9 Ağustos 2017 Çarşamba

BIRAKIN İSTİFAYI,YÜZLERİ BİLE KIZARMIYOR.

   Son günlerin en önemli gündem maddesi Ak Parti'de değişimin olup olmayacağı.
   Tayyip Erdoğan'ın tekrar genel başkanlığa seçilmesiyle yeni bir yapılanmadan söz etmesi,hatta açık açık metal yorgunluğundan,yanlış işler peşinden koşan,partiden ziyade kendi çıkarları için çalışanların varlığından bahsetmesi ve bunların değiştirileceğini söylemesi ister istemez partide müsbet beklentilere yol açtı.
    Hatta Recep Tayyip Erdoğan "Bu arkadaşlar kendilerini biliyorlar,biz görevden el çektirmeden yerlerini başka arkadaşlara bıraksınlar"Diyerek bu bahse konu kişilerin hepsinin ismi bende var,hepsinden haberdarız demek istiyor.
   Genel başkan Erdoğan'ın çağrısını duyan var mı?
Sizler hiç " Şeytana uyduk, nefsimize aldandık bazı hatalar yaptık hem partime hem kendime hemde beni seçenlere çok zarar verdim diyerek kenara çekilip partisinden ve kendisini seçenlerden özür dileyen var mı?
Ben duymadım.
Duyan varsa söylesin.
O zaman iki şey ortaya çıkıyor.
Ya Sayın Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu duyumlar yanlış,
Ya da bunu yazmak istemem ama,bu adamlar Recep Tayyip Erdoğan'ı bile kazımıyorlar.
Sakın bu olamaz demeyin.
Malesef bu adamlar bunu yapacak kadar arsızlaşıp yüzsüzleştiler.
Bana göre Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Trabzon il teşkilatında yaptığı konuşmada"Her ilçeye bir ömer bulacağız.
Kendisi ve kibri için değil halk için çalışacak yöneticilerimizi bulup çıkarmak zorundayız"diyerek değişim için ne kadar kararlı olduğunu gösteriyor.
    Reis yukardan kendi bakış açısını söyleye dursun aşağılarda durum hiçte onun dediği gibi görülmüyor.
Herkes kendi düzeninin devamını sağlayacak kişileri pazarlamakla meşgul.
Hatta önümüzdeki ilçe başkanlığı,il başkanlığı gibi seçimler bu adamlar için hayat mamat meselesi olmuş.
   İnanın Tayyip Bey bu işin içinde nasıl çıkacak çok merak ediyorum.
Çünkü bu yüzsüz, arsız ve yanlış adamlar Ak Parti'yi çoğunlukla ele geçirmiş durumdalar.
Bunların partiden sökülüp atılması öyle sanıldığı kadar kolay olmayacak.
Çünkü para makam ve imkan bunların elinde.
Korkarım bunlar Reis'e bile kafa tutarlar.
Reisin çağrısına uyan bir kişi bile çıkmıyorsa,gerisini siz düşünün.
Sinyalide veriyorlar hani.
Bu yüzsüz ve arsız adamlara değil laf söylemek "yüzüne tükürseniz yağmur yağıyor"Diyecek kadar arsız ve yüzsüsleştiler.
Gelişmeleri herkes gibi bizde yakından takip ediyoruz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ.


4 Ağustos 2017 Cuma

AK PARTİ KONGRELERİNDE BEKLENEN DEĞİŞİM OLACAK MI?

   Ak Parti'de olağan kongre süreci başladı.
Teşkilatlar delege tesbitlerini tamamlayıp ilçe kongre tarihlerini Genel Merkezin onayına sundular.
Kongre takvimleri belli olur olmazda başkan adayları,
 ilçe başkanlığına aday adayı olmak için boy göstermeye,peşrev çekmeye başladılar bile.
Bu tip hareketlerin hepsi siyasette öteden beri hep var zaten.
Gayette normal tabi.
   Bu aday adayı arkadaşların kimisi kendi hür iradesiyle aday adayı olup görev beklerken,kimisi başkanın,vekilin hatta genel merkezin adayı olduğunu söyleyen adaylarda vardır.
Hatta şahısların özerine bahis oynadığı Ahmetin,Mehmetin,.Mehmet Ali'nin pehlivanı olan aday adaylarınıda sahalarda görmek mümkün.
   Atalarımız"Gelin ata binmişte ya kısmet demiş"derlerdi.
Şimdiden süslenip,püslenip sahaya sürülen aday adaylarına birkaç hatırlatmada bulunmak isterim.
  Ak Parti kaynaklarından aldığımız bilgilere göre öncelikle mevcut ilçe başkanlarının durumu görüşülecek.
Hangi ilçe başkanın görevine devam edeceği,hangilerinin devam etmiyeceği belli olduktan sonra değiştirilecek ilçe başkanın ilçesinden aday adayı müracatları alınıp değerlendirilecek.Görevine devam kararı alınan ilçe başkanlarının ilçelerinden aday adayı müracatı alınmayacak.
Siyasetin karar vericileri asıl hedefini ve adayını yıpranmasın diye arka planda tutup,ön sperlere zayıf ve olmayacak bir kaç ismi koyarlar.
Bunun adına siyasette "hilal taktiği"denir.
Bunları neden yazıyorum.
Bazı sevdiğimiz ve yakınlığımız olan arkadaşlarımızın bu oyunlara maruz kaldığını görüyorum.
Daha ilçenin İlçe başkanının devam edip etmeyeceği kararı verilmemiş,bizimkileri hemen ata bindirmişler.
Yarın atın üstünde kalakalırsanız,söylemedi demeyin.
Bu arenada yapcağınız her hareketin olumlu veya olumsuz bir bedeli olur.
Eğer sonuç olumlu ise çevrenizdeki herkes bu başarıdan pay sahibi olur ve sizi sahiplenir.
Sonuç olumsuz ise yanınızda ve etrafınızda kimse kalmaz.
Ben bu yola çıkan ve çıkacak olan arkadaşlarimızın daha şimdiden itidalli olmalarını her türlü sonuca karşıda Cazgır'ın şu cümlesini hatırlatmak isterim.
"Pehlivan,pehlivan
Alta düştüm diye üzülme,
Üste çıktım diye sevinme"
Seni başkan ilan edip sandıktan çıkmadığın sürece kimsenin süslü laflarına,vaadlerine ve pohpohlõamalarına sakın inanma.
Kim bu insanlara faydalı olacaksa Allah ona nasip etsin.
Kim bu milletin emeğine,aşına ve rantına göz dikecekse Allah ondan milletimizi korusun.
İNŞALLAH HERKESİN SABIRSIZLIKLA BEKLEDİĞİ DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM AK PARTİ'DE SAĞLANIR.
YOKSA...
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT.
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ.

1 Ağustos 2017 Salı

MÜFTÜLERİN NİKAH KIYMASI YETMEZ.

  Son günlerin yeni tartışma konumuz,
Müftülerin nikah kıymalarına izin veren düzenlemeler.
  Tabi karar açıklanır açıklanmaz "İstemezük"cüler koro halinde seslerini yükseltmeye başladılar.
  Adalet bakanı sıfatıyla Bekir Bozdağ ne diyor."Müftülerde bir kamu görevlisi,isteyen müftülere istiyen belediyelere nikah kıydırabilecek"
  Bu bağıran insanlara müftülüğü sorsanız , inanın yolunu bilmezler.
  O zaman neden bağırıyorlar?
Eski alışkanlıklarından olsa gerek diye düşünüyorum.
Bu arkadaşların Yeni Türkiye'den haberi bile yok.
Onlar eski plak gibi takılıp kalmışlar.
"İstemezükte istemezük"
  Türkiye öyle eskiden olduğu gibi bir kaç kaşarlanmış kişilerin sesini yükseltmesiyle hedeflerinden artık vaz geçmiyor.
Vatandaş neyi istiyorsa o yapılıyor,onun dediği oluyor.
  Aksini iddia eden varsa bu konuyu referanduma götürüp halka soralım.
Bu gibi konularda sonucun ne çıkacağını herkes çok iyi biliyor.
  İsrail namazdan, müslümandan,islamdan korkuyor bunu anlıyoruzda, bu bizim içimizdeki ne idüğü belirsizler niçin korkuyor bunu anlamış değiliz.
  Bu konuyla ilgili benim önerim, müftüler bu nikahı camilerde tertip edilecek nikah merasimleri eşliğinde kıymalıdır.
  Eğer biz trilyonlarca para harcayarak yaptırdığımız camileri bu gibi sosyal aktiviteler için kullanmayıp boş tutmaya devam edersek bunun hesabı ağır olur.
Artık herkes şunu bilmelidir ki halkı ilgilendiren konuların kararını Hakka uygun olarak halk verir,halkın seçtikleri verir.
Yeni Türkiye'nin kodlarını herkes iyi öğrenip ona göre itiraz etmelidir.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ.
  

 

 


31 Temmuz 2017 Pazartesi

Bu proje geleceğimizi kurtarır.






    Bu proje farklı bir proje.
Biz proje deyince aklımıza hemen maddi konular gelir.
    Ancak bir tplumun maddi kalkınmasından daha önemlisi manevi kalkınmasıdır.
Hem maddi hem manevi kalkınmayı bir arada götüremeyen toplumlar belki zengin olmuşlardır ama huzurlu ve mutlu olamamışlardır.
Buna örnek Avrupa'yı verebiliriz.
Buralarda suç işleme,uyusturucu kullanımı,sapık eğilimler hat safhada artmıştır.
Hatta önlenemez durumlardadır.
Ülkemizde de son yıllarda refah seviyesi arttıkca bizde Avrupaya benzemeye başladık.
Müslüman Türk toplumundan beklenmeyen olaylara muhatap olmaya başladık.
Son yıllarda bu manada müthiş bir dönüşüm var.
Nihayet devlet organları bu gidişi engelleyebilmek adına bazı tedbirler almaya başladı.
Bu kurumlardan biri Diyanet İşleri Başkanlığının okul öncesi eğitimede emsal teşkil edecek 4-6 yaş gurubu çocukların eğitimini hedefleyen projeleri.
Bugüne kadar bu projeden yetmiş bin öğrenci faydalanmış.
Bu kursların yararlı olduğunu gören başkanlık ve vatandaşlar gelen talepleri değerlendirerek bu kursları yaygınlaştırmaya karar verdi.
Ferizli ilçemizde de ilk defa bu yıl eğitime başlayacak olan kurslar,Ferizli merkez,Gölkent,Sinanoğlu ve Değirmencik mahallelerimizde eş zamanlı olarak açılacak.
Müftülük kaynaklarından aldığımız bilgiye göre diğer mahallalerimizde de taleplerin ve yeterli öğrencinin oluşması halinde gelecek yıllarda açılacak.
   Bu projeye öğretici kadro olarak hazır olan müftülüklerimiz ekipman ve giderleri karşılama noktasında hayırseverlere ve vatandaşların katkılarına ihtiyaç duymaktadır.
Benim önerim camiye yardımdan ziyade yarının şuurlu cami cemaatini yetiştirecek bu kurslara ve çocuklara yardım edelim.
Bence bu proje yüzyılın manevi kalkınma projesidir.
Herkesi bu önemli çalışmaya sahip çıkmaya ve sahiplenmeye davet ediyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT.
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ.
 


27 Temmuz 2017 Perşembe

ÖNEMLİ BİR ANALİZ.

   Çok kıymetli okuyucularım 19 Mayıs 2014 tarihinden bu yana köşe yazarı olarak değişik konularda yazılar yazıyorum.
  Toplumdaki sosyal ve kültürel yozlaşmalardan tutunda,güncel hayata dair bir çok eksiği ve aksaklığı,eğitim,spor,dini hizmetler,vatandaş maduriyetleri,yönetim hataları ve siyaset gibi birçok konuda bu güne kadar üçyüzün üzerinde köşe yazısı yazdım.
   Bu yazdığım yazıların hepsi toplumda karşılık bulurken, zaman zaman eleştiri konusu olan kişiler ve kurumların da hedefi olduk.
   Birçok baskı,karşı duruş ve yalnızlaştırma çabalarına maruz kaldık.
   Ancak yazdığım yazıların doğruluğu,kimseye karşı bir önyargımın olmayışı ve en önemlisi mesleğimin bana yüklediği sorumluluk ve vebal duygusu dolayısıyla bu hareketlere hiç prim vermedim.
   Bu güne kadar yazdığım yazılarda hiçbir zaman güçten yana,makamdan yana,paradan yana ve yanlıştan yana olmadım.
Her zaman haktan yana,halktan yana ve madurdan yana olmaya çalıştım.
Bunu yaparken gücü elinde bulunduranların,para babalarının ve onlara tetikcilik yapanların herzaman karşı saldırılarına maruz kaldık.
  Yazılarımızı Facebook sayfalarında beğenenler ve yorum yapanlar bile telefonlarla baskı altına alınmaya,yazı yazdığım alanlar daraltılarak mahkemeler vasıtasıyla da susturulmaya çalışıldım.
  Ama Allah'a şükürler olsun ki hiç bir zaman çizgimizden sapmadık.
Doğru bildiğimizi,siz okuyucularımızın yazmamı istediği konuları cesaretle gündeme getirmeye devam ettik.
   Bir başka husus ise yazdığımız köşe yazılarında devamlı şekilde Ferizli Belediyesi ve belediye başkanı Ahmet soğuk'u hedef aldığım gibi bir intiba oluşturulmaya çalışıldı.
   Bu algı kesinlikle yanlıştır.
Benim yazdığım 300'ü aşkın köşe yazısının elli, altmış tanesi yani yüzde yirmisi Ferizli Belediyesi ve Sayın Soğuk'la ilgilidir.
Geriye kalan yüzde sekseni başka konuları içermektedir.
Bu gayet normal bir durumdur.
Ben bu ilçede yaşıyorum.
Belediyede benimde haklarım var.
Ayrıca belediye bir kamu kuruluşudur.Başkan dahi olsa kimsenin babasının tapulu malı değildir.
Bu yüzden herzaman eleştiriye açık ve şeffaf olmak zorundadır.
Bizim tüm yazılarımız ve eleştirilerimiz basın ve hukuk kuralları içersindedir.
Aksi bir durumda Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinin adresi bellidir.
Gerçi canlı yayınlarla,basın toplantılarıyla,matematikcileriyle bize cevapta veriyor.
Demekki bunlarda tatmin etmiyor ki matematikcisi son cümle söyle yazmış

     " Cimbat kardeşimize tavsiyem olmaz. Zira o Ahmet Soğuk saplantısına kapılmıştır.  Devam etsin…

Yalnız  bir babayiğit in kendisini harcamasına üzülürüm"

    Vay be!
Şu cümleye bakarmısınız.
Umarım bu bir yanlış hesaptır.
Bu konunun daha açıklayıcı bir izaha ihtiyacı vardır.
Bütün sayıları sıfırla çarpıp yok etmişsiniz.
Matematiğinde kurallarinı ve denklemlerini bozmuşsunuz.
En iyisi herkes işini yapsın.
Alkah'a emanet olunuz
Saygılarımla.
Ertan Cimbat
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ

25 Temmuz 2017 Salı

ÇAĞDAŞ BELEDİYENİN İLKEL BİR DURAĞI BİLE YOK.


   Son yıllarda en çok duyduğumuz sloganlardan biride çağdaş belediyecilik.
   Belediye başkanları ilçelerde yaptıkları hizmetlerin önüne geçip fotoğraf çektirerek ilçelerine büyük hizmetler yaptıklarını anlatırlar.
Hatta bazı başkanlar sadece yaptıkları olsa iyi,aklından geçirdiklerini bile sanki yarın olacakmış gibi halka anlatmaya çalışırlar.
Kimi başkanlar ise akşam yatıp gece gördüğü rüyanın bile projesini çizdirip birde bunlara "Rüya projelerim"diyerek vatandaşın zekasıyla alay edebiliyorlar.
Ancak biz gazeteciler ve yazarlar bu başkanların açıklamalarını yayınlarken, bir yandanda hayatın gerçeklerinide gözlemleyerek siz okuyucularımıza yansıtmaya çalışırız.
Yukarıdaki fotoğraftada gördüğünüz gibi  Ferizli'de salı pazarından alışveriş yapan vatandaşlarımız ellerinde poşetlerle birlikte mahallelerine gidebilmek için durağa(?)gelmişler.
Tabi buraya durak demeye bin şahit lazım.
Ana caddenin kenarındaki dar kaldırımın üzerine,asnafların dükkanlarının önünde ellerinde pazar poşetleri kadını,kızı,yaşlısı, hastası saatlerce ayakta mahallelerine gidecek araçları beklerler.
   2014 yerel seçimlerinde köylerimizden birinde vatandaşlara ne gibi sorunlarınız var diye sormuştum.
Bir yaşlı amca ayağa kalkıp
''Bizim en büyük sorunumuz Ferizli'den köyümüze(mahalleye) gelirken araba beklediğimiz yer!
Orada esnafın önünde kaldırımın üstünde eşlerimizle birlikte saatlerce ayakta araba beklemek zorunda kalıyoruz.
Esnaf kadınlarımızı önünü kapatıyor gerekçesiyle
"Yenge az şöyle tezgahın önünü açarmısın"diye kaldırıma dağru iteliyor.
Kaldırımdan geçen vatandaşlar ise
"Yenge az şöyle yolu açarmısın"diye esnafın tezgahına doğru iteliyor.
Yani katil olmak elde değil.
Bizim kadınlarımız milletin elinde kalmış.
Sesini yükseltip bana,
Anladın mı kardeşim! Bizim en büyük sorunumuz bu! 
Önce bu sorunu çözün! Dedi.
İnanın adama cevap veremedim.
Hayatımda belkide en utandığım ve çaresiz kaldığım anlardan biriydi bu durum.
Şimdi Ferizli Belediye başkanımız bu yazıyı okuyunca yarından tezi yok bu sorunu çözmeli.
Bu durumlar normal hayatın akışı içinde fark edilmemiş olabilir.
Ama biz fark ettik ve yazdık bundan sonrası çözüm mercilerinde bulunan yöneticilerin.
Çağdaş belediyeciliğinizin ilkel bir durağı bile yoksa gazeteciler bunları yazıyor diye bizlere kızmaya hakkınız yok.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ.


23 Temmuz 2017 Pazar

BU GİDİŞLE BUNLAR BİZİ KABE'YE DE SOKMAZLAR.

    Son yıllarda müslümanların,müslüman ülkelerin ve müslüman mabetlerinin düştüğü zelil durumları yüreğimiz yanarak izliyoruz.
Evet,sadece izliyoruz.
Çünkü elimizden birşey gelmiyor.
Çünkü müslümanlar olarak müslüman gibi yaşamayı bir kenara bırakıp başkalarına benzemeyi ve onlar gibi yaşamayı kendimize şiar edindik.
Kapitalizmin etkisiyle herşeyin paradan ibaret olduğunu sandık.
Çocuklarimızın manevi gelişiminden çok maddi gelişimine önem verir olduk.
Maneviyatı haftada bir cuma namazına gitmek her sene umre yapmak,mevlid okutmak,eti bol hayvanları kurban edip buzdolabına koymak zannettik.
Geldiğimiz noktada biriktirdiğimiz malları,yetiştirdiğimiz çocukları,kısacası alıştığımız sevkü sefayı kaybetmekten korkar olduk.
Bedir savaşında,
Malazgirt savaşında,
Çanakkale savaşında,
ve kurtuluş savaşında kendinden kat kat güçlü ve kalabalık orduları mağlup eden ümmetin torunları şimdilerde korkar oldular.
Yok Amarika ne der.
İsraille dalaşırsan tüm dünyayı karşına alırsın.
Yok onlarda nükleer silahlar var gibi teraneler.
Şuraya bakarmısın.
Adamlar Miammar'da müslümanları yakıyor,Müslümanlardan tık yok.
Adam Filistinlileri öldürüyor.Kudüs'ü başkent yapıyor,şimdide Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa'ya girişleri ve namaz kılmayı yasaklıyor,içeri girip o neciz ayaklarıyla mescidi tarumar ediyorlar müslümanlardan dikkate değer bir tepki yok.
Dikkat edin müslüman ülkelerden demiyorum.
Çünkü dünyada müslüman ülke kalmamış.
Sadece ülkelere dağılmış müslümanlar var.
Zaten çıkan birkaç cılız tepkiyide bunlar çıkarıyorlar.
Son günlerde müslümanların korkaklığından cesaret bulan israil'in Mescid-i Aksa'da ortaya koyduğu terörü ve işgüzarlığı hep birlikte takip ediyoruz.
Adamlar hiç kimseden çekindikleri yok.
Kendini Müslüman olarak adlandıran ülkelerden ve onun liderlerinden tık yok.
Sadece Türkiye tek başına bir mücadele veriyor.
Gerçi doğrusunu söylemek gerekirse bu yolda Allah'tan başka güvenecek ne ülke var,ne de lider.
Ben merak ediyorum bu adamlar müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'nın işgaline ses çıkarmıyorlarsa,bu günkü kıblemiz Kabe'nin işgaline acaba ne tepki verirler.
Meraklanmayın bunlar Müslüman Türk milletinden korkmasalar Kabe'yi de işgal etmeye cüret ederler.
Bunların asıl niyeti  müslümanları,müslümanlı-ğı ve müslüman mabetlerini ortadan kaldırmaktır.
Nerden mi biliyorum.
Bunların inandığı uydurulmuş Tevratta böyle yazıyor.
Dünyadaki iki milyar Müslüman şunu bilmeliki bu mabetlerin korunması için Allah'tan Ebabil kuşları göndermelerini bekliyorlarsa,
Unutmayalım ki bu ebabil kuşları gelirlerse ağzındaki taşları müslümanların üzerine bırakır.
Gerçi şu anda dünyada müslümanların başına gelen musibetler ababil kuşlarının atacağı taştan daha acı verici.
Herşeye rağmen müslümanların birliği,dirliği ve muzaffariyeti için dua etmeliyiz.
Allah tüm müslümanlara bu manada akıl ve izan versin.
Birliğimizi ve kardeşliğimisi tesis edip bize güç versin.
Üzerimizdeki korkaklığı kaldırip bize cesaret versin.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan CİMBAT
SAKARYA AHBAR İNTERNET GAZETESİ.