar.
Sadece Amerika'ya değil neredeyse tüm dünyaya yardım gönderiyor Türkiye.
Fakirinden zenginine herkese yardım ulaştırıyor kimseyi ayırmadan...
Biz tarih boyu hep insanların yüzünü güldüren veren el olmuşuz.
Onlar ise insanları hep ağlatan ve sömüren olmuşlar.
Onlarla bizim farkımız budur.
Devletimiz bir taraftanda ülkemizde süreci mükemmel yönetyor.
Beş yildızlı hastanelerimiz her türlü ekipmanımız fazlasıyla var Allah'a şükür.
Sağlık alanında dünyada bir numarayız.
Böyle bir ülkenin vatandaşı olmaktan ben gurur duyuyorum.
Sizde duyun.
Her zaman doğrunun, mazlumun,garip gurabanın elinden tutan devletimize bu günlerde bu yardımların karşılığı veriliyor.
Hiçbir şey tesadüf değil.
Allah ülkemizin ve tüm insanlığın yardımcısı olsun.
Bu virüs illetinden kurtulmayı ve ders alabilmeyi nasip etsin.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.







15 Nisan 2020 Çarşamba

BU VİRÜS BİZE BİRÇOK YABANCI KELİME ÖĞRETTİ.


   Bu Koronavirüs illeti çıktığından buyana epeyce sağlık terimi öğrendik.
Özellikle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yaptığı basın toplantıları ve her akşam televizyonlarda konuyla ilgili bilim adamlarının yaptığı proğramlara ister istemez pür dikkat kesildiğimiz için ne konuşuyorlarsa hafızalarımıza kazınıyor diyebilirim.
En azından ben öyle görüyorum.
     Bu güne kadar bilmediğimiz, konuşma cümlelerimizde kullanmadığımız bu kelimelere bir bakalım.
CORONA VİRÜS:Korona latince taç anlamına gelir.Virüsü çevreleyen protein çubukları taça benzediği için bu ismi almıştır.
ENDEMİ:Belli bir bölgede yerel salgın hastalık.
PANDEMİ: Tüm dünyayı etkisine alan salgın hastalık.
DEZENFEKTE:Mikroplardan temizlenme,tedbiren temizlik.
ENFEKTE OLMAK:Kişiye mikrobun bulaşmış olması.
ENTÜBE:Solunum zorluğu çeken hastanın makınaya bağlanarak solunumuna yardımcı olma.
İZELASYON:Hastalık kapma ihtimali dolayısıyla,kişilerin kendilerini sosyal hayattan çekerek korunaklı bir yerde kendi kendine kalması.
KİT:Hastalığı tespit eden aygıt.
SEMPTOM:Hastalık belirtisi
PİK: Hastalığın ulaştığı en yüksek yer, tepe noktası.
SOSYAL  MESAFE:Hastalığın karşısındaki insana bulaşmasını önleyici mesafe yaklaşık bir buçuk metre.
FİLYASYON:Hasta olarak tespit edilen kişinin son temas kurduğu kişilerin bulunup taranması.
İMMUN SİSTEM: Hastalığa karşı vucudun bağışıklılık sistemi.
     Ben burada bitireyim, belki bu kadar daha vardır.Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Benim gibi bu kelimeleri hergün duya duya sizde kafanıza kazıdınız.
Tabi bunların türkçeleri konuşulsa daha iyi olur.
Şuda bir gerçek tıp dili, bir dünya dili, bunu bu şekilde bilmemiz gerekiyor.
Yine ben meraklıları için anlamlarını yazdım.
Allah'a emanet olunuz.
Sağlıcakla kalın.
Evde kalın.
Saygılarımla.


9 Nisan 2020 Perşembe

SAKARYADA ACİL OLARAK SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI UYGULANMALI


    Yüzyılın illeti Koronovirüs hızla yayılıyor.
Ülkemize geç gelsede tedbirler erken alınmış olsada istatistiklerde kötüye,hatta kötününde kötüsüne doğru bir gidiş var.
Hele Sakarya,Türkiye sıralamasında ilk beşin içinde.Yukarıdaki haritada görüyorsunuz.
Hasta sayısı binlere doğru gidiyor.
Bunun nedeni ise sokaktaki insanı malesef,beklendiği gibi, azaltamadık.
Yetkililerin tüm ikazlarına rağmen hâla olayın vehametini kavrayamayanlar var.
İşte bu tutum sebebiyle sadece il merkezinde görülen virüs artık tüm ilçelere yayıldı.
Malesef bir aydır eve hapsedilen yaşlılarımız ve arkasından yirmi yaş altı gençlerimiz artık burnundan solumaya başladılar.
Nedeni evde kaldıklarından değil, kurallara uymayan insanların vurdumduymazlığından.
Bu insanlarla uğraşan bir yığın devlet görevliside  sahada zorunlu bir kalabalık oluşturuyor.
    Birde evde kalan insanlara yardım götüren imamlar,postacılar, muhtarlar,polis, jandarma ve genç kardeşlerimiz var.
Sanki depremden çıktık herkes açlıktan ölüyor gibi... Kim kime virüs taşıyor belli değil.
Bu şekilde iyilik yapayım derken acaba virüsüde taşıyor olamazmıyız?
Çünkü bu görünen birşey olsa eyvallah.
Herkesin iyi kötü onbeş gün yiyeceği birşeyleri vardır.
Bir tas çorba yesek, kuru ekmek yesek yine onbeş gün idare ederiz.
Demem o ki Türkiye'de kimse 15 günde açlıktan ölmez.
Ama böyle giderse çok yakında ülkemize gelen bu virüs nasıl şehirlerimize,nasıl ilçelerimize geldiyse son evrede mahallelerimize ve evlerimize  gelecektir.
İste o gün geldiğinde ölülerimizi kaldırıcak insan,hastalarımızı götürecek doktor ve hastane bulamayacağız.
Herkes aklıni başına alsın.
Bu virüs çığ gibi büyüme aşamasında.
Hiç olmazsa Sakarya'da bu aşamada sokağa çıkma yasağı konmalı, hemde çok acil.
Sonra üretimde ve hizmet sektöründe çalışanlar test yapılarak sokağa çıkıp işine gücüne gitmelidir.
Bence bu iş  tersten ele alınmalı, herkese sokağa çıkma yasağı getirilip, temiz olanlar sokağa çıkmalı.
Hasta olanlarda hastanelere alınmalı.
Herşey evde başlamalı ve orada kontrol altına alınmalı.
Sokaklarda virüslü arayacağına onu eve hapsetmeliyiz.
Bu tabiki benim düşüncem, devleti yönetenlerinde bir bildiği vardır.
Bekleyip göreceğiz.
Hakkımızda hayırlısı olsun.
Allah yardımcımız olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.




29 Mart 2020 Pazar

BİZİM ŞER ZANNETTİĞİMİZ ŞEYLERDE HAYIR OLABİLİR.

     "Sizin şer zannettiğiniz şeylerde hayır,
Hayır zannettiğiniz şeylerde şer olabilir.Bunu siz bilmezsiniz,ancak Allah bilir".
     Dünyayı şaşkına çeviren Korona virüsü can almaya devam ediyor.Bulaşıcı bir hastalık ve ölümcül bir hastalık olduğu için herkesi tedirgin ediyor.
Özellikle dünyanın en gelişmiş ülkelerinde çaresiz bir durum var.
Hatta İngiltere gibi bazı ülkelerde devlet başkanına bile bulaşmış durumda.
    Dünyadaki bütün devletler bu virüsle hem maddi hemde manevi olarak mücadele ediyor.
Yıllarca Irak'ta,Afkanistan'da,Suriye'de müslüman kanı döken İsrail'in arkasında durup Filistinlileri katletmesine yardımcı olan, Mescid-i Aksa'nın İsrailli askerlerin postalıyla çiğnenmesine çanak tutan Amerika'da Beyaz Saray'da Trump'unda katıldığı bir merasimde Kur'an okunuyor.
   Almanya'da Duisburg kentinte ilk defa ezan açıktan dışarıya okunuyor.
   Hollanda yine açıktan ezan okunmasına müsade ediyor.
   İspanya, Endülüs devleti yıkıldığından 500 yıl sonra Granada kentinde açıktan ezan okunuyor.
Bölgede bulunan müslümanlar sivil toplum örgütlerinin organizesiyle evlerinin balkonlarından ezan okuyup dua ediyorlar.
   Kısaca insanlar bir imdat, bir çare arıyor.
Kimi aşı, ilaç,solunum cihazı üretmeye çalışırken kimileride manevi ve ilahi bir yardım peşinde.
Şu bir gerçek ki derdi verende Allah'tır, onun çaresini verecek olanda Allah'tır.
Bu yüzden bu dualar,ezanlar, yakarışlar inşallah yaradanımız tarafından bir karşılık bulacaktır.
     Siz bakmayın üç beş dönmenin ezan okunurken,dua yapılırken onu alaya alıp küçümsediğini,
Hâla bu ortamda tv lerde ders veren başörtülü bayan öğretmeni öcü olarak göstermeye çalışan 28 Şubat kalıntılarını dikkate almayın.
Hem ülkemiz Türkiye, hem dünya ülkelerinde herkes kendini çek ediyor,hakka ve doğruya geliyor.
Bu virüs dolayısıyla bundan sonra gezegende hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Bu hadiselerin ne getirip ne götüreceğini biz bilemeyiz Ancak Allah bilir.
Biz iyi olması için duacıyız.
Sizde çok dua edin.
Aç kalmaktan korkmadan, tarlalarımızı ekip dikerek, evimizde kalmaya devam ederek devlet yetkililerimizi dinleyerek beklemeye devam edelim.
Allah hakkımızda hayırlı olanı versin.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.



25 Mart 2020 Çarşamba

VİRÜSLER VE SÜLÜKLER



     Korona virüsü ile dünyanın başı dertte, bu virüs yüzünden binlerce insan öldü.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdede bu virüsle ilgili en radikal  önlemler alınıyor.
Halkımızın birçoğu evlerinde sokağa çıkmıyor.
Bu virüsle bir şekilde mücadele devam ediyor ve inşallah sonuçta alınacak.
   Ancak birde böyle kriz durumlarında ortaya çıkan kan emici sülükler var ki onlarla malesef devlet mücadelede yetersiz kalıyor.
Sonuç almasıda mümkün görünmüyor.
     Aylık alışverişimi yapnak için dün bir markete gittim.
Bir ay öncede gittiğim markette fiyatlar bazı ürünlerde yüzde otuz, bazılarında yüzde elli artmış.
Bu, sebze ve meyve fiyatlarında bazen yüzde yüze yakın artmış.
Yani ne olduda bir anda böyle fiyatları yükselttiniz beyler.
Fiyat artışına sebep olan en önemli unsur nakliye yani yakıt giderleridir.
Benzin ve mazotta bir ay içinde yüzde yirmi, yirmibeş indirime gidildi.
Şimdi bana dolar yükseldi diyecekler.
Ya kardeşim elmayı, domatesi, patatesi,soğanı,pirinci,mercimeği dolarlamı alıyorsun.
Buna fırsatcılık denir,Fiyatları indireceğine yükseltiyorsun.
Nasıl olsa millet korkmuş alışveriş yapıyor diye basıyorsun zamı.
Tabi burda biz tüketicilerde de hata var. 
Ne yükleniyoruz ki marketlere? 
Adamların iştahı kabarıyor zam yapmak için.
Gerçi ben alacaklarımın zaruri olanları alıp diğerlerini bıraktım.
Bu alışveriş yaptığım marketide kafamda bir yere yazdım.
Bir diğer konu bu kadar alışveriş yapmışsın  kasaya geliyorsun bir dezenfektan yok ki eline süresin.
Sadece marketlerde mi?
Bir petrol istasyonundan depoyu dolduruyorum hesap ödedikten sonra dezenfektan ya da kolanya yok mu? Diye soruyorum.
Abi malesef yok çok pahalı almadık diyor.
Türkiyenin en saygın istasyonlarından birinin müşteriye  verdiği cevap bu.
    Yani diyeceğim o ki devlet otoritesinin zayıfladığı böyle durumlarda virüslerden korunurken, kan emici sülüklerede dikkat edin.
Tabi bunu yazarken herkesi aynı kefeyede koymuyoruz.
Bu da böyle biline.
Şu bilinmeli ki ülkemizde yiyecek, içecek ve giyecek konusunda hiçbir zaman sıkıntı olmaz.
Lütfen panik yapmayın,stok yapmayın.Marketcilerin iştahını kabartmayın.
    Birde güya virüsten korkmayan virüsler var.
Adam sosyal alanla  birbirinden ayrılıp muhabbet ettiğimiz üç kişiyi tek tek dolaşıp elini sıkıyor ben buna müsade etmeyincede korkma abi, birşey olmaz diyor.
Bu cahil virüsler yüzünden bu korona virüsünden,
Bu kan emici sülükler yüzündende soyulmaktan ne zaman kurtulacağız bilemiyorum.
Lütfen biraz daha dikkat
Lütfen biraz daha insaf.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Evde kal "SAKARYA AHBAR"oku