Beni yakınen takip edenler beş altı aydır kutsal topraklarda olduğumu biliyorlar. Bu topraklara iki defa izin dönüşü olmak üzere toplam altıncı kez geliyorum. Burada toplam kaldığım süre bu altı ayla birlikte tam 40 ay. Bu süreler içinde Suudi Arabistanın Kuzeyinde Tebuk'ta,Güneyinde Abha'da,batısında Dammam-Elhobar'da,Mekke'de ve şimdide Eş Şerma'da çalıştım. Özellikle 2005 yılında Mekke'de Mina bölgesinde yaptığımız iki büyük su deposu ve şeyten taşlama köprüsünü yeniden inşa etme çalışmalarında bulunmak bu kula da nasip oldu. Çünkü buralarda milyonlarca hacı bizim yaptığımız eserlerde rahat hacılık görevi yapıp yaptığımız su depolarından su kullanıyor ve bu devam edecek. Buralarda hem çalışıp hemde ibadetlerimizi ve ziyaretlerimizi yapıyoruz. Bu 40 aylık zaman içinde iki defa hac görevi 100 defa da umre ziyareti yaptım. Peygamberimizi Mescidi Nebevisinde üç defa ziyaret ettim. Tüm kutsal yerleri birçok kez ziyaret etme fırsatım oldu. Birçok hacının umrecinin göremiyeceği çok özel yerleri ziyaret ettim. Hepsi bir yana birçok müslüman ülkeden arkadaşlar edindim. Onları tanıma fırsatım oldu. Hele onlarla iş yerlerinde zaman zaman kızgın kumların üzerinde cemaat yapıp namaz kılmak bana en zevk veren şeydi. Birde lavobalarda abdest alırken gözgöze geldiğiniz bir Filipin'li müslümanın size tebessüm etmesi kelimelerle anlatılamayacak bir durum. Yolda yürürken her selam verdiğiniz arkadaşınız başka başka müslüman ülkelerden hele Yemen ve Pakistanlılar bizden fazla bizi seviyorlar. Genel olarak tüm ülkelerin işcilerinde bir Tayyip sevgisi var. Ama Somalililerin Tayyip Erdoğan'a bağlılığı bir başka. İşci deyip geçmeyin herkes herşeyin farkında. Müthiş bir uyanış var. Ama koordinasyon lazım. Neden Dünya müslüman işciler konseyi olmasın. Ben her alanda müslüman ülkelerin örgütlenmesini öneriyorum. Bunuda başta Diyanet İşleri Başkanlığımız ve ilgili bakanlıklar eliyle yapılması lazım. Müslümanlar neden birlik değil demekle olmaz,birlikleri her alanda kurmak ve işlerlik kazandırmak lazım. "Allahım müslümanlara birlik, bereberlik ve güç ver"diye dua ediyoruz ama, Yapabileceğimiz şeyleri yapmıyoruz. Ne zaman slogan müslümanlığını bırakıp eylem müslümanlığına geçersek o zaman dualarımız kabul olacak inşallah. İnşallah yöneticilerimiz bu adımları gecikmeden atarlarda müslümanın göz yaşı sona erer. Bu ayın sonu itibarıyla buradaki ikamemiz sona erecek bu yüzden gelecek hafta sonu Kabe'ye yeni bir Umre ziyareti ve Medineye Peygamberimize veda ziyareti gerçekleştireceğiz. Bu vesile ile herkesten helallik istiyorum. Allah yardımcımız olsun. Allah'a emanet olunuz. Saygılarımla. Ertan Cimbat. Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Kıymetli okuyucularım! Hepinizin malumu beş altı aydan buyana ülkemden ve sizlerden binlerce km uzaktayım. Dolayısıyla gazetecilik mesleğimide işimle birlikte götürmek zorundayım. Bu amaçla bilgi aktarımına çok ihtiyaç duyuyorum. Bu nedenle özellikle Ferizli'nin nabzını tutmak için son bir ay içinde birçok canlı bağlantı kurup Eski belediye başkanlarımızdan,siyasilere, Kameramanından sporla ilgili başkanlara, Sivil toplum örgütü başkanlarından,dernek başkanlarına kadar bir çok kişiyle konuşup geniş istişareler yaptık. Bu başkanlarla çok özel konularıda kapsayan görüşmelerimiz oldu. Yaklaşan yerel seçimlerle ve ilçemizin gelecegiyle ilgili beklentilerini ve görüşlerini öğrenme fırsatı bulduk. Kimi arkadaşımız yazılmamak kaydıyla,kimileride yaz abi yaz diye israrcıydılar. Ben genel olarak görüşmelerden çıkardığım ana fikri buraya yazacağım. Takdir edersiniz ki konştuğumuz konuların tamamını buraya sığdırmak mümkün değil. Ancak genel hatlarıyla şöyle özetleyelim. 1.Ferizli son yıllarda hep olumsuz hadiselerle gündeme gelmeye başladı. İlçede rant,rüşvet,süistimal,kayırmacılık ve ayrımcılık hat safhaya ulaştı. 2.İlçemizde çoğunluk kendi dünyasına çekildi.Sosyal hayata katılmıyor. 3.İnsalarımızda bir tedirginlik ve korku hakim. 4.İlçemizdeki siyasiler vatandaştan çok kendilerini düşünüyor. 5.İlçemizde müteahhitlik çalışmaları ve özel teşebbüse yerel yönetim ayak uyduramıyor.çok geriden gidiyor. 6-İlçemizin acil ihtiyacı olan kapalı pazar yeri,otobüs terminali vb.gibi yatırımlar yıllardır yapılamıyor. 7.Önümüzdeki yerel seçimlerde herkesi kucaklayacak adil bir yönetim sergileyecek yeni bir kadronun Ferizli'yi yönetmesini istiyoruz. 8.Bundan sonra bizlerde Ferizlinin faydasına olan görüşlerimizi kamuoyuna açıklamaya devam edeceğiz. 9.İnsanlarımız yardım derneklerine çok duyarsız. 10.Haluhayatında emir alarak görev yapmış kişilerin yerel yönetimlere aday olmasını istemiyoruz;halkla içiçe ve halkın içinden gelen sorunlara ve konulara hakim siyaset yapısı içinde yetişmiş kişileri destekliyoruz. İşte ilçemizin sesi olan baskanlarımızın dile getirdiği konular. Siz toplum olarak, birey olarak bu görüşlerin ve başkanların arkasındamısınız? Eğer sizde aynı paralelde düşünüyorsanız susmayın her yerde ve her zeminde konuşun,sesinizi yükseltin. Şunu herkes bilsinki, Halk ne diyorsa o olur. Yeter ki istesin. Allah'a emanet olunuz. Saygılarımla. Ertan Cimbat Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Ak Parti kurulduğundan bu güne, ilimiz Sakarya, malesef kısa bir dönem Aile ve sosyal politikalar bakakanlığı haricinde bakanlık alamadı. Ancak bana göre bakanlık kadar önemli bir görev olan üç genel başkan yardımcılığı aldı. İlk genel başkan yardımcımız Şaban Dişli daha koltuğuna ısınmadan ihaleye girecek kişiye parasal yardımda bulunma suçlamasıyla karşı karşıya kalınca görevinden istifa etmek zorunda kaldı. İkinci Genel başkan yardımcımız Ayhan Sefer Üstün'dü. Göreve gelir gelmez ilk işi özellikle Sakarya'da ki siyasi rakiplerini bertaraf etmek oldu. Genel başkan yardımcılığını toparlayıcı olarak değil ayrıştırıcı olarak kullandı. Hiç yıkılmaz bir güç haline geldiği konuşulmaya başlanmıştı ki Genel başkanıyla birlikte sistemin dışında kalıverdi. Son seçimlerde adayadayı olmasına rağmen milletvekili adayı dahi gösterilmedi. O şimdi eski milletvekili. Ayhan beyin genel başkan yardımcılığından alındığı kongrede Şaban Dişli tekrar genel başkan yardımcılığına seçildi. Ancak bu defa da 15 Temmuz hain darbe girişiminin baş aktörü kardeşi çıkınca ikinci kez istifa etmek zorunda kaldı. O da Ayhan Sefer Üstün gibi seçimlerde adayadayı olduysa da liste dışı bırakıldı. Şunuda söylemeliyim ki bu iki genel başkan yardımcımızdan hangisi göreve geldiyse diğeriyle hep sürtüşme içindeydi. Ancak teşkilatları ve parti alt yapısını çok daha iyi bilen Ayhan Sefer Üstün'ün bu konuda daha acımasız davrandığını söylemem lazım. Şaban Dişli'nin belli alanlarda hamleleri olsada teşkilatlarda ezilen haksızlığa maruz kalan insanlara sahip çıkmaması hep eleştiri konusu olmuş,kendisinden beklentisi olanları hayel kırıklığına uğratmıştır. Bunları niye yazıyorum. Çünkü Sakarya'nın son kongrede yeni bir genelbaşkan yardımcısı oldu. Hemde seçim işlerinden sorumlu. Ali İhsan Yavuz. Sayın Yavuz kendinden önceki genel başkan yardımcılarının doğrularını da yanlışlarını da ve akibetlerinide çok iyi biliyor. Yavuz,Ak Parti ile siyasete başlayan ama davanın mutfağında yetişmiş azimli,çalışkan bir siyasetci. Siyasette üstlerine karşı çok saygılı. Verilen görevi en iyi şekilde yapmaya çalışan, fazla etliye sütlüye karışmadan kendini yıpratacak işlere arkasını dönüp sadece işine odaklanan bir siyasi. Ayhan Sefer Üstün gurubuyla hareket ediyor izlenimi versede bu durum,siyasi basamakları çıkarken Ayhan Beyden gördüğü desteklerin tezahürü olsa gerek. Bilinenin aksine Ayhan Bey'le ayrı düşündüğü birçok konu var. Ama şu bir gerçek ki geldiği bu nokta tamamen kendi çalışmasının ve kabiliyetinin sonucudur. Ali İhsan Yavuz'un teşkilatları ve parti tabanını yakından bilen herkese eşit mesafede duran,adamcı ve kayırmacı bir anlayışı olmayan orta yolcu bir yapısı var. Ben Sakarya'da ve Türkiye siyasetinde etkili ve başarılı olacağına inanıyorum. Helede Sakarya'da ki guruplaşmalara son verip,herkesin partide kendini ifade edebileceği bir ortamı halkın ve hakkın razı olacağı kişileri öne çıkartıp,partiyi kendi çıkarlarına alet eden ve partiye zarar verenleri geri çekerek yeni bir orta yol oluşturacağına ve partide birlik ve beraberliği gerçek manada tesis edeceğine inanıyorum. Tüm Türkiye'de malesef bu bir vakıa. Bu yüzden zor bir görev ama bu görev için tercih edilmiş tecrübeli bir milletvekili. Allah yardımcısı olsun. Bu arada önceki genel başkan yardımcılarının sosyal medya hesaplarına baktım,Ali Ihsan Bey'i tebrik eden bir mesajlarını bile göremedim. Gerçi benim tebrik mesajımın altınada bir çok olumsuz mesaj yazılmış ya. İnşallah Ali İhsan Bey bizi ve bizim gibi düşünenleri mahcup etmez. Sakaryamıza ve ülkemize hayirlı olsun. Allah'a emanet olunuz. Saygılarımla. Ertan Cimbat. Sakarya Ahbar İnternet gazetesi
Bayram arefesinde de olsa bu konuyu yazmak mecburiyetinde kaldık. İnanın çok zor şartlarda yazı yazıyoruz. Çünkü çalışma şartlarımız çok zorlaştı. Malum burası Suudi Arabistan ve Ağustos ayı artık sıcaklar 50 dereceler civarında. Ama insanların muzdarip olduğu birçok konu var,yazmasak olmuyor. Birkaç haftadır dolardaki kur oyununu hep birlikte izliyoruz. Benim anlamadığım doların artışına paralel olarak fiyatı artırılan dolarla çokta ilişkisi bulunmayan mallara yapılan zamlar. Adam damacandaki suyun fiyatını yedi liradan 0nbir liraya yükseltiyor yani tam doların yükselişi kadar zam, yani yüzde elli. Şimdi sormak lazım suyun dolarla ne ilgisi olabilirki, belki damacanın hammaddesinde kimyasal bir katkı olabilir. Sizce bu maliyeti bu kadar artırır mı? Ben suyu örnek verdim,malesef birçok ürünün fiyatı fırsatcılar tarafından artırıldı. Maliye derhal bu konuda bir çalışma başlatmalı. Böylece içimizdeki Amarikalılarıda tanımış oluruz. Birde direk dolarla ilgisi olan ürünlerimiz var,mesela fındık. Yüzde sekseni dış ülkelere ihraç edilen bu ürün geçen sene ortalama on liradan satıldı. Yani o günün dolar kuru ile 2.85 dolara satıldı. Bugün 2.85 dolar ne kadar yapıyor? 285×6=17.1 lira ediyor. Bu Ferrori mi nedir? neden aynı dolardan fındık almıyorda 11.50 kuruştan yani 1.91 dolara fındık alıyor? Sebebi belli adam karteli oluşturmuş karşısında alternatif biri yok. İstediği gibi at koşturuyor. Hükümet bile müdahale edemiyor etsede yeterli olmuyor. Ne yapılması lazım. Bir defa fındık kesinlikle Ferrorinin dışında alım yapan firmalara verilmeli çünkü önce karteli kırıp rekabeti oluşturmak lazım. Bunun için en akıllı yol ureticinin kendi kuruluşu olan Fisko Birliğe yönelmek gerekir. Fisko Birlik ve Tarım Bakanlığı ve Ticaret bakanlığı Çin, Hindistan ,Endenozya, Bangledeş,Pakistan gibi nufusu kalabalık ülkelerde fındığı tanıtmalı ve oralara fındık satmanın yollarını aramalı. Hatta Çinde fındığı mamul maddeye çevirerek dünya piyasalarına satacak fabrikalar oluşturmalıdırlar. Ayrıca Fındık bölgelerinde özel OSB'ler kurarak fındığı işlemeli ve bu şekilde yurt dışına ihraç etmeliyiz. İnanın bu medya paylaşımlarından ben sıkıldım. Her sene aynı yakarışlar ama değışen hiçbir şey yok. Adamın fındığı bir önceki seneye göre yedi lira değer kaybetmiş 17 lira olması lazım. Adam "Fındık onbeş lira olsun" diye paylaşım yapıyor. Bazen ne istediğimizi bile bilmiyoruz. Adam fındığı Ferrorinin tüccarlarına yatırmış,akşama kadar Ferrori'ye küfrediyor. Beyler!,fındık ve tarımla ilgili kuruluşlar! lütfen bir masa etrafına gelin ve akılcı çözümler üretin. Bu çözümler üreticiyide bağlayıcı olsun. Hep birlikte bu sömürü ve kapital zihniyete bir son verin. Rekabet ortamı oluşturun. Yoksa manşetteki gibi " Fındık 20 lira olmadan satmıyoruz " gibi sloganları artık kimse ciddiye almıyor. Allah'a emanet olunuz. Saygılarımla.Ertan Cimbat. Sakarya Ahbar Internet Gazetesi.
Ben ekonomist değilim. Onun için bu doların aşırı yükselmesi üzerine bilip bilmeden birşeyler yazmak istemedim. Ama süreç bu konuda benimde yazmamı gerektirecek şeyler olduğunu zorunlu kılınca aldım kalemi elime... Birdefa dünya ekonomik sisteminin bir parçası olmuşuz. Yıllar önce bu konuda devletimiz ve hükümetlerimiz birçok uluslararası sözleşmeler ve devletler arası antlaşmalar yapmış. Bizim kapitalizm dediğimiz modern adı serbest piyasa ekonomisi olan bu düzen zenginlerin yoksulları ezdiği bir sömürü düzenidir. Burda her devlet kendinden zayıf olanı ezer. Anlaşmaların bağlıyıcı olması dolayısıyla kafan esti ben yokum da diyemezsin. Helede biraz palazlanmaya başladın mı? Hepsi birlikte başına çullanırlar. Çünkü senin masada alacağın pay bellidir. Fazlasına hamle yaptınmı, Türkiye gibi kendi ayaklarının özerine durmaya başlayıp laf dinlememeye,sistemi tehlikeye atacak söylemler üretmeye başladınız mı? Şu anda yaşadığımız sıkıntılarla karşılaşırsınız. Biz Erbakan hocanın ve Alparslan Türkeş'in yıllar önce söylediği bugünün gerçekleri ile büyüyen bir nesil olduğumuz için bu oyunları çok iyi biliyoruz. Şimdi kim iktidar o liderlerin yetiştirdiği kuşak. Onlarda bu oyunları gayet iyi biliyorlar. Ancak halk olarak bizler milliyetciler,mukaddesatcılar,vatanseverler acaba internette mesaj olarak paylaştığımız şeyleri gerçek hayatta uygulayabiliyormuyuz? Adam doların yükselişinden şu kadar kârım oldu, diyor. Vatan tehlikede adam ķâr ettiğini düşünüyor. Vah ki vah. Tabi insanımız neden bu hale geldi onuda araştırmak lazım. Benim gözlemim insanların son yirmi yılda kendinden başka kimseyi düşünmeyen,çıkarcı ve menfaatcı bir yaklaşım içine girdiğidir. Alım gücü artan ve zenginleşen halk bence birçok konuda azmıştır. İdarecilerinin çoğuda aynı şekildedir. Bundan öncekilerde, bugünde karşılaştığımız durum bir musibettir. Yaptığımız yanlışların bize isabet etmesidir. Amarika'da dolarda sadece müsebbipdir. Kendimizi düzeltmediğimiz sürecede bu tip musibetlerin biri gider, biri gelir. Ben ülkem insanına dolar ve euro'yu bundan sonra yatırım aracı olarak kullanmamalarını ve elinde doları ve eurosu olanların hiç vakit geçirmeden türk lirasına çevirmelerini teklif ediyorum. Biz kazanıyorda ülkemiz kaybediyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir. Bende şu anda maaşımı dolar üzerinden alıp Türkiyede Ziraat bankasına havale ediyorum. Bundan önce gönderdiğim iki aylığı aynı gün türk lirasına çevirtmiştim. Pazartesi yeni havalem var.onuda anında türk lirasına çevireceğim. Bugünden sonra dolar diye bir parayı para olarak tanımıyorum. Sizde benim gibi yapın. Dolar çok kazandırdı diyerek dolar seviciliği yaparsanız yarın kazandığınız dolarlarla kalır vatanınızı kaybedersiniz. Unutmayın ki parasız durulur ama vatansız durulmaz. Allah'a emanet olunuz. Saygılarımla. Ertan Cimbat. Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi
Malumunuz dört beş aydır uzak diyarlarda kutsal topraklardayım. Ancak hepinizin takip ettiği gibi yazarlık görevimizi zorda olsa ifa etmeye çalışıyoruz. Çünkü bizim yaptığımız görevin sorumluluğu çok fazla. 45,50 derece sıcakta bazen mola aralarında cümle cümle yazıyı tamamlayıp yayınlıyorum. Yerel seçimlere giderken Ferizli'nin iktidar cephesinde ne oluyor dersiniz? Fotoğraflara bakılırsa İlçe teşkilatı muktedir olma yolunda epeyce mesafe katetmiş. Dokuz yıldır her ilçe toplantısına katılıp ilçe başkanını ve yönetimi pasifize eden aynı zamanda teşkilat başkanıymış gibi davranan belediye başkanını artık ilçe teşkilat toplantılarında baş köşede göremiyoruz. Hepinizin malumu Ferizli Ak Parti ilçe başkanı Dursunali Dal'ın ilçe başkanı olmaması için yoğun bir mücadele verdim. Ancak bu Dursunali Dal ilçe başkanlığını yapamaz diye değil,etik açıdan yanlışlığını hep vurguladım. İlçe yönetin kurulu açıklanınca çok iyi bir yönetim kurulu oluştuğunu o günlerde yazmıştım. Gelinen noktada görülüyorki yönetim ipleri tamamen eline almış. Herkes işini yapıyor anlaşılan. Ancak başka bir fotoğrafta da bunun yansımalarını görmüyor değiliz. Her seçim üstü alışkanlık haline gelen Karadeniz gezilerinde ilk defa ilçe başkanı katılmamış. Yani Dursunali Dal bu geziye ya davet edilmemiş yada kendisi gitmeyi uygun görmemiş. Bence Ferizli'de herkesin gözden çıkardığı Belediye Başkanını İlçe yönetimi ve ilçe başkanı da gözden çıkarmış gibi görünüyor. Bunun anlamı ince ince bir hazırlık var gibi. Yeni dönemde yeni yeni oluşumlar olabilir. Bu yeni oluşumların hiç birinde Artık Ahmet Soğuk yok. Zaten son günlerde iyice yalnız kaldığını hep birlikte gözlemliyoruz. Bir parti ve teşkilat bu kadar sıkıcı ve sıkıntı veren adamı daha ne kadar taşıyabilir ki.? Ben bu Karadeniz gezisini Cemil Bey'in çektiği selfileriyle eski belediye başkanlarıyla çektirdiğı fotoğrafları kendisine hatıra olarak kalır diye düşünüyorum. Dursunali Dal ve yönetiminden Ferizli çok şey bekliyor. "Sizin şer zannettiğiniz şeylerden hayır çıkabilir" İnşallah Ferizlimiz için hayırlı şeyler olsun. Ferizlililer Ak Parti yönetiminden bunu bekliyor. Şimdi bazı okurlarımız resme bakıp böyle bir yazı yazılır mı diyorlardır. Tabiki gazeteciler sadece resme bakmazlar. Onların da bildiği şeyler vardır. Allah'a emanet olunuz. Saygılarımla. Ertan Cimbat. Sakarya Ahbar İnternet Sitesi.
24 Haziran seçimleri tamamlandıktan sonra gözler yerel seçimlere çevrildi. Kimilerine göre zamanında, yani mart ayında yapılacak densede, hükümet seçimleri bir an önce yapıp seçim işlerini bitirmek istiyor. Hatta birçok belediye başkanından bu yolla kurtulmak istiyor. Çünkü 24 Haziran seçimlerindeki oy kaybının birinci sebebi belediye başkanlarından kaynaklandığı tesbit edildi. Bu yüzden CHP evet derse gerekli düzenleme yapılıp Kasım ayında seçime gidilebilir. Tabi bu arada yeni yeni adaylarda boy göstermeye, peşrev çekmeye başladılar. Partiler aday gösterirken birçok defa halkı dikkate almayıp partinin üst düzey kaymak tabakasının dediğini yapıyor. Vatandaşta mecbur kalıyor "benim partim ne yapayım."diyerek gidip oy veriyor. Ondan sonra bakıyorsun bir yığın girift ilişkiler. Ben eğer bir adaya güvenmiyorsam helede milletin hakkını söyüşleyeceğine,belediye kaynaklarını heba edeceğini düşünüyorsam isterse babamın oğlu olsun oy vermedim vermemde. Bu konuda partimden,eşimden dostumdan değil,Allah'tan korkarım. Onun için Allah yolunda olmayan,haramdan korkmayan,yetimin dulun hakkını önemsemeyen ve bu işleri dert edinmeyen hiçbir adaya oy vermem vermedimde. Bunlarda yeterli mi? Hayır. Siyaset kültürü içinde yetişmemiş,teşkilatcılığı bilmeyen evini,ailesini,çocuklarını ikinci planda bırakıp bulunduğu bölgede bir mahalle veya köye gitmemiş,bayrak asmamış,broşür dağıtmamış cebindeki paradan teşkilata,köye giden arabaya yakıt koymamış. İl toplantılarına,Ankara'lara gitmemiş. Ne meclisi,ne milletvekili,ne brokrat,ne bakan nede başbakan ve genel başkanla teması olmamış, Vatandaşların cenazesinde,cemiyetinde bulunmamış,gece geç saatlerde vatandaş tarafından kapısı çalınmamış,uykusu bölünmemiş,hiçbir vatandaşa merhem olmamış, Hayatta hiç çile çekmemiş,otobüste ayakta yolculuk yapmamış,tarlaya,ormana,ahıra fabrikaya,inşaata girmemiş başkalarının işinde çalışmamış,açlık çekmemiş hazır yemiş veya devletten maaşını alıp yaşamış çile çekmemiş,zor görmemiş kişilerin aday adayı olmadan önce çok iyi düşünmeleri gerekir. Bitmedi... Belediyeciliği bilen,ilçe meseleleriyle ilgili,ön görüsü olan,hiç kimsenin düşünemediği şeyleri düşünüp ortaya koyabilecek olan,proje üretebilen liderlik vasfına sahip olan,insanlar arasında ayırım yapmadan herkese adaletli davranan. İnsanlara tepeden bakmayıp, onları Allah için seven,toplumu ayrıştırıcı değil kucaklayıcı olan. Bu saydıklarım noktasında kendini yetiştirmiş belli bilgi,birikim ve tahsili olan aday adayı arkadaşları aday adayı olmak için sahaya davet ediyorum. Yoksa öyle ya tutarsa diyerek takım elbiseyi çekip kravatı takıp ben adayım diyenler. Bu şekilde damat adayı bile olunmuyor haberiniz olsun. Aday olacak arkadaşların Koskoca bir ilçenin kaderi ve insanların beklentilerini karşılayacağı unutulmamalıdır. Aday adayı arkadaşlar önce kendi vicdanlarında olayı bu mihvalden değerlendirip aday olmalılar. Allah doğrunun yardımcısı olsun. Allah'a emanet olunuz. Saygılarımla. Ertan Cimbat. Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.