23 Temmuz 2024 Salı

BİTİRİN ARTIK BU AYIBI

 
 
.   Kıymetli okuyucularım.!
Yıllar önce yazdım,yerel seçimlerde tekrar gündeme getirdim,şimdi yine tekrarlıyorum.
    Ben 62 yaşına giriyorum,birçok yerde cenaze namazı kıldım ama Ferizli gibi merdiven basamaklarında cenaze namazı kılmadım.
    Hızla nüfusu artan dışardan göç alan bu ilçe'de cenazelerede dışardan katılım çok oluyor.
Dolayısıyla Ferizli'ye ilk defa gelen kişiler merdiven basamaklarında namaz kılıp,caminin hemen önündeki her tarafı dökülmüş eski binayı görüp,araçların arasından geçip ilçemizden ayrılıyor.
Yani demem o ki adam Ferizli'yi kafasında böyle resmediyor.

Önceki yönetimlere bu konuda tavsiyelerimiz oldu,ama bizi galeye alan olmadı.
Şimdi yeni bir yönetim geldi,inşallah bunlar bu konuya eğilirler.
Burada yapılacak çok basit iki işlem var;birincisi,caminin önündeki yolu kapatıp,yine caminin önündeki metruk bina istimlak edilerek,yan taraftaki parkıda içine alan altı dükkan ya da otopark olacak güzel bir proje,bu konuda daha güzel nasıl oluru istişare ederiz.
Ayrıca Değirmencik yolu üzerindeki yeni mezarlığa defin işlemleri başladı.,orada bir gasilhane yapılmıştı,çalışmıyor.
Ayrıca mezarlıkta ne oturacak bir tabura ne de bir gölgelik var.Millet ayakta bu sıcağın alnında defin yapıp Kur'an dinliyor.
   Çok basit şeyleri bile yapmıyoruz artık,bunları yetkililerden bir an ance talep ediyoruz.
Birde o yeni mezarlığın yolunu genişletelim biraz,iki araç yanyana geçemediği gibi,dönüş alanlarıda yok.
   İşte biz tekrar gündeme getirdik,bakalım yetkililer dikkate alacaklar mı?
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat 
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.

21 Temmuz 2024 Pazar

Bu Fetöcüler bizden daha güçlü.

   
Kıymetli okuyucularım !
Biz köşe yazarları,gazeteciler gördüğümüzü,duyduğumuzu,masa altında fiskos konuşulanları masanın üstüne,halkın göreceği bir pozisyona getirip,halkın dikkatine sunmak ve yorumlamaktır.
   Fetö hain darbe girişiminin üzerinden sekiz yıl geçti.
Hükümet ve devlet bu hain darbe gününü unutturmamak amacıyla her yıl çeşitli etkinlikler düzenliyor.
Hatta 15 Temmez'u resmi tatil bile ilan etti.
   Benim gözlemim şudur ki, o tarihten bu güne bu konuya hassasiyet azaldı.
İnsanlar ilgisiz,duyarsız,hatta bu konuya inançsız,inanmıyor. Hatta bunu bir sanaryo diyenler bile mevcut.
  Malesef yıllar geçtikçe o helikopterlerle, uçaklarla,tanklarla insanlara ateş eden,devlet kurumlarını işgal eden,vatandaşları şehit eden o kara tabloların yerini,tüm bunlar sanaryo idi,kontrollü darbeydi diyen insanlar aldı.
Neden?
Çünkü sanki bu darbe girişimi Ak Parti iktidarına karşı yapıldı algısı oluşturuldu.
Muhalefet ve AK Parti karşıtları
bu fetöcülere ve PKK lılara pasif direniş gösterdiler.
AK Parti'nin oyu düştükcede Fetö ve PKK karşıtlığı azalmaya başladı.
Bunun sonucu olarakta bu yıl 15 Temmuz Şehitleri anma ve demokrasi bayramı çok sönük geçti.
Koskaca Ferizli ilçesinde merkez camiden alana yürüyen 100 kişi civarında bir kalabalık vardı.Bunlarda birkaç belediye personeli,birkaç din görevlisi,emniyet mensubu ve Ak Partili, MHP'li ve İyi Parti'li yöneticiler ile bizim gibi konuya duyarlı birkaç vatandaş.
  Son söz olarak şunu belirtmeliyim ki, organizasyondan sorumlu yetkili kişiler " iş olsun çuval dolsun" kabilinden yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı olsa gerek sınıfta kaldılar.
Alanda 24 mahalle muhtarından sadece Yeni Mahalle muhtarı Sami Yılmaz'ı gördüm.Bu ilçede 200 ün üstünde öğretmen,70 seksen din görevlisi,bir o kadar belediye ve kaymakamlık çalışanı ve kamu görevlisi ile sivil toplum örgütü ve yöneticileri ile 35 bin vatandaş mevcut; tüm bunlardan alana gelen sadece Yüz kişi civarı.
Malesef gerçek bu,kim ne derse desin ne düşünürse düşünsün ben bu tahlilde şu noktaya geldim.
Bu memlekette Fetöcüler ve fetö seviciler,bizden çok fazla.
Aralarındaki samimiyette bizden çok çok iyi.
Yüz kişi ile yürümek program yapmak ise bunların ekmeğine yağ sürer.
İnanın bu hainler bu şekilde bizi görünce kıçı ile gülmüşlerdir.
Hassas konularda hassasiyet göstermeyenlere yazıklar olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Ertan CİMBAT
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi 

   
   

9 Temmuz 2024 Salı

EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI NE KADAR OLACAK.

.     Her altı ayda bir emekli maaşlarının ne kadar olacağı gündemi meşgul eder.
Emeklilerin toplu sözleşme yapacak bir sendikası olmadığı için,tamamen hükümetlerin insafına terk edilmişlerdir.
    Bu yüzden 2012 yılında en alt seviyeden emekli olduğum halde,yinede asgari ücretten %40 daha fazla maaş alıyordum.
Yıllar geldi geçti.Asgari ücretli bizi %70 geçip,biz on bin TL alırken,asgari ücretli on yedi bin alıyor.
Yıllardan bu yana emekliyi nasıl yontarız,maaşını nasıl kırparız onun hesabı yapıldı.
Adam muhtarın doldurduğu SSK başvuru formuyla hiç para ödemeden devletin verdiği krediyle emekli olmuş,benimle aynı maaşı alıyor.
EYT lilere emeklilik isteriz diye hükümete baskı yapıp 38,40 yaşında emekli olanlar bizimle aynı parayı alıyor,veya bin lira az alıyor.
Yani 12 yıl önce emekli olanda,yukarıda saydıklarımda aynı ücreti alıyor.
    Şimdi hükümet kök ücreti zamlarla on bin liraya ulaşamayanlar için bir iyileştirme yapacağını açıkladı.
Tabi ki yapılsın,gözümüz yok.
Bu zamlarla maaşı 10500,11 bin seviyelerinde olanlara neden birşey düşünülmüyor.
Birde bunlar on,oniki senedir emekli hep kıt kanaat geçinip bu günlere gelmişler.
25,30 bin hatta daha fazlasını alan emeklilerimiz var.bunlara birşey demiyorum.Allah versin.
  Açlık sınırı 17.725 TL imiş.
Sizin emeklilere verdiğiniz On bin lira tabelada yazan o.
Sakın rakam oyunlarıyla emeklileri aldattığınızı sanmayın.Herkes her şeyin farkında.
Devletin memuru 50 bin en düşük maaş alırken, sizin emekliye reva gördüğünüz on bin liranın altı üstü karmaşası.
Sen emekline,yaşlına,sahip çıkmazsan o sana niye sahip çıksın ki..?
Son yerel seçimlerde emeklilerin yarısı iktidara oy vermedi,sandığa gitmedi.
Böyle devam ederse gelecek seçimlerde tamamı hükümete tavır koyar,yinede siz bilirsiniz.
Mevcut çalışanlar emekli olmayı hiç düşünmüyor.Neden?
Çünkü arada çok fark var,niye emekli olsun ki...?
Temmuz'da emekli ve memur maaşları zam alacağı kanunla belirlenmişken muhalefetin asgari ücrete zam tartışmaları başlatması olayı sulandırmaktan başka bir işe yaramıyor.
 Bu işin hakkaniyetli.asgari ücretin altında maaş alan emeklilerin kök maaşları enflesyon oranında artırılıp,herkese aynı oranda ek ücret vermelidir(herkese 4000 lira gibi)
Tabi niyet vermek ise, mutlaka adaletli bir yol bulunur.
Bulunmazise emekliler boğuluyor bilesiniz.
Emikliye verdiğiniz bir aylık ücret,sizin bir öğün yemek paranız olduğunuda biliyoruz.
Emeklileri bunamış sanmayın.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla
Ertan Cimbat
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
 

4 Temmuz 2024 Perşembe

AKLINIZI BAŞINIZA ALIN



  
  Kıymetli okuyucularım.
Bu yazımda sizlere Ferizli'de bir kaç aydır konuşulan bir konuyu yazacağım.
    Neymiş Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar Ferizli'li muhtarları makamından kovmuşmuş.
  Bunu ilk duyduğumda fazla itibar etmemiş,bunun ya bir algı,ya da karşılıklı bir duygusallık olabileceğiňi düşündüm.
Hatta o günlerde bir kaç muhtarla bu konuyu konuştuğumda bunun karşılıklı bir duygusallık olduğu kararına vardım.
     Konu şu: Ferizli'li muhtarlar  dernek başkanlarıyla birlikte Büyükşehir Belediye Baskanı Yusuf Alemdar'dan  randevu talep ederler,kendilerine randevu verilir.
Randevu günü geldiğinde önce Saski'ye uğrarlar,orada ileri geri tartışmalar olur.
Bilahere Büyükşehir'e geçilir.
Ancak bizim mahalle muhtarlarımızın seçimlerde ki ikircikli tavırlarını ve yüzde sekseninin Ak Parti Adayı İsmail Gündoğdu karşıtı olduğunu Ferizli'de herkes bilir.
Tabidir ki bunu Yusuf Alemdarda biliyordur.
   Muhtarları makamına alan Yusuf Alemdar, hoş beş,tebrik ve hayırlı olsun dileklerinden sonra,biraz espiri birazda sitemkar bir biçimde,
"Ferizli'de bizi yatırdınız" gibi bir ifade kullanır.
Muhtarlardan biri "Başkanım İsmail gündoğdu deyip başlar İsmail Gündoğdu ile ilgili belki haklı eleştiriler getirmeye.
Biz büyükşehirde size oy verdik diyerekte Yusuf Başkan'dan takdir alacaklarını sanırlar.
Diğer muhtarlarında bu eleştirileri desteklemeleri üzerine,Başkan Yusuf Alemdar'ın Bizi yatırdınız" ifadesi,muhtarların çoğu tarafından naklen tescillenmiş olur.
Sonuçta seçimi kaybeden kendi partisinin adayıdır.
Bunun üzerine Yusuf Başkan'nın özel kalemi içeri girip sırada bekleyenlerin olduğunu söyleyince,başkan heyetle vedalaşıp görüşmeyi sonlandırır.
   Bunun üzerine muhtarlarımız,dışarı çıkar çıkmaz "Yusuf Alemdar bizi kovdu"
Yusuf Alemdar bize bir çay bile söylemedi" gibi ifadeler kullanıp,bunu önüne gelene anlatıp algı yapmaya başlarlar.
   Bakın sevgili muhtarlarımız,siz bir mahallenin seçilmiş temsilcileri siniz,her ne kadar yetkileriniz Büyükşehir kanunu ile sınırlandırılmış olsada,sonuç olarak halk tarafından seçilmiş olmanız benim için değerli olduğu kadar,herkesin buna saygı göstermesi gerekir.
Ancak mahallelerinde farklı partilerden oy alarak seçilen muhtarların,particilik yapmaları,herhangi bir adayı açıktan desteklemeleri ve politize olmaları kesinlikle hoş bir durum değildir.
    Helede desteklediği adayın seçimi kazanmasıyla havalara girip,gidip büyükşehir belediye başkanına akıl vermeleri,burnundan kıl aldırmayacak hareketlerde bulunmaları hem kendilerine,hem mahallesine,hemde ilçesine zarar verir.
    Her insan duygusallık gösterebilir,ama bunu ifade ederken sadece kendin olmadığını,mahalleni,ilçeni düşünmen gerektiğini aklından çıkarmayacaksın.
    Sonuçta bu ilin hizmet kurumlarının en büyüğü Büyükşehir Belediye Başkanlığıdır.
    Sizler mahallenizdeki eksikleri gidermek,hizmet almak için hem Ferizli Belediyesine,hem Büyükşehir Belediyesine,hemde hükümet kurumla ihtiyacınız var.
   İnsan hata yapar,hatadan dönmek erdemliktir.
Özür dilemek,barış sağlamak ise herkes için kazanımdır.
    Bir yazar, bir abi,bir arkadaşınız olarak benden söylemesi.
Dinlerseniz biz seçmenlerinizi memnun etmiş olursunuz.
Yoksa ortalıkta yalancı pehlivan gibi dolaşırsınız.
Aklınızı başınıza alın.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.




    

25 Haziran 2024 Salı

ARDA GÜLER RÜZGÂRI

  
  Futbol toplumları etkileyen ve geniş kitleleri meşgul eden bir spordur.
Birçok bilim adamı ve siyaset adamı, insanları trübünlere çekerek toplumsal hadiselerin ve sıkıntıların unutturulduğunu ve oyalandıklarını söylerler.
     Birçok toplumsal mesajda insanların heyecanlı ve kalabalık olduğu ve milyonların etkilendiği bu yerlerden verilir.
    Yıllarca televizyonlarda futbol oynayan çocukların dövmeli vucutlarını,kılıç faul,saç tipi,değişik inanışlarda hareketler,haç çıkarma,iki parmamağını havaya kaldırıp gökyüzüne bakmalar bunlar bir türlü toplumu etgileyen ve topluma sirayet eden şeylerdi.
     Şimdi Arda Güler diye bir türk genci dünyanın en büyük kulüplerinden Real Madrid'te gol atınca bir elini kalbinin üzerine koyup diğer elini işaret parmağını havaya kaldırarak bir gol sevinci  yapıyor.
Çömelerek su içiyor.
Başta bu işareti anlamayanlar Arda'nın "Ben bunu inancım gereği yapıyorum.Ben herşeyin Allah'tan geldiğine inanıyor,tevekkül ediyorum" açıklamasıyla Arda'ya eteş etmeye başladılar.
Bu örümcek kafalılar Arda'ya "çöl bedevisi" gençliğinin en büyük hatasını yaptı dediler.
Cömelerek su içmesine ise "tarikat geleneklerini yansıtıyor" dediler.
   
   Onlar kıçını yırta dursun Arda tüm dünyanın ve özellikle müslüman ülkelerin sevgilisi oldu bu işaretide  sembol oldu.
Artık bir çok ünlü futbolcu Ruduger,Embabbe,Yusuf Mokoku gibi ünlü futbolcularda bu işareti yapmaya başladı.
   
Allah bir kişi ile isterse neleri insanlara sevdiriyor görüyormusunuz? O yüzden ben ne yapabilirim ki,ben bir başımayım elimden ne gelir dememek lazım.
Arda'ya yardım ettiği gibi,
Allah bu manada çalışanlara yardımcı olacağını vaad ediyor.
     Ülkemizde nadirde olsa çıkan Arda Güler gibi gençlerimize sahip çıkalım.
Onların arkasında durup destekleyelim.
Böyle sembol isimlere gerçekten çok çok ihtiyacımız var.
Ne diyelim Allah sayılarını artırsın.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya AHBAR İnternet Gazetesi.


15 Haziran 2024 Cumartesi

BİR İKAZ OLABİLİR Mİ?




  Yarın bayram,herkesin bir planı düşüncesi var.
Ben ise dün yağan doluyu düşünüyorum.
Resimde gördüğünüz dolu,ne kadar pürüzsüz,yusyuvarlak,sanki tornadan çıkmış gibi...
Kim verdi ki ona bu şekli...?
Bu dolu, araçlarımıza mahsulümüze,büyük zararlar verdi.Ben onda da değilim,bu şekile takıldım kaldım.
61 yaşına geldim bu kadar büyük bir dolu yağışına raslamadım.
  Son yıllarda devamlı musubetlerle karşılaşıyoruz neden acaba...?
Allah,Kur'an-ı Kerim'de "Hiç akletmiyor musunuz"
"Hiç düşünmüyormusunuz" diye bizlere devamlı ikazda bulunuyor.
Halimize,çocuklarımızın haline,aile hayatımıza,sokaklara,okullara,üniversitelere şöyle bir bakın dostlar,Allah aşkına, Allahın memnun olacağı bir durum var mı?
Bırakın memnuniyeti adeta Allah ile savaşıyoruz,onun emirlerini küçümsüyoruz.
Sosyal medyada, bayram,kandil ve cuma kutlamalarıyla müslümanlığımızı yaşıyoruz zannedip kendimizi aldatıyoruz.
Bu mezuniyet kutlamalarında çocuklarımızı çırılçıplak soyup hazirunun önüne getirenler kim.?
Mevzuat gereği,Gebze'de dekolte kıyafetle öğrencilerin okula girmesine müsade etmeyen okul müdürüne saldıran velileri,sendikaları,partileri gördünüz değil mi...?
Yoksa sizde mı okul müdürüne kızdınız...?
Artık düğünlerde kapalı gelinlik giymek ayıplanır oldu.
Malesef istisnalar hariç tüm gelinler ve gelinlikler dekolte,
herşey meydanda olacak,ne olacak ki...?
İnsan ömründe bir defa gelin oluyor,onlar genç,senin gibi düşünmez ki gibi kabullenmen için yapılan mahalle baskıları...
Bunu feraceleri ve kapalı annelerede kabul ettirdiler artık.
    Ben ençok şu damat diye o tip gelinlerin yanına dikilip gülücükler ile mutluluk pozu verip,kendine ayit olan birini milletin önünde soyup,bunu nasıl kabullendiklerine şaşıyorum...?
Şimdi bazı okurlarım seni ne alakadar eder,herkesin günahı düşüncesi kendine diyebilir.
Öyle değil o işler.bu tespitlerim son beş,on yıldır çoğaldı.
Unutmayın Atalarımız "üzüm üzüme baka baka kararır"demişler.
Eğer beni o tip düğünlere davet ediyorsan beni ilgilendirir arkadaş.
Yukarıdada anlattığım gibi başımıza tornadan çıkmış misket gibi yusyuvarlak taşlar(dolu) yağıyor.
Böyle devam etmemiz halinde daha başka şeyler de gönderecek bunu gönderen.
Ben bunun bir ikaz olduğuna inanıyorum.
Bu yüzden bu tip düğünlere ve törenlere davetli olsamda katılmama kararı alıyorum.
Eğer tavır koymazsak bu tüm toplumu saracaktır.
Gebzeli müdür gibi herkes birşeyler yapmalı,yapamıyorsa tavır koymalı,kalben buğz etmeli.
Bu işler düzelmez deyip ümitsizliğe kapılmadan mücadele edilmelidir.
Korkmayın Allah'la savaşanlar asla galip gelemez 
"İnanıyorsanız siz üstünsünüz"
Allah yardımcımız olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi



8 Haziran 2024 Cumartesi

AK PARTİ NEDEN GERİLİYOR.

  



2002 yılında kurulan AK Parti ilk on yıl yükselme dönemi ondan sonraki beş yıl duraklama dönemi ve son beş yılda gerileme dönemi yaşıyor.

Lafı fazla uzatmadan  niçin gerileme dönemine girildiğini maddeler halinde yazayım.

1- Değişim ve gençleştirme adı altında deneyimi olmayan,AK Parti misyonunu bilmeyen kişileri,parti teşkilatlarına, belediye başkanlıklarına ve milletvekilliklerine getirdiler.

2-Her atanan ilçe başkanı ve belediye başkanı kendinden önce görev yapanları ekipleriyle beraber partiden tamamen tasfiye etti.

3-Seçilen her belediye başkanı ilçe başkanı,il başkanı ve milletvekilleri siyaseti sadece teşkilatlarda bayramdan bayrama,seçimden seçime yaptı.Halkın içine girmedi.

4-Görev alan arkadaşlar halkı düşüneceği yerde,kendini, cebini ve ikbalini düşünerek işini,aşını büyüttü,halka ilgisiz kaldı.

5-AK Parti'de görev almak,zenginleşmek,bal tutan parmağını yalamak olarak algılandı.

6-Partiyi yönetenler parti programından bir haber şekilde sadece onu oraya getirenlere biat etti.

7-AK Parti'de adamcılık hastalığı benim adamım,benim hemşerim,benim yakınım olsun nasıl olsa kazanıyoruz havası oluştu.

8-Her yeni gelen eskileri saf dışı bırakınca parti içten içe eskiler ve yeniler savaşına başladı.Hatta mevcudu başarısız kılmak için başka partilerle el altından iş birlikleri yapıldı.

9-Partiyi ele geçiren kapitaller ve dürüst partililer arasında bir güven bunalımı oluştu.Özellikle muhafazakar kesimde bu benim partim olamaz kaygısı oluştu.Hatta yaptıkları eleştiri ve ikazlar her zaman duvara tosladı.

10-Parti gelinen noktada Asiller ve kuntakinteler olarak ikiye ayrıldı.

  31 Mart yerel seçimleri  AK Parti'nin asillerine,kapitallerine,ben ne dersem o olur diyenlere,partide ezilen,horlanan,ayağı çamurlu,gerçekten partiyi seven dürüst insanların yani kuntakintelerin isyanıdır.

   Bunu görmemek  imkansızdır.Bir yazar olarak son on yıldır gittiğim her ilde,her ilçede, her köyde,her mahallede ben bunları net olarak gördüm,görüyordum.

Bir pratisyen siyasetçinin bile sahada dolaştığında görebileceği bu tesbitleri sanırım AK Parti'nin Ordinaryüs üst yönetimleride görüyordur.

Ne mi olacak...?

O benim işim değil,herkes işini yapacak.

Allah'a emanet olunuz.

Saygılarımla.

Ertan CİMBAT

Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.