21 Ağustos 2019 Çarşamba

ŞEHİDE İHANET TERÖRE İLTİFAT


    Son yıllarda hem dünyada hemde ülkemizde teröristte iltifatlar edilirken,şehitlere ihanet ediliyor.
Öldürenler alkışlanırken ölenler aşağılanıyor.
Bu işler eskiden gizli yapılırken şimdilerde eşkare yapılıyor.
    İsrail teröristinin arkasında Amarika açıktan dururken  baktı ki dünyadan ses seda yok bu defa İşidi'n,Pyd'nin,Pkk'nın ve Fetö'nünde arkasında durmaya başladı.
    Ülkemizde ise Pkk'nın arkasında yıllarca Hdp duruyordu, baktılarki birşey olmuyor Chp,İyi parti, Saadet Partiside durmaya başladı.
Oyu almak için herkes şehit kanlarının üzerine basarak el etek öpüp sonuca gitme peşinde.
23 Haziran seçimleri  öncesi rezaleti hep birlikte gördük.
Direk gidip terorist başının elini eteğini öpmediler mi? 
Sanki millet bu olanları yutuyormu?
Bağdata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak buna denir işte.
Devlet teröristlere karşı acımasız olmalı devlet erkini kullanan iktidarlar bu konuda asla mütevazi olamaz olmamalıdır.
Ancak terorist pişman olur silahını bırakır devlete teslim olursa, devlet kin gütmez.
Alır, yargılar ve gerekirse affeder.
    Ancak teröristler bebek öldürmeye devam edecek, askerimizi polisimizi şehit edecek,
Neymiş hak hukuk barış mücadelesi yapıyorlarmış.
Birde bu teröristlere seçilmiş kişiler her türlü lojistik desteği verecek devlette bunu seyredecek öyle mi?
On binlerce genç fidanını toprağa şehit veren bir ülkede yetki kullanan hiç kimse  bu teröristlere ve terörün arkasındaki odaklara musamaha gösteremez.
Nerdeyse her sülaleden her mahalleden bir şehit vermişiz.
Bu şehitlerimizin acısı düştüğü yeri yakmıyor.
Tüm ülkeyi yakıyor.
Bu ülkenin hainlerine teröristlerine karşı artık partili partisiz,şucu bucu demeden tek yürek tek bilek olmalıyız.
Adam belediyeden şehit yakınlarını atıyor, teröristleri ve terörist yakınlarını alıyor.
Belediye kaynaklarını teröristlere aktarıyor.
Tabiki derhal görevden alınmalıydı.Alındıda.
Ama bir bakıyorsun çığlık sesleri,ülkeyi karıştırma tehtitleri.
Bakın sevgili okuyucularım.
Bu ülkenin şuurlu ve vatanperver evlatları inanın onları tükürükle boğarız.
Namuslu insanlar da en az namussuzlar kadar cesaretli olmalı.
Susmayın sesinizi yükseltin göreceksiniz en gür seda sizin sedanız olacak.
Siz susmaya devam ederseniz sizin şehit çocuklarınıza ihanet edip, teröristlerede iltifat etmeye devam edeceklerdir.
Her zaman ve her koşulda devletimizin ve şehitlerimizin safında olmaya devam edeceğiz.
Hain teröristlerinde karşısında olacağız.
Rica ediyorum kimse bana bu konuda mütevazi olmayı salık vermesin.

  • Benim nerdeyse bütün ömrüm  bu ülkeye ihanet eden teröristlerin ülkemiz insanına verdiği acıları yaşamayla geçti ve geçiyor.

Allah'a emanet olunuz 
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.

16 Ağustos 2019 Cuma

FERİZLİDE İKTİDAR MI DEĞİŞTİ.


    Ferizli ilçemizde son birkaç gündür konuşulan bir olay,vatandaşlar arasında Ferizli'de iktidar mı değişti espirilerine sebep oldu.
     15 Temmuz darbe girişimi sonrası fetö terör örgütünün Ferizli'deki öğrenci yurduna devlet el koymuş, daha sonrada İmamhatip lisesi kız öğrenci yurdu olarak tahsis etmişti.
Üç yıldır birçok öğrencinin kaldığı, özellikle uzak mahallelerden imamhatip lisesine gelen kız öğrencilerin kaldığı bu yurdun birinci katına geçen yıl Ferizli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'de taşındı.
Yurt binasında bu güne kadar 30 ile 50 öğrenci arasında bir mevcut kalıyordu.
Bu yıl ise okula ve yurda devam edecek 23 öğrenci bulunuyor.
Yeni kayıtlarla bu sayının bu yıl için 30'u aşacağı konuşuluyor.
Önümüzdeki birkaç yıl içinde  Ferizli'deki organize sanayi bölgelerinin faliyete geçmesi beşbin kişilik cezaevinin bitmesiyle Ferizli nufusunun ikiye katlanacağını  ve böyle yurtlara daha çok ihtiyaç duyulacağı biliniyorken,
kim veya kimlerin bu kız öğrenci yurdunu öğrenci azlığını bahane ederek kapatmaya çalıştığını Ferizli halkı öğrenmek istiyor.
Bırakın kapatmayı buna nasıl cesaret ettiğini sorguluyor.
Hatta  bazı vatandaşlar iktidarın kan kaybettiği ve zayıfladığı bu günlerde fetö  emanetlerini geri alıyor algısı oluşturuluyor diyorlar.
Bu yazıyı yazmadan önce konuyla ilgili birçok etkili ve yetkili kişiyi aradım.
Benim edindiğim intiba, birilerinin senaryosunu yazıp bilinçli bir şekilde uygulamaya konulan bir oyundan bahsedebiliriz.
Şu kadar ipucu vereyim ki tüm bu olaylardan kurumun en büyük amiri il milli eğitim müdürünün haberi yok.
Sizin anlayacağınız senaryo Ferizli'de yazılıyor.
Bu senaryoyu yazanlar ve uygulamaya koyanlar şunu çok iyi bilsin ki Ferizli'de imamhatip ortaokulu ve lisesinin kurulmasında birçok insanın emeği var.
Bu emeğe halel getirecek hiçbir siyasiye,hiçbir bürokrata,hiçbir kuruma ve kuruluşa fırsat verilmeyecektir.
Bu mihvalden hareketle bu kız öğrenci yurdunun kapatılmasınada müsade edilmeyecektir.
Öyle yurtta 12 öğrenci kaldı,yurt devlete külfet getiriyor gibi yalan ve senaryonun uygulanmasına yarayacak algıları kimse yutmaz.
Merak etmeyin bundan sonra sizi izlemeye devam edeceğiz.
Bu konuda gerekirse en üst düzeyde girişimler yapılacaktır.
Yetkilileri 28 şubat günlerini anımsatan bu teşebbüsten derhal vaz geçmelerini ve bu konuda Ferizli kamuoyunu bilgilendirmelerini bekliyoruz.
Ak parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın bu konulardaki hassasiyeti bilinmesine rağmen, böyle bir hamleyi meydan okuma olarak değerlendiriyoruz.
Bilinçli olarak kamuoyunda oluşturulan İmamhatip düşmanlığınında

8 Ağustos 2019 Perşembe

JENNİFER LOPEZ KONSERİ


    Jennifer Lopez,Amerikalı şarkıcı.
Elli yaşında sahnede şarkı söylemekten ziyade yarı uryan bir şekilde dans edip milyonları cebe indiren biri.
    Kimin ne yaptığı bizi ilgilendirmez.
Bizi ilgilendiren bu şarkıcının birkaç gün önce Antalya-Belek'te bir otelde konser vermesi ve bu konser biletlerinin 
Konseri ayakta izleyenler için 7 bin lira, locada oturarak izleyenlerin ise 300 bin lira olması.
Dikkat edin yedi lira, üçyüz lira demiyorum ha, yedi bin,üçyüzbin lira diyorum.
Bu konseri tam ikibin beşyüz kişi izlemiş.
Vay anasını be...
Birde bilet kalmamışmış.
Bu tip konserlere bizim gibi muhafazakar kişiler gidiyormu bilmiyorum ama,halk tipi konserler için gelen yabancı sanatcılar için tel avlulara yapışıp kendini paralayıp,kıçını yırtan baş örtülü bayanları gördük.
Malesef ülkemiz müthiş bir şekilde batı kültürünün etkisinde.
Buna hacısı, hocası,muhafazakarı,milliyet-cisi hepsi dahil.
Sokaklara baktığımızda bırakın ecdadımızı,otuz yıl önceki annelerimiz babalarımız mezardan kalksa bizleri ve torunlarını tanıyabilirmi bilemiyorum.
Gerçi bugün yaşayan sakallı dedelerimizin, feraceli ninelerimizin, baş örtülü annelerimizin yanında çoğu batı kültüründen etkilenmiş torunları var.
Özellikle internet çağına girdiğimiz 2000 yıllarından sonra bu tamamen kontrolden çıktı.
Kimse çocuklarına söz geçiremiyor.
Adeta çocuklarımızı internet eğitiyor.
Milli eğitim,diyanet,dernekler,sivil toplum örgütleri ve aileler bu gidişe alternatif bir karşılık veremiyor,üretemiyor.
Öyle bir nesil yetişiyor ki milyarlarca lira harcanıp yapılan oto yol geçiş ücretlerine sayfalarca yorumlar yazıp itiraz ediyor ama iki saatlik bir konser için 
Ayakta 7 binlira,oturarak 300 bin lira verenlere çıt çıkarmıyor.
Hatta savunuyor.
Neden savunuyor.
Çünkü o da onlardanda onun için.
Pek sevmediğim iki siyasi liderin benimsediğim iki veciz sözüyle yazımı bitirmek istiyorum.
"Kim ne kadar ses çıkarırsa o kadar hak alır"
"Namuslu insanlarda enaz namussuzlar kadar cesur olmadıkça kurtulamayız"demişlerdir.
Bu ülkede olumlu görduğümüz işlerde destekleyip ,olumsuz gördüğümüz işlerde ise hep birlikte sesimizi yükseltmeliyiz.
Unutmayınız ki
"Sahipsiz vatanın batması haktır,sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır"
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla
Ertan Cimbat
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.


3 Ağustos 2019 Cumartesi

SİGARA VE İÇKİYE ZAM YAPARAK DEVLET KÂRMI EDİYOR

    1970 yılların başlarıydı.
Kocaali O9rtaokuluna başlamıştım.
Köyden kasabaya indiğimiz için değişik bir arkadaş gurubuylada tanışmıştık.
Arkadaşlarımız bir çoğu sigara içiyorlardı.
Daha oniki onüç yaşlarında olan bu arkadaşlar öyle gidip bakkaldan paket sigara almıyorlardı.
İsteselerde alamaz,bakkal amcadan tokatı yerdi.
Peki nasıl sigara içiyorlardı?
Sigara izmariti toplayarak.
Ağzında sigara olan biri takibe alınır,sigarasını bitirip attığında kapılıp içilirdi.
Yada önceden içilmiş atılmış izmaritler toplanırdı.
Benim sigaraya nasıl başladığımı sorarsanız bir akraba büyüğümüz filtreli bir samsun sigarası yakarak abime verip,
Hadi çek bakalım demişti.
Abim sigarayı çeker çekmez öksürükten nefes alamadı.
Sonra sigarayı alıp bana uzattı ve sen çek bakalım deyince, yavaş yavaş çekip hiç öksürmedim.
Bir daha çek, bir daha derken hiç öksürmeden işi başarmıştım.
Abimden iyi çektiğim için birazda gubarmadı da değilim hani.
Ödül olarak o samsun paketi bana verildi.
Uzatmayayım tam 40 sene devam edecek sigaralı yaşama başlamış oldum.
Taki beş altı sene önce  nefes testi sırasında önümdeki kişinin nefes almaya çalışırken gözleri fal taşı gibi çıkıp bir türlü kayıta geçecek bir nefesi alamaması üzerıne görevli memurun"Abi söylemek istemiyorum ama senin ciğerlerin bitmiş" demesiyle bir daha sigara içmedim.
Her sigara ikram edildiğinde o vatandaşın pörtlemiş gözleri gözümün önüne gelir.
     Ayrıca sigara sağlığa zararlı olduğu gibi ekonomik olarakta ceplerimizi zorluyor.
 Geçenlerde sigaraya ve içkiye yine zam geldi.
Bir gurup arkadaşla bu konuyu kritik yapıyorduk ki.
İçlerinden biri.
Kardeşim devlet sigaraya zam yaparak kaçakcıları zengin ediyor dedi.
Nasıl yani? Dediğimde.
Sigara zamlandıkca millet piyasada kaçak satılan sigaraya hucum ediyor,dedi.
Varmı piyasada kaçak sigara,bulunabiliyor mu? Dediğimde.
İstemediğin kadar,hemde üçte bir fiyatına.
Devam etti.
Devlet içkiyede zam yapıyor.
Millet kendi içkisini yapıyor, kaçak içki tedarik ediyor.
Devlet ne kadar zam yaparsa millet o kadar kaçağa yöneliyor ve kaçakcılar kazanıyor dedi.
Çok ilginç birde tespitte bulundu ki hayret ettim.
Devlet resmi satılan içki ve sigaraya bakarak ülkede içki ve sigarara içenlerin azaldığını zannediyor.
Kayıt dışı sigara ve içki içenleri hesaba koymuyor.
Eğer onlar hesaba konulursa sigara ve içki içenlerin devamlı arttığını görecektir dedi.
Bunları dinledikten sonra acaba sigaraya zam yaparak devletimiz kâr mı ediyor, zarar mı ediyor anlayamadım.
Allah bu kötü alışkanlıklardan herkesi korusun başta çocuklarımızı.
Çünkü tekel büfelerinin önünde gurup gurup çocuklar ve gençler görüyorum.
Yetkili ve sorumlu arkadaşlar sizlerde görüyormusunuz?
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.


31 Temmuz 2019 Çarşamba

KADROLARA CHP'LİLERİ DEĞİLDE AK PARTİLİLERİMİ ALACAKTIK


      Yıllardır iktidar olma hırsıyla yanıp tutuşan CHP, 31 Mart yerel seçimlerinde hatırı sayılır miktarda belediye başkanlığı kazandı.
Tabi bunda CHP'nin ve adaylarının söylemleride etkili oldu.
Demokrasi,insanca yaşam,herkesle kucaklaşma,eşit paylaşım,adaletli dağıtım,sevgi,kardeşlik gibi söylemler halkımıza cazip geldi.
Çünkü bunlar son yıllarda kaybettiğimiz yitik değerlerimizdi.
CHP bu alanda bir boşluk olduğunu görüp, en azından söylemlerle bu alanı doldurdu.
Tam bir illizyonist gibi halkı inandırıp birçok ilde belediye başkanlığı kazandı.
Hemde nufusu en yoğun İstanbul,Ankara,İzmir,Adana,Mersin,Hatay vb.gibi illerin belediyelerin başkanlıklarını kazandı.
Bizim gibi CHP'nin geçmişini bilmeyenler bu söylemlere inandılar ve destek verdiler.
Eğer Mehmet Moğultay'ın Adalet bakanı olduğu dönemde" Ben örgütümdeki kişileri almayıpta, milliyetcilerimi alacaktım"dediğini bilselerdi.
Yine Adalet bakanlığına tam 5 bin solcu yerleştirdim diyerek kibirlendiğini bilselerdi asla bunların yalanlarına kanmazlardı.
Tarih tekerrürden ibarettirya bu Chp asla değişmediğini yine eski tas eski hamam olduğunu gösterdi.
Belediye başkanlıklarını kazandıkları yerlerde kadrolara aç kurtlar gibi saldırdılar.
Hemde hiç utanmadan sıkılmadan.
Belediyelerde kendinden olmayan diğer partilere mensup çalışanları kapının önüne koyarak işten çıkarıp kendi adamlarına yer açıyorlar.
Adamlar bırak partili arkadaşlarını bu sefer  kardeşlerini, çocukları yeğenlerini ve akrabalarını belediyelerde önemli görevlere getiriyorlar.
Mesela Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş kardeşlerinden birini Hatay su ve kanalisasyon müdürlüğünde özel kalem,
Diğer kardeşinide Fen işlerinde saha şefi yapıyor.
Yine İzmir-Torbalı Chp'li başkan oğlunu genel müdür yapıyor.
İzmir-Selçuk belediye başkanı Selçuk Şengel kuzenini  sekreter yapıyor.
Aydın-Efeler belediye başkanı Mehmet Fatih Atay, kardeşini Sağlık işleri müdürü yapıyor.
Karabük-Safranbolu belediye başkanı Elif Köse,kardeşini özel kalem müdürü yapıyor.
İstanbul'un Chp'li il başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun altı yardımcısı Chp'li ilçe belediyelerinden tek birgün bile işe gitmeden maaş alıyorlar.
Chp Menderes ilçe başkanı ise Personel a.ş'nin başına getiriliyor.
Tabi biz hepsini buraya yazamıyoruz.
Böyle onlarca atama mevcut.
Bu yaşananlara Chp genel merkezi ve genel başkanı ne diyor.
Güya birinci derece yakınların belediyede görevlendirilmesine yasak getirecek bir kanun teklifi veriyor.
Tabi bunun zaman kazanmak için bir oyalamaca olduğunu millete yutturmaya çalışıyor.
Gerçek şu ki Chp üst yönetimi, iktidara susamış aç ve istahı kabarmış yöneticilerini ve partililerini durduramıyor.
Biz köşe yazarları hep iktidar partisi olan Ak Parti'nin yanlışlarını yazmaya alışmıştık.
Artık yerel seçimlerde nufusun yarıdan fazlasını yöneten muhalefeti de yazacağız.
Kimsenin milleti kandırmasına izin vermeyeceğiz.
Biz her zaman halkın ve doğrunun yanında olmaya devam edecegiz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.

27 Temmuz 2019 Cumartesi

TEŞEKKÜRLER SEZAİ MATUR

     Bazı gezeteciler vardır toplumda aksayan yönleri,halkın taleplerini ve gerçek doğruları yazar ve gündeme taşırlar.
Bu yazarların yazdıklarıda her zaman dikkate alınır.
Mesela rahmetli Necdet Güngörsün böyle biriydi.
Şimdilerde ise Sezai Matur.
Ben bir köşe yazarı olarak Sayın Matur'un hemen her yazısını okurum.
Özéllikle eski stad yerinin konut alanı yapılmaması için çok mücadele verdi.
Şimdi bu alan yemyeşil bir millet bahçesi oluyor.
Birkaç gün öncede Orhan Cami çevresindeki rezaleti gündeme getirdi.
Çay ocağı sahiplerinin neredeyse caminin giriş kapısına kadar taburalarla işgal ettiği, oturanların bir elinde çay bir elinde sigara kahkahalar atıp sohbet ettiği,cami cemaatinden çok birbiriyle hasret gidermek için toplanmış  insanların oluştuŕduğu, cami cevresinin ve caminin hükmü şahsiyetiyle hiçte bağdaşmayan bir garabetti.
Ben burada toplanan insanlarada bir şey diyemiyorum.
Benim itirazım bunlara böyle bir ortamı hazırlayan ve buna göz yuman idarecilere.
İnanın Orhan Camiye her gittiğimde bu garabeti gördükçe yüreğim parçalanırdı.
Tabi benim gibi nice insanda aynı şeýleri düşünüyordu.
Yalnız şunuda söýlemem lazım ki,
Milli ve manevi değerlere önem veren milliyetçi ve muhafazakar düşünceye sahip köşé yazarlarımız gazetecilerimiz bu rezaleti görmüyorlarmıydı?
Neden yazamadılar...?
Öyle muhafazakarlık lafla olmuyor.
Sen daha ilindeki en eski tarihi camiyi bile muhafaza edememişsin...
Bazı şeyler senin için daha değerli olmuş...
Bizlerde bir vatandaş olarak bu değerleri kim koruyor kim yazıyorsa,bizde ona teşekkür ederiz.
Teşeķkürler Sezai Matur.
Bir teşekkürde bu garabete son veŕen büýükşehir belediye başkanımıza,
Teşekkürler Ekrem Yüce.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.


22 Temmuz 2019 Pazartesi

YENİ PARTİ ÇALIŞMALARININ SAKARYALI BADİGARTLARI

     Son günlerin siyasi gündemini Ak Parti'den kopup parti kuracak kişiler oluşturuyor.
Bu kişiler geçmişte Ak Parti'de milletvekilliği,bakanlık,başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış kişiler.
Ben siyasetin bir itiraz rejimi olduğuna ve doğru bildiklerini uygulayabilmek için bir zemin oluşturma sanatı olduğuna inanan biriyim.
Ancak bir partinin milletvekili,bakanı başbakanı hatta cumhurbaşkanı olduğunda bu düşüncelerini uygulayamamışsan, bundan sonra senden hiçbir şey olmaz.
Ak Partinin lideri Tayyip Erdoğan'ı suçlayıp şöýle böyle konuşmak halkı aptal yerine koymaktır.
Şayet Tayyip Erdoğan'ı aşamıyordunsa neden o gün basıp istifayı doğruları konuşmadın.
Yıllarca bu görevlerde kalacaksın,yerinize başka gürevlendirmeler yapılınca sütre gerisine çekilip hizip oluşturacaksın ve Partinin zayıfladığını görüncede bir kaç koldan taaruza geçeceksin.
Bizde düşmüş insana bile hamle yapılmazken sizler,muhalefetle bile işbirliği yapacak kadar zıvanadan çıktınız.
Biz Sakaryalılar olarak bu gelişmeleri takip ederken bir yandanda bu hareketlere katılan Sakaryalı eski vekilleri izliyoruz.
Abdullah Gül'ün takımında Erol Aslan Cebeci yer alırken,
Ahmet Duvutoğlunun sözcülüğünü hatta badigartlığını ise bir zamanlar Ak parti genel başkan yardımcısı dört dönem Sakarya milletvekilliği yapan Ayhan Sefer Üstün yapıyor.
Ben Ayhan beyin tüm açıklamalarına bakıyorum.
İnanın tüm isyan ettiği şeyleri  dün kendisi yapıyordu.
Bu millet balık hafızalı dedikse o kadarda değil hani.
Hiç kimse milleti aptal yerine koymasın.
Geçenlerde Sapancada Erol bey'le,Ayhan beyin bir araya gelip iki gurubu birleştirme gibi bir çalışma yaptığını duydum.
Ya bunlar Ak Parti'de milletvekiliyken hiç bir araya geliyorlarmıydı?
Gören söylesin.
İşte bunlar hayırlı işlerde bir araya gelemeyip, şer işlerde bir araya gelen kişiler.
Tam onbeş sene Ak Parti gibi güçlü bir partide Sakarya'ya ne verdiniz ki, yamalı bohça  oluşumlarıyla ne vereceksiniz?
Bu yazdıklarım halkın sizinle ilgili genel düşüncesi.
Bu badigartlara bir tavsiyem sahaya çıktıklarında karşılarında birçok barikat ve badigart bulacaklardır.
Benden söylemesi.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
ERTAN CİMBAT.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.