25 Aralık 2019 Çarşamba

YILBAŞI VE MİLLİ PİYANGO

   Dünya,Güneşin etrafında 365 gün altı saatte döner, buna biz bir yıl deriz.
Demekki bizde güneşin etrafında bu güne kadar 57 defa dönmüşüz.
O ateş topunun etrafında ve şu yalan dünyada geçen sürelerimi her yıl geldiğinde neyini kutlayacağım ki?
Birde hiristiyanların 25 Aralıkta başlayıp 6 Ocak'a kadar süren Noel kutlamalarıda bu güne denk geliyorsa,bir müslüman olarak bu işlerden uzak durmamız en doğru olanı.
     Ülkemizde bulunan hiristiyan azınlıkların kutlaması gayet normal bir durumdur.
     Ben müslümanım diyen birinin bu gecelerde kendini koruması ve günah bataklığının içine düşmemesi gerekir.
     Birde bu geceye mahsus milli piyango varki, birçok kişi buna devlet eliyle kumar demesine rağmen,bir türlü kaldırılamıyor,yasaklanamıyor.
Birde başına milli kelimesi konmuş,bu rezilliğe artık bir son vermek gerekir.
Bu konuda meclise kanun teklifi verecek milletvekilleri bekliyoruz.
2020 yılına girerken bu yılın öncelikle şahsımıza, ailemize,okurlarımıza,ülkemize,tüm islam alemine hayırlar getirmesini diliyorum.
    Ayrıca özellikle yılbaşı gecesi  gençlerimizi meşgul edebilecek,ilgisini çekecek alternatif programları eğitim kurumlarımızdan ve sivil toplumdan bekliyoruz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygilarımla.

20 Aralık 2019 Cuma

BÖYLE MUHTARLARDA VAR.


     Yönetici deyip geçmemek lazım.
Bazen bir vali, bir belediye başkanı, bir başbakan, bir kaymakam hatta bir muhtar uyguladığı tarzla farkındalık oluşturabiliyor.
Bu farkındalık toplumun tüm katmanlarında bir rahatlamaya ve taktire sebep oluyor.
Başbakanlığı döneminde Menderes,Özal,Erdoğan böyle biriydi.
Efsane Vali Recep Yazıcıoğlu, Konya Belediye Başkanı Halil Ürün böyle biriydiler.
İlçemizde de böyle farkındalık oluşturan muhtarlar var.
Geçtigimiz dönem Kusca mahalle muhtarının yaptıklarını daha önceki yazılarımda yazmıştım.
Şimdide Ceylandere Mahallemizin yeni seçilen muhtarı Ceyhun Keleş'i gıbtayla izliyoruz.
    Muhtar seçildiği sekiz aylık sürede mahalleyi baştan sona asfalt yaptırmış, tarla yollarını yaptırmış, köydeki işlevsiz eski okulu yıktırıp alanı düzelttirmiş yerine ne yapalım diye halkla anket yapıyor.
    En önemli çalışması mahallenin manevi kalkınmasını sağlamak için her hafta cuma gecesi yatsı namazından sonra bir kahvede mahalle halkını toplayıp mahalle imamıyla tefsir ve ilmihal dersleri yaptırması.
    Dün akşam merak edip Ceylanderedeki bu toplantıya bende katıldım.
Gerçekten mükemmel bir faaliyet.
Mahallenin genci, yaşlısı hep birlikte kahvede toplanmışlar.
Hatta yakın mahallelerden Kabaköy, Yeşilova ve Sarı Ahmetler'den bile katılım var.
Tam bir ilim meclisi.
Tabi muhtarlığın gelen misafirlere pasta börek,tatlı ve çay ikramı var.
Yaklaşık birbuçuk saat  süren bu meclis yeni arkadaşlar,yeni bilgiler edinilerek son buluyor.
Ben yerleşik düzeni devam ettiren stabil yöneticilere örnek olsun diye,yokluklar içindeki bir mahalle muhtarının nasıl maydanozdan yağ çıkardığını sunmak istedim.
Muhtarlarımız hiçbir şey yapamıyorsa mahallenin imamıyla işbirliği içersinde şu uzun kış gecelerinde mahallesinde manevi bir kalkınma başlatabilir.
Gerçektende bu günlerde ihtiyacımız olan en önemli eksiklikte bu olsa gerek.
Müftülüğümüzün başlattığı gençlik çalışmaları,4-6 yaş kuran kursları, sabah namazı buluşmaları ve muhtarlarımızın ve imamlarımızın yapacağı bu irşat çalışmaları ilçemizin manevi kalkınmasına önemli katkılar verecektir.
Bu manada çalışmalar yapan her muhtarı bu köşeye taşıyarak taktir etmek bir yazar olarak bizim görevimiz.
Bazı büyük mahallelerimizde hâla 4-6 yaş gurubu Kur'an Kursu açılamadığına şahit oluyoruz.
Bu kurslar gelecek için çok önemli yüzyılın projeleridir.
Bunların tamamlanması dileğiyle.
Birkez daha Ceylandere Mahalle Muhtarımızı,imamızı ve mahalle halkını kutluyurum.
Tebrik ediyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.



18 Aralık 2019 Çarşamba

HEPİNİZE YAZIKLAR OLSUN.


   Yukarıda meclis izleme bölümünde bulunan sarıklı cübbeli kişi Şehit Kaymakamımız Sakarya'lı Muhammet Fatih Safitürk'ün babası Asım Safitürk.
     Şehit babası Safitürk meclise İstanbul milletvekili Osman Poyraz'ı ziyarete gider.
Görüşme bittikten sonra,meclis çalışmalarını izlemek için,izleme bölümüne çıkar ve bir süre meclis çalısmalarını izler.
    İyi Parti gurup başkanvekili Kocaeli milletvekili Lütfü Türkan kendisini görüp ve alaycı bir ifadeyle şu twiti atıyor.
"Meclisteki sarıklı cübbeli arkadaş kimdir acaba?"diye sorunca,
İstanbul milletvekili Osman Poyraz, Lütfü Türkan'a cevaben şu twiti atıyor.
"Bugün mecliste ağırlamaktan onur duyduğum cübbeli ve sarıklı kişi"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır;toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır" diyip kanını toprağa katan ve mezar taşlarıyla vatan toprağının tapusunu mühürleyen Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk'ün babası Asım Safitürk'dür".Açıklaması yaptı.
Bu açıklama ve gelen tepkiler sonucu İyi Parti Gurup başkanvekili Lütfü Türkan twitini sildi.
Türkiyenin her yerinden Lütfü Türkan'a tepkiler yağdı.
Sakaryalı biri olan Şehit babası Asım Safitürk'e yapılan bu saygısızlık aynı zamanda şehidimizin yüreğini ve kemiklerini sızlatmıştır.
Çünkü biz biliyoruz ki şehitler ölmez.
Benim dikkatimi çeken takvim yapraklarından önemli günleri takip edip,hergün kutlama yapan, her şehit haberini anında haber alıp taziye mesajları yayınlayan partilerimizin il, ilçe, belediye başkanları ve de milletvekilleri bu konuda neden bir açıklama yapmıyorlar.
Neden susuyorlar?
Herşeyi bizden mi bekliyorsunuz?
Susarak, izleyerek, durumu idare ederek temsilmi olur?
Ya doğru dürüst görev yapın, ya da çekin gidin.
Bu konuda da konuşmayacaksanız ne zaman konuşacaksınız.
Yazıklar olsun hepinize...
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.



14 Aralık 2019 Cumartesi

TABELA BİLE İSYAN ETMİŞ



      Bir önceki yazımda Ferizli'deki şehir stadından bahsetmiş bir dahaki yazımda kapalı spor salonundan bahsedeceğimi yazmıştım.
      Hüseyin Kaşkaş'ın belediye başkanlığında belediye bütcesiyle yapımına başlanılan bu salon daha sonraki yıllarda milli piyango idaresinin katkılarıyla tamamlandı.
    Bitirildiği on yıldan fazla olan bu kapalı salon ,üç yıldan bu yana Sakarya Ağır Ceza Mahkemesine devredilmiş, fetöcülerin yargılanması için kullanılıyor.
Gerçi buraya tahsis edilmedende doğru dürüst bir etkinlik ve spor karşılaşması için kullanıldı mı?hatırlamıyorum.
Yalnız Anadolu Gençlik Derneği'nin çok güzel bir programını izlemiştim o salonda.
O programı izlerkende birçok okulumuz bu tip programları ve spor aktivitelerini artık burada yapar diye düşünmüştüm.
Ama bu fetö kalkışmasının ardından birazda mücbir sebep dolayısıyla bu salon mahkemeye tahsis edildi.
     Belki Kaymakamlığımn karşısındaki iş merkezide bu iş için düşünülebilirdi.
Neyse olan olmuş artık.
Geldiğimiz noktada bu mahkemelerin bir çoğunun sonuçlandığını belki çok azının kaldığını biliyoruz.
Bu yüzden buranın boşaltılarak, kalan mahkemelerin adliyelerde devam etmesi ve bu salonun asli görevine yani gençlerimize ve öğrencilerimize hizmete tahsis edilmesi gerekir.
Biz Sakarya adliyesi Ferizli'ye yakışır dediğimizde burun kıvırıp bizimle alay edebiliyorlar.
Ama bin kişilik cezaevi varken, beşbin kişilik daha cezaevini Ferizli'ye yapmaktan geri durmuyorlar.
Bu da yetmezmiş gibi ilçenin tek kapalı spor salonunu üç yıldır adliye olarak kullanıyorlar.
    Bu kadar yükü Ferizli'nin sırtına yükleyip ne yapmak istiyorsunuz anlamış değilim?
Belki Ferizli'nin yetkilileri bu işe çeşitli nedenlerle ses çıkaramıyor ama,salonun tabelası iki tane harfi yiyerek buna isyan etmiş.
Ben ilçeyi yöneten  hem kamu, hem siyasi yetkililerimizden biraz daha duyarlı olmalarını bekliyorum.
Bu ilçe bu kadar da sahipsiz bırakılmamalı.Haklarını almalı ve haksızlığa uğratılmamalı.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.

11 Aralık 2019 Çarşamba

SPOR ADINA NE VARSA PERİŞAN OLMUŞ.

    Spor, hepimiz için çok önemli.
Özellikle gençlerimiz için olmazsa olmaz bir aktivite.
Bizim gençliğimizde, otuz kırk yıl önce spor yapacak ne doğru dürüst saha vardı, ne de ayağımıza giyecek ayakkabı.
Ama buna rağmen sahanın kenarında top oynamaya gelen en az yüz kişi olurdu.
Bu hemen hemen her akşam böyleydi.
Şimdi bakıyorsun bizim zamanımızda profesyonel futbol takımlarında olmayan futbol sahaları var.
Hemde bir ilçede bir kaç tane.
Tabi ki otuz kırk yılda Türkiye çok şey katetti.
Bu güzelim spor alanları,bilgisizlikten ve yanlış kullanımdan dolayı heba olup gidiyor.
Ferizli'de yeni faliyete geçen ne kadar para harcandığını bilmediğim suni çim sahaya birkaç gün önce çıkıp şöyle bir dolaşayım dedim.
O da ne? 
Her taraf kırmızı çamur.
Baktım trübünlerin önünden sahanın kenarına boydan boya elliye elli bir kanal açılmış;işciler çalışıyor.
Sahanın açık kapısından içeri doğru girdim ki ne göreyim.
Sahanın içine su girmiş; her taraf perişan bir vaziyette.
Ya kim yaptı bu sahayı?
Adam yamacın altına saha yaparda drenaj kanalı açmaz mı?
Sahayı su basıp zemin bozulduktan sonra drenaj kanalı açsan ne olur ki?.
Yazık değil mi milletin parasına?
Bu sahayı kim teslim aldı kardeşim?
Bakın dinlediğim birçok kişi bana buralarda başka çamur işlerinde olduğunu söyledi.
Tribünün üst çatısı yağmurlu havalarda akıyor diyorlar.
Tribünün kuzey tarafından ve ön tarafından yağmur sepkeni bütün seyirciyi ıslatıyor deniliyor.
Ayrıcada projede tribünün altında yapılması gereken soyunma odaları yapılmayıp eski soyunma odalarıyla olay kapatıldı deniyor.
Soyunma odaları iptal mi edildi? , yoksa yapıldı gösterilip iş kılıfına mı uyduruldu?
Bunlar benim ulaştığım sorular.
Daha yazılacak çok şey var ama yazı uzun olunca bıkkınlık vermesin diye kesiyorum.
Yeşile basalım diye çıktığımız sahada yine çamura bastık.
Gerçi bu çamurlardan kaçsamda gelip ayağıma bulşıyor iste.
Bugünlerde böyle çamurlu işlerle kimse uğraşmıyor artık.
Biz çamurları temizlemeye devam edeceğiz.
Gelecek yazımda kapalı spor salonu ile devam ederiz.
Yukarıda bahse konu sorulara bir cevap gelirse ya da bir açıklama olursa onuda bir dahaki yazımda dile getiririm.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.


7 Aralık 2019 Cumartesi

MUSTAFA İSEN'İN KİTABI


   Mustafa İsen,Kültür Bakanlığı Müstaşarlığı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Sakarya milletvekilliği yaptı.
    Benimde ilçem olan Ferizli'nin Nalköy'ü mahallesinden.
     Sayın İsen geçtiğimiz günlerde Ferizli'ye gelerek bir salon toplantısı yapıp kendi doğduğu Nalköy ile ilgili bir kitap yazdığını ve bunun kısaca tanıtımını yaptı ve kitabını imzalayarak salondakilere dağıttı.
   "Bir muhacır köyünün hikayesi NALKÖYÜ"adlı kitabı okudum.
Mustafa beyin muhacır adetleri olarak sunum yaptığı birçok örf adet bizlerdede var.
Bu adetlerin birçoğu islam dini ile uyuşmayan hurafelerden oluşan adetler.
Gerçi bunları okurken insana zevk veriyor ama bu yanlış olan uyduruk adetlerden bahsedip,şimdilerde unutulmuş bu hurafeleri gündeme getirmek ne kadar doğru bunu okuyuculara bırakıyorum.
Bir başka eleştirim köyler arası bazı husumetlerden bahsedip yeni nesillere bunu hatırlatmanın ne faydası olabilirki.
Birçok insanın dile getirdiği koskoca Mustafa İsen küçücük bir mahalleyi yazacağına Sakarya'daki  oluşumu yazsaydı.
Hiç olmazsa Ferizli'yi yazıp bunun içinde Nalköyü yazsaydı daha güzel olurdu diyorlar.
Şu da bilinmeli ki Mustafa İsen'in yazdığı bu ilk kitabı 
Eksiklerine, eleştirilere rağmen emek verilmiş ortaya çıkartılmış bir eser.
Benim kitabı okurken vardığım kanaat ,
Mustafa bey,Türkiye Cumhuriyetinde birçok görevlerde bulunmuş ama Nalköyden hiç ayrılmamış.
Nalköý onda öyle bir iz bırakmış ki başka yaptığı hiç bir görev,ikame ettiği hiç bir yer, Nalköyün yerini tutamamış.
Çünkü Nalköy'de geçirdiği çocukluk yıllarını öyle güzel anlatmışki,bir an kendi yaşadığım çocukluk yıllarına gittim.
Uzun zamandır kitap okumamıştım.
Mustafa İsen'in yazdığı bu 180 sayfa kitabı Ferizli'li bir köşe yazarı olarak okumayı kendime bir görev bildim.
Siz okuyucularımında okumasını helede ellili yaşların üzerinde olanların çok büyük zevk alacağını söylemek istiyorum.
Mustafa İsen'e bu kitap için teşekkür ediyor, yeni kitaplarını bekliyoruz.
Ancak şu anda Nalköy'de değilde Sapanca'da ikamet etmesini bir çelişki olarak değerlendiriyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygilarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.




3 Aralık 2019 Salı

SEN BİLMEZSİN GENEL MERKEZ BİLİR.

    Yazarlığa başladığımdan bu yana birçok kez partileri teşkilat çalışmaları noktasında çok eleştirilerim oldu.
Bundan önceki yazımda da Ak Parti'nin teşkilatlarına getirilen yeni isimlerin çokta faydalı olamadığından bahsetmiştim.
Ancak bu yazıdan sonra birçok telefon aldım.
Yüzyüzede bana karşı eleştiri getirenler oldu.
Hatta kendilerine haksızlık yaptığımı söyleyenler bile oldu.
Gerçektende haklı oldukları yerler var.
Mesela artık ilçe başkanları hemen hemen bütün partilerde genel merkezlerde belirleniyor.
Belirlenen aday istenmeyip tabandan başka aday çıkartılırsa bir türlü ikna edip adaylıktan vaz geçirilmeye çalışılıyor.
Eğer israrcı olup adaylıktan vazgeçmezse, kongreler iptal edilip atama usulü kendi istediği adayı iş başına getiriyorlar.
Burada bitiyor mu?
Hayır.
İlçe başkanını atayanlar yanında görev yapacak yönetim kurullarınıda belirliyor.
Özellikle meslek guruplarından temsilci isteniyor.
Küçücük ilçelerde Avukat,doktor, mühendis, tahsilli,bayan kontenjanı, genç kontenjanı,etnik yapı,hemşeri yapıları derken ilçe başkanına dayatılan bir aristokrat kadro olusuyor.
İşte kâş yapayım derken gözü çıkartılan bir teşkilat yapısı oluşuyor.
Ondan sonra bu adamlardan görev bekle,
Bir görev ver sonuç bekle.
Ya da bir köye mahalleye siyasi çalışmaya gönder
Bir ceazeye, bir cemiyete katılmasını bekle.
Yok kardeşim yok adamlar hiç bir yerde yok.
Sadece protokollerde ve haftada bir yönetim toplantısına katılırsa ne âlâ.
Bunların birçoğu Ak Parti'yi özümsememiş hatır için ya da başka beklentilerle bu görevleri kabul eden kişiler.
Birde üstüne üstlük mahallelerden yönetime girme beklentisi olan.
Teşkilatlarda yetişip belediye yönetimlerinde görev almayı bekleyen bir yığın insan saf dışı kalıyor.
Yani bizim eleştirdiğimiz teşkilatlara bir dokun bir ah dinle.
Haklılar mı? Haklılar.
Ama şunu gözlemliyorum ki artık sahada birçok alıcı olacak.
Bundan böyle harcanan insanlar,sizi harcamak ve köşeye itmek için fırsatı ele geçiriyorlar.
Çünkü bundan sonra altarnatifleri olacak.
Ya siz bu tip teşkilat yapılanmalarından vaz geçeceksiniz, ya da sizden vazgececekler.
Bu konuda ciddi bir itirazı ben görüyorum.
Belki İl,ilçe başkanlarını geniş bir ittifakla belirleyebilirsiniz.
Hiç olmazsa kendi çalışacağı yönetim kurulunu belirlemesine müdahale etmeyin.
Adam kiminle çalışabilecekse onlarla yola çıksın.
Bu genel merkez müdahalelerinden taban çok rahatsız.
Benden hatırlatması.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar Internet Gazetesi.