9 Ekim 2021 Cumartesi

BAŞKAN KONUŞMA HAKKI VERMEDİ AMA MAKAMI VERDİ



 


    Ferizli belediyesinde ilginç gelişmeler oluyor.
Bu ayki meclis toplantısında gündem dışı söz isteyen MHP ve İYİ  Parti gurup başkanvekillerine başkan söz vermiyor.
Bunun üzerine İYİ Parti gurup başkanvekili Abdullah Efiloğlu "Ferizli Susmayacak" etiketiyle sosyal medyadan Belediye Başkanına ve MHP'li meclis üyesine bir kınama yayınlıyor.
Bunun üzerine MHP İlçe başkanı kendi gurup başkan vekillerininde gündem dışı söz talebi yaptığını dilekçeyle beraber yayınlayarak başkanın kendi gurup başkanvekilinede söz vermediğini İyi Partililerin kendilerine haksızlık yaptığını ve yazıyı düzeltmesini istiyor.
   Aradan iki gün geçiyor başkan il dışına çıkarken makamı iki MHP'li üyeye bırakıyor.Hatta söz vermediği MHP gurup başkanvekili Abdullah Kaşkaş'a iki gün olmak kaydıyla.
   Birkere başkanın insiyatifinde olan gündem dışı söz verme hakkını teslim edelim.
   Ancak söz isteyen normal meclis üyeleri değil,bunlar partilerinin gurup başkanvekilleri,bu kişiler hem kendilerini,hem partilerini, hemde partili meclis üyelerini temsil ediyorlar.
Bu kişiler mecliste  konuşmayacakta nerde konuşacak, ne var beşer dakika konuşup görüş ve önerilerini dile getirseler kötümü olur.
Bu tip engellemeler gereksiz gerilimlere sebep olur.
Bu gerilimler neticesindede geçtiğimiz dönemlerde çokca gördüğümüz boşa zaman israfına yol açar.Mecliste tıkanıklıklara sebep olur.
Buda Ferizli'nin kaybetmesi demektir.
    Neyse ki başkan en azından cumhur ittifakının MHP kanadına makam koltuğunu bırakarak gönlünü almış.
Gerçi ta işe başlarken bu tip jestleri yapması gerekirdi.
Çünkü Ferizli halkı cumhur ittifakı sayesinde başkana çok güçlü bir destek verdi.Eğer cumhur ittifakının MHP'li kanadı yok sayılırsa sadece bu gün değil,gelecek günler ve gelecek seçimlerde çok zor olur.
    İYİ Partiye Ferizli halkı ana muhalefet görevi verdi.
Onlarda en iyi şekilde muhalefetini yapacak belediyenin yapamadıklarını ve yanlışlarını bulup gündeme getirecek.Meclis kürsüsü muhalefete sonuna kadar açık olacak.
Öyle susarak,konuşmayarak, tartışmayarak bir yere varılamaz.
     Şu unutulmasın ki ferizli'nin gelişmesi, büyümesi ve hizmet almasının en önemli sebebi siyasilerinin akresif ve mücadeleci olmasından kaynaklanıyor.
Şahsen ben insanlardan, siyasilerden ses çıkmadığında Ferizli adına tedirgin oluyorum.
Çevrenizdeki ilçelere bir bakın sessiz sakin ilçelerde gelişme olmadığını,Siyaseten hareketli ilçelerin önemli mesafe aldığını görürsünüz.
Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in bir sözüyle yazımı bitireyim.
"Ne kadar ses çıkarırsan o kadar hak alırsın"
Bende diyorum ki ses çıkarmazsan birileri el altından malı ve senin hakkını götürür.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.


7 Ekim 2021 Perşembe

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE DOĞRU


 
      Türkiye 19 Ay sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine gidecek.
Bugünden bakıldığında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın işi zor gibi görünüyor.Sebebi ise kendi partisinden ayrılan yol arkadaşları.
Bunlar ayrılmakla kalmayıp birde karşı gurupla hareket ediyorlar.
Tabiki bunlarla birlikte tabandada birçok Ak Partili ayrılıp bu kişilerin partileşme sürecinde görev aldılar.
Kısaca şunu demek istiyorum ki önümüzdeki seçim kolay olmayacak.
Vatandaşlarla bu konuları knuşurken ilginç fikirlerle karşılaşıyoruz.
Mesela bir arkadaş Tayyip Bey milletvekili seçimiyle Cumhurbaskanlığı seçimini ayrı tarihlerde yapmalı.Yoksa milletvekiline kızan belediye başkanına kızan Tayyip Bey'e oy vermez diyor.Masada oturanlar da bu fikri destekliyor.
Benim kırk yıldır siyaseti takip eden biri olarak ön sezileri var.
Mutlaka bu 19 aylık sürede Millet ittifakında büyük pürüzler çıkacak ve kopmalar olacak diye düşünüyorum.
Bakmayın siz onların demokrasi, hak,hukuk dediğine masa kurulduğunda herkes kendi menfaatini düşünüp pastadan pay almaya çalışacak alamayan resti çekecek.Gerçi şimdiden hır gür başladı bile.
    Bir başka öngörüm Tayyip Bey eğer bu sistemle seçilemeyeceğini net bir şekilde anlarsa sürpriz bir biçimde muhalefetin güçlendirilmiş parlementer sistem teklifine evet diyerek yapılacak seçimde Ak Parti+Mhp ile koalisyon hükümeti kurup iktidarını sürdürmeyi deneyebilir.
     Yine Cumhurbaşkanlığı seçimini tek turda en fazla oyu alan kazanır maddesi getirerek kazanma şansını yükseltebilir.
     Ayrıca çalışmaları süren ve muhtemel ki Cumhurbaşkanlığı  seçiminden önce referanduma sunulacak olan anayasada yapılacak değişikliklerle anayasanın kabulünü sağlayıp bu moralle gireceği seçimi kazanabilir diye düşünüyorum.
Tabi Cumhurbaşkanında her duruma karşı kendi taktiki düşünceleri vardır.
Ben Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yilların tecrübesi ve bu güne kadar yaptıkları ile devam eden çalışmaları sekteye uğratacak yeni bir yamalı bohça hükümetine yol vermeyeceğini ve bu uğurda varını yoğunu ortaya koyarak seçimleri kendi lehine çevireceğini düşünüyorum.
Tabi bunun sadece Tayyip Bey'le mümkün olmadığını tüm teşkilatların ve seçilmiş partili zevatın muhalefeti izlemeyi bırakıp sahaya inmesi ve vatandaşların talep ve sıkıntılarıyla ilgilenmesiyle olabileceğini düşünüyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.


28 Eylül 2021 Salı

HAS PARTİLİLERE NE OLDU?.


 
    Türkiyemizde 1950'den sonra çok partili demokratik yaşama geçildi.
Bugüne kadar birçok parti kuruldu.Birçok parti de kapandı.
Kapanan partilerin birçoğu darbeler sonucu kapatılan partilerdi.
     Ancak kendi kendini kapatan partilerde oldu.
Bunların çoğu umduğunu bulamayan, ismi esamesi okunmayan partilerdi.
Kapanan partilerin içinde öyle bir parti vardı ki her geçen gün büyüyen, çok deneyimli kişilerden oluşturduğu teşkilatlarla toplum nazarında beğeni kazanan, genel başkanıylada topluma çok olumlu mesajlar veren bir parti idi. Bu partinin adı HAS Parti idi.
      Has Parti,Saadet Partisinden ayrılarak 2010 Kasım'ında kurduğu partiyi 2012 Eylül'ünde kapattı ve Ak Parti'ye katıldılar.
Ak Parti,Has Parti'nin genel başkanı olan Numan Kurtulmuş'u çeşitli bakanlıklarda görevlendirdi.
Tayyip Bey Cumhurbaşkanı olunca da,Numan Bey partide genel başkan vekili oldu.
Ancak Numan Kurtulmuş birçok etkili göreve gelmiş olsada birlikte siyaset yaptığı Has Partili arkadaşlarına özel bir ayrıcalık yapmadı.Belki yapmak istemedi, Belkide yapamadı.
O,Ak partiye bütüncül yaklaştı.
Bu durum,Ak Parti'de diğer gurupların Has Parti etiketi bulunan kişileri ezmesine ve önüne barikatlar çekmesine vesile oldu.Bu has partililerin Ak Parti'de piyade pozisyonunda kalmalarına sebep oldu.
Bunu nerden mi çıkarıyorum?
Benim bölgemde bu güne kadar bir tane Has Parti'li biri Ak Parti'nin ne teşkilatlarında ne de Belediye yönetimlerinde görev alabildi.İstisnalar kaideyi bozmaz tabi.
Bunun tesadüfen olduğunuda düşünmüyorum.
Hatta Numan Bey'e ulaşıp ricacı olan ne kadar kişi varsa hepsi tesbit edilip siyasetin dışına itildi. 
Kısaca Numan Bey'in Ak Parti'de kadrolaşmasına müsade edilmedi.
Ben özellikle Sakarya'da Has Parti'li arkadaşlarıda Ak Parti'li arkadaşlarıda çok iyi tanıyorum.
Şunuda buradan açık yüreklilikle ilan ediyorum ki Has Partiden Ak Parti'ye katılan arkadaşlar Ak Parti'de yetkilendirilmiş arkadaşlara hem teşkilatcılık hem dürüstlük noktasında on basar.
Kesinlikle Ak Parti'de bu arkadaşlara hem yukarıdan,hem aşağıdan mobing uygulanmakta olduğunu düşünmekteyim.
Eğer siz Sakarya Has Parti il başkanlığı yapmış Osman İbrahim Baş gibi birini görmezden geliyorsanız...
Kimseye birşey anlatamazsınız.
Ancak bu haksızlıkların,görmezden gelmelerin ve mobinglerin bir gün grizu gibi patladığını görmenin mümkün olduğunu hatırlatmak isterim.
    Siyaseten sizin yükselmenize el verenlere ahde vefasız davranırsanız birgün gelir ellerini çektiklerinde dibe çakılırsınız.
Eğer Has Parti'liler Ak Parti kademelerinde ve Belediye yonetimlerinde değerlendirilmiş olsaydı bugün durum çok daha farklı olurdu diye düşünüyorum.
    Bizden hatırlatması...
Herkes kaderini kendi belirler.
Başına gelen musibetleride kendinden bilerek hareket etmeli.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.








 

 

9 Eylül 2021 Perşembe

BU YOLDAN SADECE BEN Mİ GEÇİYORUM.


   Bugünkü yazımızın konusu Adapazarı-Karasu bölünmüş yolu.

Yapıldığı yaklaşık yirmi yıl oldu.Dönemin Bayındırlık bakanı Cevat Ayhan tarafından start verilen ve yedi km'si bakanlığı döneminde bitirilip hizmete alınan ve devamı Mhp ve Ak Parti hükümetlerince tamamlanan 50 km'lik bir yol.

  Gerçekten 20 yıl yol hiç bozulmadan hizmet verdi.Hatta gidip gelirken arkadaşlarla yolu yapanları hep taktir etmiştik.Belkide bilmeden nazarlamışda olabiliriz.

   Bu yılın başlarında Romanya'nın Köstence limanından Karasu limanına Ro-ro seferleri başlayınca eyvah bu gelen yüzlerce Tır'ı bu yol taşımaz, hemde çok kaza olur diye düşündüm.

    Öyle çok kaza haberi duymadık ama Adapazarı-Karasu duble yolu harita gibi olmuş.

Özellikle Ferizli ve Söğütlü ışıklarında yüzlerce metre devam eden çukurlar oluşmuş.Helede yolu paralel geçen araçlar sanki engelli parkurdan geçiyor gibi zıplayarak geçiyor.Altı alçak araçların altı sürtüyor.

Allah muhafaza ufak bir kıvılcım araç yangınlarınada sebep olabilir.

Bu yazıyı yazmak için tam iki aydır bekliyorum. Belki bir yetkili bu yolu görürde acele yapılır diye.

Demek ki bu yoldan bu güne kadar bir yetkili geçmedi...

Ne yazık ki herşeyi gazeticiler görecek, yetkililer ondan sonra harekete geçecek.

Neyse yarından tezi yok, özellikle ışıkların olduğu bölgeleri bakımdan geçirilmesi lazım.

Bazı hizmetler aciliyet arz eder.Bu yoldaki durumda aciliyet arz ediyor.

Allah'a emanet olunuz.

Saygılarımla





 

8 Ağustos 2021 Pazar

FERİZLİ DEVLET HASTANESİ Mİ?


 
     Ferizli ilçesine hastane yapılması konusu gündeme geldiğinde ben yapılmaması  tarafında yer almıştım.

Gerekçemde il merkezine ve tam donanımlı hastanelere ilçemizden on,onbeş dakika içerisinde ulaşılıyor  olmasıydı.

   Ama bizim dediğimiz gibi olmadı.Gençlik ve kültür merkezi olarak Ferizli Belediyesine yapılan bina hastaneye tahsis edilip Ferizli'ye hastane açılmış oldu.

Açıldığı on yıl olan hastanede hiçbir zaman şikayetler eksik olmadı.Geçen yıl otuz yataklı modern bir hastane Ferizli'ye yapılıp hizmete alınınca artık sıkıntılar ve şikayetler biter diye düşünmüştük.

Tam aksine şikayetler artarak devam ediyor.whatsaap hesaplarımızdan bize "Abi bu hastanenin hali ne, bir yığın insan sıra bekliyor,tek bir doktor var.Adam lavobaya bile gitmeden çalışıyor.Hastalar isyanlarda,kendi aralarında hır gür kavga yapıyor yaz bunları abi yaz" diye mesaj atıyor.

Çay bahçesine çıkıyoruz kafa dinleyelim diye yan taraftaki masadan "Ertan abi hastanede durumlar vahim doktor dayanmıyor, gelen gidiyor, personel yetersiz şu hastaneyi bir yaz be abi"diye bana adete yalvarıyor.

Bir önemli şahsiyet hastanenin bahçesinde yapılan çevre düzenlemesinde kırık dökük yerleri çekip bana atmış."Ertan Bey bu hastane yapılalı bir yıl oldu bu nasıl çevre düzenlemesi" diyor.

Belli ki bıçak kemiğe dayanmış,hem hastane çalışanları,hem doktorlar,hemde halk rahatsız.

Benim tesbitim devletin hastaneye birçok branş için yeterli ve yeni techizatı göndermesine rağmen,doktor göndermemesi, gönderdiği doktorların ise Ferizli'de çalışmak istemeyip ayrılması.

Neden acaba?

Bunun sebebini başta il sağlık müdürü araştırıp bulmalı,sonrada siyasiler.

Acil olarak Ferizli Devlet Hastanesi masaya yatırılmalı ve yetkililer tarafından teşhis ve tedavisi yapılmalıdır.

Hiçbir mazeret halkın sağlığından daha önemli değildir.

İşime gelmedi diyerek bırakıp gidenlerin yükünü orada kalıp fedakarca görev yapanların üstüne yükleyemezsiniz.Yüklerseniz hepiniz o yükün altında kalırsınız.

Görünen o ki fiziki yapısı donanımı çok güzel olan hastane hizmet noktasında sıkıntılar içinde.

Kısaca "Dışı seni,içide beni yakıyor".

Son  olarak şunu da dikkatinize sunup bitireyim.

Geçenlerde bir ilçemize gitmiş oranın belediye başkanıyla ilçede bir dizi gezinti yapmıştık.Tam devlet hastanesinin yanından geçiyorduk ki "Abi burası bizim Devlet hastanemiz.Tüm branşlarda doktorlarımız mevcut, hiçbir sıkıntımız yok" demişti.

Ne diyelim bizim hastanemizinde o günleri görmesini diliyor, yetkilileri göreve davet ediyorum.

Siz okurlarıma saygılar sunuyorum.

Allah'a emanet olunuz.


2 Ağustos 2021 Pazartesi

SASKİ HER YERE ARITILMIŞ SU, FERİZLİ'YE KUYU SUYU MU VERİYOR?

      Ferizli ilçemiz Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nin kurucu üç ilçesinden birisi.

  Gelgör ki 20 yıldan bu yana hep ikinci sınıf muameleye tabi tutuldu.

   Rahmetli Aziz Duran döneminde,Adapazarı yerle bir oldu. Ferizli'de bır sıkıntı yok denip,beş yıl çivi bile çakılmadı.

İkinci Aziz Duran döneminde Fevzi çakmak caddesi düzenlenip kilitli parka yapıldı.

Ondan sonra gelen Toçoğlu dönemi bir iki park düzenlemesinden öteye geçmedi.

Şimdi Ekrem Yüce dönemi yine beklenilen hizmetler malesef yok.Fevzi Çakmak caddesinde üçüncü sınıf bir düzenleme haricinde ben birşey göremiyorum. Ferizlililerin sabırsızlıkla beklediği hayvan pazarı söz verilmesine rağmen askıda bekliyor.

Ferizli'nin en önemli sorunlarından biri olan pis koku sorunu malesef yıllardır çözüm bekliyor.insanlarımız geceleri camlarını açamıyor.

Başka bir problem ise Ferizli Adapazarı ve diğer ilçelerle aynı ücreti ödemesine rağmen yaz aylarında Ferizli-Çalıbayırı arkasında açılan su kuyusundan,kuyu suyu içiyor.

Herkes arıtılmış su içerken Ferizlililer devamlı klorlanmış su içiyor.İçirtiliyor desek daha doğru olur sanırım.Yukarıdaki fotoğraftada görüldüğü gibi birinci resimde Ferizli suyu, ikinci resimde arıtılmış Adapazarı suyu var.Çeşmeden alınan sular bunlar.

Ferizlide ki yetkili arkadaşlar bu konuları yukarılara taşıyor mu? Bilmiyorum.

Ama Ferizli hep üvey evlat muamelesi görüp, öteleniyor.

Sayın Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem Yüceye bu durumları düzeltmesini ve ilçeler arası adaleti sağlamasını öneriyorum.

Kimse ses çıkarmıyor diye Ferizli'ye haksızlık yapmaya kuyu suyu içirmeye devam ederseniz.Ferizli'nin hakkını hukukunu savunan insanları karşınızda bulacaksınız.

Benden söylemesi,sizi ve Ferizlideki sorumluları yakından izlemeye devam edeceğiz.

Allah'a emanet olunuz.

Saygılarımla.


27 Temmuz 2021 Salı

Askerlikle Siyasetin Benzer Yönleri

   Başlığa bakıp askerlikle siyasetin ne benzerliği olur demeyin.
Askerlikle siyasetin birçok benzerlikleri vardır.
    Mesela yeni askere alınan kişiler önce acemi birliğine alınıp eğitilirler.Bu bizim askerlik yaptığımız dönemde dört aylık bir süreydi.Buradan usta birliklerine giden askerler burada da dört ay alt devre olarak usta askerlerin yanında askerlik becerilerini geliştirirler ve yavaş yavaş usta asker statüsüne girerlerdi.
Siyasettede önce partiye üye yapılan kişiler önce direklere tırmanıp bayrak asmayı,afişleme yapmayı,salon hazırlamayı,parti disiplinine uymayı,parti programını öğrenmeyi vb.çalışmalarla belli bir dönem geçirir.
Sonra gençlik kolları, kadın kolları gibi teşkilat kademelerinde çalışır,Bu dönemde başarılı olanlar ana  kademede, Teşkilat yönetimlerinde yer verilerek iyice siyasette uzmanlaşması sağlanarak uygun görülenler belediye yönetimlerinde il yönetimlerinde değerlendirilir.
    Askerlikte araziyi keşif ve tarama bir zorunlulukken, siyasette de arazide,halkın içinde olmak siyasetin vazgeçilmezidir.
     Eğitim askerliğin olmazsa  olmazıdır.Yat,çök,sürün,koş, dağıl toplan gibi birçok eğitim yapılır.
Siyasettede bununla aynı manalara gelen benzer hareketler vardır.
Birçok lider partilerini orduya benzetmiştir.
Halk ise "İşte ordu,işte komutan" sloganları atarak bunu desteklemiştir.
Hem siyasette hemde askelikte karşı cepheler vardır.Yenilmek ve yenmek vardır.
Asker savaşı kazanmak, siyasetci seçimi kazanmak zorundadır.Bunun için çok çalışılır,devamlı hareket halinde olunur.
Bunları neden yazıyorum.
Artık siyaset,askerlikten ayrışıyor.
Öyle eskiden olduğu gibi canını dişine takıp mücadele eden siyasetciler yok.
Masabaşı sanal medya siyasetcileri koltuktan idare eden siyasetciler,araziye çıkmayan,bayrak asmayan,direğe tırmanmayan,parti teşkilatlarında acemilik geçirmemiş,tepeden inme, adamın adamı torpilli siyasetciler var.
Bunlar siyaseti bilmediklerinden devamlı hata yaparak,insanları kırarak,parti disiplininden uzak makamı ve mevkisini kendi egosunu tatmin ederek kullanan partiye fayda yerine zarar veren kişilere dönüşüyorlar.
Mesela özellikle Ak Parti'de değişim,dönüşüm yapacağız diye  yetişmiş insanları kenara itip,partiyi ve proğramını bilmeyen bir yığın insan partiye dolduruldu ve yetkilendirildi.
Gelgör ki bu kişiler ne partiyi savunuyor,ne araziye çıkıyor nede muhalefete cevap veriyor.
Tek yaptıkları şey kendi ekonomilerini geliştirmek makam ve mevkilerini korumak.
Eskiden askerliğe benzetilen siyasi çalışmalardan her hafta toplanıp dağılmaktan başka malesef bir benzerlik kalmadı.
Bu yüzden siyaset çok sıkıştı.
Ne diyelim?
Hayırlı olur inşallah.