Çok kıymetli okuyucularım.
Bir çoğunuzun yakından bildiği gibi yedi ay gibi bir süre Suudi Arabistan'da bulundum.
Çok zor şartlarda da olsa uzun süre yazılarıma devam ettim.
Gurbetteki son ayımız gerçekten çok sıkıntılı gecti.
Bu yüzden karışık kafayla yazı yazmak istemedim.
Türkiye'ye döndüm.
Ancak şimdide Ferizli Belediye Başkanlığına adayadayı olmam için telkinler var.
Bu amaçla ilgili kişilerle bu manada bir istişare süreci başlatmış bulunuyorum.
Bu süreç bitince aday olup olmama konusunda net bir karar vererek kamuoyuna açıklayacağım.
Siz okurlarımın Ferizliye faydalı olabileceğimi düşünüyorsanız Ferizli için yapılan anketlere ve temayül sorgulamalarında desteklerinizi bekliyorum.
Belli bir süre daha köşe yazısı yazmayacağım.
Yazdığım yazıların bu siyasi süreçte yanlış anlaşılmalara mahâl verebileceğini düşünmekteyim.
Benim adalet anlayışım ve vicdani kanâatim bu şekilde davranmam gerektiği kararına vardım.
Tüm okurlarımdan beni anlayışla karşılamalarını bekliyor,herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
1 Kasım 2018 Perşembe
7 Eylül 2018 Cuma
KUTSAL TOPRAKLARDA ÇALIŞMAK
Bu topraklara iki defa izin dönüşü olmak üzere toplam altıncı kez geliyorum.
Burada toplam kaldığım süre bu altı ayla birlikte tam 40 ay.
Bu süreler içinde Suudi Arabistanın Kuzeyinde Tebuk'ta,Güneyinde Abha'da,batısında Dammam-Elhobar'da,Mekke'de ve şimdide Eş Şerma'da çalıştım.
Özellikle 2005 yılında Mekke'de Mina bölgesinde yaptığımız iki büyük su deposu ve şeyten taşlama köprüsünü yeniden inşa etme çalışmalarında bulunmak bu kula da nasip oldu.
Çünkü buralarda milyonlarca hacı bizim yaptığımız eserlerde rahat hacılık görevi yapıp yaptığımız su depolarından su kullanıyor ve bu devam edecek.
Buralarda hem çalışıp hemde ibadetlerimizi ve ziyaretlerimizi yapıyoruz.
Bu 40 aylık zaman içinde iki defa hac görevi 100 defa da umre ziyareti yaptım.
Peygamberimizi Mescidi Nebevisinde üç defa ziyaret ettim.
Tüm kutsal yerleri birçok kez ziyaret etme fırsatım oldu.
Birçok hacının umrecinin göremiyeceği çok özel yerleri ziyaret ettim.
Hepsi bir yana birçok müslüman ülkeden arkadaşlar edindim.
Onları tanıma fırsatım oldu.
Hele onlarla iş yerlerinde zaman zaman kızgın kumların üzerinde cemaat yapıp namaz kılmak bana en zevk veren şeydi.
Birde lavobalarda abdest alırken gözgöze geldiğiniz bir Filipin'li müslümanın size tebessüm etmesi kelimelerle anlatılamayacak bir durum.
Yolda yürürken her selam verdiğiniz arkadaşınız başka başka müslüman ülkelerden hele Yemen ve Pakistanlılar bizden fazla bizi seviyorlar.
Genel olarak tüm ülkelerin işcilerinde bir Tayyip sevgisi var.
Ama Somalililerin Tayyip Erdoğan'a bağlılığı bir başka.
İşci deyip geçmeyin herkes herşeyin farkında.
Müthiş bir uyanış var.
Ama koordinasyon lazım.
Neden Dünya müslüman işciler konseyi olmasın.
Ben her alanda müslüman ülkelerin örgütlenmesini öneriyorum.
Bunuda başta Diyanet İşleri Başkanlığımız ve ilgili bakanlıklar eliyle yapılması lazım.
Müslümanlar neden birlik değil demekle olmaz,birlikleri her alanda kurmak ve işlerlik kazandırmak lazım.
"Allahım müslümanlara birlik, bereberlik ve güç ver"diye dua ediyoruz ama,
Yapabileceğimiz şeyleri yapmıyoruz.
Ne zaman slogan müslümanlığını bırakıp eylem müslümanlığına geçersek o zaman dualarımız kabul olacak inşallah.
İnşallah yöneticilerimiz bu adımları gecikmeden atarlarda müslümanın göz yaşı sona erer.
Bu ayın sonu itibarıyla buradaki ikamemiz sona erecek bu yüzden gelecek hafta sonu Kabe'ye yeni bir Umre ziyareti ve Medineye Peygamberimize veda ziyareti gerçekleştireceğiz.
Bu vesile ile herkesten helallik istiyorum.
Allah yardımcımız olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
27 Ağustos 2018 Pazartesi
FERİZLİNİN NABZINI TUTTUK.
Kıymetli okuyucularım!
Hepinizin malumu beş altı aydan buyana ülkemden ve sizlerden binlerce km uzaktayım.
Dolayısıyla gazetecilik mesleğimide işimle birlikte götürmek zorundayım.
Bu amaçla bilgi aktarımına çok ihtiyaç duyuyorum.
Bu nedenle özellikle Ferizli'nin nabzını tutmak için son bir ay içinde birçok canlı bağlantı kurup Eski belediye başkanlarımızdan,siyasilere,
Kameramanından sporla ilgili başkanlara,
Sivil toplum örgütü başkanlarından,dernek başkanlarına kadar bir çok kişiyle konuşup geniş istişareler yaptık.
Bu başkanlarla çok özel konularıda kapsayan görüşmelerimiz oldu.
Yaklaşan yerel seçimlerle ve ilçemizin gelecegiyle ilgili beklentilerini ve görüşlerini öğrenme fırsatı bulduk.
Kimi arkadaşımız yazılmamak kaydıyla,kimileride yaz abi yaz diye israrcıydılar.
Ben genel olarak görüşmelerden çıkardığım ana fikri buraya yazacağım.
Takdir edersiniz ki konştuğumuz konuların tamamını buraya sığdırmak mümkün değil.
Ancak genel hatlarıyla şöyle özetleyelim.
1.Ferizli son yıllarda hep olumsuz hadiselerle gündeme gelmeye başladı.
İlçede rant,rüşvet,süistimal,kayırmacılık ve ayrımcılık hat safhaya ulaştı.
2.İlçemizde çoğunluk kendi dünyasına çekildi.Sosyal hayata katılmıyor.
3.İnsalarımızda bir tedirginlik ve korku hakim.
4.İlçemizdeki siyasiler vatandaştan çok kendilerini düşünüyor.
5.İlçemizde müteahhitlik çalışmaları ve özel teşebbüse yerel yönetim ayak uyduramıyor.çok geriden gidiyor.
6-İlçemizin acil ihtiyacı olan kapalı pazar yeri,otobüs terminali vb.gibi yatırımlar yıllardır yapılamıyor.
7.Önümüzdeki yerel seçimlerde herkesi kucaklayacak adil bir yönetim sergileyecek yeni bir kadronun Ferizli'yi yönetmesini istiyoruz.
8.Bundan sonra bizlerde Ferizlinin faydasına olan görüşlerimizi kamuoyuna açıklamaya devam edeceğiz.
9.İnsanlarımız yardım derneklerine çok duyarsız.
10.Haluhayatında emir alarak görev yapmış kişilerin yerel yönetimlere aday olmasını istemiyoruz;halkla içiçe ve halkın içinden gelen sorunlara ve konulara hakim siyaset yapısı içinde yetişmiş kişileri destekliyoruz.
İşte ilçemizin sesi olan baskanlarımızın dile getirdiği konular.
Siz toplum olarak, birey olarak bu görüşlerin ve başkanların arkasındamısınız?
Eğer sizde aynı paralelde düşünüyorsanız susmayın her yerde ve her zeminde konuşun,sesinizi yükseltin.
Şunu herkes bilsinki,
Halk ne diyorsa o olur.
Yeter ki istesin.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
23 Ağustos 2018 Perşembe
AK PARTİ'DE ÜÇÜNCÜ GENEL BAŞKAN YARDIMCIMIZ
Ak Parti kurulduğundan bu güne, ilimiz Sakarya, malesef kısa bir dönem Aile ve sosyal politikalar bakakanlığı haricinde bakanlık alamadı.
Ancak bana göre bakanlık kadar önemli bir görev olan üç genel başkan yardımcılığı aldı.
İlk genel başkan yardımcımız Şaban Dişli daha koltuğuna ısınmadan ihaleye girecek kişiye parasal yardımda bulunma suçlamasıyla karşı karşıya kalınca görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
İkinci Genel başkan yardımcımız Ayhan Sefer Üstün'dü.
Göreve gelir gelmez ilk işi özellikle Sakarya'da ki siyasi rakiplerini bertaraf etmek oldu.
Genel başkan yardımcılığını toparlayıcı olarak değil ayrıştırıcı olarak kullandı.
Hiç yıkılmaz bir güç haline geldiği konuşulmaya başlanmıştı ki Genel başkanıyla birlikte sistemin dışında kalıverdi.
Son seçimlerde adayadayı olmasına rağmen milletvekili adayı dahi gösterilmedi.
O şimdi eski milletvekili.
Ayhan beyin genel başkan yardımcılığından alındığı kongrede Şaban Dişli tekrar genel başkan yardımcılığına seçildi.
Ancak bu defa da 15 Temmuz hain darbe girişiminin baş aktörü kardeşi çıkınca ikinci kez istifa etmek zorunda kaldı.
O da Ayhan Sefer Üstün gibi seçimlerde adayadayı olduysa da liste dışı bırakıldı.
Şunuda söylemeliyim ki bu iki genel başkan yardımcımızdan hangisi göreve geldiyse
diğeriyle hep sürtüşme içindeydi.
Ancak teşkilatları ve parti alt yapısını çok daha iyi bilen Ayhan Sefer Üstün'ün bu konuda daha acımasız davrandığını söylemem lazım.
Şaban Dişli'nin belli alanlarda hamleleri olsada teşkilatlarda ezilen haksızlığa maruz kalan insanlara sahip çıkmaması hep eleştiri konusu olmuş,kendisinden beklentisi olanları hayel kırıklığına uğratmıştır.
Bunları niye yazıyorum.
Çünkü Sakarya'nın son kongrede yeni bir genelbaşkan yardımcısı oldu.
Hemde seçim işlerinden sorumlu.
Ali İhsan Yavuz.
Sayın Yavuz kendinden önceki genel başkan yardımcılarının doğrularını da yanlışlarını da ve akibetlerinide çok iyi biliyor.
Yavuz,Ak Parti ile siyasete başlayan ama davanın mutfağında yetişmiş azimli,çalışkan bir siyasetci.
Siyasette üstlerine karşı çok saygılı.
Verilen görevi en iyi şekilde yapmaya çalışan, fazla etliye sütlüye karışmadan kendini yıpratacak işlere arkasını dönüp sadece işine odaklanan bir siyasi.
Ayhan Sefer Üstün gurubuyla hareket ediyor izlenimi versede bu durum,siyasi basamakları çıkarken Ayhan Beyden gördüğü desteklerin tezahürü olsa gerek.
Bilinenin aksine Ayhan Bey'le ayrı düşündüğü birçok konu var.
Ama şu bir gerçek ki geldiği bu nokta tamamen kendi çalışmasının ve kabiliyetinin sonucudur.
Ali İhsan Yavuz'un teşkilatları ve parti tabanını yakından bilen herkese eşit mesafede duran,adamcı ve kayırmacı bir anlayışı olmayan orta yolcu bir yapısı var.
Ben Sakarya'da ve Türkiye siyasetinde etkili ve başarılı olacağına inanıyorum.
Helede Sakarya'da ki guruplaşmalara son verip,herkesin partide kendini ifade edebileceği bir ortamı halkın ve hakkın razı olacağı kişileri öne çıkartıp,partiyi kendi çıkarlarına alet eden ve partiye zarar verenleri geri çekerek yeni bir orta yol oluşturacağına ve partide birlik ve beraberliği gerçek manada tesis edeceğine inanıyorum.
Tüm Türkiye'de malesef bu bir vakıa.
Bu yüzden zor bir görev ama bu görev için tercih edilmiş tecrübeli bir milletvekili.
Allah yardımcısı olsun.
Bu arada önceki genel başkan yardımcılarının sosyal medya hesaplarına baktım,Ali Ihsan Bey'i tebrik eden bir mesajlarını bile göremedim.
Gerçi benim tebrik mesajımın altınada bir çok olumsuz mesaj yazılmış ya.
İnşallah Ali İhsan Bey bizi ve bizim gibi düşünenleri mahcup etmez.
Sakaryamıza ve ülkemize hayirlı olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet gazetesi
20 Ağustos 2018 Pazartesi
DOLAR FIRLADI FINDIK YERİNDE SAYIYOR.
Bayram arefesinde de olsa bu konuyu yazmak mecburiyetinde kaldık.
İnanın çok zor şartlarda yazı yazıyoruz.
Çünkü çalışma şartlarımız çok zorlaştı.
Malum burası Suudi Arabistan ve Ağustos ayı artık sıcaklar 50 dereceler civarında.
Ama insanların muzdarip olduğu birçok konu var,yazmasak olmuyor.
Birkaç haftadır dolardaki kur oyununu hep birlikte izliyoruz.
Benim anlamadığım doların artışına paralel olarak fiyatı artırılan dolarla çokta ilişkisi bulunmayan mallara yapılan zamlar.
Adam damacandaki suyun fiyatını yedi liradan 0nbir liraya yükseltiyor yani tam doların yükselişi kadar zam, yani yüzde elli.
Şimdi sormak lazım suyun dolarla ne ilgisi olabilirki, belki damacanın hammaddesinde kimyasal bir katkı olabilir.
Sizce bu maliyeti bu kadar artırır mı?
Ben suyu örnek verdim,malesef birçok ürünün fiyatı fırsatcılar tarafından artırıldı.
Maliye derhal bu konuda bir çalışma başlatmalı.
Böylece içimizdeki Amarikalılarıda tanımış oluruz.
Birde direk dolarla ilgisi olan ürünlerimiz var,mesela fındık.
Yüzde sekseni dış ülkelere ihraç edilen bu ürün geçen sene ortalama on liradan satıldı.
Yani o günün dolar kuru ile 2.85 dolara satıldı.
Bugün 2.85 dolar ne kadar yapıyor?
285×6=17.1 lira ediyor.
Bu Ferrori mi nedir? neden aynı dolardan fındık almıyorda 11.50 kuruştan yani 1.91 dolara fındık alıyor?
Sebebi belli adam karteli oluşturmuş karşısında alternatif biri yok.
İstediği gibi at koşturuyor.
Hükümet bile müdahale edemiyor etsede yeterli olmuyor.
Ne yapılması lazım.
Bir defa fındık kesinlikle Ferrorinin dışında alım yapan firmalara verilmeli çünkü önce karteli kırıp rekabeti oluşturmak lazım.
Bunun için en akıllı yol ureticinin kendi kuruluşu olan Fisko Birliğe yönelmek gerekir.
Fisko Birlik ve Tarım Bakanlığı ve Ticaret bakanlığı Çin, Hindistan ,Endenozya, Bangledeş,Pakistan gibi nufusu kalabalık ülkelerde fındığı tanıtmalı ve oralara fındık satmanın yollarını aramalı.
Hatta Çinde fındığı mamul maddeye çevirerek dünya piyasalarına satacak fabrikalar oluşturmalıdırlar.
Ayrıca Fındık bölgelerinde özel OSB'ler kurarak fındığı işlemeli ve bu şekilde yurt dışına ihraç etmeliyiz.
İnanın bu medya paylaşımlarından ben sıkıldım.
Her sene aynı yakarışlar ama değışen hiçbir şey yok.
Adamın fındığı bir önceki seneye göre yedi lira değer kaybetmiş 17 lira olması lazım.
Adam "Fındık onbeş lira olsun" diye paylaşım yapıyor.
Bazen ne istediğimizi bile bilmiyoruz.
Adam fındığı Ferrorinin tüccarlarına yatırmış,akşama kadar Ferrori'ye küfrediyor.
Beyler!,fındık ve tarımla ilgili kuruluşlar! lütfen bir masa etrafına gelin ve akılcı çözümler üretin.
Bu çözümler üreticiyide bağlayıcı olsun.
Hep birlikte bu sömürü ve kapital zihniyete bir son verin.
Rekabet ortamı oluşturun.
Yoksa manşetteki gibi " Fındık 20 lira olmadan satmıyoruz " gibi sloganları artık kimse ciddiye almıyor.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar Internet Gazetesi.
11 Ağustos 2018 Cumartesi
DOLAR SEVİCİLİĞİNİ BIRAKALIM.
Ben ekonomist değilim.
Onun için bu doların aşırı yükselmesi üzerine bilip bilmeden birşeyler yazmak istemedim.
Ama süreç bu konuda benimde yazmamı gerektirecek şeyler olduğunu zorunlu kılınca aldım kalemi elime...
Birdefa dünya ekonomik sisteminin bir parçası olmuşuz.
Yıllar önce bu konuda devletimiz ve hükümetlerimiz birçok uluslararası sözleşmeler ve devletler arası antlaşmalar yapmış.
Bizim kapitalizm dediğimiz modern adı serbest piyasa ekonomisi olan bu düzen zenginlerin yoksulları ezdiği bir sömürü düzenidir.
Burda her devlet kendinden zayıf olanı ezer.
Anlaşmaların bağlıyıcı olması dolayısıyla kafan esti ben yokum da diyemezsin.
Helede biraz palazlanmaya başladın mı? Hepsi birlikte başına çullanırlar.
Çünkü senin masada alacağın pay bellidir.
Fazlasına hamle yaptınmı,
Türkiye gibi kendi ayaklarının özerine durmaya başlayıp laf dinlememeye,sistemi tehlikeye atacak söylemler üretmeye başladınız mı? Şu anda yaşadığımız sıkıntılarla karşılaşırsınız.
Biz Erbakan hocanın ve Alparslan Türkeş'in yıllar önce söylediği bugünün gerçekleri ile büyüyen bir nesil olduğumuz için bu oyunları çok iyi biliyoruz.
Şimdi kim iktidar o liderlerin yetiştirdiği kuşak.
Onlarda bu oyunları gayet iyi biliyorlar.
Ancak halk olarak bizler milliyetciler,mukaddesatcılar,vatanseverler acaba internette mesaj olarak paylaştığımız şeyleri gerçek hayatta uygulayabiliyormuyuz?
Adam doların yükselişinden şu kadar kârım oldu, diyor.
Vatan tehlikede adam ķâr ettiğini düşünüyor.
Vah ki vah.
Tabi insanımız neden bu hale geldi onuda araştırmak lazım.
Benim gözlemim insanların son yirmi yılda kendinden başka kimseyi düşünmeyen,çıkarcı ve menfaatcı bir yaklaşım içine girdiğidir.
Alım gücü artan ve zenginleşen halk bence birçok konuda azmıştır.
İdarecilerinin çoğuda aynı şekildedir.
Bundan öncekilerde, bugünde karşılaştığımız durum bir musibettir.
Yaptığımız yanlışların bize isabet etmesidir.
Amarika'da dolarda sadece müsebbipdir.
Kendimizi düzeltmediğimiz sürecede bu tip musibetlerin biri gider, biri gelir.
Ben ülkem insanına dolar ve euro'yu bundan sonra yatırım aracı olarak kullanmamalarını ve elinde doları ve eurosu olanların hiç vakit geçirmeden türk lirasına çevirmelerini teklif ediyorum.
Biz kazanıyorda ülkemiz kaybediyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir.
Bende şu anda maaşımı dolar üzerinden alıp Türkiyede Ziraat bankasına havale ediyorum.
Bundan önce gönderdiğim iki aylığı aynı gün türk lirasına çevirtmiştim.
Pazartesi yeni havalem var.onuda anında türk lirasına çevireceğim.
Bugünden sonra dolar diye bir parayı para olarak tanımıyorum.
Sizde benim gibi yapın.
Dolar çok kazandırdı diyerek dolar seviciliği yaparsanız yarın kazandığınız dolarlarla kalır vatanınızı kaybedersiniz.
Unutmayın ki parasız durulur ama vatansız durulmaz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi
9 Ağustos 2018 Perşembe
FERİZLİ AK PARTİ'DE FOTOĞRAFA YANSIYANLAR.
Malumunuz dört beş aydır uzak diyarlarda kutsal topraklardayım.
Ancak hepinizin takip ettiği gibi yazarlık görevimizi zorda olsa ifa etmeye çalışıyoruz.
Çünkü bizim yaptığımız görevin sorumluluğu çok fazla.
45,50 derece sıcakta bazen mola aralarında cümle cümle yazıyı tamamlayıp yayınlıyorum.
Yerel seçimlere giderken Ferizli'nin iktidar cephesinde ne oluyor dersiniz?
Fotoğraflara bakılırsa İlçe teşkilatı muktedir olma yolunda epeyce mesafe katetmiş.
Dokuz yıldır her ilçe toplantısına katılıp ilçe başkanını ve yönetimi pasifize eden aynı zamanda teşkilat başkanıymış gibi davranan belediye başkanını artık ilçe teşkilat toplantılarında baş köşede göremiyoruz.
Hepinizin malumu Ferizli Ak Parti ilçe başkanı Dursunali Dal'ın ilçe başkanı olmaması için yoğun bir mücadele verdim.
Ancak bu Dursunali Dal ilçe başkanlığını yapamaz diye değil,etik açıdan yanlışlığını hep vurguladım.
İlçe yönetin kurulu açıklanınca çok iyi bir yönetim kurulu oluştuğunu o günlerde yazmıştım.
Gelinen noktada görülüyorki yönetim ipleri tamamen eline almış.
Herkes işini yapıyor anlaşılan.
Ancak başka bir fotoğrafta da bunun yansımalarını görmüyor değiliz.
Her seçim üstü alışkanlık haline gelen Karadeniz gezilerinde ilk defa ilçe başkanı katılmamış.
Yani Dursunali Dal bu geziye ya davet edilmemiş yada kendisi gitmeyi uygun görmemiş.
Bence Ferizli'de herkesin gözden çıkardığı Belediye Başkanını İlçe yönetimi ve ilçe başkanı da gözden çıkarmış gibi görünüyor.
Bunun anlamı ince ince bir hazırlık var gibi.
Yeni dönemde yeni yeni oluşumlar olabilir.
Bu yeni oluşumların hiç birinde Artık Ahmet Soğuk yok.
Zaten son günlerde iyice yalnız kaldığını hep birlikte gözlemliyoruz.
Bir parti ve teşkilat bu kadar sıkıcı ve sıkıntı veren adamı daha ne kadar taşıyabilir ki.?
Ben bu Karadeniz gezisini Cemil Bey'in çektiği selfileriyle eski belediye başkanlarıyla çektirdiğı fotoğrafları kendisine hatıra olarak kalır diye düşünüyorum.
Dursunali Dal ve yönetiminden Ferizli çok şey bekliyor.
"Sizin şer zannettiğiniz şeylerden hayır çıkabilir"
İnşallah Ferizlimiz için hayırlı şeyler olsun.
Ferizlililer Ak Parti yönetiminden bunu bekliyor.
Şimdi bazı okurlarımız resme bakıp böyle bir yazı yazılır mı diyorlardır.
Tabiki gazeteciler sadece resme bakmazlar.
Onların da bildiği şeyler vardır.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Sitesi.
6 Ağustos 2018 Pazartesi
YEREL SEÇİMLERE DOĞRU ADAY ADAYLARI.
Kimilerine göre zamanında, yani mart ayında yapılacak densede, hükümet seçimleri bir an önce yapıp seçim işlerini bitirmek istiyor.
Hatta birçok belediye başkanından bu yolla kurtulmak istiyor.
Çünkü 24 Haziran seçimlerindeki oy kaybının birinci sebebi belediye başkanlarından kaynaklandığı tesbit edildi.
Bu yüzden CHP evet derse gerekli düzenleme yapılıp Kasım ayında seçime gidilebilir.
Tabi bu arada yeni yeni adaylarda boy göstermeye, peşrev çekmeye başladılar.
Partiler aday gösterirken birçok defa halkı dikkate almayıp partinin üst düzey kaymak tabakasının dediğini yapıyor.
Vatandaşta mecbur kalıyor "benim partim ne yapayım."diyerek gidip oy veriyor.
Ondan sonra bakıyorsun bir yığın girift ilişkiler.
Ben eğer bir adaya güvenmiyorsam helede milletin hakkını söyüşleyeceğine,belediye kaynaklarını heba edeceğini düşünüyorsam isterse babamın oğlu olsun oy vermedim vermemde.
Bu konuda partimden,eşimden dostumdan değil,Allah'tan korkarım.
Onun için Allah yolunda olmayan,haramdan korkmayan,yetimin dulun hakkını önemsemeyen ve bu işleri dert edinmeyen hiçbir adaya oy vermem vermedimde.
Bunlarda yeterli mi? Hayır.
Siyaset kültürü içinde yetişmemiş,teşkilatcılığı bilmeyen evini,ailesini,çocuklarını ikinci planda bırakıp bulunduğu bölgede bir mahalle veya köye gitmemiş,bayrak asmamış,broşür dağıtmamış cebindeki paradan teşkilata,köye giden arabaya yakıt koymamış.
İl toplantılarına,Ankara'lara gitmemiş.
Ne meclisi,ne milletvekili,ne brokrat,ne bakan nede başbakan ve genel başkanla teması olmamış,
Vatandaşların cenazesinde,cemiyetinde bulunmamış,gece geç saatlerde vatandaş tarafından kapısı çalınmamış,uykusu bölünmemiş,hiçbir vatandaşa merhem olmamış,
Hayatta hiç çile çekmemiş,otobüste ayakta yolculuk yapmamış,tarlaya,ormana,ahıra fabrikaya,inşaata girmemiş başkalarının işinde çalışmamış,açlık çekmemiş hazır yemiş veya devletten maaşını alıp yaşamış çile çekmemiş,zor görmemiş kişilerin aday adayı olmadan önce çok iyi düşünmeleri gerekir.
Bitmedi...
Belediyeciliği bilen,ilçe meseleleriyle ilgili,ön görüsü olan,hiç kimsenin düşünemediği şeyleri düşünüp ortaya koyabilecek olan,proje üretebilen liderlik vasfına sahip olan,insanlar arasında ayırım yapmadan herkese adaletli davranan.
İnsanlara tepeden bakmayıp, onları Allah için seven,toplumu ayrıştırıcı değil kucaklayıcı olan.
Bu saydıklarım noktasında kendini yetiştirmiş belli bilgi,birikim ve tahsili olan aday adayı arkadaşları aday adayı olmak için sahaya davet ediyorum.
Yoksa öyle ya tutarsa diyerek takım elbiseyi çekip kravatı takıp ben adayım diyenler.
Bu şekilde damat adayı bile olunmuyor haberiniz olsun.
Aday olacak arkadaşların
Koskoca bir ilçenin kaderi ve insanların beklentilerini karşılayacağı unutulmamalıdır.
Aday adayı arkadaşlar önce kendi vicdanlarında olayı bu mihvalden değerlendirip aday olmalılar.
Allah doğrunun yardımcısı olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
2 Ağustos 2018 Perşembe
FOTOĞRAFI ÇEKTİRDİN Mİ İŞLEM TAMAM.ADAYSIN
Son günlerde yeni moda olsa gerek üst düzey siyasetci,bakan,genel başkan vb.kişilerle çektirilen fotoğraflar belli kanallardan kamuoyuna servis ediliyor.
Önümüzde yerel seçimler yaklaştı ya bu biraz daha çoğaldı.
Bu fotoğraf çektirenlerin ortak özelliği,çektirdiği fotoğrafı servis ettikten hemen sonra yerel seçimler için başlıyor arz-ı endam etmeye.
Ben bunu siyasete yeni girenler için anlarımda ya siyasette bakanlık yapmış,genel başkan yardımcılığı yapmış kişiler için çok görüyorum.
Gençlik yıllarımda çok sevdiğim ve siyasetini çok beğendiğim Ersin Taranoğlu'ndan bahsediyorum.
Ersin Bey'i genç kuşak fazla tanımaz.
O aynı Ayhan Sefer Üstün gibi teşkilat içinde yavaş yavaş yükselip Sakarya'da Anavatan Partisinin tek hakimi oldu.
Güç zehirlenmesine uğrayıp öyle hatalar,öyle nefsi hareketler yaptıki koskoca Anap'ı Sakarya'da bitirdi.
Her seçim dört milletvekili çıkaran Anap hem belediyeyi hemde milletvekillerini kaybetti.
Son seçimde sadece kendisi milletvekili zor seçildi.
Hatta depremde ortalıkta gözükmeyince.
Sakarya'ya küstüğü iddia edildi.
Bir hamle genç partiyle birlikte hareket ettiysede başaramadı ve inzivaya çekildi.
Şimdi çeşitli projeler açıklayıp Ak Parti'den aday olacağı söylenmeye başladı.
Bunun için bir dizi alt yapı çalışması yapıyor ve basında ve köşe yazarlarına gündem oluyor.
Ben gerçekten bu işlerin içindeyim ama, bu isleri hâla anlayabilmiş değilim.
Sen şimdi her seçimde yüzde altmışın üzerinde oy aldığın bir şehirde bir yığın siyasetci yetiştirmişsin,hepsini elinin tersiyle bir kenara itip takavut Ersin Taranoğlu'nu aday yapacaksın.
Kendi partisinde sıfırı tüketen birini, öylemi.
Ersin bey bir gazeteye verdiği mulakatta "Ben aday olayım teskilat temayülünden ve anketlerden birinci çıkarım" demiş.
İnanın arkadaşlar şimdi buraya birsey yazıpta sevdiğim bir insanı kırmakta istemiyorum...
Ersin Bey,vizyon sahibi bir belediye baskanı lazım şehir bir 15 yıl daha kaybetmemeli diyor.
Ben soruyorumAk Parti'nin yetiştirdiği Ali İnci'de bu vizyon yok mu?
Hendek gibi bir ilçede yaptıklarını kim inkar edebiliyor.
Ben Ali İnci'yi örnek verdim.
Belkide Ak Parti çizgisinde yetişmiş Ersin Bey'den bu işi daha iyi yapacak en az yüz kişi çıkar.
Öyle daha iyisi olsun diye birbirimizi eleştiriyoruz diye kimse araya girmeye çalışmasın.
Parti içinde hep kavgalı olduğum adaylığı konuşulan Ayhan Sefer üstünün adaylığına bile evet derim,ama Ersin Taranoğlu'nun adaylığına evet diyemem.
Çünkü ben hak diye bir kavrama inanan,
Emeksiz,hazırcı ve adamcı girişimleri reddeden biriyim.
Ersin Taranoğlunun bir fikri ve projesi varsa bir abi olarak her zaman belediye başkanlarına sunabilir.
Bu yaştan sonra kendisine yakışanda budur.
Kendisine buradan saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
29 Temmuz 2018 Pazar
BIRAK KOLAYI,ÇAYI KOCAYILDIZ CAMİSİNE GEL.
Son günlerin Ferizlide'ki tartışma konusu Belediye Başkanı Ahmet Soğuk'a verilen İmar yolsuzluğu iddiası ile ilgili soruşturma izni.
Tabi 24 Haziran seçimlerine kadar böyle bir olay yaşamayan Soğuk için bu karar tam bir soğuk duş etkisi yaptı.
İlk iş bu olayı kapatma ve karartma taktiklerine başladı.
Hemen Moderatörünü çağırıp bir canlı yayın gerçekleştirdi.
İlçemizdeki önemli bir gazeteciye, yaptığı bir çay haberiyle ilgili saldırıya geçti.
Bir Belediye başkanından hiç beklenmeyen ifadeler ve suçlamalar yaptı.
Bu seferki canlı yayında kendisini çok dağanık gördüm.Moderatörü sayesinde tabarlamaya çalıstı.
Neyse o canlı yayının tamamına yakını Kocayıldız Camisininde içinde bulunduğu alanda usule uygun olmayan imar değişikliğini savunmayla geçti.
Birde bu meseleye taraf olan kişilere çamur atarak güya kamuoyunda temize çıkacak.
Herkes yakından biliyorki bu meselede ben tarafım.
Bu yanlışları dört yıl önce gündeme getiren ve yazan bendim.
Bugün tu kaka dediği kişiler o günlerde onun safında idiler.
Bu konuyu devamlı kaşıyorum diye yazdığım yazıları mahkemeye verip bana ceza davası açtı.
Ama iki avukatı ve kendisi ve avanesi ile ne yaptıysa bana ceza verdiremedi ve beraat ettim.
Şimdi yargılanma sırası kendinde, göreceğiz bakalım el mi yaman bey mi yaman.
İlahi adalet dedikleri tamda bu olsa gerek.
Şimdi karartmaya çalıştığı bu konunun doğrusu olan şu soruları soruyorum.
1-Kocayıldız camisi ibadete yetersizdi diye savunma yapıyorsunuz.
Oysa ki o günlerde ilçe başkanı ve siz dönemin ilçe müftüsüne giderek camide cemaat olmadığı ve atıl bir cami olduğu konusunda rapor düzenlemesi için baskı yaptınız mı?
Taleplerinizi reddeden müftünün akibeti ne oldu.
2-Camiyi daha geniş bir alana taşıdık diyorsun.
İmarı ilk değiştirdiğinizde yeni ibadet alanı yaptığınız yer neresi idi.alel acele ibadet alanı yaptığınız yerden iki yıl sonra vaz gecip şu andaki polise âyit yere taşımadınız mı?
Buda sizin ihtiyaçtan doğan bir cami yeri değil,başka amaçlar için bir imar değisikliği yaptığınızı göstermez mi?
3-O binalardan daire alan o günlerin çok yakın dostunuz "Ben o binadan iki adet daire aldım. Birisi abime diğerini kendime.
Pazarlığı Ahmet Soğukla yapıp parayıda şöförüyle ona gönderdim diyor"Bunu neden inkar ediyorsunuz.
4-Binanın altındaki dükkanın dünürünüze ait olduğunu mahkemeye siz söylediniz.
Hatta burayı bir markete kiraya verip depo ihtiyacı ortaya çıkınca dükkanın arkasına yüz metrekare kacak depo yapıldı.
Buna nasıl göz yumdunuz?
Tüm bu işaretler İç İşleri bakanlığımız ve bizim tarafımızdan "Kuvvetli suç şüphesi" teşkil etmektedir.
Biz sana suçlusun demiyoruz.
Ona mahkemeler karar verecek.
Sağa sola saldırarak helede gazetecilere saldırarak iyice çukura düşersin.
Şunu bilki gazeteci arkadaşlar seninle ilgili o kadar çok bilgi ve belgeye sahip ki bunların çok az bir bölümünü yazıyorlar.
Son olarak hangi yer sahibi böyle bir yeri iki daire karşılığı verir gibi milletin zekasiyla alay ediyorsun.
Üzerinde tahtit bulunan bir arsadan bahsediyoruz.Ne yapacaktı yani.
Bu olayı öyle çayla, kolayla,karartamayacaksın.
Adalet er gec tecelli edecek.
Tabi ilahi adalette.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar Internet Gazetesi.
27 Temmuz 2018 Cuma
EVLADIM O ADAM DEĞİL,İŞCİ İŞCİ.
Çocuk annesiyle kaldırımda yürürken annesine dönüp,
Anne,anne adam geliyor! Demiş.
Anneside,
Evladım o adam değil,işci işci diye cevap vermiş.
Malesef bizim toplumumuzda ne işcisi olursan ol toplumdan birkaç basamak aşağıdasın.
Bu bakış sadece o annenin değil, toplumun tamamına yakınının görüşü.
Aslında en helal kazanç alınteri dökülerek kazanılan kazançtır.
Peygamberimiz bir hadisinde"Kişi kendi elinin emeğinden daha temiz bir kazanç elde etmemiştir."buyurmuştur.
Bu yüzden tarlasında çalışan çiftciden tutunda fabrikadaki işciye,yolları süpürüp kanal temizleyeninden inşaatlarda çalışanına kadar emek harcayan alınteri döken herkes işcidir.
Allah'a şükürler olsunki ömrü hayatımda memurluk,esnaflık,öğretmenlik,çiftcilik ve işcilik yaptım.
Yeri geldi elime kazma aldım,
Yeri geldi kalem ve tebeşir aldım.
Yerine göre mikrofon aldım.
Yerine göre mala ve keser aldım.
Beş yılda fabrika işciliği yaptım.
Bu saydığım işlerden bana en zevk veren inşaat işciliğim olmuştur.
Çünkü temiz hava güneş ve ter bir başkadır bu meslekte.
Her gün nakış nakış bir eser çıkarırsın ortaya.
Birkaç aydır Suudi Arabistan'da yine inşaatta çalışıyorum.
Bu memlekete özellikle gelmemin bir çok sebebi var.
Bu beşinci gelişim
Kim sebep olduysa onlardan Allah razı olsun.
Ben buralara şartları zor olsada bilerek ve isteyerek geliyorum.
Kısaca bir sevdadır benim için bu topraklarda olmak ve bulunmak.
Bunları niye yazıyorum.
Dün akşam canlı yayına çıkan Ferizli Belediye Başkanı Ahmet Soğuk sorduğum soruya cevap vereceği yerde.
Ertan Cimbat şu anda nerde biliyormusunuz?
Arabistanda inşaatta çalışıyor.
Yani O İŞCİ demeye getirmiştir.
Evet Sayın Soğuk ben işciyim ve Suudi Arabistanda inşaatta çalışıyorum.
Senin külfet gibi gördüğün bu durum bilesinki benim için bir nimet.
Ama bunu sen nerden bileceksinki,çünkü çok değiştin çok.
Bırak bu alemde biz işci olarak kalalımda yeterki hesabımızı verelim.
İnşallah sizde hesabınızı verenlerden olursunuz.
Buda kutsal topraklardan sana adam gibi bir işci duası olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
19 Temmuz 2018 Perşembe
AHMET SOĞUK'A SORUŞTURMA İZNİ VERİLDİ
Aslında bu konuyu yazıp yazmama konusunda epeyce düşündüm.
Beni takip edenler biliyor ki yedi sekiz aydan bu yana malum kişiyle ilgili yazı yazmıyorum.
Ama bunu yazmam gerektiğini düşündüm.
Çünkü bu Kocayıldız Camisi'nin bulunduğu arsaların ibadet alanı imarından çıkarılıp arsaların ticaret ve konut alanına çevrilmesini ilk ben gündeme getirmiş
bu konuda iki köşe yazısı yazmıştım.
Senmisin bu olayı kaşıyan,doğru mahkemeye.
Adam iki avukat birde kendisi ve malum güçleriyle öyle bir yüklendilerki,bana ceza aldırmak için her yolu denediler.
Sonuç,avukat bile tutmadan kendi savunmamı yapıp beraat ettim.
Senmisin beraat eden bu seferde kişisel ve kurumsal baskılar oluşturup beni geri adım attırmaya çalıştılar.
Ama hepinizin bildiği gibi asla yılmadan doğruları yazmaya,yanlışların üzerine gitmeye devam ettim.
Bu seferde okuyucularıma çeşitli telkinler ve benzeri hareketlerle yazılarımı okumamalarını facebookta paylaşımlarımı dahi beğenenlere ikazlar yaparak beni tecrit etmeye çalıştılar.
Yetmedi çalıştığım gazeteye hamle yaptılar.
Yetmedi bir moderatör bulup benim köşe yazılarıma canlı yayınlarla karşılık verip yalan yanlış ifadelerle yaptırdığı video kliplerle beni toplumun gözünde küçük düşürmeye çalıştılar.
Allah'a şükürler olsunki sizler sayesinde her duruma yeni bir hal çaresi üreterek yolumuza devam ettik.
Son aylarda benimle mücadele etmek için mecali kalmadı.
Çünkü içerden kendi prensleri tarafından kuşatılmış,çaresiz ve yalnız kalmıştı.
Son viraja girilirken arkasındaki koruma kalkanınıda kaybetmişti.
Artık halının altına süpürülen pisliklerin üstü açıldı.
Bundan sonra iş Türk yargısında.
Belki gücünüzle,arkanızda sizi koruyanlarla bir yere kadar gidebilirsiniz.
Ama asla ilahi adaletten kaçamazsınız.
Biz yazdıkca olayların üzerine üzerine gidip yeni yanlışlar için sizi cesaretlendirenler bakalım şimdi ne yapacaklar.
Gerçi dün sabah sizi aracına alıp akşamda belediyeye bırakmış diye duydum.
Belkide mesleğe geri dönüp sizin savunmanızı da o yapar kim bilir?
Neden olmasın?
Çünkü bu işlerin ucunun ona dokunduğu konusunda kamuoyunun tam bi mutabakatı var.
Biz yargıya güveniyoruz.
Biz hiç kimsenin ceza almasından mutlu olmayız.
Sadece tüyü bitmemiş yetim hakkını yiyenlerin ortaya çıkarılmasına uğraşıyoruz.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi
16 Temmuz 2018 Pazartesi
FERİZLİDE OLGUNLAR TURNUVASI
İnsanlarımız kendi iç dünyalarına çekilip sanal aleme takılmaya başladı.
O kadar ki artık eve gelen misafire bile ilgi göstermez olduk.
Aile büyüklerimize internetten el sallayıp birde gülücük gönderdik mi işlem tamamdır.
Ferizli'de belkide bu durumdan bir nebze kurtulmak ve insanların kaynaşmasını sağlamak için bir olgunlar turnuvası tertip ediliyor.
Tertip komitesine şöyle bir baktım aslında çok güzel bir olgunlar takımı çıkar diye düşündüm.
Mesela Milli eğitim müdürü Şükrü Sevinc'i kaleye koyacaksın.
Kaleyi iri cüssesiye kapatacağı için adam geçer top geçmez.
Hem defansta güveneceği sırtını dayayacağı bir ünlüde var ona iş kalmaz bile.
Forvette iki golcü isim Sanches(Mustafa Gündogdu) ve Konti(Hidayet Kahya)
İnanın rakibe bir düzine gol atarlar.
Orta sahaya Abdullah Abti'yi koy,makina gibi sahada ayak basmadık yer bırakmaz.
Ahmet Soğuk'u nereye koymak lazım, tabiki defansa.
Tüm tehlikeli atakları savuşturmasını bilir,hemen yanınada İsmail Durmaz'ı koymazsanız defansta zafiyet oluşur.
Kim kaldı?
Cemil Sağlam.
Onu yedek tutmak lazım.
Birkaç defa ilk onbirde sahaya çıkmasına rağmen performansı iyi bulunmayıp oyundan alındı.
Hatta bir ara kadro dışı kalmasına rağmen bu günlerde ilk onsekiz kişilik kadronun içinde.
Mehmet Kaşkaş'ı unuttun diyenler.
Bu takıma bir hoca lazım.
O da Mehmet Kaşkaş.
Takım tamam.
Ama bu benim yaptığım takım
Mehmet Kaşkaş nasıl bir takım yapar onu bilemem.
Bu takımda iki dikkat çeken isim Konti((Hidayet Kahya) ve İsmail Durmaz.
Tabi sahalara inen başka futbolcularda var
Yüksel Kadıoğlunuda gözardı etmemek lazım.
Bugün baktım sitesinde
"Sahalara iniyoruz"diye yazmış.
Az daha unutuyordum.
Yılların profösyonelleri
Hüseyin Sevinç uzun zamandır sahalarda,idman yapıyor.
Tabi başkalarıda var.
Anlaşılan bu olgunlar turnuvası önümüzdeki günlerde Ferizliyi çok meşgul edecek.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
8 Temmuz 2018 Pazar
FERİZLİNİN MEDARI İFTİHARI SEFA YILDIZ
Bir topluma değer katan insanlar vardır.
Hiç farkına varmazsınız,hatta yaptığı işi küçümsersiniz,hatta eleştirir onlara kızarsınız.
Ama onlar toplumu farkında olmadan dönüştürürler.
İşte ilçemizde bu manada görev yapan fedakâr arkadaşlardan biriside Sefa Yıldız.
Sefa Yıldız'ı Ferizli'de tanımayan yoktur.
Çünkü o toplumun her kesimiyle ilgili bir arkadaşımızdır.
Ferizli takımlarını içeride ve dışarıdaki tüm maçlarına gidip elinde davulu ile taraftarlarımızı çoşturan bir tribün lideridir Sefa Yıldız.
Hem Ferizli Küçük Sanayi Sitesinin;hem de Ferizli Yapı kooperatifinin muhasebe işlerini o yürütür.
Son aylarda ise gazeteciliğe merak salıp düğün,dernek,toplantı,kongreler cenazeler vb. birçok alanda canlı yayınlar ve raportajlar yaparak herkesin taktirini kazanmıştır.
İnsanlar onun sayesinde Ferizli ilçesinde ne olup bitiyor hepsinden haberi oluyor.
Hele hele bizim gibi yurt dışında bulunanlar için Sefa Bey adeta gözümüz,kulağımız olmuş durumda.
Zaten insanlar bunu yorumlarında açıkca dile getiriyorlar.
Dün akşam Sefa Bey'in paylaşımını okuyunca çok üzüldüm.
Bu paylaşımda"Eleştiriler seviyeli olmalı,isteyen izler,istemeyen çıkar gider"manasına gelen bir paylaşım yapmış.
Yani ben hayret ediyorum bu insanlara.
Sefanın yaptığı işin neyini eleştiriyorsunuz?
Adam fedakarca, hiç bir ekonomik getirisi olmadan ordan oraya koşup insanları bilgilendirdiği için mi?
Tamamen objektif ve tarafsız ve sansürsüz bir yayın yaptığı için mi?
Benim Sefa kardeşime tavsiyem sen bu insanlara kafanı takma, sen işini en iyi şekilde yapmaya devam et.
O seni elestirenler uzattığın mikrofona iki kelime dahi edemiyorlar.
Sen o insanlarada aslında çok faydalı oluyorsun.
Mikrofona konuşamayan insan ne yapacak?
Tabi ki arkandan konuşup seni eleş
tirecek.
Seni en iyi ben anlıyorum.
Tek başımıza kalsakta bu yolda devam edeceğiz.
Çünkü Ferizlimizin buna ihtiyacı var.
Sana "Bol bereketli hayırlı işler diliyorum.
Ben ve takipcilerin herzaman yanındayız.
Allah yardımcın olsun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
6 Temmuz 2018 Cuma
SERVET AVCILARI ŞİMDİDE KENAN SOFUOĞLU'NUN LAMBORGHİNİSİNİN PEŞİNDE
Bizim gençliğimizde sağ sol çatışmaları vardı.
Sağcılar zenginden ve zenginlikten yana tavır alırken,solcular ise "Halkça bölüşmekten yana tavır alıp zenginin malını alıp fakire vererek eşitliği sağlayacaklarını iddia ediyorlardı.
Gerçi bu söylemleri dillendirenlerin birçoğu bu günlerde zengin olup kapitalleştiler.
O günlerin sağcılığınında kapitalizm olduğunu zaman içinde görmüş olduk.
Bu günlerde bu eski kafa servet düşmanları kafayı Ak Parti Sakarya milletvekili seçilen Kenan Sofuoglu'na ve aracına taktılar.
Tabi bunu Ak Parti Milletvekili olduğu için yapıyorlar.
CHP'den filan seçilmiş olsa inanın başka türlü yazarlar.
Mesela"Bakmayın siz onun Lamborghiniye bindiğine o eşinin aracı,onun murat 124'ü var" diye yazarlardı.
Allah'tan Kenan Sofuoğlu bu mal edinimini lamborghini otomobili ve diğer lüx araçlarını ticaret yaparak veya devlette iş yaparak kazanmamış.
Adam tamamen alınteriyle, hemde çok tehlikeli bir spor branşında motor sporlarından kazanmış.
Tam beş kez dünya 6şampiyonu olmuş.
Ayyıldızlı bayrağımızı en yükseklere çektirmiş ama bunların hiç önemi yok bunlar için.
Kenan Sofuoğlu mecliste kayıt yaptırırken gazetecilere milletvekili maaşına ihtiyacı olmadığını bu paranın tamamını fakir fukaraya dağıtacağını açıkladı.
Ne yazması lazım basının
"Helal olsun"
"Böyle vekil görülmedi"
Yazan var mı? Yazmazlar.
Bunlardan değilsen tu kaka,
Bunlardansan cicisin.
Yıllarca hep iki yüzlü davrandılar.
Onun için ne yazdıklarının çokta kıymeti harbiyesi yok.
Kenan Sofuoğlu siyasette yeni olduğunu ama spor konusunda çalışmaları olacağını söyleyerek siyaset parkurunda iyi bir çıkış yaptı.
İyi bir başlangıç sonuca gitmek için önemlidir.
Biz kendisinden ülkemize ve Sakaryamıza güzel hizmetler bekliyoruz.
Allah yardımcısı olsun.
Onu izlemeye devam edeceğiz.
Allah'a emanet olun.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
30 Haziran 2018 Cumartesi
ALİ İNCİ SEÇİLMESİN DİYE,AK PARTİ'YE OY VERMEDİM.
Başlığa bakıp hayrete düştünüz değil mi?
Nasıl olurda Ertan Cimbat,Ali İnci'ye oy vermez diye.
Evet, gerçekten oy vermedim.
Çünkü seçim tarihinde yurt dışında idim,gerçi hâla yurt dışındayım.
Oy kullanmak için 2500 km kat etmemize rağmen yurt dışı seçmen kütüklerinde kaydımız olmadığı için oy kullanamadık.
Belki oy kullanamadık ama başka türlü destekler vermeye çalıştık.
Nedir? Diye sormayın bilen bilir.
Seçim sonuçları açıklanınca Sakarya'da Ali İnci'ye oy vermeyen sadece benim olmadığım ortaya çıktı.
Son yapılan 3 Kasım seçimlerine göre Ak Parti Sakarya'da % 10 oy kaybetti bu da 45 bin civarında oy demek.
Bu oyların yarısı MHP'ye,diğer yarısıda İYİ Partiye gitmiş gibi gözüküyor.
Yani adam hem Ak Parti'ye oy vermeyerek Ali İnci'nin seçilmesini engellemiş,hemde İyi Parti'ye oy vererek İyi Parti'nin milletvekili çıkarmasını sağlamış.
Yani sizin anlayacağınız bir taşla iki kuş vurmuş.
Bunları ben çok iyi biliyorum,sizde mutlaka biliyorsunuzdur.
Ama yinede bilmeyenler için birkaç ipucu vereyim.
-Ak Parti içinde bulunan paralel sempatizanları ve uzantıları,
Çünkü Ali İnci bu guruplarla en fazla mücadele eden bir siyasetciydi.
Ali İnci'nin yükselişinde kendi siyasi geleceklerinin tehlikeye gireceğini düşünenler.
Yıllarca Ak Parti'nin üst kademelerinde görev yapan ama son tahlilde sistemin dışında kalan bazı siyasetcilerin Ali İncinin milletvekili olmasıyla bir daha sisteme giremeyeceklerini düşünmeleri ve siyasi nufusunu kullanarak bazı teşkilatlarda ve belediyelerde bu manada etkili olmaları
Şunu belirtmem gerekir ki
Ali İnci'nin her ne sebeple olursa olsun seçilememesi tamamen nasip işi.
Yukards belirtiğim durumlat bu nasibin oluşmasını engelleyen teferruatlardır.
Bunu en iyi Ali İnci bilir.
Dikkat ettiniz mi bilmiyorum?
Ali İnci'de seçilemedim diye en ufak bir değisiklik var mı?
Ben göremedim.
Kaldığı yerden çalışmalara devam ediyor.
Çizgisinde en ufak bir kırilma yok,bir sitem yok.
O halkın sevgisini yüreginde hissederek yola devam ediyor.
Kendinden emin ve inanmış ne yaptığını ve ne yapması gerektiğini bilerek.
Ben böyle nice siyasetci biliyorimki,eğer arkasinda halk varsa,seçilemediği yerden daha güzel yerlere seçildiler.
Örnek mi?
Ali Ihsan yavuz il başkanlığına seçilemedi,milletvekili seçildi.
Nezir Aydın altı oyla Karasu Belediye başkanlığını kaçırdı.Milletvekili seçildi.
Recep Tayyip Erdoğan Refah Partisinden girdiği milletvekili seçimlerini önce kazandığı söylendi;sonra Mustafa Baş'ın tercihli sistemden dolayı Tayyip Bey'den fazla oy aldığı anlaşılınca Reisin mazbatası alınıp, Mustafa Baş'a verildi.
Recep Tayyip Erdoğan daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Baskanı,Başbakan ve Cumhurbaşkanı ve Başkan oldu.
Şunu anlatmaya çalışıyorum ki eğer halka yakınsanız sizi halk taktir ediyorsa siyasette mutlaka bir yerlere gelirsiniz.
Ben Ali İnci'nin de önümüzdeki süreçte daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum.
Kendisine Büyükşehir Belediye Baskanlığına aday olması için tabanda büyük bir talep olduğunu gözlemliyorum.
Ben Ali İnci'ye oy vermeyerek seçilmesini engelleyenlerin yarın çok pişman olacaklarını iddia ediyorum.
Bekleyip göreceğiz.
Son söz olarak şünu da belirteyim ki Ali İnci seçilmesin diye Ak Parti'ye oy vermeyen Ak Partililer Ak Parti'ye Sakarya'da bir milletvekili kaybettirmişlerdir.
Bu ise Ali İnci'nin kaybetmesinden daha önemliydi.
Ali Inciye siyasi yaşamında başarılar diliyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
27 Haziran 2018 Çarşamba
BU SEÇİMDE BEŞ YILDIZ MHP'YE
24 Haziran seçimleri geride kaldı.
Seçimlerden önce yazdığım gibi bu seçimlerin kazananı MHP oldu.
İYİ Parti ile HDP'de sürpriz yaparak barajı aşıp meclise girmeyi başardı.
Bu seçimin kaybedeni Saadet Partisiyle herzamanki gibi CHP oldu.
Bu yazımda MHP'den bahsetmek istiyorum.
Seçim öncesi parti içi tam bir kaos yaşayan Milliyetci Hareket Partisi, bu badirelerden sonra önemli bir seçmenini ve birçok üst düzey MHP'li ile yollarını ayırdı.
Partiden ayrılanlar İYİ Parti'yi kurup Meral Akşenerin genel başkanlığında bir araya geldiler.
Bazı çevreler MHP için artık bitti.
Barajı bile geçemez dediler.
15 Temmuz kalkışmasından sonra Devlet Bahçeli,Ak Parti'ye yanaştı.
Cumhur ittifakını kurup MHP'nin Cumhurbaşkanı adayının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ve kendi partilerinin aday çıkarmayacağını ilan etti.
Bu hareketi Ak Partililerin tabanda çok hoşuna gitti ve sempatisini kazandı.
Hatta Ak Parti'de küskün,kendi adaylarını beğenmeyenlerin alternatifi oldu.
24 Haziran seçimlerine gidildiğinde MHP'liler sanki Cumhurbaşkanlığında biz Ak Parti'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan'a,milletvekili seçimlerinde sizde MHP'ye oy verin stratejisini izlediler.
Yani ben sana,sen bana.
Belki bu yukarlarda yapılmasa bile milletvekili adayları ve teşkilatlar tabanda bunu hızla yaydılar.
Sanki öyle bir anlaşma yapılmış gibi seçmeni etkilemeyi başardılar.
Bu durumu Ak Parti'liler görsede Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP'ye ihtiyaçları olduğundan fazla karşı çıkamadılar.
Hatta Ak Parti küskünlerinin,aday listesini beğenmeyenlerin,parti içi hesabı olanlar,kaybederken kazanmak isteyenlerin tamamı gönül rahatlığıyla gidip MHP'ye oy verdi.
Seçmen profilinin yarıdan fazlasını İYİ Partiye kaptıran MHP, bu kaybının tamamına yakınını Ak Parti'den telafi etti.
Gelinen noktada Ak Parti Cumhurbaşkanlığını alsada,mecliste salt çoğunluğu yakalamayıp,azınlığa düştü.
Ve istesede istemesede MHP'ye muhtaç oldu.
İktidar MHP'nin her isteğini yerine getirebilecek mi?
İstekleri ve beklentileri karşılanmayan MHP, bu duruma ne kadar sabredecek.
MHP'lilerin önünün açıldığı,Ak Partililerin ötelendiği bir sürece mi girilecek.
Bu birliktelik yerel seçimlerde de devam edecek mi?
İşte bunlar bundan sonra cevap bekleyen sorular olacak.
Genelde cicim ayları bitince hır gür başlayacağını herkes bilir.
Şu hiç bir zaman unutulmamalı ki Ak Partide, Mhp'de iki ayrı kurumsal partidir.
Her an iyi şeyler olduğu gibi, kötü şeylerde olabilir.
Bu gibi durumlar, kurumsal olarak bir araya gelip bazı şeylerin kayıt altına alınması ile aşılabilir.
Bu kadar badireden gemiyi sağsalim karaya çıkartan Mhp lideri Devlet Bahçeli gelinen noktada da bu duruma bir hal çaresi üretecektir diye düşünüyorum.
Bitirirken bu seçimde Devlet Bahçeli ve partisi MHP'e beş yıldızı hak etti.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet gazetesi.
Seçimlerden önce yazdığım gibi bu seçimlerin kazananı MHP oldu.
İYİ Parti ile HDP'de sürpriz yaparak barajı aşıp meclise girmeyi başardı.
Bu seçimin kaybedeni Saadet Partisiyle herzamanki gibi CHP oldu.
Bu yazımda MHP'den bahsetmek istiyorum.
Seçim öncesi parti içi tam bir kaos yaşayan Milliyetci Hareket Partisi, bu badirelerden sonra önemli bir seçmenini ve birçok üst düzey MHP'li ile yollarını ayırdı.
Partiden ayrılanlar İYİ Parti'yi kurup Meral Akşenerin genel başkanlığında bir araya geldiler.
Bazı çevreler MHP için artık bitti.
Barajı bile geçemez dediler.
15 Temmuz kalkışmasından sonra Devlet Bahçeli,Ak Parti'ye yanaştı.
Cumhur ittifakını kurup MHP'nin Cumhurbaşkanı adayının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ve kendi partilerinin aday çıkarmayacağını ilan etti.
Bu hareketi Ak Partililerin tabanda çok hoşuna gitti ve sempatisini kazandı.
Hatta Ak Parti'de küskün,kendi adaylarını beğenmeyenlerin alternatifi oldu.
24 Haziran seçimlerine gidildiğinde MHP'liler sanki Cumhurbaşkanlığında biz Ak Parti'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan'a,milletvekili seçimlerinde sizde MHP'ye oy verin stratejisini izlediler.
Yani ben sana,sen bana.
Belki bu yukarlarda yapılmasa bile milletvekili adayları ve teşkilatlar tabanda bunu hızla yaydılar.
Sanki öyle bir anlaşma yapılmış gibi seçmeni etkilemeyi başardılar.
Bu durumu Ak Parti'liler görsede Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP'ye ihtiyaçları olduğundan fazla karşı çıkamadılar.
Hatta Ak Parti küskünlerinin,aday listesini beğenmeyenlerin,parti içi hesabı olanlar,kaybederken kazanmak isteyenlerin tamamı gönül rahatlığıyla gidip MHP'ye oy verdi.
Seçmen profilinin yarıdan fazlasını İYİ Partiye kaptıran MHP, bu kaybının tamamına yakınını Ak Parti'den telafi etti.
Gelinen noktada Ak Parti Cumhurbaşkanlığını alsada,mecliste salt çoğunluğu yakalamayıp,azınlığa düştü.
Ve istesede istemesede MHP'ye muhtaç oldu.
İktidar MHP'nin her isteğini yerine getirebilecek mi?
İstekleri ve beklentileri karşılanmayan MHP, bu duruma ne kadar sabredecek.
MHP'lilerin önünün açıldığı,Ak Partililerin ötelendiği bir sürece mi girilecek.
Bu birliktelik yerel seçimlerde de devam edecek mi?
İşte bunlar bundan sonra cevap bekleyen sorular olacak.
Genelde cicim ayları bitince hır gür başlayacağını herkes bilir.
Şu hiç bir zaman unutulmamalı ki Ak Partide, Mhp'de iki ayrı kurumsal partidir.
Her an iyi şeyler olduğu gibi, kötü şeylerde olabilir.
Bu gibi durumlar, kurumsal olarak bir araya gelip bazı şeylerin kayıt altına alınması ile aşılabilir.
Bu kadar badireden gemiyi sağsalim karaya çıkartan Mhp lideri Devlet Bahçeli gelinen noktada da bu duruma bir hal çaresi üretecektir diye düşünüyorum.
Bitirirken bu seçimde Devlet Bahçeli ve partisi MHP'e beş yıldızı hak etti.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet gazetesi.
9 Haziran 2018 Cumartesi
SİYASETİN DİLİ SEVGİDİR.
24 Haziran seçim tarihi yaklaştıkça herkes baltaları çekti.
Sadece liderler olsa hadi neyse,her partinin taraftarıda öyle.
En akresif olan partiler ise İYİ Parti ve Saadet Partisi.
Aslında bu akresifliğin birçok sebebi olabilir ama ben ona girmeyeceğim.
Benim kırk yıldır takip ettiğim siyasette hep sevgi dili kullananlar kazandı.
Mesela Turgut Özal insanları öyle bir kucakladı ki, tonton baba lakabıyla anıldı.
Süleyman demirel olaylara o kadar hakim biriydi ki insanlar birçok kez yanılmasına rağmen son iktidarında,
"Kurtar bizi babaaa!"diye bağırdı.
Erbakan Hoca'nın,
"Çok muhterem ve aziz kardeşlerim"diye insanları içten kucaklayan cümleleri hala hafızalarımızdadır.
Mesela bir Baykal uzun süre parti başkanlığı yapmasına rağmen hep akresif siyaset yapmış hiçbir zaman iktidara gelememiştir.
Şimdi Kılıçtaroğlu ve Muharrem İnce'de aynı yoldalar.
Atalarımız "tatlı dil,yılanı deliğinden çıkarır"Demişler.
Saadet Partisinin yeni lideri Mollaoğlu'da çok sert ve insanların anlamlandıramadığı bir siyaset izliyor.
Meral Akşener iyi çıkış yapıp yol uzadıkca yarıştan kopan maratoncu gibi,
Siyaset birazda maraton koşusuna benzer, iyi çıkıştan ziyade,uzun sürecek koşuya, mücadeleye nefesi iyi ayarlamak gerekir.
İşte tüm bu gelişmeler ve kaybetme sendromu liderleri,partileri ve partilileri etkiliyor.
Eline mikrofonu alan,kâğıdı kalemi alan,bilgisayarın başına geçen adeta rakip partilare kin kusuyor.
Yalan yanlış bir yığın iftirada bulunuyor.
Zannediyor ki o partinin seçmeni dönüp bana gelecek.
Tam aksine bu hareketler o partilerdeki seçmeni partisine daha çok yaklaştırıyor.
Adam partisinden vaz geçeceksede geçmiyor.
Bu yüzden benim gözlemlediğim tabanları birbirine cok yakın olan Ak Parti'liler Saadet Partisine kızıp,Ak Partiyle olan küçük sorunlarını bir kenara bırakıp Ak Parti'ye tam destek veriyorlar.
Aynı durum Mhp ile İyi Parti arasında da yaşanıyor.
İyi Partiye giden birçok Mhp'li şimdilerde eski partilerine geri dönüyorlar.
Tabi bu durum oy kaybeden partileri akresifleştiriyor.
Başta da söylediğim gibi siyasetin dili her zaman sevgi olmalıdır.
Siyaset başkalarını karalayarak,iftira atarak yalan yanlış şeyler söyleyerek değil, kendinizi anlatarak ve sevdirerek yapılmalıdır.
İşte Ak Part'nin devamlı seçim kazanmasının altında yatan gerçekte budur.
Ak parti lideri Recep Tayyip Erdoğan böyle yaptığı için hep kazanıyor, hiç kaybetmiyor.
Çünkü halk onu seviyor,oda halka kandini sevdiriyor.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Sadece liderler olsa hadi neyse,her partinin taraftarıda öyle.
En akresif olan partiler ise İYİ Parti ve Saadet Partisi.
Aslında bu akresifliğin birçok sebebi olabilir ama ben ona girmeyeceğim.
Benim kırk yıldır takip ettiğim siyasette hep sevgi dili kullananlar kazandı.
Mesela Turgut Özal insanları öyle bir kucakladı ki, tonton baba lakabıyla anıldı.
Süleyman demirel olaylara o kadar hakim biriydi ki insanlar birçok kez yanılmasına rağmen son iktidarında,
"Kurtar bizi babaaa!"diye bağırdı.
Erbakan Hoca'nın,
"Çok muhterem ve aziz kardeşlerim"diye insanları içten kucaklayan cümleleri hala hafızalarımızdadır.
Mesela bir Baykal uzun süre parti başkanlığı yapmasına rağmen hep akresif siyaset yapmış hiçbir zaman iktidara gelememiştir.
Şimdi Kılıçtaroğlu ve Muharrem İnce'de aynı yoldalar.
Atalarımız "tatlı dil,yılanı deliğinden çıkarır"Demişler.
Saadet Partisinin yeni lideri Mollaoğlu'da çok sert ve insanların anlamlandıramadığı bir siyaset izliyor.
Meral Akşener iyi çıkış yapıp yol uzadıkca yarıştan kopan maratoncu gibi,
Siyaset birazda maraton koşusuna benzer, iyi çıkıştan ziyade,uzun sürecek koşuya, mücadeleye nefesi iyi ayarlamak gerekir.
İşte tüm bu gelişmeler ve kaybetme sendromu liderleri,partileri ve partilileri etkiliyor.
Eline mikrofonu alan,kâğıdı kalemi alan,bilgisayarın başına geçen adeta rakip partilare kin kusuyor.
Yalan yanlış bir yığın iftirada bulunuyor.
Zannediyor ki o partinin seçmeni dönüp bana gelecek.
Tam aksine bu hareketler o partilerdeki seçmeni partisine daha çok yaklaştırıyor.
Adam partisinden vaz geçeceksede geçmiyor.
Bu yüzden benim gözlemlediğim tabanları birbirine cok yakın olan Ak Parti'liler Saadet Partisine kızıp,Ak Partiyle olan küçük sorunlarını bir kenara bırakıp Ak Parti'ye tam destek veriyorlar.
Aynı durum Mhp ile İyi Parti arasında da yaşanıyor.
İyi Partiye giden birçok Mhp'li şimdilerde eski partilerine geri dönüyorlar.
Tabi bu durum oy kaybeden partileri akresifleştiriyor.
Başta da söylediğim gibi siyasetin dili her zaman sevgi olmalıdır.
Siyaset başkalarını karalayarak,iftira atarak yalan yanlış şeyler söyleyerek değil, kendinizi anlatarak ve sevdirerek yapılmalıdır.
İşte Ak Part'nin devamlı seçim kazanmasının altında yatan gerçekte budur.
Ak parti lideri Recep Tayyip Erdoğan böyle yaptığı için hep kazanıyor, hiç kaybetmiyor.
Çünkü halk onu seviyor,oda halka kandini sevdiriyor.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
7 Haziran 2018 Perşembe
TÜRKİYE'NİN BEKA SORUNU VAR MI?
Son günlerde müthiş bir sanal alem kapışması izliyoruz.
Belli ki bazı partiler bu konuda özel bir çalışma içersindeler.
Cumhur ittifakı karşıtları iktidara ve özellikle Cumhurbaskanımız Recep Tayyip Erdoğan'a her türlü iftira ve eleştiriyi yaparken, özellikle iktidarı öven paylaşımlarada akresif yorumlar yapıyorlar.
Geçen gün yaptığım bir paylaşımda "Ak Parti'nin yanlışlarını ve yanlış adamlarını en fazla eleştiren bendim.Ama bugün ülkenin beka sorunu var.Pireye kızıp yorgan mı yakalım? Bu beka sorununu Devlet Bahçeli bile görüp destek veriyorsa,hepbirlikte iktidara ve Recep Tayyip Erdoğan'a destek olmamız lazım" diye bir paylaşım yaptım.
Bir köşe yazarı olarak yazılarımda genelde dengeli hareket etmeye çalışıyorum.
Ama sanal alemdeki paylaşımlarımda böyle davranmak zorunda olmadığımı benimde desleklediğim bir partimin olduğunu herkesin bilmesini isterim.
Köşe yazılarımda Ak Parti'yi eleştirmem demek,benim ondan vazgeçtiğim anlamına gelmez.Aksine Partimin daha iyiye,daha güzele yönlenmesine yardımci olur.
Bizde zaten bunu amaçlamaktayız.
Neyse gelelim konuya.
Adam paylaşımın altına yorumu yazmış.
Ülkede ne beka sorunu var abi?
"Allah istemediği sürece bu ülkeye birşey olmaz"
Tabi daha birçok şey yazmış ama saçma sapan konuyla ilgisi olmayan şeyler.
Bakın arkadaşlar,son yıllarda ülkemizde ve bölgemizde olan olayları görmeyip bu ülkede beka sorunu yok diyen bir adamdan ben şüphelenirim.
Bunlar olmasa bile bu topraklara geldiğimizden bu yana, bizi buralarda istemeyenlerin herzaman bir hesabı olmuştur.
Hiçbir Müslüman Türk evladı şunu unutmasın ki bu topraklarda yaşamanın bir bedeli vardır.
Her zamanda olmuştur.
Kısaca bu ülkenin beka sorunu dün vardı,bugün de var.Yarın da olacak.
Çünkü Yunan Megola idea diyor,senin İstanbul'una Kostantipolis diyor.
İsrail vaad edilmiş topraklar Arz-ı Mev'ud diyor.
Batı ikiyüz yıldır Şark meselesini gündeminde tutuyor.
Ermenistan,büyük Ermenistan peşinde.
Ey benim zavallı facebook arkadaşım senin bunlardan haberin var mı?
Hangi partiyi desteklersen destekle ama bir Türk evladı olarak bunları bil.
Bilmezsen birgün çoluk çocuğun kucağında yollara düştüğünde öğrenirsin.
Birde bugün İktidar altarnafiyim diye ortaya çıkan liderlere bak.
Kimi Pkk ile iş tutmuş,
Kimi Feto ile iş tutmuş
Kimi Avrupa ve Amarikayla iş tutmuş,
Benden bunları mı destekleme mi bekliyordunuz?
Öyle üçbeş fenomen yorumcuyla iktidar olacağınızı sanıyor ve sağa sola ateş ediyorsanız, bu işler sadece sanal olarak kalır bilesiniz.
Ama benim dikkatimi çeken, bu alanda selfi yapıp,yemek masalarından paylaşım yapan İktidarın nimetlerinden faydalanıp size bu fırsatı veren Ak Parti'liler ve Cumhur ittifakına destek verenler.
Herşeyin algı olduğu bu alemde kendinize çok güvenmeyin,her alanda çalışmaya ve mücadeleye devam etmelisiniz.
Bazı küsüp köşeye çekilen parti yöneticiliği yapmış,Belediyelerde görev yapmış,ilgenel meclisinde ve TBMMeclisinde görev yapmış herkesi mücadeleye davet ediyorum.
Herkesin ne yaptığının fotoğrafı çekiliyor haberiniz olsun beyler.
Ülkenin içerden ve dışardan kuşatıldığı beka sorunu yaşadığı bir ortamda kenara çekilmek onlara örtülü destek vermektir.
Allah ülkemizi korusun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Belli ki bazı partiler bu konuda özel bir çalışma içersindeler.
Cumhur ittifakı karşıtları iktidara ve özellikle Cumhurbaskanımız Recep Tayyip Erdoğan'a her türlü iftira ve eleştiriyi yaparken, özellikle iktidarı öven paylaşımlarada akresif yorumlar yapıyorlar.
Geçen gün yaptığım bir paylaşımda "Ak Parti'nin yanlışlarını ve yanlış adamlarını en fazla eleştiren bendim.Ama bugün ülkenin beka sorunu var.Pireye kızıp yorgan mı yakalım? Bu beka sorununu Devlet Bahçeli bile görüp destek veriyorsa,hepbirlikte iktidara ve Recep Tayyip Erdoğan'a destek olmamız lazım" diye bir paylaşım yaptım.
Bir köşe yazarı olarak yazılarımda genelde dengeli hareket etmeye çalışıyorum.
Ama sanal alemdeki paylaşımlarımda böyle davranmak zorunda olmadığımı benimde desleklediğim bir partimin olduğunu herkesin bilmesini isterim.
Köşe yazılarımda Ak Parti'yi eleştirmem demek,benim ondan vazgeçtiğim anlamına gelmez.Aksine Partimin daha iyiye,daha güzele yönlenmesine yardımci olur.
Bizde zaten bunu amaçlamaktayız.
Neyse gelelim konuya.
Adam paylaşımın altına yorumu yazmış.
Ülkede ne beka sorunu var abi?
"Allah istemediği sürece bu ülkeye birşey olmaz"
Tabi daha birçok şey yazmış ama saçma sapan konuyla ilgisi olmayan şeyler.
Bakın arkadaşlar,son yıllarda ülkemizde ve bölgemizde olan olayları görmeyip bu ülkede beka sorunu yok diyen bir adamdan ben şüphelenirim.
Bunlar olmasa bile bu topraklara geldiğimizden bu yana, bizi buralarda istemeyenlerin herzaman bir hesabı olmuştur.
Hiçbir Müslüman Türk evladı şunu unutmasın ki bu topraklarda yaşamanın bir bedeli vardır.
Her zamanda olmuştur.
Kısaca bu ülkenin beka sorunu dün vardı,bugün de var.Yarın da olacak.
Çünkü Yunan Megola idea diyor,senin İstanbul'una Kostantipolis diyor.
İsrail vaad edilmiş topraklar Arz-ı Mev'ud diyor.
Batı ikiyüz yıldır Şark meselesini gündeminde tutuyor.
Ermenistan,büyük Ermenistan peşinde.
Ey benim zavallı facebook arkadaşım senin bunlardan haberin var mı?
Hangi partiyi desteklersen destekle ama bir Türk evladı olarak bunları bil.
Bilmezsen birgün çoluk çocuğun kucağında yollara düştüğünde öğrenirsin.
Birde bugün İktidar altarnafiyim diye ortaya çıkan liderlere bak.
Kimi Pkk ile iş tutmuş,
Kimi Feto ile iş tutmuş
Kimi Avrupa ve Amarikayla iş tutmuş,
Benden bunları mı destekleme mi bekliyordunuz?
Öyle üçbeş fenomen yorumcuyla iktidar olacağınızı sanıyor ve sağa sola ateş ediyorsanız, bu işler sadece sanal olarak kalır bilesiniz.
Ama benim dikkatimi çeken, bu alanda selfi yapıp,yemek masalarından paylaşım yapan İktidarın nimetlerinden faydalanıp size bu fırsatı veren Ak Parti'liler ve Cumhur ittifakına destek verenler.
Herşeyin algı olduğu bu alemde kendinize çok güvenmeyin,her alanda çalışmaya ve mücadeleye devam etmelisiniz.
Bazı küsüp köşeye çekilen parti yöneticiliği yapmış,Belediyelerde görev yapmış,ilgenel meclisinde ve TBMMeclisinde görev yapmış herkesi mücadeleye davet ediyorum.
Herkesin ne yaptığının fotoğrafı çekiliyor haberiniz olsun beyler.
Ülkenin içerden ve dışardan kuşatıldığı beka sorunu yaşadığı bir ortamda kenara çekilmek onlara örtülü destek vermektir.
Allah ülkemizi korusun.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
3 Haziran 2018 Pazar
İFTAR MI ? İSRAF MI? ŞOV MU?
Eskiden iftarları hane halkları verir,konu komşular o iftara icabet ederdi.
Bir dönem belediyeler beldelerde, ilçelerde iftar çadırları kurup tüm Ramazan akşamları fakir fukaraya ihtiyacı olana iftar verdiler.
Son yıllarda yine belediyeler,özellikle Büyükşehir belediyeleri bu işe devasa bir görüntü kazandırdılar.
İlçe merkezlerine kurdukları yüzlerce iftar sofrasıyla o ilçelerde iftar vermeye başladılar.
Öyleki bu işten yüzlerce kişinin iş imkanı bulduğu,büyük paraların harcandığı bir iş koluda oluşturdu.
Tabi bu kadar insanın toplandığı iftar programlarında belediye başkanları ve siyasiler halkın arasına girip arzı endam etmeyide ihmal etmiyorlar.
İşte bu durum çeşitli eleştirilere sebep olmaya başladı.
Birkaç gün önce Ferizli'de verilen iftar da bu manada çok eleştirildi.
Gerçi Ferizli'de kapalı bir alan olmadığı için son iki yıldır bu iftarlar yağmur'a takılıp verilememişti.
Büyükşehir belediyesinin bu yıl itibarıyla bu işten vazgeçtiğini duydum.
Çok doğru bir karar.
Ben şahsen memnun oldum.
Nasıl olmayım ki?
Ferizli'de verilen iftardan sonra şöyle bir inceledim.
Adam gazeteye başlık atmış
"Böyle iftar görülmedi"
İftarı görüntü zannediyor zavallı.
Birde hangi imkandan yararlandı bilinmez,uydudan mı?Drondan mı?Mobese kamerasından mı?bilemiyorum;öyle bir fotoğraf koymuş ki,aman Allah'ım.
Zaten bu iftarlar kalabalık görüntü oluştursun diye günler öncesinden anonslar,afişler, otobüsle taşımalar,vesaire bir yığın çalışma yapılıyor.
Sonuçta iftar'ın manevi havası ikinci planda kalıyor.
Bakın bu iftardan sonra kendi hesabından paylaşımda bulunan bir siyasi yönetici ne yazmış?
"Bravo dostlar düşman çatlattınız,emeği geçen herkesten Allah razı olsun"
İşte benim anlatmak istediğim tamda budur.
Bir kişi bile böyle düşünmeye başlamışsa ki toplumun ekseriyeti böyle düşünüyor, bu işin maneviyatı bitmiştir.
Yani bu işi görselliğe dönüştürüp şov yaparsanız işin bereketi ve manası kalmaz.
Bakın bu işe karşı olan biri soruyor.
"Bu iftar mı?israf mı? Diye.
O sorunun altına adam yazmış.
"Çaldıklarinın zekatını veriyorlar"
Allah,Allah.
Hırsızlık,zekat ve iftar üçü nasıl bir araya getirilebiliyor ki.
Tabi iftarlar böyle sanki siyasi şov yapılıyor gibi bir duruma getiriliyorsa bununda malesef siyasi karşılıkları oluyor.
Ben kimin ne dediğinden çok,dinimizin kurallarının örselenmesine üzülüyorum.
Hiç kimse kendi siyasi ikbali için dini vecibelerin zarar görmesine müsade etmemelidir.
Böyle düsünmediği halde toplumda böyle bir algı oluşuyorsa derhal bu işten vazgeçmeli yeni yöntemlerle bu hayır hizmetlerini yapmalıdır.
Bu mihvalden hareketle Büyükşehir Belediyemizi bu görsel şova dönüşen iftar programlarından vazgeçtiği için,kutluyorum.
Allah'a emanet olunuz.
Saygilarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi
31 Mayıs 2018 Perşembe
SAKARYA'DA HANGİ PARTİ KAÇ MİLLETVEKİLİ ALIR.
24 Haziran'da yapılacak seçimler için hem çalısmalar devam ediyor,hemde eline kâğıt kalem alan hesap yapıyor.
Bu ittifakla girilen seçimler aslında farkında olmadan seçim sistemini de değiştirdi.
Bu yüzden birçok hesap yanlış çıkabilir.
Benim yaptığım değerlendirmede eğer 7 Haziran seçimleri gibi bir sonuç şayet ortaya çıkar İYİ parti %5 in üzerinde bir oy alırsa Millet ittifakı yüzde 20'yi geçer ve iki milletvekili alır.
MHP aynı başarıyı gösterir birkaç puan Ak Parti'den oy alabilirse MHP'de %20 barajinı aşar iki milletvekili de o çıkarır.
Eğer 1Kasım seçimleri gibi bir sonuç ortaya çıkarsa İyi Parti Mhp'den %3,4 oy, bir o kadarda Chp'den oy çekerse sadece muhaliflerin kurduğu ittifak 1 milletvekili çıkarabilir.Mhp milletvekili çıkaramaz.
Şunu söylemem gerekiyorki bu seçim Sakarya'daki milletvekili denklemini İyi Parti'nin alacağı oy belirleyecek diyebiliriz.
Benim görüşüm İyi Parti Mhp'den alabileceği oyları hızla kaybediyor.
En fazla oyu Chp'den alacak.
Ama aynı ittifak içinde bir oy kayması olacağı için oy oranında bir değisiklik olmayıp bu ittifakta sadece Chp 1 milletvekilliği çıkarır.
Mhp Iyi partiye kaptırdığı oyları Ak parti'den kısmi olarak telafi edip 1 milletvekilliğini garantiler.
Yani 24 Haziran seçimlerinde Sakarya'da
Ak Parti:5,Mhp:1,Chp:1 olur.
Yukarıdaki analizler komuoyunun hassasiyetine de bağlı.
Şu an memleketin beka sorunu hassasiyeti var.
Buda iktidara ve Cumhur ittifakına olan sahiplenmeyi artırıyor.
Bu sahiplenme seçimlere kadar devam ederse hiçbir tahmin tutmayabilir.
Başkanlık seçiminde Tayyip Erdoğan Sakarya'da %70 oy alır.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi
Bu ittifakla girilen seçimler aslında farkında olmadan seçim sistemini de değiştirdi.
Bu yüzden birçok hesap yanlış çıkabilir.
Benim yaptığım değerlendirmede eğer 7 Haziran seçimleri gibi bir sonuç şayet ortaya çıkar İYİ parti %5 in üzerinde bir oy alırsa Millet ittifakı yüzde 20'yi geçer ve iki milletvekili alır.
MHP aynı başarıyı gösterir birkaç puan Ak Parti'den oy alabilirse MHP'de %20 barajinı aşar iki milletvekili de o çıkarır.
Eğer 1Kasım seçimleri gibi bir sonuç ortaya çıkarsa İyi Parti Mhp'den %3,4 oy, bir o kadarda Chp'den oy çekerse sadece muhaliflerin kurduğu ittifak 1 milletvekili çıkarabilir.Mhp milletvekili çıkaramaz.
Şunu söylemem gerekiyorki bu seçim Sakarya'daki milletvekili denklemini İyi Parti'nin alacağı oy belirleyecek diyebiliriz.
Benim görüşüm İyi Parti Mhp'den alabileceği oyları hızla kaybediyor.
En fazla oyu Chp'den alacak.
Ama aynı ittifak içinde bir oy kayması olacağı için oy oranında bir değisiklik olmayıp bu ittifakta sadece Chp 1 milletvekilliği çıkarır.
Mhp Iyi partiye kaptırdığı oyları Ak parti'den kısmi olarak telafi edip 1 milletvekilliğini garantiler.
Yani 24 Haziran seçimlerinde Sakarya'da
Ak Parti:5,Mhp:1,Chp:1 olur.
Yukarıdaki analizler komuoyunun hassasiyetine de bağlı.
Şu an memleketin beka sorunu hassasiyeti var.
Buda iktidara ve Cumhur ittifakına olan sahiplenmeyi artırıyor.
Bu sahiplenme seçimlere kadar devam ederse hiçbir tahmin tutmayabilir.
Başkanlık seçiminde Tayyip Erdoğan Sakarya'da %70 oy alır.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi
29 Mayıs 2018 Salı
BAŞKANLIK SEÇİMİ İKİNCİ TURA KALMAZ.
24 Haziran'da yapılacak başkanlık seçimine bir aydan az bir süre kaldı.
Herkes seçimi kendi adayının kazanacağını söyleye dursun,birde işin gerçeği var.
Cumhurbaskanlığı için MHP'nin tam desteğini alan Tayyip Erdoğan seçimleri ikinci tura bırakmadan ilk turda kazanacak gibi görünüyor.
Herkesin bildiği gibi referandumu kıl payıda olsa kazanan bu gurup,şimdi yapılacak seçimde işi ikinci tura bırakmaz.
Bunun sebebi referandumda Mhp seçmeninin yarıdan fazlası hayır oyu vermişti.
Bu gün ise, o gün hayır oyu verenlerin birçoğu, liderleri Devlet Bahçeliyle birlikte hareket ediyor.
Hele Devlet Bahçeli'nin "Bizim birlikteliğimiz sadece bu seçimler için değil seçim sonrası beş yılda da devam edecek"açiklaması bir çok Mhp'linin saf değıştirmesine ve partiye geri dönmesine sebep oldu.
Bu açıklama iktidara yakın ve iktidardan faydalanacağız anlamı taşıyor ki bence çok önemli bir hamleydi.
Bir diğer faktör hükümetin El-Bab ve Afrin harekatı ile eş zamanlı olarak güney doğuda başlattığı Pkk'yı süpürme harekatıyla terörün belini kırmış olması; hatta teröre destek olan belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum yöneticiler atayarak o bölgenin il ve ilçelerine büyük yatırimlar yaparak çehresini değiştirmesi bölgede hükümete ve devlete karşı bir güven oluşmasına sebep oldu.
Tabi bu da Tayyip Erdoğan'a artı oy olarak yansıyacaktır diye düşünüyorum.
Ayrıca bu seçimlerde muhalif kanadın referandumdaki gibi bir birlikteliğinin olmadığı,ortaya çıkan adayların göz doldurmadığı kendi aralarında küçük hesaplar içinde oldukları için bir sinerji yakalayamadıklarına şahit oluyoruz.
Tüm bunlar bir yana dışardan mudahalelerle Tayyip Erdoğan seçilmesin diye yapılan manipilasyonlar,kur oyunları hepsi vatandaş nezlinde ters tepmiş; halk bu oyunları görünce Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmanın ülkeye sahip çıkmak olduğunu anlamış ve Tayyip Erdoğanın yanında yer almıştır.
Ben bu seçimlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın %55 ile %60 aralığında bir oy alarak ilk turda rahat bir şekilde başkan seçileceğini tahmin ediyorum.
Şayet seçim ikinci tura kalırsa bu oran %60 ın üzerine çıkar diye düşünüyorum.
Son söz olarak İYİ Parti ve Saadet Partisininde dolaylı olarak Ak Parti'ye ve Erdoğan'a çalıştıklarını söylemem lazım.
Bunun nasıl olduğunu seçimlerden sonra yazacağım.
Kalın sağlıcakla.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Herkes seçimi kendi adayının kazanacağını söyleye dursun,birde işin gerçeği var.
Cumhurbaskanlığı için MHP'nin tam desteğini alan Tayyip Erdoğan seçimleri ikinci tura bırakmadan ilk turda kazanacak gibi görünüyor.
Herkesin bildiği gibi referandumu kıl payıda olsa kazanan bu gurup,şimdi yapılacak seçimde işi ikinci tura bırakmaz.
Bunun sebebi referandumda Mhp seçmeninin yarıdan fazlası hayır oyu vermişti.
Bu gün ise, o gün hayır oyu verenlerin birçoğu, liderleri Devlet Bahçeliyle birlikte hareket ediyor.
Hele Devlet Bahçeli'nin "Bizim birlikteliğimiz sadece bu seçimler için değil seçim sonrası beş yılda da devam edecek"açiklaması bir çok Mhp'linin saf değıştirmesine ve partiye geri dönmesine sebep oldu.
Bu açıklama iktidara yakın ve iktidardan faydalanacağız anlamı taşıyor ki bence çok önemli bir hamleydi.
Bir diğer faktör hükümetin El-Bab ve Afrin harekatı ile eş zamanlı olarak güney doğuda başlattığı Pkk'yı süpürme harekatıyla terörün belini kırmış olması; hatta teröre destek olan belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum yöneticiler atayarak o bölgenin il ve ilçelerine büyük yatırimlar yaparak çehresini değiştirmesi bölgede hükümete ve devlete karşı bir güven oluşmasına sebep oldu.
Tabi bu da Tayyip Erdoğan'a artı oy olarak yansıyacaktır diye düşünüyorum.
Ayrıca bu seçimlerde muhalif kanadın referandumdaki gibi bir birlikteliğinin olmadığı,ortaya çıkan adayların göz doldurmadığı kendi aralarında küçük hesaplar içinde oldukları için bir sinerji yakalayamadıklarına şahit oluyoruz.
Tüm bunlar bir yana dışardan mudahalelerle Tayyip Erdoğan seçilmesin diye yapılan manipilasyonlar,kur oyunları hepsi vatandaş nezlinde ters tepmiş; halk bu oyunları görünce Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmanın ülkeye sahip çıkmak olduğunu anlamış ve Tayyip Erdoğanın yanında yer almıştır.
Ben bu seçimlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın %55 ile %60 aralığında bir oy alarak ilk turda rahat bir şekilde başkan seçileceğini tahmin ediyorum.
Şayet seçim ikinci tura kalırsa bu oran %60 ın üzerine çıkar diye düşünüyorum.
Son söz olarak İYİ Parti ve Saadet Partisininde dolaylı olarak Ak Parti'ye ve Erdoğan'a çalıştıklarını söylemem lazım.
Bunun nasıl olduğunu seçimlerden sonra yazacağım.
Kalın sağlıcakla.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
27 Mayıs 2018 Pazar
UZUN İNCE BİR YOLDAYIZ GİDİYORUZ GÜNDÜZ GECE
Herkesin merak ettiği konu, Tayyip Erdoğan'la devam mı?,tamam mı?
Her seçim öncesi ortaya çıkan goygoyculara ve tamtamcılara bakılırsa bu iş tamam.
Ama birde "Uzun ince bir yolda,gündüz gece gidenlere" bakılırsa,daha yol bitmediğinden devam.
Her seçim öncesi bu tamtamcılar öyle mesajlar,öyle twitler,öyle paylaşımlar yaparlarki gerçekten siz bile bu işin bittiğini sanırsınız.
Ancak gerçek seçimler yapılıp sonuç ortaya çıkınca bunun bir sanal alem şakası olduğunu hep birlikte görürüz.
Çünkü Tayyip Erdoğan halkla öyle bir bağ kuruyor ki "kalpten kalbe yol var"derlerya, işte o,milletin kalbine hitap ediyor.
Ona oy veren seçmenin birçoğu sanal alemi zaten takip etmez; ya neyi takip eder Tayyip Bey'in şu cümlesini.
"Uzun ince bir yoldayız,gidiyoruz gündüz gece"
Son yıllarda bu cümleden ne kastdedildiğini herkes anladı ama bizim muhalefet hâla anlayamadı.
Bunu anlayamadıkları sürecede Cumhurbaşkanı ve Ak Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan yoluna devam edecek.
Öyle doları yükseltip manipilasyon yaparak,dört beş parti bir araya gelerek bu işi tamamlamak mümkün değil,
Gerçi buna "Kara Molla" haricinde kendileride inanmıyor ya.
İnanmış olsalar Kılıçtaroğlu bunu Muharrem İnce'ye yedirir mi sanıyorsunuz?
Benim görüşüm bu seçim Sayın Tayyip Erdoğan'ın en rahat kazanacağı seçim olacak.
Çünkü seçmen Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devletine oynanan oyunları ilk defa net bir şekilde görüyor.
Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmanın bir vatanseverlik olduğunu biliyor.
Hiç kimse şüpheye düşmesinki Türkiye uzun ince bir yolda gündüz gece yürümeye devam edecek.
Kalın sağlıcakla.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Her seçim öncesi ortaya çıkan goygoyculara ve tamtamcılara bakılırsa bu iş tamam.
Ama birde "Uzun ince bir yolda,gündüz gece gidenlere" bakılırsa,daha yol bitmediğinden devam.
Her seçim öncesi bu tamtamcılar öyle mesajlar,öyle twitler,öyle paylaşımlar yaparlarki gerçekten siz bile bu işin bittiğini sanırsınız.
Ancak gerçek seçimler yapılıp sonuç ortaya çıkınca bunun bir sanal alem şakası olduğunu hep birlikte görürüz.
Çünkü Tayyip Erdoğan halkla öyle bir bağ kuruyor ki "kalpten kalbe yol var"derlerya, işte o,milletin kalbine hitap ediyor.
Ona oy veren seçmenin birçoğu sanal alemi zaten takip etmez; ya neyi takip eder Tayyip Bey'in şu cümlesini.
"Uzun ince bir yoldayız,gidiyoruz gündüz gece"
Son yıllarda bu cümleden ne kastdedildiğini herkes anladı ama bizim muhalefet hâla anlayamadı.
Bunu anlayamadıkları sürecede Cumhurbaşkanı ve Ak Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan yoluna devam edecek.
Öyle doları yükseltip manipilasyon yaparak,dört beş parti bir araya gelerek bu işi tamamlamak mümkün değil,
Gerçi buna "Kara Molla" haricinde kendileride inanmıyor ya.
İnanmış olsalar Kılıçtaroğlu bunu Muharrem İnce'ye yedirir mi sanıyorsunuz?
Benim görüşüm bu seçim Sayın Tayyip Erdoğan'ın en rahat kazanacağı seçim olacak.
Çünkü seçmen Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devletine oynanan oyunları ilk defa net bir şekilde görüyor.
Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmanın bir vatanseverlik olduğunu biliyor.
Hiç kimse şüpheye düşmesinki Türkiye uzun ince bir yolda gündüz gece yürümeye devam edecek.
Kalın sağlıcakla.
Allah'a emanet olunuz.
Saygılarımla.
Ertan Cimbat.
Sakarya Ahbar İnternet Gazetesi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)