24 Haziran seçimleri geride kaldı.
Seçimlerden önce yazdığım gibi bu seçimlerin kazananı MHP oldu.
İYİ Parti ile HDP'de sürpriz yaparak barajı aşıp meclise girmeyi başardı.
Bu seçimin kaybedeni Saadet Partisiyle herzamanki gibi CHP oldu.
Bu yazımda MHP'den bahsetmek istiyorum.
Seçim öncesi parti içi tam bir kaos yaşayan Milliyetci Hareket Partisi, bu badirelerden sonra önemli bir seçmenini ve birçok üst düzey MHP'li ile yollarını ayırdı.
Partiden ayrılanlar İYİ Parti'yi kurup Meral Akşenerin genel başkanlığında bir araya geldiler.
Bazı çevreler MHP için artık bitti.
Barajı bile geçemez dediler.
15 Temmuz kalkışmasından sonra Devlet Bahçeli,Ak Parti'ye yanaştı.
Cumhur ittifakını kurup MHP'nin Cumhurbaşkanı adayının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ve kendi partilerinin aday çıkarmayacağını ilan etti.
Bu hareketi Ak Partililerin tabanda çok hoşuna gitti ve sempatisini kazandı.
Hatta Ak Parti'de küskün,kendi adaylarını beğenmeyenlerin alternatifi oldu.
24 Haziran seçimlerine gidildiğinde MHP'liler sanki Cumhurbaşkanlığında biz Ak Parti'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan'a,milletvekili seçimlerinde sizde MHP'ye oy verin stratejisini izlediler.
Yani ben sana,sen bana.
Belki bu yukarlarda yapılmasa bile milletvekili adayları ve teşkilatlar tabanda bunu hızla yaydılar.
Sanki öyle bir anlaşma yapılmış gibi seçmeni etkilemeyi başardılar.
Bu durumu Ak Parti'liler görsede Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP'ye ihtiyaçları olduğundan fazla karşı çıkamadılar.
Hatta Ak Parti küskünlerinin,aday listesini beğenmeyenlerin,parti içi hesabı olanlar,kaybederken kazanmak isteyenlerin tamamı gönül rahatlığıyla gidip MHP'ye oy verdi.
Seçmen profilinin yarıdan fazlasını İYİ Partiye kaptıran MHP, bu kaybının tamamına yakınını Ak Parti'den telafi etti.
Gelinen noktada Ak Parti Cumhurbaşkanlığını alsada,mecliste salt çoğunluğu yakalamayıp,azınlığa düştü.
Ve istesede istemesede MHP'ye muhtaç oldu.
İktidar MHP'nin her isteğini yerine getirebilecek mi?
İstekleri ve beklentileri karşılanmayan MHP, bu duruma ne kadar sabredecek.
MHP'lilerin önünün açıldığı,Ak Partililerin ötelendiği bir sürece mi girilecek.
Bu birliktelik yerel seçimlerde de devam edecek mi?
İşte bunlar bundan sonra cevap bekleyen sorular olacak.
Genelde cicim ayları bitince hır gür başlayacağını herkes bilir.
Şu hiç bir zaman unutulmamalı ki Ak Partide, Mhp'de iki ayrı kurumsal partidir.
Her an iyi şeyler olduğu gibi, kötü şeylerde olabilir.
Bu gibi durumlar, kurumsal olarak bir araya gelip bazı şeylerin kayıt altına alınması ile aşılabilir.
Bu kadar badireden gemiyi sağsalim karaya çıkartan Mhp lideri Devlet Bahçeli gelinen noktada da bu duruma bir hal çaresi üretecektir diye düşünüyorum.
Bitirirken bu seçimde Devlet Bahçeli ve partisi MHP'e beş yıldızı hak etti.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet gazetesi.
27 Haziran 2018 Çarşamba
9 Haziran 2018 Cumartesi
SİYASETİN DİLİ SEVGİDİR.
24 Haziran seçim tarihi yaklaştıkça herkes baltaları çekti.
Sadece liderler olsa hadi neyse,her partinin taraftarıda öyle.
En akresif olan partiler ise İYİ Parti ve Saadet Partisi.
Aslında bu akresifliğin birçok sebebi olabilir ama ben ona girmeyeceğim.
Benim kırk yıldır takip ettiğim siyasette hep sevgi dili kullananlar kazandı.
Mesela Turgut Özal insanları öyle bir kucakladı ki, tonton baba lakabıyla anıldı.
Süleyman demirel olaylara o kadar hakim biriydi ki insanlar birçok kez yanılmasına rağmen son iktidarında,
"Kurtar bizi babaaa!"diye bağırdı.
Erbakan Hoca'nın,
"Çok muhterem ve aziz kardeşlerim"diye insanları içten kucaklayan cümleleri hala hafızalarımızdadır.
Mesela bir Baykal uzun süre parti başkanlığı yapmasına rağmen hep akresif siyaset yapmış hiçbir zaman iktidara gelememiştir.
Şimdi Kılıçtaroğlu ve Muharrem İnce'de aynı yoldalar.
Atalarımız "tatlı dil,yılanı deliğinden çıkarır"Demişler.
Saadet Partisinin yeni lideri Mollaoğlu'da çok sert ve insanların anlamlandıramadığı bir siyaset izliyor.
Meral Akşener iyi çıkış yapıp yol uzadıkca yarıştan kopan maratoncu gibi,
Siyaset birazda maraton koşusuna benzer, iyi çıkıştan ziyade,uzun sürecek koşuya, mücadeleye nefesi iyi ayarlamak gerekir.
İşte tüm bu gelişmeler ve kaybetme sendromu liderleri,partileri ve partilileri etkiliyor.
Eline mikrofonu alan,kâğıdı kalemi alan,bilgisayarın başına geçen adeta rakip partilare kin kusuyor.
Yalan yanlış bir yığın iftirada bulunuyor.
Zannediyor ki o partinin seçmeni dönüp bana gelecek.
Tam aksine bu hareketler o partilerdeki seçmeni partisine daha çok yaklaştırıyor.
Adam partisinden vaz geçeceksede geçmiyor.
Bu yüzden benim gözlemlediğim tabanları birbirine cok yakın olan Ak Parti'liler Saadet Partisine kızıp,Ak Partiyle olan küçük sorunlarını bir kenara bırakıp Ak Parti'ye tam destek veriyorlar.
Aynı durum Mhp ile İyi Parti arasında da yaşanıyor.
İyi Partiye giden birçok Mhp'li şimdilerde eski partilerine geri dönüyorlar.
Tabi bu durum oy kaybeden partileri akresifleştiriyor.
Başta da söylediğim gibi siyasetin dili her zaman sevgi olmalıdır.
Siyaset başkalarını karalayarak,iftira atarak yalan yanlış şeyler söyleyerek değil, kendinizi anlatarak ve sevdirerek yapılmalıdır.
İşte Ak Part'nin devamlı seçim kazanmasının altında yatan gerçekte budur.
Ak parti lideri Recep Tayyip Erdoğan böyle yaptığı için hep kazanıyor, hiç kaybetmiyor.
Çünkü halk onu seviyor,oda halka kandini sevdiriyor.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Sadece liderler olsa hadi neyse,her partinin taraftarıda öyle.
En akresif olan partiler ise İYİ Parti ve Saadet Partisi.
Aslında bu akresifliğin birçok sebebi olabilir ama ben ona girmeyeceğim.
Benim kırk yıldır takip ettiğim siyasette hep sevgi dili kullananlar kazandı.
Mesela Turgut Özal insanları öyle bir kucakladı ki, tonton baba lakabıyla anıldı.
Süleyman demirel olaylara o kadar hakim biriydi ki insanlar birçok kez yanılmasına rağmen son iktidarında,
"Kurtar bizi babaaa!"diye bağırdı.
Erbakan Hoca'nın,
"Çok muhterem ve aziz kardeşlerim"diye insanları içten kucaklayan cümleleri hala hafızalarımızdadır.
Mesela bir Baykal uzun süre parti başkanlığı yapmasına rağmen hep akresif siyaset yapmış hiçbir zaman iktidara gelememiştir.
Şimdi Kılıçtaroğlu ve Muharrem İnce'de aynı yoldalar.
Atalarımız "tatlı dil,yılanı deliğinden çıkarır"Demişler.
Saadet Partisinin yeni lideri Mollaoğlu'da çok sert ve insanların anlamlandıramadığı bir siyaset izliyor.
Meral Akşener iyi çıkış yapıp yol uzadıkca yarıştan kopan maratoncu gibi,
Siyaset birazda maraton koşusuna benzer, iyi çıkıştan ziyade,uzun sürecek koşuya, mücadeleye nefesi iyi ayarlamak gerekir.
İşte tüm bu gelişmeler ve kaybetme sendromu liderleri,partileri ve partilileri etkiliyor.
Eline mikrofonu alan,kâğıdı kalemi alan,bilgisayarın başına geçen adeta rakip partilare kin kusuyor.
Yalan yanlış bir yığın iftirada bulunuyor.
Zannediyor ki o partinin seçmeni dönüp bana gelecek.
Tam aksine bu hareketler o partilerdeki seçmeni partisine daha çok yaklaştırıyor.
Adam partisinden vaz geçeceksede geçmiyor.
Bu yüzden benim gözlemlediğim tabanları birbirine cok yakın olan Ak Parti'liler Saadet Partisine kızıp,Ak Partiyle olan küçük sorunlarını bir kenara bırakıp Ak Parti'ye tam destek veriyorlar.
Aynı durum Mhp ile İyi Parti arasında da yaşanıyor.
İyi Partiye giden birçok Mhp'li şimdilerde eski partilerine geri dönüyorlar.
Tabi bu durum oy kaybeden partileri akresifleştiriyor.
Başta da söylediğim gibi siyasetin dili her zaman sevgi olmalıdır.
Siyaset başkalarını karalayarak,iftira atarak yalan yanlış şeyler söyleyerek değil, kendinizi anlatarak ve sevdirerek yapılmalıdır.
İşte Ak Part'nin devamlı seçim kazanmasının altında yatan gerçekte budur.
Ak parti lideri Recep Tayyip Erdoğan böyle yaptığı için hep kazanıyor, hiç kaybetmiyor.
Çünkü halk onu seviyor,oda halka kandini sevdiriyor.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
7 Haziran 2018 Perşembe
TÜRKİYE'NİN BEKA SORUNU VAR MI?
Son günlerde müthiş bir sanal alem kapışması izliyoruz.
Belli ki bazı partiler bu konuda özel bir çalışma içersindeler.
Cumhur ittifakı karşıtları iktidara ve özellikle Cumhurbaskanımız Recep Tayyip Erdoğan'a her türlü iftira ve eleştiriyi yaparken, özellikle iktidarı öven paylaşımlarada akresif yorumlar yapıyorlar.
Geçen gün yaptığım bir paylaşımda "Ak Parti'nin yanlışlarını ve yanlış adamlarını en fazla eleştiren bendim.Ama bugün ülkenin beka sorunu var.Pireye kızıp yorgan mı yakalım? Bu beka sorununu Devlet Bahçeli bile görüp destek veriyorsa,hepbirlikte iktidara ve Recep Tayyip Erdoğan'a destek olmamız lazım" diye bir paylaşım yaptım.
Bir köşe yazarı olarak yazılarımda genelde dengeli hareket etmeye çalışıyorum.
Ama sanal alemdeki paylaşımlarımda böyle davranmak zorunda olmadığımı benimde desleklediğim bir partimin olduğunu herkesin bilmesini isterim.
Köşe yazılarımda Ak Parti'yi eleştirmem demek,benim ondan vazgeçtiğim anlamına gelmez.Aksine Partimin daha iyiye,daha güzele yönlenmesine yardımci olur.
Bizde zaten bunu amaçlamaktayız.
Neyse gelelim konuya.
Adam paylaşımın altına yorumu yazmış.
Ülkede ne beka sorunu var abi?
"Allah istemediği sürece bu ülkeye birşey olmaz"
Tabi daha birçok şey yazmış ama saçma sapan konuyla ilgisi olmayan şeyler.
Bakın arkadaşlar,son yıllarda ülkemizde ve bölgemizde olan olayları görmeyip bu ülkede beka sorunu yok diyen bir adamdan ben şüphelenirim.
Bunlar olmasa bile bu topraklara geldiğimizden bu yana, bizi buralarda istemeyenlerin herzaman bir hesabı olmuştur.
Hiçbir Müslüman Türk evladı şunu unutmasın ki bu topraklarda yaşamanın bir bedeli vardır.
Her zamanda olmuştur.
Kısaca bu ülkenin beka sorunu dün vardı,bugün de var.Yarın da olacak.
Çünkü Yunan Megola idea diyor,senin İstanbul'una Kostantipolis diyor.
İsrail vaad edilmiş topraklar Arz-ı Mev'ud diyor.
Batı ikiyüz yıldır Şark meselesini gündeminde tutuyor.
Ermenistan,büyük Ermenistan peşinde.
Ey benim zavallı facebook arkadaşım senin bunlardan haberin var mı?
Hangi partiyi desteklersen destekle ama bir Türk evladı olarak bunları bil.
Bilmezsen birgün çoluk çocuğun kucağında yollara düştüğünde öğrenirsin.
Birde bugün İktidar altarnafiyim diye ortaya çıkan liderlere bak.
Kimi Pkk ile iş tutmuş,
Kimi Feto ile iş tutmuş
Kimi Avrupa ve Amarikayla iş tutmuş,
Benden bunları mı destekleme mi bekliyordunuz?
Öyle üçbeş fenomen yorumcuyla iktidar olacağınızı sanıyor ve sağa sola ateş ediyorsanız, bu işler sadece sanal olarak kalır bilesiniz.
Ama benim dikkatimi çeken, bu alanda selfi yapıp,yemek masalarından paylaşım yapan İktidarın nimetlerinden faydalanıp size bu fırsatı veren Ak Parti'liler ve Cumhur ittifakına destek verenler.
Herşeyin algı olduğu bu alemde kendinize çok güvenmeyin,her alanda çalışmaya ve mücadeleye devam etmelisiniz.
Bazı küsüp köşeye çekilen parti yöneticiliği yapmış,Belediyelerde görev yapmış,ilgenel meclisinde ve TBMMeclisinde görev yapmış herkesi mücadeleye davet ediyorum.
Herkesin ne yaptığının fotoğrafı çekiliyor haberiniz olsun beyler.
Ülkenin içerden ve dışardan kuşatıldığı beka sorunu yaşadığı bir ortamda kenara çekilmek onlara örtülü destek vermektir.
Allah ülkemizi korusun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Belli ki bazı partiler bu konuda özel bir çalışma içersindeler.
Cumhur ittifakı karşıtları iktidara ve özellikle Cumhurbaskanımız Recep Tayyip Erdoğan'a her türlü iftira ve eleştiriyi yaparken, özellikle iktidarı öven paylaşımlarada akresif yorumlar yapıyorlar.
Geçen gün yaptığım bir paylaşımda "Ak Parti'nin yanlışlarını ve yanlış adamlarını en fazla eleştiren bendim.Ama bugün ülkenin beka sorunu var.Pireye kızıp yorgan mı yakalım? Bu beka sorununu Devlet Bahçeli bile görüp destek veriyorsa,hepbirlikte iktidara ve Recep Tayyip Erdoğan'a destek olmamız lazım" diye bir paylaşım yaptım.
Bir köşe yazarı olarak yazılarımda genelde dengeli hareket etmeye çalışıyorum.
Ama sanal alemdeki paylaşımlarımda böyle davranmak zorunda olmadığımı benimde desleklediğim bir partimin olduğunu herkesin bilmesini isterim.
Köşe yazılarımda Ak Parti'yi eleştirmem demek,benim ondan vazgeçtiğim anlamına gelmez.Aksine Partimin daha iyiye,daha güzele yönlenmesine yardımci olur.
Bizde zaten bunu amaçlamaktayız.
Neyse gelelim konuya.
Adam paylaşımın altına yorumu yazmış.
Ülkede ne beka sorunu var abi?
"Allah istemediği sürece bu ülkeye birşey olmaz"
Tabi daha birçok şey yazmış ama saçma sapan konuyla ilgisi olmayan şeyler.
Bakın arkadaşlar,son yıllarda ülkemizde ve bölgemizde olan olayları görmeyip bu ülkede beka sorunu yok diyen bir adamdan ben şüphelenirim.
Bunlar olmasa bile bu topraklara geldiğimizden bu yana, bizi buralarda istemeyenlerin herzaman bir hesabı olmuştur.
Hiçbir Müslüman Türk evladı şunu unutmasın ki bu topraklarda yaşamanın bir bedeli vardır.
Her zamanda olmuştur.
Kısaca bu ülkenin beka sorunu dün vardı,bugün de var.Yarın da olacak.
Çünkü Yunan Megola idea diyor,senin İstanbul'una Kostantipolis diyor.
İsrail vaad edilmiş topraklar Arz-ı Mev'ud diyor.
Batı ikiyüz yıldır Şark meselesini gündeminde tutuyor.
Ermenistan,büyük Ermenistan peşinde.
Ey benim zavallı facebook arkadaşım senin bunlardan haberin var mı?
Hangi partiyi desteklersen destekle ama bir Türk evladı olarak bunları bil.
Bilmezsen birgün çoluk çocuğun kucağında yollara düştüğünde öğrenirsin.
Birde bugün İktidar altarnafiyim diye ortaya çıkan liderlere bak.
Kimi Pkk ile iş tutmuş,
Kimi Feto ile iş tutmuş
Kimi Avrupa ve Amarikayla iş tutmuş,
Benden bunları mı destekleme mi bekliyordunuz?
Öyle üçbeş fenomen yorumcuyla iktidar olacağınızı sanıyor ve sağa sola ateş ediyorsanız, bu işler sadece sanal olarak kalır bilesiniz.
Ama benim dikkatimi çeken, bu alanda selfi yapıp,yemek masalarından paylaşım yapan İktidarın nimetlerinden faydalanıp size bu fırsatı veren Ak Parti'liler ve Cumhur ittifakına destek verenler.
Herşeyin algı olduğu bu alemde kendinize çok güvenmeyin,her alanda çalışmaya ve mücadeleye devam etmelisiniz.
Bazı küsüp köşeye çekilen parti yöneticiliği yapmış,Belediyelerde görev yapmış,ilgenel meclisinde ve TBMMeclisinde görev yapmış herkesi mücadeleye davet ediyorum.
Herkesin ne yaptığının fotoğrafı çekiliyor haberiniz olsun beyler.
Ülkenin içerden ve dışardan kuşatıldığı beka sorunu yaşadığı bir ortamda kenara çekilmek onlara örtülü destek vermektir.
Allah ülkemizi korusun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
3 Haziran 2018 Pazar
İFTAR MI ? İSRAF MI? ŞOV MU?
Eskiden iftarları hane halkları verir,konu komşular o iftara icabet ederdi.
Bir dönem belediyeler beldelerde, ilçelerde iftar çadırları kurup tüm Ramazan akşamları fakir fukaraya ihtiyacı olana iftar verdiler.
Son yıllarda yine belediyeler,özellikle Büyükşehir belediyeleri bu işe devasa bir görüntü kazandırdılar.
İlçe merkezlerine kurdukları yüzlerce iftar sofrasıyla o ilçelerde iftar vermeye başladılar.
Öyleki bu işten yüzlerce kişinin iş imkanı bulduğu,büyük paraların harcandığı bir iş koluda oluşturdu.
Tabi bu kadar insanın toplandığı iftar programlarında belediye başkanları ve siyasiler halkın arasına girip arzı endam etmeyide ihmal etmiyorlar.
İşte bu durum çeşitli eleştirilere sebep olmaya başladı.
Birkaç gün önce Ferizli'de verilen iftar da bu manada çok eleştirildi.
Gerçi Ferizli'de kapalı bir alan olmadığı için son iki yıldır bu iftarlar yağmur'a takılıp verilememişti.
Büyükşehir belediyesinin bu yıl itibarıyla bu işten vazgeçtiğini duydum.
Çok doğru bir karar.
Ben şahsen memnun oldum.
Nasıl olmayım ki?
Ferizli'de verilen iftardan sonra şöyle bir inceledim.
Adam gazeteye başlık atmış
"Böyle iftar görülmedi"
İftarı görüntü zannediyor zavallı.
Birde hangi imkandan yararlandı bilinmez,uydudan mı?Drondan mı?Mobese kamerasından mı?bilemiyorum;öyle bir fotoğraf koymuş ki,aman Allah'ım.
Zaten bu iftarlar kalabalık görüntü oluştursun diye günler öncesinden anonslar,afişler, otobüsle taşımalar,vesaire bir yığın çalışma yapılıyor.
Sonuçta iftar'ın manevi havası ikinci planda kalıyor.
Bakın bu iftardan sonra kendi hesabından paylaşımda bulunan bir siyasi yönetici ne yazmış?
"Bravo dostlar düşman çatlattınız,emeği geçen herkesten Allah razı olsun"
İşte benim anlatmak istediğim tamda budur.
Bir kişi bile böyle düşünmeye başlamışsa ki toplumun ekseriyeti böyle düşünüyor, bu işin maneviyatı bitmiştir.
Yani bu işi görselliğe dönüştürüp şov yaparsanız işin bereketi ve manası kalmaz.
Bakın bu işe karşı olan biri soruyor.
"Bu iftar mı?israf mı? Diye.
O sorunun altına adam yazmış.
"Çaldıklarinın zekatını veriyorlar"
Allah,Allah.
Hırsızlık,zekat ve iftar üçü nasıl bir araya getirilebiliyor ki.
Tabi iftarlar böyle sanki siyasi şov yapılıyor gibi bir duruma getiriliyorsa bununda malesef siyasi karşılıkları oluyor.
Ben kimin ne dediğinden çok,dinimizin kurallarının örselenmesine üzülüyorum.
Hiç kimse kendi siyasi ikbali için dini vecibelerin zarar görmesine müsade etmemelidir.
Böyle düsünmediği halde toplumda böyle bir algı oluşuyorsa derhal bu işten vazgeçmeli yeni yöntemlerle bu hayır hizmetlerini yapmalıdır.
Bu mihvalden hareketle Büyükşehir Belediyemizi bu görsel şova dönüşen iftar programlarından vazgeçtiği için,kutluyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygilarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi
31 Mayıs 2018 Perşembe
SAKARYA'DA HANGİ PARTİ KAÇ MİLLETVEKİLİ ALIR.
24 Haziran'da yapılacak seçimler için hem çalısmalar devam ediyor,hemde eline kâğıt kalem alan hesap yapıyor.
Bu ittifakla girilen seçimler aslında farkında olmadan seçim sistemini de değiştirdi.
Bu yüzden birçok hesap yanlış çıkabilir.
Benim yaptığım değerlendirmede eğer 7 Haziran seçimleri gibi bir sonuç şayet ortaya çıkar İYİ parti %5 in üzerinde bir oy alırsa Millet ittifakı yüzde 20'yi geçer ve iki milletvekili alır.
MHP aynı başarıyı gösterir birkaç puan Ak Parti'den oy alabilirse MHP'de %20 barajinı aşar iki milletvekili de o çıkarır.
Eğer 1Kasım seçimleri gibi bir sonuç ortaya çıkarsa İyi Parti Mhp'den %3,4 oy, bir o kadarda Chp'den oy çekerse sadece muhaliflerin kurduğu ittifak 1 milletvekili çıkarabilir.Mhp milletvekili çıkaramaz.
Şunu söylemem gerekiyorki bu seçim Sakarya'daki milletvekili denklemini İyi Parti'nin alacağı oy belirleyecek diyebiliriz.
Benim görüşüm İyi Parti Mhp'den alabileceği oyları hızla kaybediyor.
En fazla oyu Chp'den alacak.
Ama aynı ittifak içinde bir oy kayması olacağı için oy oranında bir değisiklik olmayıp bu ittifakta sadece Chp 1 milletvekilliği çıkarır.
Mhp Iyi partiye kaptırdığı oyları Ak parti'den kısmi olarak telafi edip 1 milletvekilliğini garantiler.
Yani 24 Haziran seçimlerinde Sakarya'da
Ak Parti:5,Mhp:1,Chp:1 olur.
Yukarıdaki analizler komuoyunun hassasiyetine de bağlı.
Şu an memleketin beka sorunu hassasiyeti var.
Buda iktidara ve Cumhur ittifakına olan sahiplenmeyi artırıyor.
Bu sahiplenme seçimlere kadar devam ederse hiçbir tahmin tutmayabilir.
Başkanlık seçiminde Tayyip Erdoğan Sakarya'da %70 oy alır.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi
Bu ittifakla girilen seçimler aslında farkında olmadan seçim sistemini de değiştirdi.
Bu yüzden birçok hesap yanlış çıkabilir.
Benim yaptığım değerlendirmede eğer 7 Haziran seçimleri gibi bir sonuç şayet ortaya çıkar İYİ parti %5 in üzerinde bir oy alırsa Millet ittifakı yüzde 20'yi geçer ve iki milletvekili alır.
MHP aynı başarıyı gösterir birkaç puan Ak Parti'den oy alabilirse MHP'de %20 barajinı aşar iki milletvekili de o çıkarır.
Eğer 1Kasım seçimleri gibi bir sonuç ortaya çıkarsa İyi Parti Mhp'den %3,4 oy, bir o kadarda Chp'den oy çekerse sadece muhaliflerin kurduğu ittifak 1 milletvekili çıkarabilir.Mhp milletvekili çıkaramaz.
Şunu söylemem gerekiyorki bu seçim Sakarya'daki milletvekili denklemini İyi Parti'nin alacağı oy belirleyecek diyebiliriz.
Benim görüşüm İyi Parti Mhp'den alabileceği oyları hızla kaybediyor.
En fazla oyu Chp'den alacak.
Ama aynı ittifak içinde bir oy kayması olacağı için oy oranında bir değisiklik olmayıp bu ittifakta sadece Chp 1 milletvekilliği çıkarır.
Mhp Iyi partiye kaptırdığı oyları Ak parti'den kısmi olarak telafi edip 1 milletvekilliğini garantiler.
Yani 24 Haziran seçimlerinde Sakarya'da
Ak Parti:5,Mhp:1,Chp:1 olur.
Yukarıdaki analizler komuoyunun hassasiyetine de bağlı.
Şu an memleketin beka sorunu hassasiyeti var.
Buda iktidara ve Cumhur ittifakına olan sahiplenmeyi artırıyor.
Bu sahiplenme seçimlere kadar devam ederse hiçbir tahmin tutmayabilir.
Başkanlık seçiminde Tayyip Erdoğan Sakarya'da %70 oy alır.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi
29 Mayıs 2018 Salı
BAŞKANLIK SEÇİMİ İKİNCİ TURA KALMAZ.
24 Haziran'da yapılacak başkanlık seçimine bir aydan az bir süre kaldı.
Herkes seçimi kendi adayının kazanacağını söyleye dursun,birde işin gerçeği var.
Cumhurbaskanlığı için MHP'nin tam desteğini alan Tayyip Erdoğan seçimleri ikinci tura bırakmadan ilk turda kazanacak gibi görünüyor.
Herkesin bildiği gibi referandumu kıl payıda olsa kazanan bu gurup,şimdi yapılacak seçimde işi ikinci tura bırakmaz.
Bunun sebebi referandumda Mhp seçmeninin yarıdan fazlası hayır oyu vermişti.
Bu gün ise, o gün hayır oyu verenlerin birçoğu, liderleri Devlet Bahçeliyle birlikte hareket ediyor.
Hele Devlet Bahçeli'nin "Bizim birlikteliğimiz sadece bu seçimler için değil seçim sonrası beş yılda da devam edecek"açiklaması bir çok Mhp'linin saf değıştirmesine ve partiye geri dönmesine sebep oldu.
Bu açıklama iktidara yakın ve iktidardan faydalanacağız anlamı taşıyor ki bence çok önemli bir hamleydi.
Bir diğer faktör hükümetin El-Bab ve Afrin harekatı ile eş zamanlı olarak güney doğuda başlattığı Pkk'yı süpürme harekatıyla terörün belini kırmış olması; hatta teröre destek olan belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum yöneticiler atayarak o bölgenin il ve ilçelerine büyük yatırimlar yaparak çehresini değiştirmesi bölgede hükümete ve devlete karşı bir güven oluşmasına sebep oldu.
Tabi bu da Tayyip Erdoğan'a artı oy olarak yansıyacaktır diye düşünüyorum.
Ayrıca bu seçimlerde muhalif kanadın referandumdaki gibi bir birlikteliğinin olmadığı,ortaya çıkan adayların göz doldurmadığı kendi aralarında küçük hesaplar içinde oldukları için bir sinerji yakalayamadıklarına şahit oluyoruz.
Tüm bunlar bir yana dışardan mudahalelerle Tayyip Erdoğan seçilmesin diye yapılan manipilasyonlar,kur oyunları hepsi vatandaş nezlinde ters tepmiş; halk bu oyunları görünce Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmanın ülkeye sahip çıkmak olduğunu anlamış ve Tayyip Erdoğanın yanında yer almıştır.
Ben bu seçimlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın %55 ile %60 aralığında bir oy alarak ilk turda rahat bir şekilde başkan seçileceğini tahmin ediyorum.
Şayet seçim ikinci tura kalırsa bu oran %60 ın üzerine çıkar diye düşünüyorum.
Son söz olarak İYİ Parti ve Saadet Partisininde dolaylı olarak Ak Parti'ye ve Erdoğan'a çalıştıklarını söylemem lazım.
Bunun nasıl olduğunu seçimlerden sonra yazacağım.
Kalın sağlıcakla.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Herkes seçimi kendi adayının kazanacağını söyleye dursun,birde işin gerçeği var.
Cumhurbaskanlığı için MHP'nin tam desteğini alan Tayyip Erdoğan seçimleri ikinci tura bırakmadan ilk turda kazanacak gibi görünüyor.
Herkesin bildiği gibi referandumu kıl payıda olsa kazanan bu gurup,şimdi yapılacak seçimde işi ikinci tura bırakmaz.
Bunun sebebi referandumda Mhp seçmeninin yarıdan fazlası hayır oyu vermişti.
Bu gün ise, o gün hayır oyu verenlerin birçoğu, liderleri Devlet Bahçeliyle birlikte hareket ediyor.
Hele Devlet Bahçeli'nin "Bizim birlikteliğimiz sadece bu seçimler için değil seçim sonrası beş yılda da devam edecek"açiklaması bir çok Mhp'linin saf değıştirmesine ve partiye geri dönmesine sebep oldu.
Bu açıklama iktidara yakın ve iktidardan faydalanacağız anlamı taşıyor ki bence çok önemli bir hamleydi.
Bir diğer faktör hükümetin El-Bab ve Afrin harekatı ile eş zamanlı olarak güney doğuda başlattığı Pkk'yı süpürme harekatıyla terörün belini kırmış olması; hatta teröre destek olan belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum yöneticiler atayarak o bölgenin il ve ilçelerine büyük yatırimlar yaparak çehresini değiştirmesi bölgede hükümete ve devlete karşı bir güven oluşmasına sebep oldu.
Tabi bu da Tayyip Erdoğan'a artı oy olarak yansıyacaktır diye düşünüyorum.
Ayrıca bu seçimlerde muhalif kanadın referandumdaki gibi bir birlikteliğinin olmadığı,ortaya çıkan adayların göz doldurmadığı kendi aralarında küçük hesaplar içinde oldukları için bir sinerji yakalayamadıklarına şahit oluyoruz.
Tüm bunlar bir yana dışardan mudahalelerle Tayyip Erdoğan seçilmesin diye yapılan manipilasyonlar,kur oyunları hepsi vatandaş nezlinde ters tepmiş; halk bu oyunları görünce Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmanın ülkeye sahip çıkmak olduğunu anlamış ve Tayyip Erdoğanın yanında yer almıştır.
Ben bu seçimlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın %55 ile %60 aralığında bir oy alarak ilk turda rahat bir şekilde başkan seçileceğini tahmin ediyorum.
Şayet seçim ikinci tura kalırsa bu oran %60 ın üzerine çıkar diye düşünüyorum.
Son söz olarak İYİ Parti ve Saadet Partisininde dolaylı olarak Ak Parti'ye ve Erdoğan'a çalıştıklarını söylemem lazım.
Bunun nasıl olduğunu seçimlerden sonra yazacağım.
Kalın sağlıcakla.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
27 Mayıs 2018 Pazar
UZUN İNCE BİR YOLDAYIZ GİDİYORUZ GÜNDÜZ GECE
Herkesin merak ettiği konu, Tayyip Erdoğan'la devam mı?,tamam mı?
Her seçim öncesi ortaya çıkan goygoyculara ve tamtamcılara bakılırsa bu iş tamam.
Ama birde "Uzun ince bir yolda,gündüz gece gidenlere" bakılırsa,daha yol bitmediğinden devam.
Her seçim öncesi bu tamtamcılar öyle mesajlar,öyle twitler,öyle paylaşımlar yaparlarki gerçekten siz bile bu işin bittiğini sanırsınız.
Ancak gerçek seçimler yapılıp sonuç ortaya çıkınca bunun bir sanal alem şakası olduğunu hep birlikte görürüz.
Çünkü Tayyip Erdoğan halkla öyle bir bağ kuruyor ki "kalpten kalbe yol var"derlerya, işte o,milletin kalbine hitap ediyor.
Ona oy veren seçmenin birçoğu sanal alemi zaten takip etmez; ya neyi takip eder Tayyip Bey'in şu cümlesini.
"Uzun ince bir yoldayız,gidiyoruz gündüz gece"
Son yıllarda bu cümleden ne kastdedildiğini herkes anladı ama bizim muhalefet hâla anlayamadı.
Bunu anlayamadıkları sürecede Cumhurbaşkanı ve Ak Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan yoluna devam edecek.
Öyle doları yükseltip manipilasyon yaparak,dört beş parti bir araya gelerek bu işi tamamlamak mümkün değil,
Gerçi buna "Kara Molla" haricinde kendileride inanmıyor ya.
İnanmış olsalar Kılıçtaroğlu bunu Muharrem İnce'ye yedirir mi sanıyorsunuz?
Benim görüşüm bu seçim Sayın Tayyip Erdoğan'ın en rahat kazanacağı seçim olacak.
Çünkü seçmen Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devletine oynanan oyunları ilk defa net bir şekilde görüyor.
Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmanın bir vatanseverlik olduğunu biliyor.
Hiç kimse şüpheye düşmesinki Türkiye uzun ince bir yolda gündüz gece yürümeye devam edecek.
Kalın sağlıcakla.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Her seçim öncesi ortaya çıkan goygoyculara ve tamtamcılara bakılırsa bu iş tamam.
Ama birde "Uzun ince bir yolda,gündüz gece gidenlere" bakılırsa,daha yol bitmediğinden devam.
Her seçim öncesi bu tamtamcılar öyle mesajlar,öyle twitler,öyle paylaşımlar yaparlarki gerçekten siz bile bu işin bittiğini sanırsınız.
Ancak gerçek seçimler yapılıp sonuç ortaya çıkınca bunun bir sanal alem şakası olduğunu hep birlikte görürüz.
Çünkü Tayyip Erdoğan halkla öyle bir bağ kuruyor ki "kalpten kalbe yol var"derlerya, işte o,milletin kalbine hitap ediyor.
Ona oy veren seçmenin birçoğu sanal alemi zaten takip etmez; ya neyi takip eder Tayyip Bey'in şu cümlesini.
"Uzun ince bir yoldayız,gidiyoruz gündüz gece"
Son yıllarda bu cümleden ne kastdedildiğini herkes anladı ama bizim muhalefet hâla anlayamadı.
Bunu anlayamadıkları sürecede Cumhurbaşkanı ve Ak Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan yoluna devam edecek.
Öyle doları yükseltip manipilasyon yaparak,dört beş parti bir araya gelerek bu işi tamamlamak mümkün değil,
Gerçi buna "Kara Molla" haricinde kendileride inanmıyor ya.
İnanmış olsalar Kılıçtaroğlu bunu Muharrem İnce'ye yedirir mi sanıyorsunuz?
Benim görüşüm bu seçim Sayın Tayyip Erdoğan'ın en rahat kazanacağı seçim olacak.
Çünkü seçmen Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devletine oynanan oyunları ilk defa net bir şekilde görüyor.
Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmanın bir vatanseverlik olduğunu biliyor.
Hiç kimse şüpheye düşmesinki Türkiye uzun ince bir yolda gündüz gece yürümeye devam edecek.
Kalın sağlıcakla.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)